Filmleri veya Dizileri Çekilse Tadından Yenmeyecek Bilgisayar Oyunları
Eğer oyunları seviyorsanız ve sinemada veya televizyonda uzun süredir beğeninize uygun bir yapımla karşılaşmamaktan şikayetçiyseniz bu yazımız hoşunuza gidebilir. Sinema ve televizyon konusunda genelde belli çerçeveler içerisinde kalan yapımlar sıkça karşımıza çıkıyor. Özellikle Holywood sinemasının artık fabrikasyon üretime yoğunlaşmış olması sonucunda sinemada beğenimizi kazanacak filmler parmakla gösterilir sayıda. Star Wars veya The Lord of the Rings serileri gibi sinema tarihini farklı yönlere çeken yapımlar maalesef ki çok nadir karşımıza çıkıyor.
Dizi sektöründe ise sinema sektöründen kaynaklanan boşluğun iyi bir şekilde değerlendirildiğini söyleyebiliriz. Game of Thrones, Vikings, The Walking Dead gibi büyük yapımlar izleyicilerden büyük beğeni kazanırlarken filmlerin kazandıkları gişe gelirlerinden çok daha fazlasını kazanabiliyorlar.
Sinema sektörüne göz attığımızda sahip oldukları derin senaryo sayesinde sektörü yeni bir yöne doğru ilerletecek ve oldukça orijinal yapımların ortaya çıkmasını sağlayacak, yeni ve büyük ilgi toplayan dizilerin oluşmasına neden olacak farklı kaynaklar yer alıyor. Bu kaynakların en önemlilerinden biri ise video oyunlar.
Günümüze kadar farklı oyunlar sinemaya uyarlandılar. Bu yapımlardan kimi başarırız bir sonuç ortaya çıkarırken kimileri bize keyifli vakit geçirme imkanı sundu. Peki hangi oyunlar sinemaya uyarlansa veya bir televizyon dizisine çevrilirse eşsiz bir yapım ortaya çıkardı? İşte bu yazımızda bu oyunları listeleyeceğiz.
Listemizdeki oyunları seçerken etkileyici ve orijinal hikayelere sahip olmalarına özen gösterdik. Belli sayıda oyunu bu listeye sığdırabilmemiz mümkün olduğu için gözümüzden kaçan veya listemize alamadığımız oyunların bulunması muhtemel. Bu nedenle kendi oyun önerilerinizi yorum bölümümüzde bizimle ve diğer tkaipçilerimizle paylaşırsanız seviniriz. İşte film veya dizi olarak görmek istediğimiz oyunlar:
Half-Life
Bilim kurgu türünde kuvvetli bir altyapıya sahip olan Half Life, FPS oyunları için de bir dönüm noktasıydı. Half-Life oyunlarında bir bilim adamı olan Gordon Freeman istemsiz bir şekilde bir kahraman haline gelirken dünyanın kaderini belirliyordu. Kahramanımızın çalıştığı tesiste ortaysa çıkan bir kaza sonucu farklı dünyalar arasında gizemli bir geçit açılıyor ve bilinen dünya düzeni tamamen değişiyordu. Değişen düzeni tekrar eski haline getirmeye çalışan Gordon boyutlar arası yolculuk yapıyordu. Serinin 2. oyununda ise bu olayların 20 yıl sonrasına yolculuk ederek baskıcı bir güce karşı savaşıyorduk.
Half-Life ister film olsun, ister dizi olsun ekrana çok iyi bir şekilde adapte olabilecek bir yapım. Gordon Freeman'ı bir kahraman olarak görmek ise paha biçilemez.
Dragon Age
Rol yapma oyunları arasında hatrı sayılır bir yere sahip olan Dragon Age serisi fantastik sinemaya duyduğumuz açlığı giderebilecek en güçlü seçenekler arasında.
Dragon Age oyunları genel olarak belli bir kahramanın hikayesi yerine farklı kahramanların kesişen hikayelerine yer veriyor. Yaratılan geniş fantastik dünya birçok ilginç alt hikayeyi ve kahramanı da bünyesinde barındırıyor. Ejderhalar, büyülü güçler, savaşan imparatorluklar, farklı fantastik ırklar ve herşeyden önemlisi benzersiz ve oldukça sürükleyici olan senaryo Dragon Age oyunlarının ortak noktası.
