onedio
article/comments
article/share
Haberler
33 Tane Var! Bilim İnsanlarına Göre İnsanların Beşten Fazla Duyusu Olabilir

33 Tane Var! Bilim İnsanlarına Göre İnsanların Beşten Fazla Duyusu Olabilir

Yüzyıllardır insan duyuları görme, işitme, koku alma, tat alma ve dokunma olmak üzere beş temel başlık altında ele alınıyor. Ancak son yıllarda nörobilim ve bilişsel bilim alanında yapılan araştırmalar, bu yaklaşımın insan algısını açıklamakta yetersiz kaldığını ortaya koyuyor. Bilim insanlarına göre denge, beden farkındalığı ve içsel sinyaller gibi birçok algısal süreç de bağımsız duyusal sistemler olarak değerlendirilmeli.

İşte detaylar...

İçeriğin Devamı Aşağıda chevron-right-grey
Reklam

Yüzyıllardır insan duyuları bu beş başlık altında tanımlanıyor.

Yüzyıllardır insan duyuları bu beş başlık altında tanımlanıyor.

Ancak son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, bu yaklaşımın insan algısını açıklamakta yetersiz kaldığını ortaya koyuyor. Nörobilim ve bilişsel bilim alanındaki araştırmalar, insanların 20’nin üzerinde, hatta 30’dan fazla ayrı duyusal sisteme sahip olabileceğini gösteriyor.

Uzmanlara göre geleneksel “beş duyu” sınıflandırması, yalnızca dış dünyadan gelen uyaranları kapsıyor. Oysa denge, vücut pozisyonu, iç organlardan gelen sinyaller, sıcaklık ve ağrı gibi algılar da kendine özgü mekanizmalarla çalışan duyusal sistemler olarak değerlendiriliyor. Bu durum, algının yalnızca göz, kulak ya da deriyle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor.

Oxford Üniversitesi’ndeki Çaprazmodal Araştırma Laboratuvarı’nın direktörü Charles Spence, insan algısının birbirinden bağımsız duyular üzerinden değil, sürekli etkileşim hâlindeki bir ağ üzerinden işlediğini belirtiyor. Spence’e göre duyular, gündelik deneyimlerin her aşamasında birlikte çalışıyor ve bu bütünsel yapı, duyusal sistemlerin sayısının sanılandan fazla olabileceğine işaret ediyor.

Tat Algısı Tek Bir Duyuyla Açıklanmıyor

Tat Algısı Tek Bir Duyuyla Açıklanmıyor

Tat algısı, duyuların nasıl iç içe geçtiğini gösteren en çarpıcı örneklerden biri. Dil, yalnızca temel tatları algılayabiliyor. Ancak yiyeceklerin gerçek lezzeti, çiğneme sırasında burun boşluğuna ulaşan koku molekülleri, dokusal özellikler ve sıcaklık gibi unsurların birleşimiyle ortaya çıkıyor. Bu nedenle günlük hayatta “tat” olarak tanımlanan deneyim, aslında birden fazla duyusal sistemin ortak ürünü.

Benzer biçimde, vücudun uzaydaki konumunu algılamayı sağlayan propriyosepsiyon, denge ve yön hissini yöneten vestibüler sistem ile kalp atışı ve açlık gibi içsel sinyalleri izleyen interosepsiyon da ayrı duyusal süreçler olarak ele alınıyor. Bazı bilim insanları, kişinin bedenini kendine ait hissetmesini sağlayan mekanizmaları da bu çerçevede değerlendiriyor.

Algı, Esnek ve Değişken Bir Süreç

Deneysel çalışmalar, duyuların sabit değil, çevresel koşullara duyarlı olduğunu gösteriyor. Yapılan araştırmalarda, yürüyüş sırasında işitilen ayak seslerinin değiştirilmesi katılımcıların beden algısını etkilerken; gürültülü ortamlarda tat algısının farklılaştığı gözlemlendi. Bu tür bulgular, duyuların birbirini sürekli etkilediğini ortaya koyuyor.

Bilim insanları algıyı, tek tek duyuların toplamı yerine, koordineli ve dinamik bir süreç olarak tanımlıyor. Görme, işitme, koku ve dokunma gibi sistemler, sürekli etkileşim içinde çalışarak insanın çevresini ve kendi bedenini anlamlandırmasını sağlıyor.

Araştırmacılara göre “beş duyu” yaklaşımı, öğretici ve basit bir çerçeve sunsa da, insan algısının karmaşıklığını tam olarak yansıtmıyor. Güncel bilimsel veriler, insanların dünyayı çok katmanlı ve bütüncül bir duyusal ağ üzerinden deneyimlediğini ortaya koyuyor.

Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!

category/test-white Test
category/gundem-white Gündem
category/magazin-white Magazin
category/video-white Video

İlginizi çekebilir:

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
2019 yılında TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde lisans eğitimime başladım, 2024 yılında da mezun oldum. Eğitimim süresince çeşitli platformlar ve gazete topluluklarında çeviri ve yerelleştirme alanlarında aktif rol aldım, bu süreçte dil becerilerimi ve kültürler arası iletişim yetkinliğimi geliştirdim. 2022 yılının Mayıs ayında Onedio’da stajyer olarak başladığım editörlük kariyerime, “Yaşam” kategorisinde sosyal medyadaki trendleri, günümüz ilişki dinamiklerini ve toplumsal meseleleri okuyuculara ulaştırarak devam ediyorum. İçeriklerimde, okuyucuların kendilerinden birer parça bulmasını amaçlıyorum.
Tüm içerikleri
right-dark
category/eglence BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
Yorumlar Aşağıda chevron-right-grey
Reklam
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın