Rivayete göre; Ulucami'nin inşasında müslüman kölelerle birlikte hristiyan ve yahudi köleler de birlikte çalışmışlar. Onlar da bu mübarek yere padişah izniyle işaretlerini bırakmışlar. Caminin sadece 1 penceresinin demirleri haç şeklindedir, Bir kapısının üzerinde de 6 kenarlı Yahudi yıldızı ve gamalı haç da bulunmaktadır. Minberinde de güneş sistemi tasvir edilmiştir.

Arkadaşlar öncelikle dişlerinizi düzenli fırçalayın da, gerisi önemli değil. Macun fırça vs markası filan hep 2. planda.

14 Pahalı şampuanlardan kaçının denmiş de; dökülme ve alerji sebebiyle gittiğim dermatologum bana tam tersini söylemişti. Markette satılan şampuanı değil, kozmetikçilerde satılan kaliteli organik şampuanları kullanmam gerektiğini özellikle belirtmişti. Zaten yıkayınca farkı anlıyorsunuz. Minik 1 damlayla bütün saçı temizleyen kaliteli şampuanın yanında diğerleri bol parfümlü halı şampuanı gibi kalıyor.

Ben diğer arkadaşlar gibi beddua etmeyeceğim, çünkü birinin ölmesini dilemek hoş değil. Ancak geçen günkü istifasında covid olmasının etkisi olduğunu düşünüyorum. Birer gün arayla istifa ve covid haberini aldık. Tesadüf olamaz. Kitleleri her Cuma, namazını eda etmeye teşvik ederken covid olmayı göze alanların bir bedeli olmalıydı.

Evlilikleri saman alevi gibi olmaz inşallah.

Tabi burada 24 saatlik bir iş gücü de gerekiyor. Yemleme, dışkı temizleme ve bakım kolay şeyler değil. Dam da olsa soğukta donar mı, hırsız gelir mi, kurt kapar mı diye 24 saat ilgilenmek gerekiyor. Marabalar gibi başında çömüp beklersiniz gece yarısı. Koyunlardan biri hastalandı mı bütün sürüye bulaşma riski çok büyük, hayvanlar telef olabiliyor. Veteriner ve ilaç masraflarından hiç bahsetmiyorum bile. Diyelim ki herşey yolunda, evraklarınız tam ve mezbahaya gittiniz, orada yine hastalık önlemi olarak karantina şartlarında bir süre bekletiliyor, üstüne mezbahanın hayvanı beğenmeyip reddetme şansı var. Kesim yapıldı diyelim, et yine olgunlaşması için 3 gün bekletiliyor. Bunların hepsi uzun süreçler.

1 tezsiz yüksek lisans yapanlar pek ciddiye pek alınmaz. Bir nevi akşam kursu gibi düşünülür. Çünkü yüksek lisansın asıl olayı; o tezi yazıp, makale ile destekleyip bir de tez savunmasında yaşanan o buhranlı süreçtir. Lisansla ve yükseklisansta öğrendiğiniz bütün bilgileri ortaya dökersiniz.

YAVŞAK!

Bahsedilen peynirin markası Bim'de satılan Aknaz. İnternette hakkında pek çok şikayet mevcut.

Çünkü izleyecek başka şey yok. Hangi kanalı açsan bir dizi biterken öteki başlıyor. Başlayan dizinin de 1 saat özeti tekrarlanıyor. Üzerine 20şer dakikadan 10 kere reklam kuşağı olunca, aynı sahneyi 3 kere izleyip geceyi bitiriyorsun zaten. Türk dizileri pişmanlıktır.

Pirincin glisemik indeksi çok yüksek. O yüzden kan şekerinizi ok gibi fırlatıyor ve vücudunuz enerjiye çevrilmeyen o karbonhidratı karaciğerinizde yağ olarak depoluyor. Ödem de cabası. İnsülin direnci olanlara bu yüzden pirinç, patates, bezelye, havuç, beyaz un ve rafine şekeri tavsiye etmezler.

Bu ekran görüntüsü fotoğrafı gönderen kadın tarafından çekilmiş. Çünkü mesajlaşırken sizin yazdıklarınız ekranda sağa, gelen mesajlar sola dayalı oluyor. Eğer erkek ekran görüntüsü çekmiş olsaydı, ona gelen mesaj olduğu için, fotoğraf sol tarafa dayalı çıkardı ve evet, izin alınmadan paylaşılsaydı siber zorbalık olurdu.

Dedi kullanıcı adını "marty mcflyy2" olarak almış kişi...

Gelin ağlasın da, "kocaya gitmeye çok meraklı" diye laf olmasın diye kızı ağlatmaya çalışan hısım akraba gördü bu gözler. Gelin anneleri; "kızım bana çok düşkündür, çok ağladı, hiç gitmek istemedi" diye sağa sola övünmeye çok meraklı oluyor.

