Görüş Bildir
Nokia'dan Otomobillere Yatırım
Finlandiyalı telefon üreticisi Nokia, otomobillerle olan bağlantı özelliklerini geliştirmek için 100 milyon dolarlık bir fon oluşturdu. Firma özellikle HERE navigasyon servisinin araçlardaki kullanımını geliştirmek istiyor. Apple ve Google gibi devlerin ardından Nokia da otomobillere girmeye hazırlanıyor. Akıllı telefonların otomobillerle daha fazla iletişimde olmasını sağlamak için adım atan Nokia, bu amaçla 100 milyon dolar bütçeli bir fon oluşturdu. Oluşturulan fon ile firma telefonlarla otomobiller arasındaki bağlantıyı daha da geliştirmek için çalışacak. Akıllı telefon birimini Microsoft'a satan ve elinde nakit bulunan Nokia, bu adımla beraber farklı bir alana yatırım yapmaya başlıyor. Firmanın haritalama şirketi olan HERE ile işbirliği içinde sürdürülecek olan proje ile ilgili detaylı bilgi açıklanmadı. Ancak navigasyon yardımı ile sürücülere yardımcı olabilecek teknolojilerin geliştirileceği düşünülüyor. Firmanın Şubat ayında duyurduğu HERE Auto servisi bulunuyor. Bu servis otomobillerde daha gelişmiş bir navigasyon hizmeti sunmayı amaçlıyor. Yeni fonun bu servisin özelliklerini daha da ileri bir noktaya taşıması hedefleniyor. Rekabet otomobillere kayıyor Telefon pazarında birçok firma otomobillerde cihaz kullanımının geliştirilmesi için çalışmalarda bulunuyor. Google'ın başını geçtiği bir grup bu konuda çalışmalar yaparken Apple da CarPlay servisi ile araç içi eğlence sistemlerini iOS cihazlarla birleştirmeye çalışıyor. Al Jazeera
'Çok Kitap Oku, Az Hapis Yat'
Avrupa'nın en kalabalık cezaevlerine sahip ülkelerinden biri olan İtalya'nın güneyindeki Calabria bölgesinde, hapisteki mahkûmların okudukları her kitap için ceza indirimi almaları planlanıyor. Ülkenin en fakir ve suç oranı en yüksek bölgelerinden Calabria'da bölge yönetiminin aldığı kararla mahkûmlar, okudukları her kitap için 3 gün ceza indirimi alacak. Ceza indirimi, yalnızca 6 aydan fazla hapis cezası alanlara uygulanacak ve indirim miktarı yılda maksimum 48 günle sınırlanacak. Maksimum ceza indiriminden yararlanmak isteyen mahkûmların yılda 16 kitap okuması gerekecek. Mahkûmların kitapları 'okuyormuş gibi yapmalarını' engellemek için de hapishanenin eğitim yetkilileri süreci takiple görevlendirilecek. Calabria bölge yönetiminin kabul ettiği tasarının yasalaşması için bölge yasama konseyinin ve parlamentonun da onayını alması gerekiyor. Tasarıyı hazırlayan Calabria bölge yönetiminin kültür işleri yetkilisi Mario Caligiuri 'Okumak sıkıntıya karşı olağanüstü bir panzehirdir, hem kişisel hem de toplumsal bir kurtuluş sağlar' dedi. İtalyan basınında 'Ne kadar çok kitap okursan, o kadar az hapis yatarsın' olarak anılan tasarının, Brezilya'da uygulanan 'Reembolso atraves de leitura' (okuyarak ceza ödeme) projesinden esinlenilerek hazırlandığı belirtiliyor.BBC Türkçe
Kamuda 'Part-Time' Dönemi Başlıyor
Milyonlarca çalışan ve iş arayanı yakından ilgilendiren sosyal güvenlik paketi tamamlandı. Pakette memura yarı zamanlı çalışma imkanı da geliyor.Memurlar için yarı zamanlı çalışma dönemi başlıyor.. İş Yasası'nda yapılacak yeni düzenlemeler kamuda önemli değişiklikleri de beraberinde getirecek.. Uzaktan çalışmaya olanak tanıyacak yeni pakette, doğum izni süreleri de değiştiriliyor.. Peki bu paketle taşeron işçilerin dertlerine çözüm bulunabilecek mi? İşte ayrıntılar..Çalışma hayatında taşlar yerinden oynuyor.. Hem işçiler hem de memurlar için yeni düzenlemeler yolda.. İş yasası'nda yapılacak yeni düzenlemelerle kamuda yarı zamanlı çalışma sistemi yaygınlaştırılacak. Böylece 'uzaktan çalışma sistemi' devreye girmiş olacak.. Peki memur sendikaları bu düzenlemeye ne diyor?'Yarı zamanlı çalışmaya sadece ihtiyaçları karşılama noktasından bakılmalı. Sadece istihdam düzeni olarak bakılırsa çok sorun çıkar 'Öngörülen düzenlemelere göre, yeni göreve başlayan memurlar, ilk olarak Batı illerine atanacak. Doğu illerine atama ise ancak tecrübe kazandıktan sonra gerçekleşecek.. 