Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne Göre Türkiye Eğer İsterse Boğazları Rus Gemilerine Kapatabilir mi?
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi olan Vasyl Bodnar Reuters'a Karadeniz’de kendi kıyılarındaki Rus savaş gemilerini tehdit olarak gördüklerini açıkladı. Bu bağlamda Türkiye’den boğazları Rus gemilerine kapatmayı talep edeceklerini de ifade etti. Peki Türkiye Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre boğazları Rus gemilerine gerçekten kapatabilir mi?
Rusya ve Ukrayna arasındaki çatışma maalesef ki dur durak bilmeden devam ediyor.
Tabii haliyle ortaya hepimizin içinin parçalanmasına neden olan görüntüler çıkıyor.
Bu bağlamda ülkemizi de ilgilendiren aslında oldukça önemli bir konu var: Montrö Boğazlar Sözleşmesi.
İstanbul ve Çanakkale boğazlarından geçişi düzenleyen Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin neden önemli olduğunu sizlere daha öncesinde anlatmıştık.
Şubat ayının başlarında Rus savaş gemilerinin Ukrayna suları yakınlarında Çanakkale ve İstanbul Boğazı’ndan Karadeniz’e geçtiğini öğrenmiştik.
Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi olan Vasyl Bodnar bu duruma ithafen Reuters’a Karadeniz’de kendi kıyılarındaki Rus savaş gemilerini tehdit olarak gördüklerini açıkladı.
Bu bağlamda da devreye aslında Montrö giriyor. Peki sözleşme bu konu hakkında ne yapılmasını bizler söylüyor?
1936 yılında imzalanan Montrö’ye ülkemiz boğazlarda tam yetkiye sahip.
Yani Türkiye eğer isterse Çanakkale Boğazı ve Marmara Denizi’ndeki geçişleri düzenleyerek Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkelere ait savaş gemilerinin geçişini sınırlayabilir.
Ayrıca ülkemiz boğazlarda askeri konuşlandırma yetkisine da sahip.
Bu bağlamda Türkiye’nin boğazlar hakkındaki tam yetkisinin bir diğer önemi yalnızca kendi güvenliğimiz değil, aynı zamanda Karadeniz’e kıyısı olan devletlerin de uluslararası güvenliğini sağlıyor oluşumuz.
Yani Karadeniz’in yeni bir çatışma alanı olmasının engellenmesinde Montrö oldukça önemli bir yer arz ediyor.
Çatışmanın tarafları Ukrayna ve Rusya’nın Karadeniz’e kıyısı var.
Sözleşmeye göre boğazlardan geçiş rejimi pek çok faklı konjonktüre göre düzenlenmiş.
Barış zamanı
Türkiye’nin tarafsız olduğu savaş zamanı
Türkiye’nin taraf olduğu savaş zamanı
Türkiye’nin kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidine maruz saydığı durumlar
Sözleşmenin 10. maddesinden 18. maddesine kadar barış zamanındaki savaş gemilerinin geçişi yer alıyor.
Bu bağlamda barış zamanında bize kıyıdaş olsun olmasın bir gün içinde boğazlardan geçen savaş gemilerinin toplam ağırlığı 15 bin tonu geçemiyor.
Karadeniz’e kıyıdaş ülkeler ise aynı anda 45 bin tondan dazla savaş gemisini bulunduramıyor.
Ek olarak, yine Karadeniz’e kıyıdaş olmayan ülkelerin gemileri, amaçları her ne olursa olsun Karadeniz’de yalnızca 21 gün kalabiliyor.
Ayrıca boğazlarımıza gemi göndermek isteyenler de bize bunu bildirmek zorunda.
Karadeniz’e kıyısı olmayan ülkeler 15, Karadeniz ülkeleriyse 8 gün önceden bunu yapmak zorunda.
Ancak savaş zamanına dair hükümler 19. maddede yer alıyor. Maddenin ilgili hükümlerini sizinle paylaşalım:
“Savaş zamanında, Türkiye savaşan değilse, savaş gemileri 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerde belirtilen koşullarla aynı koşullar içinde, Boğazlar'da tam bir geçiş ve gidiş-geliş (ulaşım) özgürlüğünden yararlanacaklardır.”
“Bununla birlikte, savaşan herhangi bir devletin savaş gemilerinin Boğazlar'dan geçmesi yasak olacaktır…”
Ayrıca 20. maddede de ‘Savaş zamanında, Türkiye savaşan ise, 10. maddeden 18. maddeye kadar olan maddelerin hükümleri uygulanamayacaktır; savaş gemilerinin geçişi konusunda Türk Hükümeti tümüyle dilediği gibi davranabilecektir’ ibaresi yer alıyor.