Eğer bu seriyi oynamadıysanız serinin son oyunu Dragon Age: Inquisition'ı kesinlikle denemenizi öneriyoruz.
Alan Wake
Alan Wake eğer iyi bir şekilde hazırlanarak ve emek verilerek bir diziye dönüştürülseydi heyecandan saçlarımızı dökecek bir yapım olabilirdi. Alan Wake oyunlarının hikayesi zaten bir dizi şeklinde bölümler halinde anlatılmakta. Bu anlamda oyunun televizyona uyarlanması da çok güç olmayacaktır.
Alan Wake oyunlarına adını veren kahramanımız pskolojik gerilim romanları yazarak hayatını kazanmaktadır; fakat bir süredir yeni fikirler üretememe problemi nedeniyle çalışmalarını yürütememektedir. Bu problemi aşabilmek için eşi Alice ile kendisine küçük bir tatil ayarlayan kahramanımız Alan Wake bu tatile çıkmadan hemen önce bir kabus görür ve bütün hayatı bu kabus sonucunda değişir. Bu olaydan sonra kahramanımız eşinin karanlık bir güç tarafından bir göle çekildiğine tanık oluyor ve eşini kurtarmak için ıssız ormanlara ve terkedilmiş ürpertici mekanlara yolculuk ediyor. Bu yolculuğunda karanlığa karşı savaşırken kullanabileceği tek şey ise ışığın gücü.
Alan Wake'in korku - gerilim türünde televizyonlarda karşımıza çıkmasını sabırsızca bekliyoruz.
Diablo
Diablo oyunlarını kastederken serinin 3. oyununu es geçtiğimizi farzedin; çünkü hikaye anlamında Blizzard'ın öyle bir oyun ortaya çıkardığını kabul bile etmek istemiyoruz. Bunun nedeni ise serinin ilk iki oyununun benzersiz hikayelerinin yanında Diablo 3'ün hikayesinin oldukça yüzeysel ve klişe kalması.
Eğer bir Diablo filmi çekilecek olsaydı bu filmin fantastik sinemaya büyük katkısının olacağını söyleyebiliriz. Cehennem ve cennet arasındaki savaşı konu alan Diablo oyunlarında Nephalem adı verilen kahramanları yöneterek terörün efendisi baş şeytan Diablo ve onun kardeşleri ile savaşıyorduk. İlk oyunumuzun ana kahramanı küçük bir çocuğu kurtarmak amacıyla Diablo'nun ruhunu kendi bünyesine hapsediyordu. Fakat kahramanımız üzerindeki yükü taşımakta başarısız olarak Diablo'nun çağrısına yenik düşüyor ve Sanctuary dünyasına kıyameti yeniden salıyordu. İşte bu noktadan sonrasına adım atmıyoruz; çünkü Diablo 3 bu noktada başlıyor.
Mafia
Mafia serisinin ilk oyunu çıktığı dönemde teknolojik özelliklerinin yanısıra dramatik hikayesiyle de beğenimizi kazanmayı başarmıştı. İyi oyuncuların ve iyi bir yönetmenin elinde bu oyunun bir başyapıta dönüşmemesi için herhangi geçerli bir sebep bulunmamakta. Serinin ikinci oyununun da hikayesi oldukça sürükleyiciydi. Mafia 3 ise kısa bir süre sonra çıkış yapacak ve bize yeni bir mafya hikayesi sunacak.
Yıllar önce çekilen Godfather filmlerinin sinema tarihinde yarattığı etki düşünüldüğünde Mafia'nın önü açık gibi görünüyor.
The Elder Scrolls
Bilgisayar üzerinde oynadığımız en eski rol yapma oyunları arasında yer alan The Elder Scrolls serisi günümüzde bir hayli büyük bir oyun sever kitlesinin beğenisini kazandı.