5 yıl olan şark hizmetinin süresi de 3 yıla düşürülecek. doğum izniyse 16 haftadan 18 haftaya çıkacak .Peki doğum yapan kadın memurların durumuna ilişkin başka hangi düzemlemeler var?'Bebeği olan kadınlara kısmi çalışsa da maaşını tam alma şansı getirilecek böyle bir çalışma var. Ayrıca doğum izninden dönen kadının işe başlatılması zorunluluğu da getirilecek.'Paketle evliliğin teşviki de gündemde.. Yeni evli çiftlere faizsiz kredi verilmesi ve TOKİ'den öncelikli ev sahibi olmaları teşvikler arasında yer alıyor. Ve taşeron işçiler.. Pakette kamudaki taşeron işçilerle 3 veya 5 yıllık sürelerle sözleşme yapılması ve bu yolla işçilerin her yıl girdi çıktı yaptırılarak hak kayıplarının önlenmesi amaçlanıyor.Cumhuriyet
Monet'nin "Nilüferler"i 27 Milyon Dolara Satıldı
Fransız empresyonist ressam Claude Monet'nin 'Nilüferler' adlı tablosu, New York'ta yapılan açık artırmada 27 milyon dolara satıldı. Christie's Müzayede Evi, Monet'nin 1907'de Fransa'nın Giverny kentindeki evinin bahçesinde yaptığı tabloyu Asya ülkelerinden, adının açıklanmasını istemeyen bir koleksiyoncunun satın aldığını açıkladı. Tabloya 25 milyon dolar değer biçilmişti. 1930 yılından bu yana Huguette Clark'ın koleksiyonunda bulunan tablo, en son 1926'da sergilenmişti.Açık artırmada 2011 yılında 104 yaşındayken ölen, Montana bakır madenleri mirasçısı Clark'ın koleksiyonundan 47 parça toplam 285 milyon dolara satıldı. İspanyol ressam Pablo Picasso'nun 1942'de tamamladığı 'Dora Maar'ın Portresi' adlı eseri 22,5 milyon dolara satılırken Rus sanatçı Wassily Kandinsky'nin 1909 tarihli 'Sahil' adlı tablosu da 17,2 milyon dolara alıcı buldu.CNN Türk
Reklam
Antivirüs Yazılımların Mucidi: Antivirüsler Öldü
Güvenlik şirketi Symantec, bundan 25 yıl önce bilgisayarları hacker saldırılarına karşı koruyan ticari antivirüs yazılımını icat etmişti. Şimdi ise şirket bu yöntemin başarısızlığa mahkum olduğunu açıkladı. Symantec'in kıdemli başkan yardımcısı Brian Dye yaptığı açıklamada bilgi güvenliğini sağlama konusunda antivirüs yazılımının 'öldüğünü' söyledi. Dye, 'Antivirüsün artık hiçbir şekilde para kazandıracağını düşünmüyoruz.' dedi. Antivirüs yazılımları hackerların bilgisayara sızmasını önlemeyi amaçlıyor. Ancak son zamanlarda hackerler bunu başka yollardan başarıyor. Bu nedenle Dye, yıllık cirosu 70 milyar doları bulan siber güvenlik sektöründe geniş çaplı bir değişimi başlatacak yeniden icat çalışmalarına öncülük ediyor. Kötü adamları dışarıda tutmaya çalışmaktan ziyade şirketlerin yeni teknolojileri artık hackerların bir şekilde sisteme sızdıklarını varsayarak bu sızıntıları tespit etmeyi ve zararı en aza indirmeyi amaçlıyor. Ağ ekipmanları üreticisi Juniper Networks, müşterinden hackerları yanlış yöne çekmek için güvenlik duvarları içerisine sahte veriler yerleştirmesini istiyor. Silikon Vadisi şirketi Shape Security ise hackerların şifre ve kredi kartı numaralarını çalacağını farz ederek artık çalıntı bilgilerin kullanımının zorlaştırılması için çalışıyor. FireEye da savunmanın ilk hattını geçen zararlı içerikli kodları bulmak için ağları tarayan teknoloji yarattı. Şirket, veri güvenliğinin kırılması ardından siber hayalet avcısı gibi görev yapan Mandiant şirketini 1 milyar dolara satın aldı. Symantec de bu hafta aynı kervana katıldı. Şirket, hacklenmiş sistemlere yardım için kendi müdahale takımını kuruyor. Şirket altı ay içerisinde müşterilerine belirli tehditler ile ilgili istihbarat bilgilendirmesi yapacak. Müşteriler böylece yalnızca hacklenmiş olduklarını bilmekle kalmayacak aynı zamanda neden hacklendiklerini de öğrenecek. Şirket ayrıca bir ağ içerisine yerleşmiş oldukça ileri zararlı yazılımları tespit etmek için de teknoloji geliştiriyor. Ancak bunun için şirketin bir toparlanmaya ihtiyacı var. Şirketin maliyet kesintileri nedeniyle karı artsa da son iki çeyrekte gelirleri düştü. Perşembe günü kar rakamlarını açıklayacak olan şirket Mart ayında sona eren çeyrekte gelirlerinin 1,62 milyar dolardan 1,66 milyar dolara yükselmesini bekliyor. Ancak bu rakam bir yıl önceki seviyesinden yüzde 5 daha az. Mart ayında CEO Steve Bennett'i görevden alan şirket böylece iki yıl içerisinde iki CEO'sunun işine de son vermiş oldu. Symantec şirketinde 10 yıldan fazladır görev yapan Dye, diğer şirketlerdeki ilerlemeyi gördükçe öfkelendiğini söyledi. Dye, 'Olduğunuz yerde oturup hayal kırıklığını yaşayabilirsiniz. Ya da harekete geçerek ilk etapta oynamanız gereken oyunu oynamaya başlayabilirsiniz.' dedi. Symantec, ürettiği antivirüs yazılımı ile 1980'lerde bilgisayar güvenliğine öncülük ediyordu. Bu teknoloji daha önce bilgisayarlarda bulunan zararlı kodlardan oluşan listeyi kullanarak hackerların saldırılarını dışarıda tutmayı amaçlıyordu. Tıpkı bir insanı bağışıklık sistemi gibi. Ancak hackerlar gittikçe daha fazla orijinal açıklar kullanmaya başladılar. Dye, antivirüslerin günümüzde siber saldırıların yalnızca yüzde 45'ini tespit ettiği tahmininde bulunuyor. Bu durum Symantec şirketini zor duruma sokuyor. Kişisel cihazlarda kullanılan antivirüs ve diğer ürünler şirketin gelirlerinin hala yüzde 40'ından fazlasını oluşturuyor. Ticari hesaplar için özelleştirilmiş siber güvenlik hizmetleri gelirlerin beşte birini oluştururken daha az kar marjına da sahip. İmkansız olmasa da bu tarz hizmetleri bireysel müşterilere satmak da pratik olmayacaktır. Symantec'in ilk antivirüs ürününü yaratılmasına yardımcı olan Ted Schlein, bu yazılımların 'gerekli olduğunu ancak yeterli olmadığını' söyledi. Girişim şirketi Kleiner Perkins Caufield & Byers'ın da ortağı olan Schlein, Symantec ile rekabet eden yeni siber güvenlik şirketlerine yatırım yapıyor. Dye, Symantec'in Norton güvenlik setinin halihazırda bir antivirüs yazılımının ötesine geçtiğini ve daha önce görülmemiş virüslerden kaynaklanabilecek aktiviteleri de bulduğunu söyledi. Yazılım içerisinde şifre yöneticisi, spam engelleyici ve kullanıcının Facebook haber kaynağını tehlikeli linklere karşı tarayan bir araç ile geliyor. Dye, şirketin Norton'dan vazgeçme gibi bir planının olmadığını ancak yeni ürünler ile gelir büyümesini hedeflediğini söyledi. Dye, 'Eğer müşteriler koruma sisteminden tespit ve yanıt sistemine yönelirse büyüme de tespit ve yanıt sisteminden gelecek.' dedi. Intel'in güvenlik birimi McAfee gibi diğer geleneksel antivirüs üreticileri de aynı yola yönelmiş durumda. McAfee'nin baş teknoloji sorumlusu Symantec'in hedeflediği teknolojiyi yaratmanın iki-üç yılı bulacağını belirtti. IBM de Pazartesi günü yaptığı açıklamada bilgisayar ağları içerisinde düzensiz hareketleri tespit edecek kendisine ait bir güvenlik yazılımı üretmeyi planladığını duyurdu. İran bağlantılı hackerlar geçen ilkbaharda enerji şirketlerinin ve ABD'nin beş büyük bankasından birinin dijital çeperini aşmayı başarmış ancak sisteme daha fazla sızmadan bu aktivitenin farkına varılmıştı. Siber güvenlik şirketleri ayrıca çok tehlikeli tehditleri az tehlikeli tehditlerden ayırmayı da istiyor. Target şirketinin güvenliği geçen yıl aşılmadan önce FireEye'ın güvenlik yazılımı şirketi şüpheli aktivite konusunda uyarmıştı. Ancak şirket bu aktivitenin önemsenecek derecede olmadığına karar vermişti. Daha önce Target'ta çalışan bir kişi takımın tüm tehlikeleri takip edecek kaynaklardan eksik olduğunu söylemişti. Dye bu konuda, 'Bir sorundan yüzde 60 emin olduğumuzda ne yapabiliriz' sorunu yöneltiyor. Analistler ise Symantec'in yazılımının çok fazla makinede çalıştığı için hangi hackerların görmezden gelinebileceği ya da hangilerinin gerçek bir sorun teşkil ettiği konusunda daha fazla rehberlik yapabileceği görüşündeler. DANNY YADRON | WSJ Türkiye
İlk Bakış - Civilization: Beyond Earth
