Görüş Bildir
Mutluluk Liginde Sonuncu Olduk!
OECD’nin hazırladığı mutluluk ligi sıralamasında Avustralya birinci olurken Türkiye 36 ülke içinde sonuncu sırada yer aldı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) göre, 36 sanayileşmiş ülke içinde en mutlusu Avustralya, en mutsuzu da Türkiye... OECD, 11 değişik kriteri dikkate alarak hazırladığı Daha İyi Yaşam Endeksi, yani mutluluk ligi sıralamasını açıkladı. Gelirin yanı sıra sağlık, eğitim, çevre, seçime katılım, güvenlik ve hayattan memnuniyet gibi kriterleri dikkate alarak hazırlanan listede ilk 3 sırada Avustralya, Norveç ve İsveç yer alırken en sonda Yunanistan, Meksika, Türkiye var. Olumlu duygu az 60 bin kişinin katıldığı çalışmada mutluluğu belirleyen en önemli 3 kriter hayattan memnuniyet, sağlık ve eğitim olarak öne çıktı. OECD raporunda, Türkiye’nin gelir, barınma, hayattan memnuniyet ve iş - özel yaşam dengesi gibi konularda sıkıntı yaşadığı ancak şartların son 20 yıldaki ilerlediği kaydedildi. En mutlu ülke olan Avustralya’da kişi başı gelir 31 bin doları aşıyor. Halkın yüzde 72’si iş sahibi. OECD’de ortalama gelir 24 bin dolar, ortalama istihdam ise yüzde 65. Avustralyalıların yüzde 82’si ortalama bir günde yaşadıkları olumlu duyguların olumsuzlardan fazla olduğunu söylüyor. Bu oranın OECD ortalaması yüzde 76. Sonuncu olan Türkiye’de ise 2014’te kişi başı gelirin 11 bin doları aşması bekleniyor. Ülkede istihdam oranı yüzde 49. Halkın yüzde 61’i ortalama bir günde yaşadıkları olumlu duyguların olumsuzlardan fazla olduğunu söylüyor. Türkiye için büyüme tahminini düşürdü OECD Türkiye’nin bu yılki gayrı safi yurtiçi hasıla (GSYH) büyüme beklentisini yüzde 3.8’den yüzde 2.8’e indirdi. OECD tarafından dün yayımlanan Ekonomik Görünüm raporunda gelecek yıla ait büyüme tahmini ise kasım ayındaki yüzde 4.1 düzeyinden yüzde 4’e çekildi. Öte yandan Paris’teki OECD Bakanlar Konseyi toplantısında konuşan Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, “Türkiye gibi birçok ülke, Hindistan, Brezilya ve Endonezya politikalarını düzeltmek noktasında yeni şartlara göre doğru adımları doğru yönde attı. Amerikan ekonomisindeki toparlanmayı iyi buluyorum” dedi.Milliyet
Assault On Arkham
Arkham Asylum’dan iki yıl öncesi.YAZANSarp KürkcüWarner Bros. görünüşe göre Arkham serisinin sütünü sağmayı kolay kolay bırakmayacak.Rocksteady’nin çok dikkate almadığı ve araya sıkıştırılan bir geçmiş hikâyesi olan Arkham Origins , grafik romanlar derken bu sefer de bir film var karşımızda. Aslında Arkham Asylum ’dan iki sene öncesini konu alan Batman: Assault on Arkham bir nebze de olsa üvey evlat Arkham Origins ’i oyun parkına tekrar çekmenin peşinde.Amanda Waller’ın The Riddler’dan geri istediği, önemli bir liste için topladığı ölümcül ekiple alakalı olan film, aslında Batman’in bakış açısından anlatılmıyor çoğunlukla. Deadshot, Captain Boomerang ve Harley Quinn’in olduğu Suicide Squad (intihar timi), filmin asıl bakış açısını sağlıyor. Ama merak etmeyin, Kevin Conroy’un sesiyle Batman de bu şenliğe dahil olacak kısa sürede.Aşağıda, filme dair bilgilerin, storyboard çizimlerinin ve ufak bölümlerin olduğu videoyu izleyebilirsiniz.Batman: Assault on Arkham bu yaz Blu-ray, DVD ve dijital dağıtımla çıkacak.
10 Liraya En Güzel Şekilde Doymanın 10 Yolu
Cebinizde 10 liranız var ve çok açsınız, ne yeseniz ki karnınız güzelce doysa? İşte sizin için 10 liraya güzelce doymanın 10 yolunu derledik. Baz olarak en uygun fiyatlı yerler alınmıştır. Ortaköy sahile inip bu fiyatları bulamadık diye yakınmayın.
Dijital Platform Joygame Yenilendi
Bakın neler neler değişti.YAZANSarp KürkcüTürkiye’de uzun süredir varlığını sürdüren ve başarılı bir çizgiye sahip olan Joygame ’in web sitesi, tümüyle yenilendi.2014 yılı itibariyle oyun portalı kimliğini kenara bırakıp “Dijital Eğlence Platformu” olarak kendini tanımlayan Joygame, buna uygun bir de tasarımla geldi.Artık 7/24 müşteri desteği sunacağı belirtilen sitede bir çok DVO oyunu yer alırken sosyal, gündelik ya da mobil oyunlar da karşınıza çıkıyor.Eğer siz de bir göz atmak isterseniz, yenilenmiş platforma buradan ulaşabilirsiniz.
