Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Başbakan Erdoğan'ın Azarladığı Gazeteciler Listesi
Bir Başbakan Refleksi Olarak Gazeteci Azarlamak
Başbakan Erdoğan, azarladığı gazeteciler listesine Zaman Gazetesi muhabirini de ekledi. Urla’daki villalar, Sabah-ATV satışı ve Habertürk sansürüyle ilgili iddaları soran gazeteciyi azarlayan başbakanla ilgili TGC, bugün bir açıklama yayınlayarak başbakana “azarlamaktan ve nasıl soru sorulması gerektiğini söylemekten vazgeçmesi” için çağrı yaptı.
Zaman Gazetesi muhabirinin, Urla’daki villaları, Habertürk’e yönelik sansür iddialarını ve Sabah-atv grubunun satışıyla ilgili iddialarını sorması üzerine Erdoğan, “Öncelikle ‘İddia ediyoruz’ de. Çünkü bu iddialarının hepsinin altında patronlarınız var. Hepsinin altında dışa bağlı olduğunuz yer var.” ifadelerini kullandı. Habertürk’e müdahale iddiasını da doğruladı. Kendisini şöyle savundu: “Evet, Fas’tan aradım. Altyazı ile alakalı olarak bize yapılan hakaretlerle ilgili. Kendileri de gerekli uygulamayı yaptılar. Bu tür şeyleri de öğretmek durumundayız.”
TGC: Azarlamak, hedef göstermek demokratik tutum değildir
Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu bugün konuyla ilgili bir açıklama yaparak, Başbakanın soru sormaya çalışan gazetecileri azarlamasını eleştirdi.
Son yıllarda iktidarın gazetecileri “soru soramaz” hale getirdiğine dikkat çeken TGC Yönetim Kurulu açıklamasında, “Halkın bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkı için çalışan gazetecilerin görevlerini yapamaz hale getirilmesinin bedelini Türkiye ağır ödemektedir. Başbakanı gazetecileri azarlama alışkanlığından vazgeçmeye davet ediyoruz” denildi.
“Medya yöneticilerinin de kamu yararını gözeten haber yapan gazetecileri işten attıklarını rahatlıkla ifade etmeleri basın özgürlüğü açısından nasıl bir karanlık tabloyla karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha göstermiştir.” Açıklaması yapan TGC “basın toplantılarında soru sorabilen gazetecilerin azarlanması, hedef gösterilmesi, nasıl soru sorması gerektiğinin anlatılması çağdaş demokrasi ile bağdaşır bir tutum değildir”dedi.
Erdoğan’ın azar listesi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gazetecilerle olan ilişkileri gittikçe bozuluyor, fakat söz konusu tavrı yeni değil. Aşağıdaki listeye göz attığımızda, özellikle son iki yılda başbakanın gazetecilere uyguladığı baskının ülke sınırından taştığını, uluslararası medyada çalışan gazetecilere de yöneldiğini görüyoruz.
5 Ocak 2004: Karabük’te yaşlılar ve çocuk yurdunu ziyarete giden Erdoğan’a, Vatan gazetesi muhabiri, her iki yurtta da hem yaşlılar ve hem de çocukların özel olarak odalarından getirildiğini söyleyerek “Biliyor muydunuz?” sorusunu sordu. Erdoğan “İyi niyetli değilsin, edepsizlik yapma! Leş gibi alkol kokuyorsun. “ cevabını verdi, gazeteci Başbakanlık korumaları tarafından tartaklandı.
26 Eylül 2008: Deniz Feneri skandalının konuşulduğu günlerde başbakan, Kocatepe Camii’nin avlusundaki kitap fuarını gezdiği sırada kendisini Deniz Feneri Derneği’nin standı ile aynı karede görüntülemek isteyen Hürriyet ve Milliyet Gazetesi muhabirlerini “Sen çok akıllısın, ben senin aklını biliyorum. Terbiyesizlik, edepsizlik etme, çekil kenara” diyerek azarladı.
15 Mayıs 2010: Erdoğan, Yunanistan ziyareti sırasında, Yunanistan’dan bir gazetecinin Ege’deki Türkiye uçaklarının uçuşu hakkındaki sorusu üzerine “Siz Yunan Silahlı Kuvvetlerinin gazetecileri gibi çalışıyorsunuz. Hatta radar üssünde görevli bir teknisyen gibi çalışıyorsunuz. Her gün kaç uçak kalktı onu takip ediyorsunuz. Gazeteciler olarak ortalığı germeyin. “dedi.Bunun üzerine gazeteciler, ‘Siz bize işimizi nasıl yapacağımızı mı tavsiye ediyorsunuz?’ diyerek Erdoğan’ı eleştirdi.
3 haziran 2013: Reuters muhabirinin Gezi olayları üzerine sorduğu “Aşırı güç kullandığını düşündüğünüz polis için alınmış bir önlem var mı? Yumuşatıcı tavır içine girecek misiniz?” soru üzerine Erdoğan, gazeteciyle polemiğe girdi; “Yumuşatıcı ifadeler ne olabilir, bana öğretirseniz ben öyle konuşurum.” diyerek “Ne yapılmadi ki bu ülkede böyle bir adım atılmıyor. Size de soruyorum aldığınız bir mesaj var mı?” sorusuyla soruya karşılık verdi.
6 Kasım 2013 Öğrenci evleriyle ilgili soru soran Kanaltürk muhabiri, “kişilerin özel evlerine nasıl müdahale edileceğini” sorunca Erdoğan şu cevabı verdi: “Kişilerin özel müstakil evlerinde, bir farklı kız bir farklı erkek aynı evde kalması nasıl doğru olabilir. Siz kızınıza, oğlunuza böyle bir şeyi hoşgörüyle karşılayabilir misiniz?” Gazetecinin “ben konu değilim” hatırlatması üzerine Erdoğan “çocuğunuzla ilgili böyle bir şeyi uygun buluyorsanız hayırlı olsun.” yorumunu yaptı.
7 Kasım 2013: İsveçli bir gazetecinin Türkiye’nin Suriye’deki cihatçı gruplara destek verip vermediğini sorması üzerine, Erdoğan gazeteciyi azarlayarak, “Neye dayanarak bunu söylüyorsun, elindeki belgeler neler?” sorusunu sordu.
9 kasım 2013: Erdoğan, kendisine ‘kızlı-erkekli öğrenci evleri’ konusunda Helsinki’de soru soran Finlandiyalı gazeteciye, “Değerli arkadaşımı herhalde birileri özel olarak görevlendirmiş” cevabını verdi.
10 Şubat 2014: AKP’nin oyunun yüzde 34,6 ya düştüğünü iddia eden anketle ilgili soru soran Zaman gazetesi muhabirine “sen inanıyor musun buna? Senin mensubu olduğun gazete başka bir anket yayınlamıştı. Seninkine mi inanalım, buna mı inanalım? Ben de diyorum ki senin mensubu olduğun gazete de bir anket yayınladı. İşte bu anketin adı paralel yapı firmasının anketidir.” Diye cevap verdi. Aynı muhabirin “İşadamı Reza Zerrab’ın operasyondaki bakanlarla ilişkide olduğu, size MİT’in bununla ilgili sizi uyardığı söylendi. Doğru mu?” sorusuna ise “MİT’in bu tür raporlarına nüfuz edecek kadar paralel yapının temsilcisi durumuna düşüyorsunuz. Müşterek çalışıyorsunuz da ondan.” dedi.
Kaynak: Gözde Kazaz | Yeşil Gazete