Eğer sizden bugüne dek çıkmış en iyi strateji oyunlarını şöyle bir sıralamanızı istesem Civilization adı o listede mutlaka yer alır.Dile kolay, taaa 1991 yılından beri dünyanın tarihini baştan yazıyor, medeniyetlere yön veriyoruz bu isim altında. Ve eğer sıkı bir Civ hayranıysanız, her oyunun insanoğlunun uzaya ayak basmasıyla son bulduğunu da iyi bilirsiniz. Sid Baba, bu döngüyü şimdiye dek sadece bir kez, o da 1999 yapımı Alpha Centauri ile bozdu. Her ne kadar bu oyun Civ hayranları arasında bir fenomene dönüşse de satış rakamları açısından da serinin en başarısız yapımıydı aynı zamanda. Muhtemelen Alpha Centauri 2 ’nin bugüne dek hep bir rüya olarak kalmasının sebebi de buydu. Lâkin, görünüşe göre Fraxis ekibi bu fikri mülke ikinci bir şans tanımaya karar vermiş durumda. Çünkü Beyond Earth (BE) ile galaksiyi bir kez daha “medeniyete” kavuşturmak üzereyiz.Bildiğiniz gibi bugüne dek çıkmış tüm Civ oyunlarının konusu dünyamızın tarihi üzerine olmuştur. Bilindik bir devleti seçer, bilindik bir lideri yönetir ve bilindik şeyleri keşfederiz. Barutun neden önemli olduğunu ya da denize açılmanın gerekliliğini öğrenmemize gerek yoktur. Fakat BE’de işler değişiyor; çünkü bu kez insanlığın geçmişini değil, geleceğini belirleyeceğiz. BE günümüzden yüzlerce yıl sonrasını, “Büyük Hata” denen ve insanoğlunun dünyadaki günlerini sayılı kılan bir dizi olayların sonrasını konu alacak. Artık uzaya çıkmak bilimsel bir araştırma değil, neslimizi devam ettirebilmemiz için bir mecburiyet hâline gelmiştir. Bu zaruret, yeryüzünde (detayları henüz açıklanmayan) sekiz ayrı gruplaşmanın doğmasına yol açar. Oyuna her birinin politik görüşü, uzmanlık alanı ve nihai amacı farklı olan bu sekiz gruptan birini seçerek başlayacağız. Dahil olacağımız grubun yanı sıra uzaya açılırken kullanacağımız geminin, yanımızda götüreceğimiz kolonicilerin, taşıyacağımız kargonun çeşidini de belirleyebileceğiz. Böylece oyunu her başlatışımızda bizlere farklı deneyimler sunmayı hedefleyen bir sistem oluşturmaya çalışıyorlar. Zaten yapımcı ekibin şu ana kadar verdiği tüm demeçlere ve içeriğe bakılırsa BE’nin üzerinde en çok durduğu konu tekrar oynanabilirlik olacak.Tabii değişiklikler sadece bu gruplaşmalarla kalmıyor. BE için özel olarak hazırlanan harita motoru, uzay mekiğimizin indiği gezegeni her seferinde sıfırdan tasarlayacak şekilde yapılıyor. Üstelik bu sadece arazi koşulları ve kaynakların dağılımı gibi şeylerle de sınırlı olmayacak. Aksine gezgenin renk paleti, bitki örtüsü, kaynakların çeşidi ya da atmosferin durumu gibi özellikleri de değişecek. Kanyonlarla dolu bir gezegene inersek dev solucanlarla, kumluk bir yere inersek böceklerle, suyun bol olduğu bir yere indiğimiz takdirde de deniz yaratıklarıyla karşılaşacağız. Böylelikle her seferinde galaksinin farklı bir köşesindeki farklı bir gezegene inmiş gibi hissedeceğiz. Fraxis ekibi gezegen tasarımlarında Dune ve Ender’in Oyunu gibi pek çok kült eserin yanı sıra Arthur C. Clarke, Carl Sagan ve Hayao Miyazaki gibi ünlü kalemin fikirlerinden yola çıkmış. Oyun boyunca bu yazarlara ve eserlerine dair referanslara rastlayacağımız da çıtlatılanlar arasında.BE’nin amaçladığı bir diğer şeyse, oyunculara hem kendilerini evlerinde hissettirmeyi hem de yeni bir şeyler sunmayı sağlamak. Bu nedenle oyunda bir gezegene indikten sonra ilk 50-60 turn arası her şeyin alışılagelmiş Civ gibi başlamasını uygun görmüşler. Üssümüzü kuracağız, etrafımızı keşfetmeye başlayacağız ve izciler, savaş birimleri, koruma sistemleri gibi standart buluşlarla girişeceğiz. Tam bu sıralarda gezegene iniş yapmış diğer kolonicilerle iletişime geçeceğiz. Hepsi de farklı gruplaşmalara dahil olacak elbette, ki çekişme olsun. Derken işin içine eğilimler (affinities) denen yeni bir mekanik girecek ve oyun o noktadan itibaren bambaşka bir boyut alacak.Oyunda toplamda üç farklı eğilim bulunacak: Harmony (Uyumluluk), Supremacy (Egemenlik) ve Purity (Saflık). Harmony , insanoğlunun dünyada yaptığı hataları (kirlilik, aşırı kaynak tüketimi vs) tekrarlamak istemeyen kişilerin benimsediği eğilim olacak. Bu grup gezegen