Bu bağlamda eğer Türkiye kendini ‘yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında’ sayarsa, 21. maddenin hükümleri geçerli:
“Türkiye kendisini pek yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında sayarsa, Türkiye'nin, işbu sözleşmenin 20. maddesi hükümlerini uygulamağa hakkı olacaktır. Yukarıdaki fıkranın Türkiye'ye tanıdığı yetkinin Türkiye'ce kullanılmasından önce Boğazlar'dan geçmiş olan, böylece bağlama limanlarından ayrılmış bulunan savaş gemileri, bu limanlara dönebileceklerdir. Bununla birlikle, bu da kararlaştırılmıştır ki, Türkiye, davranışıyla işbu maddenin uygulanmasına yol açmış olabilecek Devletin gemilerini bu haktan yararlandırmayabilecektir…”
Yani özetle eğer kendimizi ‘yakın bir savaş tehlikesi tehdidi karşısında’ sayarsak, taraflı ya da tarafsız olsun, Karadeniz’e kıyıdaş olan ve olmayan yabancı devletlere ait savaş gemilerinin geçişi ile ilgili istediğimiz kararı alabiliyoruz.
Peki şu anda Türkiye nasıl bir duruş sergiliyor?
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 20 Şubat’ta Brüksel’de yaptığı konuşmasında Montrö Sözleşmesi’nin öneminin altını çizmişti.
Bu bağlamda bir NATO üyesi olan ülkemiz Rusya ve NATO arasında bir denge politikası uygulamıştı.
Geçtiğimiz günlerde Putin’in Ukrayna’nın doğusunda yer alan ve tek taraflı bağımsızlıklarını ilan eden Donetsk ve Luhansk Halk Cumhuriyetlerini tanıdığını açıklaması bu bağlamdaki dengeleri bozmuştu.
Hatta Türkiye Dışişleri Bakanlığı bu ‘kararın kabul edilemez olduğunu’ ifade etmişti.
Hürriyet'ten Fatih Çekirge'nin haberine göre Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu 'Montrö Antlaşması’nın maddeleri gayet açık ve net' dedi.
“Ukrayna resmi bir talepte bulundu. Montrö Antlaşması’nın maddeleri gayet açık ve net. Bugüne kadar Türkiye Montrö Antlaşması’nı tereddütsüz her seferinde uygulamıştır. Yani Türkiye’nin taraf olmadığı bir savaşta, savaşın tarafı olan ülkelerle ilgili alınabilecek tedbirler var. Boğazlar’dan savaş gemilerinin geçişini Türkiye durdurabilir. Ama Montrö Sözleşmesi’nde ayrıca bir şey var. Burada savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin kendi üslerine dönme talebi olursa, o zaman ona izin verilmesi gerekiyor. Uzmanlarımız bir kere savaş hali var mı, onu çalışıyor. Savaş halini hukuken kabul edersek bu süreç başlayacak. İkincisi, savaş halini kabul edersek, Montrö bağlamında savaş gemilerinin geçişini yasaklayacağız. Ama yasaklasak da Rusların böyle bir hakkı var. Sözleşme yapılırken, Rusya kendisince madde koydurmuş. 19., 20. ve 21. Madde bunları düzenliyor. En sonunda diyor ki, kıyıdaş ülkenin gemisi kendi üssüne dönme talebiyle geçmek isterse buna izin verilir.”
Hürriyet'ten Fatih Çekirge'nin haberine buradan ulaşabilirsiniz.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Afrika ziyareti dönüşü, Rusya veya Ukrayna’dan yana bir duruş sergilemek istemediklerinin altını çizmişti.
İlerleyen günlerde ülkemizin nasıl bit tavır alacağını daha net bir şekilde göreceğiz.
Ancak içeriğimizi kapatmadan önce bu sözleşmenin bizim için ne kadar önemli olduğunun altını bir kez daha çizmemizde fayda var.
Türkiye, II. Dünya Savaşı’nda Montrö Boğazlar Sözleşmesi sayesinde tarafsız kalabilmişti.
Ayrıca bu durum Sovyetler Birliği’nin de o dönem değişiklik talebinde bulunmasına neden olmuştu…
Ne diyelim? Haydi yorumlara!
Yorum Yazın
Ah canım Ata'm ne kadar ileri görüşlüymüşsün sen neleri düşünmüşsün. Ne olurdu biraz daha yaşasaydın? Yaşadığın 1 sene bizi 10 sene ileriye götürürdün. Yatt... Devamını Gör
Tek yönlü kapatabilir. (Ege denizinden Karadeniz yönüne) sadece kendisinin de savaşa dahil olduğu durumda ise iki yönlü kapatabilir..