Ülker Biskot'un Tamamını Satın Aldı
Ülker Bisküvi, grup şirketlerinin yüzde 70 hissesine sahip olduğu Biskot Çikolata'da kalan yüzde 30 hisseyi de firmanın kurucusu Tayyar Ailesi'nden alıp şirketin tamamına sahip oldu. Biskot Çikolata, en son açıklanan İSO 500 listesinde 595 milyon TL ciro ile 120'inci sırada yer almıştı. Ülker Bisküvi'de bugün üç önemli hisse alım satımı gerçekleşti. Ülker Bisküvi, KAP'a yaptığı açıklamada, ihracat alanında faaliyet gösteren iki iştiraki, İstanbul Gıda ve Birleşik Dış Ticaret'teki hisselerinin tamamını toplam 28.8 milyon lira bedelle Yıldız Holding'e sattı. Şirket, İstanbul Gıda'da sahip olduğu yüzde 83.8 hissesinin tamamını toplam 25.98 milyon liraya, Birleşik Dış Ticaret'te sahip olduğu yüzde 70 hissenin tamamını da 2.8 milyon liraya Yıldız Holding'e sattığını açıkladı. BİSKOT'TA 200 MİLYONA YÜZDE 30 HİSSE DAHA Ülker Bisküvi, KAP'a yaptığı bir başka açıklamada ise, iştiraki Biskot Çikolata'da yeni hisse alımına gittiğini duyurdu. Buna göre şirket, Biskot Çikolata'nın yüzde 30 hissesini 200 milyon lira bedelle satın aldı.
Reklam
Borsa İstanbul'da İstifa Depremi
Borsa İstanbul'da Genel Müdür Yardımcısı Ali Çöplü ve Mustafa Baltacı görevinden istifa etti. Borsa İstanbul'da bir süredir yürütülen organizasyonel yeniden yapılanma kapsamında, genel müdür yardımcıları Ali Çöplü ve Mustafa Baltacı ile Araştırma Müdürü Orhan Erdem'in kendilerine bağlı ana iş grubu kalmadığı için görevlerinden ayrıldıkları bildirildi. YETKİLİLER DOĞRULADI AA muhabirine açıklama yapan Borsa İstanbul yetkileri, Borsa İstanbul'da bir süredir organizasyonel etkinliği sağlamak amacıyla organizasyonel yeniden yapılanmanın devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti: 'Bu kapsamda, bazı ana iş gruplarının birleştirilmesi söz konusu oldu. Bu birleştirme sonucunda, söz konusu ana iş gruplarını yöneten genel müdür yardımcılarının kendilerine bağlı ana iş grubu kalmadığından dolayı borsada iki genel müdür yardımcılığı pozisyonu kalktı. Yine bu çerçevede genel müdür yardımcılarımız Ali Çöplü ve Mustafa Baltacı görevlerinden ayrıldılar.' ARAŞTIRMA MÜDÜRÜ DE GÖREVİNDEN AYRILDI Yine aynı organizasyonel yeniden yapılanma çerçevesinde Araştırma bölümü ile İş Geliştirme bölümünün birleştirildiğini açıklayan yetkililer, Araştırma Müdürü Orhan Erdem'in de görevinden ayrıldığını açıkladı. Borsa İstanbul yetkililerinin yaptığı açıklamaya göre, bu kararların yeni olmadığı, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu'nun 2 Mayıs 2014 tarihli toplantısı ile alındığı vurgulandı. Açıklamada, Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü İbrahim Turhan'ın da resmi iş görüşmelerinde bulunmak üzere Gürcistan Tislis'te olduğu belirtildi. İBRAHİM TURHAN: YAZILANLARA İTİBAR ETMEYİN Sosyal medyada istifa edeceği konuşulan Borsa İstanbul Başkanı İbrahim Turhan ise şu anda temaslarda bulunmak üzere yurtdışında olduğu ve yakın çalışma arkadaşlarına da 'Sosyal medyada veya çeşitli mecrada yazılanlara itibar etmeyin. Borsa İstanbul çok işi olan ve büyük hedefleri olan bir kurum. Herkes işine odaklansın. Yoğun çalışmamıza devam edelim' mesajı verdiği öğrenildi.haberler.com
Google Glass ile Para Transferi Yapılabilecek
Ortaya çıkan son haberlere göre, Google Glass kullanıcıları Google Wallet özelliğini kullanarak, gözlükleri ile para transferi yapabilecek. TechCrunh’ın iddiasına göre Google, Glass kullanıcılarının kolaylıkla para transferi yapabilmeleri için Google Wallet’ı (Google Cüzdan) akıllı gözlüğüne uyarlamak istiyor. Google Wallet fonksiyonu diğer Glass uygulamaları gibi sesle kontrol edilebilecek. Glass kullanıcıları özellik sayesinde “Ok Glass, send money” (Tamam Glass, para gönder) sesli komutuyla arkadaşlarına para transferi yapabilecek. Glass için Google Wallet hâlâ test sürecinde ve uygulama yalnızca Google’ın şirket ağına bağlı bilgisayarlardan indirilebiliyor. Uygulamanın ne zaman tüm Glass kullanıcılarına sunulacağı hakkında henüz hiçbir bilgi yok. Glass’ın Wallet uygulaması ile yapılacak para transferlerinden Google’ın yüzde 2,9 komisyon alması bekleniyor.Stuff
Reklam
Infamous Second Son
Şubat 2013’te Sucker Punch’tan Nate Fox oldukça karamsar bir konuşma yapmıştı Sony’nin sahnesinde. inFamous serisinin üçüncü oyununu tanıtırken kendi politik geçmişinden, daha da önemlisi baskı ile kurulan “güvenli” toplumların özgürlüğümüzü elimizden alışından bahsediyordu. O kadar karanlık bir konuşmaydı, o kadar karamsar bir hava çiziyordu ki oyun tanıtmak yerine sıkıyönetim ilan ettiğin bile düşünebilirdiniz.Üstünden bir yıl kadar geçti ve elime Dual Shock 4'le, inFamous: Second Son ’ın akan yazılarına bakarken sahnede edilen o lafların ne kadar da abartılı ve aslında yanıltıcı olduğunu fark ettim. Second Son o kadar karanlık değil. Aynı zamanda o kadar teorik ya da kapsayıcı da değil. Aksine kişisel, empati kurulabilecek, göz önünde olan bir hikâyeyi anlatıyor.DENİZ KENARINDA SAKİN YAŞAM MI?Bunca aydır çok gördük yüzünü Delsin Rowe’un. Oyun boyunca kontrol ettiğimiz, hayatının bugüne kadarki kısmını sprey boyalar ve Banksy ’den esinlendiği aktivist tavrıyla ilerleten bu Amerikan yerlisi genç, kendi hâlinde bir grafiti sanatçısı. Abisi Reggie de bölgenin şerifi olduğundan adalet sistemiyle ilişkisi de çalkantılı. Çünkü Reggie, Delsin’i birkaç kez nezarete atmış. Sonuçta grafiti, biz sevsek de sistemin “vandalizm” olarak tanımladığı bir suç ve birilerinin bu suçtan cezalandırılması gerekiyor.Second Son , ikinci oyundan yedi sene sonra ama alakasız bir şekilde, bu ritimde başlıyor işte. Delsin’in sıradan yaşamı, Akomiş (Yerli kabilenin adı) yerleşim alanı içinde sıradan hayatları konu alıyor yani. Ama ne zaman ki D.U.P.’nin transfer aracı yerleşim alanı içinde kaza yapıyor, o zaman Reggie ve Delsin’in arasındaki ufak çekişmeler askıya alınıyor. Çünkü Department of Unified Protection, yani Birleşik Koruma Departmanı’nın aracının içinden çıkan bir adam Delsin’e bir açıdan müthiş, diğer yandan onu sonsuza dek damgalayacak olan hediyeyi sunuyor istemeyerek: Conduit güçlerini.inFamous: Second Son , eğer önceki oyunları oynadıysanız ya da bugüne kadar çıkmış birkaç videoya göz attıysanız çoktan fark ettiğiniz gibi bu güçler üstüne kurulu. Ama ilk oyundaki taş üstünde taş bırakmayan kaosun aksine, daha öznel şekilde gelişiyor her şey işte. Zaten Delsin ayağa kalkıp ilk adımını attığında da bu oyunun kalanına yayılacak maceraya atılmış oluyorsunuz.Öncelikle Delsin, Reggie ve diğer herkes Türkçe konuşuyor. Zaten Sony’nin PlayStation 4 ile ilgili bilgilendirmelerinde Second Son ’ın Türkçe olacağını biliyorduk. Ama başından sonuna kadar çeviriden baymadan oynayabilmek, ara menüleri kendi dilimizde okumak yine bir keyif.Diğer bir konu, oyuna adım attığınız ilk andan itibaren her şeyin mükemmel görünüyor olması. Yapımcı Sucker Punch, Sony ile birlikte çalışmanın meyvesini görsellik ve yükleme sürelerinin azaltılmasında sunuyor bizlere. Gerçi oyunun ilk adımlarında gördüğünüz şey sakin bir yerleşke, ağaçlar, biraz da deniz. Delsin, su birikintisinden bir kedi misali korktuğu için suyun pek tadını çıkaramıyorsunuz tabii ama olsun.SEATTLE’IN YAĞMURLU GECELERİBir de adını sürekli duyduğumuz, yolumuzun düşüp de bir daha çıkamayacağı Seattle var. inFamous ’ın önceki oyunlarının aksine hayali bir şehir yerine gerçeğini modellemeyi seçmiş yapımcılar. Bunun sonucunda da eğer oralarda bulunmuşsanız tanıdık gelecek mimarilere rastlıyorsunuz. Bunun, bizim gibi uzaktan bakanlar için en net örneği Space Needle kulesi. Zaten Seattle dendiğinde mimari olarak benim hatırladığım başka bir şey yok.Ama şehrin planı, yapımcıların dediğine göre gerçekle yakından uzaktan alakalı değil. Oynanışa uygun olsun diye baştan aşağıya yenilenmiş ve ne yalan söyleyeyim birazcık küçük. Yani tanıtımını “açık dünya” olarak yapan bir oyunda, etrafta koşturup maydonoz olabileceğiniz bir şeyler bulmayı bekliyorsunuz ama Second Son bu beklentinize pek de kulak asmıyor. Alanlar küçük, üstelik birbirilerine çok benziyorlar. Bir köprüyle ayrılan ve bir