üzerinde hakimiyet kurmaktansa gezegenin bir parçası olmaya ve onun sunduğu avantajlardan sonuna kadar faydalanmaya çalışacak. Bunun sonucunda da oyunun başında bizler için birer tehdit olan doğal yaşam koşulları birer avantaja dönüşecek. Bu grubun birimleri çok çabuk genişleyip çok daha hızlı hareket edecek. Supremacy eğilimi teknoloji yanlısı olacak. “İnsanoğlunu dünyadan kurtaran şey bilimdi, uzay gemileri yapabilmemizdi, bu yoldan devam etmeliyiz,” görüşünü savunacaklar. O nedenle robotlar, androidler, gelişmiş yapay zekâ ve teknolojik aletler gibi şeyler bu gruptan sorulacak. Bir yerden sonra insanlıklarının bir kısmını geride bırakıp onlar da robotlaşmaya başlayacak. Purity ise kökenine bağlı kalan ve nereden geldiğimizi unutmamanın önemli olduğunu savunan taraf. Gezegeni dünyaya benzetmeye çalışıp uzaylılarla temas kurmaktan kaçınacaklar. Devasa kaleler, uçan savunma kuleleri gibi şeyler inşa edip kökenlerini korumaya çalışacaklar.Oyunun ilerleyen bölümlerinde bu üç farklı eğilimden birini seçmek zorunda kalacağız ve er ya da geç diğerleriyle çekişmeye başlayacağız. Oyunda diplomasi yine büyük önem taşıyor elbette, zaten aksini yapmaya çalışan bir Civ düşünemiyorum. Bununla birlikte Civ V’te tanık olduğumuz casusluk teknolojileri bu oyunda daha da fazla yer alacak. Artık casuslarımız bize sadece bilgi ve teknoloji kaçırmakla kalmayacak, aynı zamanda karşı tarafın üslerini sabote edebilmemizi de sağlayacak. Bir de uydu fırlatma teknolojisi var elbette. Gerekli teknolojileri ürettikten sonra gezegenin yörüngesine bize çeşitli avantajlar sağlayan uydular fırlatabileceğiz. Bunlardan bazıları savunma, bazıları saldırı, bazılarıysa havayı temizlemek ya da kaynak sağlamak gibi fayda bazlı olacak. İşi ilginç kılan kısmı her altıgende sadece bir uydu bulunabilecek olması. Dilersek karşı tarafın uydularını vurabileceğiz ve oraya kendimizinkini yerleştirebileceğiz. Yani savaşların sadece gezegen yüzeyinde değil, yörüngede de süreceğini şimdiden söyleyebiliriz. Bir diğer ilginç noktaysa uyduların gerçeğe uygun bir şekilde yıpranıp bir noktadan sonra işe yaramaz hâle gelmesi. O nedenle bazı noktalardaki hâkimiyetimizi korumak için rakiplerimizden önce uydu üretme konusunda da sürekli yarış hâlinde olacağız gibi görünüyor.Uydulardan laf açılmışken yeni teknoloji ağacı değinmemek olmaz tabii. Bildiğiniz üzere daha önceki Civ oyunlarındaki teknolojik gelişmeler oldukça bilindikti: önce kâğıt, ardından kitap, sonra kütüphane. Ya da önce barut, ardından tüfek, sonra da askerler vs. Lâkin BE de durum oldukça farklı olacak çünkü keşfedilmiş olanı değil, keşfedilmesi mümkün şeyleri araştıracağız. Bu da bilimkurgu filmlerinden fırlamış pek çok hayali teknoloji emrimize amade olacak demek oluyor elbette. Teknoloji ağacımız artık tek bir sıra hâlinde değil de bir ağ gibi açılacak ve önümüze genetik teknoloji, yapay zekâ araştırmaları, uzaylılaşma, robotlaşma gibi farklı farklı seçenekler çıkacak. Bunlardan birini seçtikten sonra sadece o yönde ilerleyebileceğiz ve böylelikle rakiplerimizden giderek farklılaşacağız. Bu farklılaşma üslerimizin biçiminden tutun da birimlerimizin dış görünüşlerine kadar grafiksel olarak da sergilenecek üstelik.Civilization: Beyond Earth , ilk mekiklerini önümüzdeki sonbahar PC, Mac ve Linux gezegenleri için fırlatmış olacak. Bizlerde vaat ettiklerinin ne kadarını gerçekleştirebildiklerini görmek için Tardis’imizle hemen peşlerinde olacağız. O zamana dek gelişmeler için bizi izlemeye devam edin efendim.Işınla beni Skati…
Reklam
Her Yeni Girişimin İhtiyacı Olan 6 Karakter
Entrepreneur dergisinin, RFID teknolojileri girişimi ThingMagic’in kurucu ortağı Bernd Schoner ile yaptığı röportajda Schoner, başarılı bir girişimin içerisinde bulunması gereken 6 karakteri tanımlıyor. Birçok işletme bir ya da iki kişi ile kurulmasına rağmen Schoner başarılı bir girişimin ve iyi bir takımın reçetesine 6 farklı karakter yazıyor.