Serinin 4. oyunu Oblivion ve 5. oyunu Skyrim bizi saatler boyunca bilgisayarımızın karşısına kitlemişti. The Elder Scrolls Online ise seriyi bir MMO'ya dönüştürmüştü. Şimdi gözler merakla Bethesda'nın yeni The Elder Scrolls oyununu geliştirmesini bekliyor.
The Elder Scrolls oyunlarının ortak noktası ise hepsinin ayrı ayrı oldukça detaylı hikayelere sahip olmaları. Tamriel'de geçen bu fantastik hikayeler uzun soluklu bir sinema serisinin başlangıcı olabilir.
The Witcher
2015 yılında bilgisayarlarımızda oynadığımız The Witcher 3 ortalığı adeta kasıp kavurmuştu. The Witcher 3, sadece oyun grafikleri anlamında değil, geniş açık dünyası, derin fantastik altyapısı ve soluksuz takip ettiğimiz hikayesiyle bir RPG oyununun nasıl olması gerektiğini bize göstermişti. Serinin ilk iki oyunu da çıktıkları dönem büyük başarılara imza atmıştı.
Eğer The Witcher 3: Wild Hunt'ı oynadıysanız oyunun potansiyelinin sinemada da etkili olacağını öngörebilirsiniz. Bu öngörü ne mutlu ki sadece bizimle sınırlı kalmamış ve The Witcher serisinin sinemaya uyarlanması kararı alınmış. Andrzej Sapkowski'nin The Witcher kitaplarının filme uyarlanacağı projeyi Mumya filmlerinin yapımcısı üstleniyor. 2017'de vizyona girilecek filmin yapımında Witcher sinematiklerini hazırlayan ekipten de destek alınacak.
Mass Effect
Dragon Age serisi gibi BioWare tarafından geliştirilen bir rol yapma oyunu serisi olan Mass Effectfirmanın hikaye konusunda gösterdiği özenden nasibini alan bir başka oyun serisi. Eğer uzay temalı fantastik filmleri seviyorsanız Mass Effect'in bu alana giriş yapması ortaya başarılı bir sonuç çıkmasını sağlayabilir. Uzun soluklu bir film serisi olabilecek Mass Effect'in aslında bir filminin çekildiği de 2010 yılında duyurulmuştu. Fakat bu filmin ne aşamada olduğu ve ne zaman gösterime gireceği hakkında maalesef bilgi sahibi değiliz.
Planescape: Torment
1999 yılında çıkmış bir oyun olan Planescape: Torment sıradışı hikayesiyle bizi ekranların başına kilitlemeyi başarmıştı. Bu oyunda Nameless One adlı kahramanımızın hikayesi konu alınıyordu. Ölümsüz bir varlık olan Nameless One bir çok farklı hayat yaşamış; fakat her yeni dirilişinde önceki hayatlarındaki anılarını unutmuştur. Kahramanımız kim olduğunu çözmek ve geçmişini öğrenmek için Planescape: Torment'te uzun bir yolculuğa çıkıyordu. Bu yolculuk farklı boyutları ve mekanları kapsıyordu. Bu altyapıya sahip bir filmin sinema tarihinde radikal bir çizgi oluşturabilmesi muhtemel.
Fallout
Nükleer felaket konulu Fallout oyunlarının herbiri çıktıkları dönemde adından söz ettirmişlerdi. Serinin bu başarısının bir film serisi ile pekiştirilmesi muhtemel.
Fallout serisinin son oyununda nükleer savaş sonrası harabeye dönen Boston şehrine konuk oluyorduk ve 200 sene boyunca bir hücrede dondurularak saklanan bir kahramanın ailesini bulma umuduyla çıktığı yolculuğa eşlik ediyorduk. Aradan geçen yüzlerce yıldan sonra karşımızda bambaşka bir dünya bulurken hayatta kalmanın günlük bir uğraşı haline geldiğini öğreniyorduk.
İçinde bilim kurgu tabanlı bir altyapı da bulunduran Fallout 4 ister film olsun, ister dizi olsun kolayca beğenimizi kazanabilecek bir yapım olabilir.
Yorum Yazın