şekilde senaryoya eklemlenen iki yakanın ne ismen, ne de cismen aklınızda kalması kolay. İki yakada biraz tarz farkı var tabii ama aklınızda kalacak olan tek şey her yerin çok güzel gözüktüğü.Oyunda, özellikler serbest dünya özellikleri olmasına rağmen binalar ve Delsin’in etkileşiminde sıkıntı var. Koridor temelli olsa, “boşver” diyebileceğiniz bir çok model hatası mevcut. Delsin sütunların içine giriyor, binaların yerle olan birleşimleri pas geçilmiş. Her şeyin ötesinde, binalara tırmanırkenki görsel ve mekanik teklemeleri nedir öyle yahu?YÖNLENDİRİLMİŞ GÜCÜN TADIDelsin, bu şehre kişisel amacı için geldiğinde, aslında her şeye oldukça yabancı. Ama bu çok dert değil. Elinizde havalandırmaları kullanabildiğiniz, havada süzülebildiğiniz ve vurulsanız bile hızlıca toparlanmanızı sağlayan bir gücünüz varsa zaten neden yabancılık çekesiniz ki? Ama Delsin’in ikilemi burada ortaya çıkıyor, çükü Seattle D.U.P. tarafından sıkıyönetimde adeta. İnsanlar baskı altında yaşıyorlar, her yerde kontrol noktaları var. Gökleri insansız hava araçları sarmış durumda. Eskinin conduit’leri, şimdinin biyoteröristleri her yerde ve halk onlardan delicesine korkuyor.Şehirde ana senaryonun bizi itelediği bir çizgi var tabii ama yan görevler de aklınızı çelmeye çalışıyor. Öncelikle Seattle’ın bu sıkı yönetimi D.U.P.’nin mobil kontrol merkezlerine bağlı. Buraları ele geçiriyorsunuz ki, hem görevleri yapabilesiniz hem de D.U.P.’nin etki alanını düşürüp hızlı yolculuk için nokta açabilesiniz. İlk birkaç tanesinde heyecanlı olsa da güçlerinizin püf noktalarını öğrendikçe süreci kolaylaştırdığınız ve sıkıcılaşan bir hâle geliyorlar.Yan görevlerde ise kimi zaman gizli bir kamerayı bulmaya çalışıyorsunuz, kimi zaman oyundaki karakterlere dair hikâyelerin detaylandığı ses kayıtlarını kovalıyorsunuz. Ama benim için en zoru, gizli görevde bir ajanı bulmak oluyor ki canımdan can koparıyor o görevler. Fazla hızlı kaçıyor bu pis ajanlar.PARANIN İKİ YÜZÜDelsin’e de, önceki oyunlarda olduğu gibi iki şekilde çevresiyle etkileşime girme şansı veriliyor: İyi ya da kötü karma alarak. Bu yönelim hem güçlerimizde nelere erişeceğimizi, hem senaryonun (oyunun sonu dahil) bazı kısımlarını, hem de oyun içinde insanların kimin tarafında yer alacağını belirliyor. Ama sonuncusuna çok odaklanmayın, hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz.İşin kozmetik kısmındaysa Delsin’in giydikleri, aldığı kararlara göre başkalaşıyor. Ceketinin ve sweatshirt'ünün sembolik olarak değişimini izliyorsunuz. Oynanış açısından hiçbir fark yaratmasa da keyif veriyor, sürekli bir adım ileriye gitmek istiyorsunuz. Ama her oyunda olduğu gibi, Second Son ’da da kötü adam olmak çok daha kolay.Bir kere karma için sadece ana senaryo kararlarına ya da yan görevlere kendinizi adamanıza gerek yok. Ha iyi olmak istiyorsanız, üzgünüm. Ancak önceki savaşlarda yaralanmış insanları gidip enerjinizle kurtarabiliyorsunuz, o kadar. Ama kötü olmak isterseniz, her bir sivil sizin vahşetinizden tatmaya hazır şekilde dolanıyor Seattle’da. Bu da, iyilik için debelenen benim gibi insanları biraz zorluyor ama aynı zamanda bir başarmışlık hissi de veriyor.Second Son , yazıda bahsettiğim gibi önceki oyunlardan kopuk olsa bile bütün bu “conduit” mevzusunu açmak lazım. Bunları bilmediğiniz takdirde oyunun ismi olan Second Son bile bir anlam ifade etmiyor çünkü. Hazır olun, SPOILER GELİYOR!İlk oyunda kahramanımız Cole MacGrath, kurye olarak bir paketi taşırken paket “elinde patlar”. Bu patlayan aletin adı Işın Küresi (Ray Sphere) olup, First Sons adlı bir organizasyon tarafından geliştirilmiştir.First Sons, geçmişi orta çağa dayanan ve insanlığın gelişimini fizik kurallarının ötesinde arayan bir tarikat aslında. Asırlarca gizli şekilde işlerini yürüten bu adamlar, bizim zamanımızda Empire City’de Cole’un elinde patlayan aleti hazırlayıp şehrin yarısını ve binlerce insanı yok etmişlerdir. Tabii tüm bu patlama, Cole’a güçlerini veren ve onu (birkaç başka insanla birlikte) bir “conduit” yapan yegâne