Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
113. Doğum Gününde, Yazdığı Her Satıra Sonsuz Anlamlar Gizleyebilen Yazar: Sabahattin Ali
41 Yıllık kısa yaşantısına üç roman, on öykü, iki şiir kitabı ve yedi kitap çevirisi sığdırmış olan yazar. Sadece edebiyata değil Türk müziğine de onlarca güzel beste kazandırmış. Vatanını çok seven her yazar gibi, bu topraklarda dünyaya gelmenin bedelini oldukça fazla ödemiş...
İşte; '113. Doğum Gününde Yazdığı Her Satıra Sonsuz Anlamlar Gizleyebilen Yazar: Sabahattin Ali'.
25 Şubat 1907'de, o dönem Edirne Viyayeti'ne bağlı olan Gümülcine Sancağı'nın Eğridere kazasında dünyaya geldi Sabahattin Ali.
Çocuklar Gibi (Sabahattin Ali -Ali Kocatepe -Sezen Aksu)
'Benim bu insanlara ne lüzumum vardı? Beş on kuruş ekmek parası için bana tahammül edilebilir miydi? İnsanlar birbirinin maddi yardımlarına ve paralarına değil, sevgilerine ve alakalarına muhtaçtılar. Bu olmadıktan sonra, aile sahibi olmanın hakiki ismi, birtakım yabancılar beslemekti.'
Kürk Mantolu Madonna
İlkokuldan sonra parasız yatılı olarak Balıkesir Öğretmen Okulu'na girer, beş yıl kadar burada okur.
Melankoli - Sabahattin Ali- Ali Kocatepe- Nükhet Duru
“Burası beni muhakkak çıldırtacak. Ne basit muhit Yarabbi. Düşün kardeşim, konuşulacak bir insan bile yok. Hepsi alelade, hepsi dümdüz. Memleketin civarı hep bozkır, gözünün alabildiği kadar çıplak dağlar uzanıyor… Yalnız Yozgat’ın tam karşısında bir çam ormanı var… Ama o da bu dümdüz araziye yakışmıyor… Adeta kirli bir bakkal önlüğüne yamanmış yeşil bir kadifeye benziyor. Ahali fesat, dedikoducu. Kendimi yalnız okumaya verdim. Kitap, gazete, mektup okumakla vakit geçiriyorum. Ah Nahid, yalnızlık asıl böyle kalabalık yerlerde belli oluyor.” (1927-1928)
Sabahattin Ali kendine sürgün Yozgat günlerinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazanır.
Leylim Ley - Sabahattin Ali (Zülfü Livaneli)
'Berlin'de yalnızsınız değil mi?'' dedi.
- 'Ne gibi?''
'Yani... Yalnız işte... Kimsesiz... Ruhen yalnız... Nasıl söyleyeyim... Öyle bir haliniz var ki...''
- 'Anlıyorum, anlıyorum... Tamamen yalnızım... Ama Berlin'de değil... Bütün dünyada yalnızım... Küçüklüğümden beri...'
Kürk Mantolu Madonna
Bir arkadaş toplantısında Atatürk’ü yeren bir şiir okuduğu iddiasıyla 1932’de tutuklanarak bir yıla mahkum edilir.
Aldırma Gönül - Sabahattin Ali (Edip Akbayram)
'...Hem bunları ne çıkar anlatsam bir dizeye?
Hisler kambur oluyor dökülünce yazıya
Kısacası gönlümü verdim Ulu Gazi'ye.
Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor.'
Bütün Şiirleri
Cezaevinden çıktıktan sonra Ankara’ya giden Sabahattin Ali, Bakanlık Neşriyat Müdürlüğü’ne alınır.
İlk kitabı Kuyucaklı Yusuf’u 1937'de kaleme alır.
Kara Yazı - Sabahattin Ali ( Selda Bağcan - Ahmet Kaya)
''Dünyada her felaketin içinden en az zararla sıyrılmanın yolu hayata uymak, muhite uymak, hiç sivrilmemektir.''
Kuyucaklı Yusuf
Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf’un yayımlanmasının ardından 1940 yılında tekrar askere alınır ve askerliğini yaptıktan sonra Ankara Devlet Konservatuarı’nda 1945’e kadar Almanca öğretmenliği yapar.
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz - Sabahattin Ali (Zülfü Livaneli)
Nihal Atsız, Orhun dergisinde Başbakan Saraçoğlu Şükrü’ye açık mektup yazısında, komünistlerin devlet dairelerine kadar sızdığını dile getirir.
'Günün birinde ya çıldıracağız, ya dünyaya hakim olacağız. Şimdilik bir rakı parası bulmaya çalışalım ve parlak istikbalimizin şerefine birkaç kadeh içelim.'
İçimizdeki Şeytan
La Turquie ve Yeni Dünya gazeteleri tahrip edilince işsiz kalır.
Kürk Mantolu Madonna Sabahattin Ali’nin 1943 yılında kaleme aldığı romanıdır.
Nükhet Duru ... Ben Gene Sana Vurgunum .. Şiir : Sabahattin Ali
“Sonra çıkıyorsun dışarı, bakıyorsun güneş hala tepede. Bir cigara yakıyorsun ve yıllardır kurduğun cümleyi bilmem kaçıncı kez kuruyorsun: “Ne yapalım, kısmet değilmiş…”
Kürk Mantolu Madonna
Bu arada meşhur Markopaşa’nın da yayımlanma süreci başlar.
Gazetenin halk tarafından çok sevilmesi ve muhalefetinin yarattığı endişe karşı tepkilerin de ardı ardına davalara dönüşmesine yol açar.
Geçmiyor Günler- Sabahattin Ali (Ahmet Kaya)
Ali Baba dergisinde yayımladığı “Ne Zor Şeymiş” başlıklı yazıda, içinde bulunduğu durumu şöyle dile getirir:
Sabahattin Ali Markopaşa, dergi ve gazete günlerinin (Yeni Dünya, La Turquie, Tan Matbaası) ardından 1948’de Zincirli Hürriyet’teki bir yazısı yüzünden Paşakapısı Cezaevi’nde üç ay yatar.
Hapishane arkadaşlarının yardımıyla Bulgaristan’a kaçmak ister.
Göklerde Kartal Gibiydim - Sabahattin Ali (Deniz Akyürek)
Ölü bedeni, 2 Nisan 1948 tarihinde Bulgaristan sınırında şaibeli bir şekilde bulunur.
Sabahattin Ali'yi öldürdüğünü itiraf eden ve Milli Emniyet mensubu olduğu iddia edilen Ali Ertekin, dört yıla hüküm giymiş; fakat birkaç hafta sonra çıkartılan aftan yararlanarak serbest kalmıştır...
Ölümünün ardından bulunan çantasında;
Sezen Aksu - Dağlar Dağlar
'Bu ölü toprakların üstünde hiçbir şey ölmek ve öldürmek kadar kolay değildir.'
Değirmen
Yorum Yazın
en sevdiğimde karısına ceza evindeyken yazdığı mektubu.. "Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bunda... Devamını Gör
Bu kadar zor bir hayat yaşamasına rağmen geride bu kadar güzel eserler bırakması gerçekten takdir edilesi birşey. Çok güzel düşünmüşsünüz emeğinize sağlık.
ülkenin çok büyük bir değeri hiç uğruna katledildi. Kim bilir yaşasaydı daha ne eserler bırakacaktı.