Erdoğan Yine Oy İstedi: '400 Milletvekili Lazım'
Bursa'da konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, siyaset yaparak tarafsızlık ilkesini çiğnediği iddialarını reddetti ve 'istikbale yönelik kanaatlerimi söylüyorum' dedi. 7 Haziran'da yapılacak seçimde, parti ismi vermeden oy isteyen Erdoğan '7 Haziran seçimlerinde yeni Türkiye’yi istiyorsak, 400 milletvekilini vereceğiz. Eğer yeni Anayasa istiyorsak 400 milletvekilini vermek lazım. Bir başkanlık sistemi istiyorsak 400 milletvekili vermek lazım. Kardeşlerim, çözüm süreci 400 milletvekilini vermemiz lazım ki gümbür gümbür iktidarda olan bir parti bunu gerçekleştirsin' ifadelerini kullandı.
Toplu açılış töreni için gittiği Bursa'da vatandaşlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminde yine muhalefet vardı. Oturan bir cumhurbaşkanı olmayacağını belirten Erdoğan 'Pergelin bir ayağı Türkiye'de olacak diğer ayağıyla da dünyayı dolaşacağız. Birileri rahatsız oluyor istiyorlar ki Cumhurbaşkanı Ankara'da otursun. Küresel güç olma iddiasındaki Türkiye'nin böyle bir lüksü olabilir mi?' dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
Biz ülkemiz ve milletimiz bir daha kara günler yaşasın diye mücadele ediyoruz ve 'yeni Türkiye diyoruz'. Tatlı su demokratı kendine demokrat olmadık. Bursa'da ne diyorsak Van'da da aynısını söyledik. Biz milletin rızasını kazanmak için çalışıyoruz. Her kesimden insanımızla milletin sarayında, milletin evinde bir araya geliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu ziyaretlerinden rahatsız olanlar var.
'400 MİLLETVEKİLİ LAZIM'
Cumhurbaşkanı siyaset yapıyor diyorlar. Hayır biz gelecekle ilgili öngörülerimizi söylüyoruz. 7 Haziran'da yeni anayasa, başkanlık sistemi ve çözüm süreci istiyorsak 400 milletvekili lazım. 400 millet vekili vereceğiz ki gümbür gümbür iktidarda olan bir parti bunları gerçekleştirebilsin. Bunun için bir ve beraber olacağız ve güçlü şekilde yarınlara yürüyeceğiz.
'10 TANESİ BAŞKANLIK İLE YÖNETİLİYOR'
Dünyada gelişmiş ülkelere bakalım. G20 toplantısının ağırlıkta olan ülkeleri hepsi başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bunların 18 ülke 10 tanesi başkanlık ile yönetiliyor. ABD bunlardan bir tanesi. Arjantin Rusya Brezilya Meksika hepsi başkanlık ile yönetiliyor. Biz az gelişmiş ülkeleri mi örnek alacağız yoksa gelişmiş ülkeleri mi örnek alacağız.
'KOŞAN BİR CUMHURBAŞKANI OLACAĞIZ DEDİK'
Önümüzdeki hafta Latin Amerika'ya gideceğiz. Bu seyahatimizde 10 gün önce Etiyopya Jibuti ve Somali'ye gittik. Şimdi de Kolombiya Küba ve Meksika'ya gidiyoruz. Bu 3 ülkeyi ziyaret edeceğiz. Ondan sonra da il ziyaretlerimize devam edeceğiz. Ardından yine Afrika ve Latin Amerika'ya gideceğiz. Pergelin bir ayağı Türkiye'de olacak diğer ayağıyla da dünyayı dolaşacağız. Birileri rahatsız oluyor istiyorlar ki Cumhurbaşkanı Ankara'da otursun. Küresel güç olma iddiasındaki Türkiye'nin böyle bir lüksü olabilir mi? Biz ne dedik yatan oturan değil koşan bir cumhurbaşkanı olacağız dedik. Bu taahhütle milletin karşısına çıktık.
'YANLIŞ YERDE DURAN SİZSİNİZ'
Cumhurbaşkanı meydanlara indi diyorlar. Yahu asıl mesele sizin meydanlarda olmamanız. Artık eski Türkiye yok. Benim yerim tam burası. Benim yerim milletimin yanı. Yanlış yerde duran sizsiniz. Ülkesine ve milletine ihanet içindeki bir çeteyle kol kola olmak sizi iktidara götürmez. Felakete sürükler. Pensilvanya ile işbirliği tutan kirli ilişkilere giren ve bu kirli ilişkileri parlamentoda devam ettiren bu yanlış yapılanma onları er geç bir yere taşıyacak. Siz dünyanın her yerinde tüm imkanlarını gücünü Türkiye'ye zarar vermek şikayet etmek için kullanan bir yapıyla nasıl yoldaşlık edersiniz.