olaydır. Cole, bunun sayesinde elektrostatik güçlere sahip olur.First Sons’ın başında da Kessler adında birisi vardır ki, zaten bu kişinin kimliği olayı çorap söküğü gibi açar. Kessler, aslında Cole MacGrath’tan başkası değildir. Ama gelecekten gelmiştir. Çünkü The Beast adındaki bir yaratık (Onun hikâyesi de ikinci oyundur), Kessler’ın yaşadığı geleceği yok etmiştir, o de tekrar olmaması için geri dönmüş ve bizim yönettiğimiz Cole’un güçlerini daha erken elde edip kendisini geliştirebilmesi için böyle bir yol izlemiştir. Zaten Cole’u sıkıştırarak, zora sokarak kendisine bir rol biçmesini, The Beast’le nasıl karşılaşacağına karar vermesini sağlamaktır amacı.Conduit de aslında insanların gücü alıp, bir nehir yatağının suyu yönlendirişi gibi yönlendirebildikleri için seçilen bir isim. Var olan bir gen yüzünden, insanlar yüksek miktarda enerjiye maruz kaldığında ölmek yerine güçler elde edebiliyorlar.Olur da önceki oyunlara dönmek isterseniz, süreçlerini ve senaryolarını heba etmeden en az spoiler ile (gerçi Kessler aralarında en ağır ve kaçınılamazı oldu) böyle anlatılabilir işte.NEON VE DUMAN. BAŞKA?Buraya kadar özellikle sakladığım konuya girmenin vakti geldi. Tamam, her şey iyi hoş ama Delsin’in sahip olduğu bu güçler neler? Oyunda, elinize geçen güç sayısı dört. Bunlar senaryoda elde ediş sırasına göre duman, neon, video ve beton. Delsin, başkalarına dokunarak onların güçlerini alıyor, zaten Second Son da Delsin’in bir kişiden bir gücü almaya odaklanması üstüne kurulu. Amacımız bu yani.Ne yazık ki inFamous 2 ’dekine benzer şekilde güçler arasında çok fark yok. Hadi, orada elektrik merkezliydik ve diğerleri baharat kıvamındaydı ama Second Son ’da insan birazcık farklılık istiyor. Yanlış anlamayın, özellikle görsel anlamda güçler harika. Zaten daha ne kadar grafikleri övebilirim bilmiyorum. İşi gücü bırakıp, gece karanlığında neon gücüyle duvarlarda iz bırakarak koşmak ya da video gücüyle havada süzülmek tatmin ediyor sizi. O zaman, görsel anlamda yeni nesle adım attığınızı biliyorsunuz işte.İş dövüşlere geldiğindeyse, görsel tatmin bir yere kadar götürüyor sizi. Hepsinin saldırısı benziyor, hepsinde R1 ağır saldırı yapıyor, hepsinde aynı tuş bomba atıyor. Ayrıca başlarda fark edeceğiniz üzere, tek conduit siz değilsiniz. Karşı taraf da sağlam, D.U.P.’nin sıradan askerleri çok kısa sürede sahneyi terk edip beton gücüne sahip abilerle sizi baş başa bırakıyor. Normal savaşlarda karma türünüze göre düşmanları kilit noktalardan vurmanız gerekiyor, bununla da özel bir güç dolduruyorsunuz. Sonrasında da duman gücünde videolara konu olan, tepeye yükselip kameraya gülümseyen Delsin’i ve yere bomba gibi düşüşünü yapabiliyorsunuz. Diğer güçlerinkini anlatıp heyecanı kaçırmayayım, kendiniz keşfedin.Dövüşlerle ilgili bir diğer konu da, boss dövüşlerinin keyifli olması. Özellikle oyunda ilerledikçe, elinizdeki güç sayısı arttıkça dönüşümlü olarak kullandığınız ve oynaması da izlemesi de keyifli sekanslar yakaladığınız bosslar oluyor. Bu konuda Sucker Punch’ı tebrik etmek lazım.GİDİP ALIYORUZ O ZAMAN?Buraya kadar oyuna dair herhangi bir kötü laf etmedim, çünkü zaten oyuna dair edilebilecek ve karalar bağlamama sebep olan bir sorun göremedim. Ama olay birazcık da burada düğümleniyor, çünkü inFamous: Second Son çok sıradan bir şekilde hayatınıza girip iz bırakmadan çıkacak bir oyun.Seattle’ın küçük olduğundan bahsettim ama bu küçüklük, yanında derişikliği getirmiyor. Yani içi içerikle dolup taşmıyor. 