The Stomping Land
Olur da Kickstarter’da kaçırdıysanız.YAZANSarp KürkcüKickstarter gerçekten yaratıcı ve güzel işleri sunuyor bizlere.2013 Haziran ayında başarıya ulaşan The Stomping Land de yine böyle ilginç projelerden. Farklı boyutlarda dinozorlarla aynı adayı paylaştığımız, hem onları hem de bizim avımıza göz koyan diğer avcıları avladığımız mekaniklere sahip olan oyun 20,000 dolar isterken 114,000 dolarla kampanyayı sonlandırmıştı.Eğer siz de o zamanlar emin olamamış, ya da bu fırsatı kaçırmışsanız şans yüzünüze gülüyor. Çünkü Mayıs ayının sonlarında oyun Steam Erken Erişim programında olacak. Oyunu almış olanlar için 23 Mayıs’ta Steam kodları gelecek, diğer herkes içinse alımlar 30 Mayıs’ta başlayacak. 30 Mayıs'taki fiyatlandırma ise 24,99 dolar olacak.İçinde PvP’nin, dinozor eğitip binek olarak kullanmanın, kendi kamuflajınızı yaprak yaprak yaratmanın, ev olarak nitelendirdiğiniz yerde çeşitli araçlar kurmanın, meşale yapıp mağarada hayatta kalmanın ve daha bir çok mekaniğin olduğu bu ilgi çekici oyunu gözlemenizi tavsiye ediyoruz. Çünkü bir maceraya atılmak istediğinizde, içinde dinozorların olması büyük bir artıdır.The Stomping Land ’in ana sayfasına buradan ulaşabilirsiniz.
Reklam
Buğdayda Korkutan Tablo
Yaşanan kuraklık Amik Ovası’nı tehdit ediyor. Bu mevsimde yaklaşık 20 santimetre olması gereken buğdayın boyu bir çok yerde 5 santimetreyi bile geçemedi. Mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak havanın çiftçileri artık korkutmaya başladığını kaydeden Antakya Ticaret Borsası Başkanı Mehmet Ali Kuseyri “Hatay genelinde 155 bin hektarlık arazilerin yüzde 75 sulanabilir araziler bulunmaktadır. Fakat mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcak hava Hatay’daki çiftçileri endişelendirmeye başlamıştır. Amik Ovası ile bölgedeki verimli tarım arazilerinin su ihtiyacını karşılayan barajların doluluk oranı kuraklık nedeniyle yüzde 25 seviyelerine kadar düşmüştür. Geçtiğimiz yıl ortalama doluluk oranı yüzde 70 olan bölgedeki baraj ve göletler, kuraklıktan dolayı yüzde 20 seviyesine kadar gerilemiştir. Ölçümlere göre Tahtaköprü Barajı 71'den 25'e, Yarseli Baraj yüzde 45'ten 22'ye, Yayladağı Barajı yüzde 100'den 28'e ve Karamanlı Göleti de yüzde 100'den 52'ye düşmüştür. Önceden kuyularımızdan 40 metreden su alınabilirken şuan 140 metreden su alınabilmektedir” dedi. 5 SANTİMETREYİ GEÇEMEDİ Bu yıl buğdaydan alınan verimin yüzde 60 oranında düşmesini beklediklerini belirten Kuseyri; “Türkiye’nin en verimli tarım arazilerinden ve bereketin simgesi olarak bilinen Amik Ovası, beslendiği Asi Nehri, Karasu ile Afrin Çayıyla da aynı zamanda bölgesinin en büyük toprak düzlüğüne sahiptir. 250 bin dekar ekilebilir alana sahip olan Amik Ovasını yüzde 40'ını buğday yüzde 20’sini Mısır ve yüzde 40’ını pamuk oluşturmaktadır. Geçen yıl Amik Ovası'nda 250 bin dekar ekili arazide 150 bin ton buğday üretimi yapılmışken, bu yıl ise 175 bin dekar alanda ekilen buğdayın veriminde susuzluktan dolayı yüzde 60 düşüş yaşanması beklenmektedir. Bilindiği üzere hızla artan ülke nüfusumuzun beslenmesinde buğday hasadı ile elde edilen ürün büyük önem taşımaktadır. Amik Ovası'nda mevsim normallerinin üzerinde giden hava kuraklığa neden olurken çiftçimiz ne yapacağını şaşırmış durumdadır. Yüzde 70’e varan tane kayıplarının olduğu buğdayda Amik Ovası'nda çiftçi kara kara düşünmeye başlamıştır. Bu mevsimde yaklaşık 20 santimetre olması gereken ürünün sulanmayan birçok yerde boyu 5 santimetreyi geçmemesi çiftçileri endişelendirirken buğdayların su ihtiyacı da ayrı bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Bundan sonra yağacak yağmurun artık buğdaya bir faydası olmayacaktır” dedi. HATAYLI ÇİFTÇİ SIKINTILI Yaşanan kuraklığın ardından Hataylı çiftçilerin ikinci ürün ekimi için çalışmaya başladıklarını da kaydeden Kuseyri; “Hatay’da çiftçimiz çok sıkıntılı durumdadır. Sıcaklığın 30 dereceye çıktığı bu günler devam ederse gelecek pek de umut vaat etmemektedir. Biçerlere ödenecek paranın üründen karşılanmayacağını düşünen çiftçiler ikinci ürün olan pamuğu ekmek için çare aramaya başlamışlardır. Çiftçimiz bırakın buğday ekiminden zarar görmeyi ikinci ürün pamuğu yeterince su olmadığından ekemeyecek durumda. Pamuk eken çiftçimiz ise su olmadığından sulama yapamamakta ve pamuk filizlenmemekte. Meyve