İnsan doğduğu andan itibaren sosyalliğe bir diğerinin varlığına muhtaçtır diyebiliriz diğerlerinden öğrenilen her davranış, sorunlarla baş etme becerimizi etkiler. Muhtemeldir ki çevrenizde size uymayan şeyler olabilir, bunları dile getirmekte zorlanmanız bir probleme işarettir fakat diğer insanlar sizden bir şey istediğinde “hayır” denilmesini çok zor kabulleniyorsanız ve ilişkilerinizde bu şekilde davranışı devam ettiriyorsanız haklılık şemanız yüksektir diyebiliriz.
Ben özel biriyim ve diğer insanlar için konulmuş olan kısıtlamaları kabul etmek zorunda değilim.
İstediğimi yapmaktan alıkonulmaktan veya kısıtlanmaktan nefret ederim.
Diğer insanların uyduğu normal kurallar ve geleneklere uymak zorunda olmadığımı hissediyorum.
Benim yaptıklarımın, diğer insanların katkılarından daha önemli olduğunu hissediyorum.
İlişkilerde sıkça bu sözleri duyar ve deneyimleriz. Başka insanlardan üstün olduğunu, özel haklara sahip olduğunuzu düşünen partnerlerle kurulan bu ilişkide kişi sürekli olarak kendini değersiz ve mutsuz hisseder bunun sebebini iki şekilde açıklayabiliriz;
1- Haklı olduğunu iddia eden bireye muhtemel bu davranış ailesinden öğrenmiş olabilir
2- Siz kendinizi feda etmeyi öğrenip böyle bir partnere boyun eğiyor olabilirsiniz
Bu kadar kavga, kadına şiddet ve cinayetlerin altında yatan en büyük mekanizma hâkimiyet kurma çabasının altında yatan, kendi çıkarlarını öncelikli gören haklılıktan kaynaklanmaktadır. İsteğe giden yolda her şey mubahtır mantığıyla sadece sonuca bakan ve üstünlük kurmaya çalışan bireylerden kaynaklanmaktadır. Her durum ve çatışmada ucunda ölüm bile olsa kişi kendisini haklı görür bundan dolayı da karşıyı anlamaya yönelik empati duyguları gelişememiştir. Güç ve yetki kazanmaya; üstünlük sağlamaya aşırı bir odaklanma olabilir. Kendi çıkarları doğrultusunda rekabet yaşayabilir ve bundan dolayı da hakkı olmasa bile karşı tarafa baskı uygulayabilir.
Instagram
Twitter
Facebook
Yorum Yazın