1.01 ilk gün yaması güya 5 saatlik içerik sunuyor ama ben tüm kontrol merkezlerini alıp, yan görevlerin çoğunu yaparak 14 saat gibi bir sürede rafa kaldırdım oyunu. Açık dünya olan bir oyun için, çok kısa bir süre bu. Assassin’s Creed serisinin kötülerinden sayılan Revelations ’u 22,5 saat oynamış birisi olarak kıyaslama yapıyorum.Diğer bir konu, klişelerle dolu senaryonun altının çok boş olması. inFamous serisinin saygı duyulması gereken bir hikâyesi vardı. Bir miti, bir süreci vardı. Ama Second Son ’da bu yok. inFamous 3 geldiğinde olacak belki, bu bir geçiş oyunu olabilir. Ama içinde ufak da olsa bir wiki’nin olmadığı, “İkincisi buysa First Son(s) kim?” sorusunun bile havada kaldığı bir oyun. Gerçi çaba var, oyunu her açışınızda şahit olduğunuz yükleme ekranının altında gördüğünüz karakterlerin gizli hikâyeleri yazıyor ufak ufak. Ama yetmiyor.En nihayetinde, son boss dövüşünden sonra yapacak bir şey bulamıyorsunuz. Ana görevler arasında yan görevlere ulaşma şansı vermek “açık dünya” oyun yapmak demek değil. Ana senaryoyu bitirdiğiniz noktada, oyun da sizin için bitiyor aslında.Ama bu sebeplerin hiçbirisi, inFamous: Second Son ’u kötü bir aksiyon oyunu yapmıyor. Oynaması keyifli olan, Türkçe çevirisinde esprilerin yerine güzelce oturtulduğu, içindeki karakterleri önemsiyor olduğunuz, kişisel ilişkilerin abartıya kaçmadığı, güçlerin görselliğinin keyiften kıkırdamanıza yol açtığı, dövüşlerinin sıkıcı olmadığı ama genel paket olarak yenilik sunmayan bir oyun var karşınızda.Her oyun da türü yeniden tanımlayacak diye bir koşul yok zaten. O nedenle Second Son , zamanınızı ve paranızı hak eden konsola özel bir oyun olarak alınmayı bekliyor. Aman dikkat, güç sarhoşluğuna girmeyin de.Oyunun senaryosu, peşinden gittiğimiz beton gücüyle alakalı. Bu beton gücü, karşımızdaki düşmanlarda bize öyle şekillerde gösteriliyor ki, elinize geçtiğinde gerek zıplarken, gerek dövüşürken harikalar yaratacağınıza falan inanıyorsunuz. İnanmayın. Çok fazla heyecanı kaçırmak istemiyorum ama Second Son, oyundaki tüm güçlere aynı özeni göstermemiş. Oyunun sonunda, hayal ettiğiniz şeyi bulamazsanız kırmayın oyunun diskini tamam mı?KÜNYEOYUN İSMİ inFamous: Second SonTür AksiyonYapım Sucker PunchDağıtım Sony, PSNKutulu Fiyatı 210TL,Dijital İndirme 159TLYaş Sınırı 16Dahası İçin http://infamous.wikia.comKARNENOTU 8SON KARAR Yeni nesildeki kaliteli aksiyon oyunlarına güzel bir ekleme yapıyoruz.Bulunduğu Platformlar PS4Ne İyi?Görsellik dolu doluTürkçe dubjal hiç fena değilGüçlerin görsel ayrımı netFarklı güçlerin farklı artıları az da olsa varYan görevler arayı doldurmaya yeterliNe Kötü?Açık dünya özellikleri çok azDelsin’in güçleri yeteri kadar farklı değilSenaryonun klişeliği ve kopuklukları varOyundaki karakter sayısı ve ilişkileri zayıfinFamous dünyasının bilgisini hiç oyuncuya sunmuyor
Daha Çok Kayıp Kaçak Faturası Ödeyeceğiz
Kamunun elindeki elektrik dağıtım bölgelerinin tamamı özelleştirildi. Son olarak Enerji Bakanlığı Elektrik Piyasası Kanunu’nda yeni bir değişikliğe gidiliyor. Hazırlanan taslakla elektrik faturalarında ‘asgari tüketim’ dönemi başlatılıyor. Bakanlık ayrıca, Dicle, Van Gölü, Aras gibi dağıtım bölgelerinde kayıp kaçak hedeflerini yükseltiyor. Yeni düzenlemeyle, faturasını düzenli ödeyen aboneler daha fazla kaçak parası ödeyecek. Bakanlık verilerine göre halen elektrik faturalarının yüzde 9,2’si kaçak ödemesine gidiyor. Aylık 100 liralık fatura ödeyen bir abone, yıllık yaklaşık 120 lira kaçak elektrik parası ödemiş oluyor. Sektör kaynaklarına göre kaçak hedeflerinin yukarı çekilmesi fiyat eşitleme mekanizması üzerinden, kaçağın az olduğu bölgelerden kaçağın çok olduğu bölgelere daha fazla kaynak aktarılması anlamına geliyor. Özel dağıtım şirketlerine göre ise ihale öncesi açıklanan rakamlarla ihale sonrası ortaya çıkan rakamlar arasında (kayıp-kaçak, yatırım gibi) ciddi farklılık var. Yeni düzenlemeyle ayrıca EPDK’ya kayıp-kaçağın ülke ortalamasının üzerinde olan illerdeki abone grupları için aylık asgari elektrik tüketim miktarı belirleme yetkisi veriliyor. Kurul, bölgelere göre asgari tüketim miktarı belirleyebilecek. Bu bölgelerdeki abone örneğin, 100 TL’lik elektrik tüketip 10 TL ödeme yapamayacak. Abone, asgari tutarı belirlenen tüketim üzerinden fatura ödeyecek. Bu şekilde, şirketlerin tahsilatının yükseltilmesi ve kaçak tüketimin azaltılması hedefleniyor. Bakanlık verilerine göre bazı bölgelerde elektrik kayıp kaçak oranları yüzde 70’leri geçiyor. İSMAİL ALTUNSOY  | Zaman
Reklam
Bazı Google Aramaları Saç Baş Yolduracak Cinsten...