bahçelerinde aşırı sıcaklar sebebiyle ağaçlar ise tamamen çiçek açmış durumda. Her yıl nisan ayının başında çiçek açan ağaçlar şimdilerde Şubat ayında tamamen çiçek açarken, meyvecilikle uğraşan üreticiyi ve köylüleri korkutmaya başladı. Aşırı sıcaklar sebebiyle yalancı bahara aldanan ağaçların çiçek açması, önümüzdeki günlerde oluşabilecek yağışlı havanın etkisiyle ağaçların çiçeklerini dökerek meyve veremez duruma geleceğinden çiftçilerimiz endişeyle beklemekte. Acilen hükümetimiz tarafından ciddi tedbirler alınması gerekmektedir.' ifadelerini kullandı. Bölgede zararın şimdiden büyük boyutlarda olduğunu ve hükümetin acil olarak önlem alması gerektiğinin de altını çizen Kuseyri şöyle konuştu: 'Bölgemizde daha şimdiden oluşan zarar büyük boyutlardadır. Bundan sonra yağacak yağmur bu zararı ortadan kaldırmayacaktır. Tarımsal üretimde ciddi düşüş olacak, yeterli yağış olmazsa zararın boyutu çok daha büyüyecek, zaten birçok üründe dışa bağımlı olan Türkiye, daha çok tarımsal ürün ve gıda ürünleri ithal etmek zorunda kalacaktır. Gıda ürünlerinin fiyatı artacaktır. Kuraklık problemi bir yana, yıllardır kronik hale gelen yüksek girdi maliyetlerinin aşağı çekilmesi için somut adımlar atılması gerekmektedir. Gübre, mazot, ilaç, tohum ve diğer girdilerde büyük oranda dışa bağımlı olan Türkiye, bu girdilerdeki fiyat artışı çoğu zaman ürün fiyatlarından daha yüksek seyretmektedir.”CİHAN | Milliyet
Nvıdıa'dan Ödüllü Anket
Watch_Dogs ve daha fazlasıYAZANÖmer AkdağNVIDIA , müşterilerini ve oyuncuları daha iyi tanımak adına sitesinde ödüllü bir anket düzenliyor.'a kadar sürecek ankette katılımcıların ne tip oyunları tercih ettiği, bilgisayarını ne sıklıkta yenilediği, NVIDIA'nın hangi teknolojilerinden haberdar olduğu gibi sorular bulunuyor. Ankette katılımcılardan bir slogan önerisi isteniyor. Bu soruya en yaratıcı cevabı veren ilk 12 kişi seçilecek ve çeşitli ödüller kazanacak. Bir nevi yarışma gözüyle de bakılabilir yani. Bu ödüller şu şekilde:1. Gigabyte GeForce GTX 780 (GV-N7800C-3GD), Osmium Mekanik Oyun Klavyesi, Aivia Krypton 8200DPI Lazer Oyun Mouse'u, Watch_Dogs Oyun Kodu2. Gigabyte GeForce GTX 750 (GV-N75TOC-2GI), Force K7 Oyun Klavyesi, Force M7 Thor 6000DPI Lazer Oyun Mouse'u, Watch_Dogs Oyun Kodu3-12. Watch_Dogs Oyun KoduAnkete şu linkten katılabilirsiniz.
Reklam
28 Mayıs’ta Eski Tasarıma Veda
Twitter‘ın Facebook'a benzerliği ile dikkat çeken yeni arayüzüne geçiş için son gün belirlendi. Sosyal ağ yeni arayüze tamamen geçiş tarihini ise resmi hesabı üzerinden duyurdu. Arayüzünü güncellemek isteyen kullanıcılar için aynı zamanda bir de bağlantı paylaşan şirket, 28 Mayıs’ta bütün kullanıcılar için tasarım değişikliğinin geçerli olacağını açıkladı. Dünyasının en popüler sosyal paylaşım mecralarından biri olan Twitter, kullanısına kulak vererek kendini geliştirmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde web paltformu için büyük bir güncelleme geçireceği öne sürülen Twitter’ın, güncellemesi tamamlandı. Milyarlarca kullanıcısına daha aktif bir şekilde şekilde kolay bir kullanım sunmayı planlayan Twitter, sosyal ağ uzmanları tarafından Facebook’a benzetildiği gerekçesiyle büyük bir eleştiriye maruz kalmıştı. TWITTER'DA YENİ TASARIMLA NE DEĞİŞTİ Aslında yeni neler yok ki demek daha doğru olacak. Yenilenen Twitter’da ilk göze çarpan büyüyen görseller aslında. Kapak fotoğrafının çözünürlüğü bir hayli büyürken, kullanıcıların yeni tasarıma geçtiklerinde bu formata uygun daha yüksek çözünürlüklü bir fotoğrafı yüklemeleri gerekecek. Takip edilenler ve takipçi sayılarını gösteren bölümlerde artık listelenme şekli üçerli gruplar halinde olan Twitter’da geniş ekranlar baz alınmış ve olabildiğince alanlar geniş tutulmuş. Yeni tasarımın bir diğer artısı da kullanıcıların diledikleri taktirde herhangi bir tweet’i en tepeye sabitleyebilmesi. CNN Türk
3 Adımda Kolayca Youtube Reklamlarını Kaldırmak
Dünyanın en çok ziyaret edilen video paylaşım sitesi Youtube'daki reklamlar herkesin canını sıkıyor. Videonun içerisine yerleştirilen, video başlamadan gösterilen ve dahası. Peki bu reklamları kapatabileceğinizin bir yolu olduğunu söylesek? Ancak belirtelim bu yol için Google Chrome internet tarayıcısını kullanıyor olmanız gerekiyor. Bu adımları takip ederek Youtube reklamlarını kapatabilirsiniz.