'MİLLET AFFETMEZ'
Bu mesele düşmanımın düşmanı dostumdur mantığıyla hareket edilecek bir mesele değil. Milletin bekası ve ülkenin geleceği meselesidir. Çete kurup seçilmiş hükümete başbakana milli iradeye karşı darbe yapma teşebbüsünde bulunanlara payandalık edenleri millet affetmez. Ne demişler atalarımız, 'Asıl azmaz bal kokmaz kokarsa yağ kokar onun da aslı ayrandır.'
'BU ÜLKENİN HUZURA İHTİYACI VAR'
Kardeşlerim bizim aslımız belli. Abdestimizden şüphemiz yok ki namazdan şüphemiz olsun. Bizden bu millete bu ülkeye zarar gelecek bir şey sadır olmaz. Çünkü bizim murakıbımız bizatihi milletin ta kendisidir. Çıkıyor bir tane siyasi genel müdür diyor ki ben o teröristlerin önünde yürürüm diyor. Yani eli molotoflu elinde her türlü taş sapan var. Neymiş genç. Önlerinde yürürüm diyor. Elinde molotof, sapan varsa bunlarla beraber halkın her türlü malına saldırıyorsa bunlar teröristtir. Onun önünde yürüyeceğini söyleyen kişi de ondan nasibini almış demektir. Bu ülkenin huzura ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı olarak bizler şu anda içgüvenlik yasasıyla alakalı atılması gereken adımların ülkemizin aydınlık yarınları için önemli olduğuna inanıyorum. Elinde molotofla ülkenin her yerinde terör estiren insanlara sahip çıkamayız.
' TÜRKİYE ÇOK BAŞLILIĞIN BEDELİNİ ÖDEDİ'
Bunun bedelini ağır ödeyen bir başbakan olarak cumhurbaşkanı makamında da buna sessiz kalamayız. Yeter ki bu hemen meclis başkanlığından geçsin. Yeni ihtiyaçlar doğuyor. Yeni yöntemler bulmamız gerekiyor. Yeni anayasa ve başkanlık sistemi işte bu çerçevede ülke gündemine gelmiş konular. Bugün hızlı karar alma kabiliyetine sahip devletlere bir bakın inceleyin. Çoğunun başarısının genelinde başkanlık sistemi olduğunu göreceksiniz. Türkiye'yi dünyanın en gelişmiş 10 ülkesinden biri yapacaksak bu konuları süratle hayata geçirmeliyiz. Türkiye çok başlılığın bedelini defalarca ödedi.
'BUNLAR DÖRT DÖRTLÜK CAHİL'
Madem bu gömlek bu bedene dar geliyor gelin daha iyisini daha güzelini daha faydalısını getirelim. Diyorlar ki başkanlıkta denetim yok. Bunlar gerçekten dört dörtlük cahil. Şu anda ABD'deki sistemde denetim yok mu? Bir sağlık reformunu sayın Obama yapamadı. Meclis senato yol vermiyor. Ama biz sağlık reformunu ta ne zaman yaptık. Biz bunların da önünü açacak bazı adımlarla mesela çift kamaralı bir parlamento olsun istemiyoruz. Tek kameralı olsun. Daha seri olsun. Parlamento her zaman denetim görevini yerine getirecektir. Bu sistemde ısrar etmenin direnmenin ülkeye de millete de bir faydası yoktur. Biz başkanlığı keyif için gündeme getirmiyoruz. Millet bizlere her türlü payeyi zaten layık görmüş.
Biz milletin aleyhinde olacak bir işin içinde olmayız. Bizim geçmişimiz geleceğimizin teminatıdır. Millet meseleye el koyacak kendisinin ve evlatlarının geleceği için en doğru kararı verecektir.
'SEN HOCA MISIN BANKA PATRONU MUSUN?'
Çözüm süreci için ailece hayatımızı ortaya koyduk. Bunun sabır isteyen bir iş olduğunu biliyorum. Çözümü engellemek için çalışanlar boş durmuyor. Tüm provokasyonlara rağmen hamdolsun süreci bu güne kadar getirdik. Bakıyorsunuz ABD'nin gazetesinde Pensilvanya'daki zat makale yazıyor. Niçin yazıyor? Türkiye'deki bir katılım bankasıyla alakalı. Sen hoca mısın yoksa banka patronu musun nesin? Şu hale bak. Sırtını nereye dayıyor? İşte o malum New York Times gazetesine... Bunun patronajı nerede? Onu da siz araştıracaksınız. Acaba bu gazetenin patronları kim? Nasıl burada yazdırıyorlar. Hesap başka içerden ve dışardan güçlü Türkiye istenmiyor. Bunun için her taraf ayağa kalkmış durumda. Bir yandan çözümü devam ettirirken kamu düzenini halkın devlete olan güvenini de korumak durumundayız.