Arama yaparken Google 'ın size ' feysbuk aç ' gibi saçma önerilerde bulunduğu muhtemelen olmuştur. Bu öneriler, Google'ın bilgisayarlarının ürettiği değil, bizzat kullanıcılarının yazdığı aramalar. Ancak Google'ın Amerika'daki kullanıcıları da saçma aramalarında kimseyi aratmıyorlar. İşte SearchFactory.com'un derlediği, sizi şaşırtacak en saçma aramalardan bazıları. ' Ölü bir beden nasıl saklanır ' (ayda ortalama 1.000 arama) ' Cinayetten sonra nasıl toz olunur ' (1.900 arama) Sanırız film yazarlarının ana karakterleri öldürme fikirleri tükendi... ' Kediyle buluşmak ' (110 arama) ' Kedimin beni sevmesini nasıl sağlarım ' (390 arama) ' Lady Gaga çıplak ' (135.000 arama) ' Lady Gaga erkek mi? ' (18.100 arama) ' Bir erkeğe nasıl çıkma teklif edilir ' (14.800 arama) ' Kırık bir kalp, nasıl tamir edilir ' (9.900 arama)Chiponline
Twitter'ın Bugünkü Piyasa Değeri Whatsapp'ten Hallice
Twitter’ın hiseslerinin 6 aylık elde tutma süresinin sona ermesiyle, şirketin çalışanlarına ve erken dönem yatırımcılarına dağıtılan hisseleri satışa açıldı. Güne yüzde 7 düşüşle başlayan hisseler gün içinde daha da gerileyerek, dünü yaklaşık yüzde 18′lik rekor bir düşüşle kapattı. Günün sonunda Twitter’ın borsa değeri 19.2 milyar dolara geriledi. Bunun anlamı Twitter’ın bugünkü piyasa değerinin WhatsApp’le neredeyse aynı olduğu. Şirketin tüm hisselerinin yaklaşık yüzde 82′sini oluşturan 480 milyon civarında Twitter hissesinin yaklaşık 125 milyonunun dün işlem gördüğü belirtiliyor. Bu da yeni bir rekor zira Twitter’ın bir gündeki işlem hacmi maksimum 117.7 milyon olmuştu. Twitter’ın 2014 birinci çeyrek performansını açıklamasıyla hız kazanan düşüşü, şirket üzerinde gerilimi artırmıştı. Twitter’ın geçtiğimiz yıl 26 Aralık’ta 74.76 dolarla zirve yapan hisse başı fiyatı, Şubat ayından bu yana düşüş seyri izliyor. Birnci çeyrek sonuçlaırnın duyrulmasıyla birlikte 42 dolar seviyesinden 37 dolara inmişti. Şirketin piyasa değeri bu sürede 18 milyar dolar azaldı. Son zamanlarda Twitter’ın sonunun gelip gelmediği tartışmalarına neden olan gelişmelerle birlikte şirketin şimdiden alacakaranlık dönemine girdiği bile yazılmıştı. Twitter’ın en büyük hissedarları şirketin hisselerinin toplam 205 milyon adetini elinde tutuyorlar. Girişim sermayesi şirketi Benchmark, Twitter kurucu ortakları Jack Dorsey, Evan Williams ve CEO’su Dick Costolo, birinci çeyrek sonuçlarının açıklandığı gün, şirket hisselerini elden çıkarmayacaklarını, duyurdular. Bu durum düşüşü engellemedi ancak sınırlamış olabilir. Bazı iddialara göre, Twitter çalışanları artık hisselerini satmakta özgür olsa da, gerçekte değiller. Gawker’ın haberine göre Twitter’ın birçok eski çalışanının hisselerini satmalarına izin verilmiyor. Twitter’ın Pazartesi günü 38.75 dolardan kapanan hisseleri bugün 31.85 dolarl seviyesinde kapandı. Yüzde 18 oranındaki bu düşüşün, Facebook ya da LinkedIn gibi diğer dot com şirketlerinin elde tutma sürelerinin sona ermesinin ardından yaşadıkları düşüşlerden çok daha sert olduğu ifade ediliyor. Twitter’ın bugünkü hisse değeri hala halka açılma operasyonu sonrasındaki 26 dolarlık seviyenin üzerinde. Yine de şirketin değerindeki rekor düşüş, borsalardaki teknoloji balonu tartışmasını körükleyecek gibi görünüyor. Webrazzi
Süpürge 'Motor' Diyor