Reklam
The New Order Almanya Ve Avusturya'da Sansürlü Çıkıyor
2 hafta içinde çıkacak olan Wolfenstein: The New Order , Almanya ve Avusturya 'da biraz törpülenmiş bir şekilde piyasaya çıkıyor.Bu ülkelerde kanun gereği Naziler ile ilgili içeriğe sahip bir şeylerin satışını, dağıtımını, ithalatını ve ihracatını yapmak yasak . Bu nedenle satılacak hem kutulu hem dijital kopyalarda bu içerikler çıkarılmış olacak. Hatta oyunda coğrafi kilit de bulunacak ve farklı ülkeden dijital kopya almış olanlar oyunu çalıştıramayacak.Dağıtımcı Bethesda 'Bu hikâye kurgudur. Alternatif bir evrende geçer. Nazi rejiminin yaptıklarını onaylamak ya da azımsamak gibi bir niyetimiz olamaz.' şeklinde de bir açıklamada bulundu.Hassas bir konu tabii. Bir taraftan Nazi kültürünü mümkün olduğunca unutturma çabası doğru görülebilecekken bir taraftan yasaklamak hoş bir şey değil ve artık günümüzde biraz eğreti duruyor. Ayrıca Nazi rejiminden canı yanmış ülkelerde böyle bir sansüre gidilmemiş olması da not edilmesi gereken bir ayrıntı.
'Hırsızız Ama Vicdansız Değiliz’
İstanbul Maltepe’de bir evi soyan hırsızlar, ev sahibinin görme engelli olduğunu fark edince çaldıkları eşyayı geri getirdi. Yazdıkları notta “Biz hırsızız ama vicdansız değiliz” diyen hırsızlar, evsahibine acil şifalar da diledi.  Maltepe ilçesinde ileri derecede görme kaybı olan Emriye Çelebi'nin evine 2 hafta önce hırsız girdi. Hırsızlar, evde bulunan bilgisayar, kamera ve fotoğraf makinesini çaldı. Umudunu kaybetmeyen Emriye Çelebi, 2 haftalık bekleyişten sonra eşyalarına kavuştu. Çelebi, “Bekledim, sonunda ben kazandım. Hırsızlar vicdanlarına yenik düştüler” diye konuştu. Evsahibinin görme engelli olduğunu fark eden hırsızlar, bilgisayar ve kamerayı geri getirdi. Hırsızlar bilgisayara “Biz hırsızız ama vicdansız değiliz. Engelli olduğunuzu gördük, üzüldük. Mecburiyetten yaptık, çok özür dileriz. Allah acil şifalar versin. Bizi affedin” notunu bıraktı.  Fotoğraf makinesinin gözü gibi olduğunu dile getiren Emriye Çelebi, hırsızlardan makinesini de getirmelerini istedi. Cumhuriyet
Battlefront Bizi Bekliyor Olacak
Tabii bir tek o olmayabilir.YAZANSarp KürkcüStar Wars oyunlarının lisansını EA aldıktan sonra, gördüğümüz tek şey bir adet Star Wars: Battlefront videosu olmuştu.Ama E3 ile, bu durum değişecek gibi çünkü DICE’ın arkasında olduğu Star Wars: Battlefront ’un alanda olacağını EA’in CEO’su Andrew Wilson doğruladı.Üstelik, Battlefront ’un yanında diğer yürütülen projelere dair de bilgilerin paylaşılacağını ekleyen Wilson, çoğul ekiyle bir taraftan heyecan, bir taraftan da endişe yarattı. Çünkü Disney’in kontrolünde Star Wars’un geçirdiği acımasız değişimler göz önüne alındığında, çıkacak oyunların sayısı ve kalitesi arasında ters orantı olması muhtemel.Ama yine de bir gün Ruusan topraklarında, Jedi ve Sith’lerin birbirine girdiği bir oyunu oynamak iste….pardon, o çizgi romanlar da tarihten silinmişti. Kusuruma bakmayın.
Reklam