Ülkemizde gelin olurken ağlamayana "koca delisi" "koca meraklısı" "evlenmeye de pek hevesliymiş" gibi etiketler takıldığı için, bazı gelinlerin işi show'a döktüğünü düşünüyorum. Evden gelin mi, yoksa cenaze mi çıkıyor belli değil.

Arkadaşım zaten öyle birşey demiyorum yahu. Delirtecek misin illaki beni? Emzirmeyle ağır işte çalışmaya karşılık nerede yazmışım????? KADINLAR ERKEKLERİN AVANTAJLI OLDUĞU İŞLERDE DE ÇALIŞABİLSİN DİYORUM ZATEN. Hayret birşey ya.

Zart zurt: sen benim yazdıklarımı iyi okumamışsın. Yazdıklarımdan "kadın çocuğuna bakar, bunun karşılığı da erkek ağır işte çalışır" anlamı çıkmaz. Mansplaining'in kralını yapıyorsun. Sana göre; erkek çocuğa bakmak zorunda olmasın, çünkü fiziksel olarak çocukla ilgilenmek annenin görevi. O yüzden sana emzirme örneğini verdim (iyi okumamışsın) erkeklerden emzirmesini zaten beklemiyoruz ki dedim. Sorumluluğu ortak almasını bekliyoruz. Ayrıca, fiziksel işlerde erkekler avantajlı olmasına rağmen kadın isterse çalışabilmeli yazdım. Ben erkek egemen bir sektörde daha fazla görev aldığım halde, erkeklerden daha başarılı ve kıdemli olduğum halde yükselemiyorum. Bahanesi; "kadının görevi masabaşı olur". Fırsat verilmiyor. Erkek öldürdüğü kadının namusuna iftira atıp azmettirici olarak bahane ederek cinayetten yırtıyor, tecavüz ettiği kadına o saatte orada ne işi varmış diyor, demek ki o da aranıyordu diyor, kravat takıp tahliye oluyor, sen bundan daha kral ayrıcalık gördün mü başka?

Zart Zurt arkadaş: Kadınlar zaten çocuklarına bakıyor, ama evlilikte hayat müşterek ve erkek kendi çocuğuyla akşam 1 saat oynayınca ilgilenmiş olmuyor. Biz demiyoruz ki (fiziksel olarak mümkün olmayan) erkekler çocuğunu emzirsin. Ama bir zahmet de çocuk ağladığında 1 kere de erkek kalkıp çocuğuyla ilgilensin. Bahsettiğin ayrıcalıklı hukuki haklar nedir mesela? Boşandığında çocuğunun masrafları için nafaka istemek mi? Kadın o çocuğu babasının evinden getirmedi ki?!

Feminizm kanun önünde eşit hak ve özgürlükleri ifade eder. Bilgi çağında yaşıyoruz ama daha kadınlar feminizmi anlayamıyor ki erkeklere düzgün anlatabilelim. Burada editör aslında çok güzel anlatmış, ancak altta biri hala "kadın da benim gibi çuval taşırsa o zaman feminizme inanırım" yazmış, başka biri demiş ki "feministler erkek düşmanıdır", öteki demiş "kadınlar nafaka alamayacak diye korkuyor"... Düşünsenize; kadın istediği işte çalışabilse, kendi ayakları üzerinde durabilse, baskı olmasa, erkekler tarafından 2. sınıf insan yerine konmasa, zaten erkek düşmanı olmaz ve boşandığında nafakaya ihtiyacı kalmaz. Bu durum aslında erkeklerin de işine geliyor, neden anlamak istemiyorsunuz?

Sevgili Bozok kardeş; Feminizm: Kanunlar önünde EŞİT HAK VE ÖZGÜRLÜKLERi anlatır. Yani bu ille de fiziksel güç olarak erkeğin daha avantajlı olduğu bir meslekte kadın da çalışmaya mecbur olmalı demek değil, aksine kadın isterse odun keser, (bu Karadeniz kadınlarında mevcut bir özellik diye hatırlıyorum) sanayide kaynak da yapar (bunu yapan kadınlar da var) demektir. Ama "kadın beceremez deyip" kadını ikinci plana atan zihniyet yüzünden bunları yapamıyoruz. Yapsak da mesleğimizde yükselemiyoruz. Fırsat verilmiyor ya da kız çocukları okutulmuyor ve çocuk yaşta evlendiriliyor, Feminizm işte bunları engellemek için var. Hala "kadının işi evidir" "kadınlar çalıştığı için bu kadar işsiz var" diyen bir zihniyet hakim.