Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Erdoğan Fazla Sıkıştı, Milli Hislere Oynuyor, Korkmak Lazım!
Erdoğan Fazla Sıkıştı, Milli Hislere Oynuyor, Korkmak Lazım!
'Erdoğan’dan artık korkuyorum. Çünkü fazla bunaldı. Sıkıştığı köşeden kurtulmak için “milli hisleri galeyana getirmeyi” deneyebilir; zaten ufak ufak deniyor'
T24
Prof. Baskın Oran
Başbakan Erdoğan Gezi rezaletinde polisi “Kahramanlık destanı yazdınız” diye nasıl tebrik ettiyse, şimdi de Suriye uçağı düşürme olayında pilotları aynen öyle tebrik ediyor. Herhalde, milli hisleri güçlü vatandaşlarımızın yüreği kabarmıştır.
Erdoğan’dan artık korkuyorum. Çünkü fazla bunaldı. Sıkıştığı köşeden kurtulmak için “milli hisleri galeyana getirmeyi” deneyebilir; zaten ufak ufak deniyor. Seçimlere kadar inanılmayacak şeyler yapması beklenebilir.
Erdoğan’ın ağzından düşürmediği Başbakan A. Menderes rahmetlinin yaptığı iki “eylem” geliyor aklıma.
Biliyorsunuz, bu “milli hisleri galeyana getirme” işini Menderes 1955’te yaptı. Yunanistan’a gözdağı vermek için Atatürk’ün Selanik’teki evi, MİT’e çalışan B. Trakyalı bir gence bombalatıldı ve bu sayede milli hislerimizin doruğa çıktığı ortamda 6-7 Eylül pogromu düzenlendi.
Aynı Menderes, aynen bugün Erdoğan’ın siyaseten çok bunaldığı gibi, 1957’de mali yönden çok bunalmıştı. Doları 2,80’den 9 liraya fırlatan 1958 devalüasyonunu yapmadan önce, başka bir yöntem denedi. O Soğuk Savaş ortamında Amerika’dan para koparabilirim umuduyla, Rusya’nın sızmakta olduğunu söyleyip Suriye’ye girmeye kalktı 1957’de. Ama Allahtan, ABD ile SSCB birbirleriyle çatışmaktan korkup, rahmetliyi birlikte önledilerdi.
Şimdi Erdoğan’ın, Selanik’teki evi bombalatacağını sanmıyorum ama, Menderes’in yaptığı başka bir şeyin çok daha ilerisini yapabilir: Sınırımıza sadece 35 km mesafedeki Süleyman Şah Türbesi meselesi var. Daha düne kadar TIR’larla beslediğimiz karga yani El Kaide'nin Suriye'deki kolu IŞİD, Türbe’nin 21 Mart'tan itibaren 3 gün içerisinde boşaltılıp Türk bayrağının indirilmesini istedi. Bu “süre” yarın, 24 Mart’ta bitiyor. IŞİD saldırmayabilir, ama bir “saldırı” yine de olabilir. Artık kim yapabilir, yaptırabilir, bilemeyiz. Böyle şeyleri gizli teşkilatlar bilir. 24’ünde olmazsa, başka bir gün olabilir.
Türbe’ye vuku bulacak bir saldırı (veya benzer bir durum) halinde Erdoğan sınırdışı bir operasyon (veya benzer bir “milli” çılgınlık) yaparsa, ayıkla pirincin taşını. Bu durumda hem ABD ve AB patlar, hem Arap Ortadoğu çıldırır, hem de Suriye’nin hamisi Rusya şu sıralarda iyice azmış vaziyette, ortalığı dağıtır.
Tüm dünya da, hani ayı ve büyük aptesiyle ilgili bir deyim vardır, onu söyler.