II. Abdülhamid'in Yıldız'da Kurdurduğu Mahkeme Bir Kumpas Davası Olabilir mi?
II. Abdülhamid'in baskıcı bir yönetim sergilediği herkesin ortak kanaatidir. Fakat padişahın her şeyi kontrolüne alması, kendi otoritesini sınırlaması muhtemel, nüfuzlu devlet adamlarını tasfiye etmesiyle oldu. Bu girişim de 1881'deki Yıldız Mahkemesi idi.
1876'da şehzade iken amcası Abdülaziz'in tahttan indirilişine, birkaç gün sonra da ölümüne şahit olan Abdülhamid, bu yaşanılanları zihninin bir yerine kazımıştı.
Nitekim bu kişilerden ilki, aslında orduyu da kontrol ettiği için en güçlü olanı, Hüseyin Avni Paşa tarih sahnesinden çabuk silindi.
Ağabeyi V. Murad'ın kısa saltanatının cinnet ve ruhsal bozukluk alametleriyle bozulması üzerine II. Abdülhamid, kolaylıkla yönlendirilebilecek bir adam imajı vererek ve meşrutiyetle anayasayı ilan edeceğini taahhüt ederek tahta çıktı.
1881'de gelindiğinde uygun zaman ve zemin oluşmuştu. Abdülhamid amcasının ölümü dosyasını yeniden gündeme getirdi.
Aynı sıralarda İstanbul'da da bir dizi gözaltılar olmuştu. Sultan Abdülaziz öldüğü sırada sarayda bulunanlardan 2. Mabeynci Fahri Bey ve cinayetle suçlanan 3 kişi daha sorguya alındı.
Fahri Bey hatıralarında II. Abdülhamid'in bizzat kendisini darp ettiğini, iki defa sırtında bastonu parçaladığını, kafasına tabanca dayayarak konuşturmak istediğini anlatıyor.
Bu sorgulamalardan sonra 27 Haziran 1881'de Yıldız Mahkemesi sarayın bahçesinde kurulan büyük bir çadırda toplandı.
Bu ifadeyi diğer şüpheli Hacı Mehmed dahi teyit etti. Fakat 3. sanık Cezayirli Mustafa iddiaları kabul etmiyordu. Fahri Bey de sorguda reddettiği gibi aynen mahkemede de reddetti.
Fahri Bey olay sırasında sarayda birçok kişinin olduğunu ve böyle bir çakı verip vermediğinin o şahitlerden sorulmasını istiyordu. Damat Nuri Paşa da bu 3 kişiyi görevlendirdiği sırada odasında birkaç arkadaşının olduğunu, bunun gizli bir görevlendirme değil, Sultan Abdülaziz'e hizmet etmesi için atanan 3 saray görevlisi olduğunu savundu.
Midhat Paşa ifade vermeye geldiğinde, 3 ana sanık duruşmadan çıkarılmıştı. Paşa bir defa da kendi önünde konuşmalarını, onlara soru soracağını söylediyse de bu teklifi reddedildi. Bunun üzerine Midhat Paşa, eğer Fahri Bey Sultan Abdülaziz'in kollarını arkadan tutuyordu ise, nasıl bilekleri kesildi? Böyle güçlü bir Sultan zayıf olan Fahri Bey'e karşı hiç direnmeden öylece, ameliyat yaptırıyor gibi durdu mu? Gibi sorularla savunmasını yaptı. ''Katillere böyle 100 lira para verilip belgesi tutulur mu? Katil yapılacaksa bunların gizlice olması gerekirdi'' dedi.
Netice itibarıyla Yıldız Mahkemesi sanıkların tamamına yakını için idam kararı verdi. II. Abdülhamid birçok devlet adamının ve ulemanın görüşünü aldı. İdam kararı çoğunlukla onaylandıysa da padişah bu cezayı sürgüne çevirdi ve sanıklar Taif'e sürüldü.
Damat Nuri Paşa bu olaylar içerisinde akli dengesini kaybetti, ruh sağlığı bozuldu. Mahkemeye getirilmeyen Mütercim Rüşdü Paşa 1882'de Manisa'da vefat etti. Midhat ve Mahmud Celaleddin Paşaların 1884'te birkaç gün arayla hastalıktan öldükleri ilan edildi. Fakat mahkumiyet arkadaşları Eski Şeyhülislam Hayrullah Efendi, odalarının bir gece basılıp ikisinin de boğularak öldürüldüğünü iddia etti. Başta Fahri Bey olmak üzere diğer mahkumlar 20 yıl kadar sonra serbest kaldılar.
Netice itibarıyla Yıldız Mahkemesi Sultan Abdülaziz'in ölümünü aydınlatmaktan çok, daha fazla soru işaretini ortaya çıkartmıştır. Çelişkili ifadeler, mahkemenin adaletsiz bir görüntüde oluşu, sanıkların konuşmalarının kesilmesi, 3 günde hızlıca yapılıp hemen sonuçlandırılması, ortaya hukuksuz bir görüntünün çıkmasına sebep olmuştur. Midhat ve Mahmud Celaleddin Paşaların birbirine çok yakın zamanlardaki ölümleri de ortaya bir şaibe çıkartmış, ve onları II. Abdülhamid'in öldürtüp öldürmediği gibi sonsuz bir tartışmayı da günümüze kadar getirmiştir.
Yorum Yazın
Abdülaziz'in otopsisine katılanlar, iki kolun da kesik olduğunu, ayrıca dişlerde kırıklar ve deride başkaca morluklar olduğunu teşhis etmiştir. Bu açıdan Abd... Devamını Gör
Elveda onedio eksi sozluk ve yanli Türk dusmanlari…. Artik size prim yok.
Tebrik ediyorum, güzel bir içerik, güzel bir tartışma. Bu tartışma, "Abdülaziz nasıl öldü" ve "Mithat Paşayı kim öldürttü" sorularıyla beraber yürür. Meşruti... Devamını Gör