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin 17’ncisi, yarın akşam Ankara Devlet Opera ve Balesi binasında yapılacak açılış töreniyle başlıyor. Törende, 170’ten fazla filmle beyazperdeye damga vuran Muhterem Nur’a Onur Ödülü verilecek. Aynı zamanda sinema yazarı Alin Taşçıyan, kurgucu Çiçek Kahraman, sanat yönetmeni Natali Yeres, yönetmen Nezahat Gündoğan, oyuncu Şebnem Sönmez ve yapımcı Zeynep Özbatur Atakan da gecede Bilge Olgaç Başarı Ödülü’nü alacak. BAŞKA ETKİNLİKLER DE VAR Festival ayrıca, cinsiyet kimliklerine yönelik önyargının kırılmasına katkıda bulunduğu, homofobi ve transfobiyle mücadeleye aile içi dayanışmayla ivme kazandırdığı, LGBTT ailelerini çocuklarının kimliğiyle barışma yolunda cesaretlendirdiği için LİSTAG’a (İstanbul LGBTT Aileleri Grubu) ve onların hikâyelerini anlatan Can Candan’ın Benim Çocuğum belgeseline de Tema Ödülü verecek. Bu yıl “Festival Çok Güzel Gelsene” mottosuyla gerçekleştirilecek ve 15 Mayıs’a kadar devam edecek olan festival, 39 ülkeden 107 filmi izleyiciyle buluşturacak. Kurmaca uzun metraj filmler Kızılırmak Sineması’nda, kısa metraj ve belgesel filmler ise Ankara Goethe Institut’ta gösterilecek. Festival programında filmler, belgeseller ve kısa filmlerin yanı sıra söyleşiler, forumlar ve fotoğraf sergisi gibi etkinlikler de olacak. TARAF/ANKARA
Reklam
Bill Gates'in Tahtı Devrildi
Yeni CEO Satya Nadella ile dönüşüm sürecine giren Microsoft’ta bir ilk yaşanıyor. Firmanın kurucusu Bill Gates, ilk kez Microsoft’un en büyük hissedarı konumunu kaybetti.Bill Gates geçtiğimiz hafta sahip olduğu Microsoft hisselerinin 8 milyonunu satarak, elindeki toplam hisseyi 330 milyona düşürdü. Bu da onu, elinde 333 milyon Microsoft hissesi bulunduran eski CEO Steve Ballmer‘ın gerisine düşürmüş oldu. Ballmer, Gates’in Microsoft’ta işe aldığı ilk çalışanlardan biriydi ve Gates’in ardından 14 yıl boyunca Microsoft CEO’luğunu üstlendi. Şimdi de, yine Gates’in ardından firmanın en büyük hissedarı oldu. Dünyanın en zengini Bill Gates artık zamanını ve kişisel servetini, Bill & Melinda Gates Vakfı aracılığı ile insanlara yardım etmek için harcıyor. Akşam
Söz Konusu Kaliteli Reklamcılıksa, İçerik > Pazarlama
İçerik kraldır, evet! Bir markanın hedef kitlede yarattığı algıyı kontrol etmekte ve kampanya yönetimi konularında en belirleyici öge içeriktir. Büyük şirketlerin itibar ve pazarlama yönetiminde başarılı olabilmek için, içerik konusunda profesyonel destek aldığı bir gerçek. Bu anlamda içerik üreten şirketlerse etkili ve fark yaratan çözümler sunabilmek adına kendilerini sürekli yenilemek durumunda. Peki başarıya ulaşan bir içerik nasıl üretilir? İşte sorgulanması gereken asıl nokta budur. Yaratıcı İçerik Başarıya Giden Yolun Başlangıcıdır!1) Sorulması gereken ilk soru, “ tam olarak ben ne biliyorum?” İnsanların ilgisini çekebilecek bir konunun ilk önce sizin ilginizi çekmesi gerekiyor. Bilgi alanlarınızın listesini çıkardığınızda, hangi konuda uzman olduğunuz ve kaliteli içerik üretebileceğiniz zaten netleşiyor.2) İyi kaynaklar bulmak! Web siteleri, bloglar, kitap ve diğer kaynaklar bir konuda hazırlık yaparken elinizin altında bulunmak zorunda. Kaynaklarınız zenginleştikçe çalışmalarınızın ne kadar hızlı ve kolay hale geldiğini görebiliyorsunuz.3) Okumak, üstelik her gün. Bir çalışmaya başladığınızda, o alandaki diğer kaynakların nasıl yazıldığından habersiz olmanız mümkün değil. Sadece yeterli ve donanımlı malzemeleri değil, başarısız yayınları da taramak gerekiyor. Daha kalitelisini üretebilmek için, “bunu bu kadar kötü yapan ne?” sorusunu sormak da işin bir parçası.4) Saklamak! Bir konu üzerinde çalışırken, elinizdeki veriler açısından eksik noktaları daha iyi görürsünüz. Bunları not alıp saklarsanız, gelecek sefer elinizde bir başvuru kaynağı olur. İçerik üretmek için işe yarar fikirlere ihtiyacınız var ve bir konuda yazarken en çok işinize yarayacak şey kendi fikirleriniz.5) Editoryal paylaşım! Belirli bir alanda uzmanlaşmış bir ekibin üyeleri, birbirinden bağımsız bir etkinlik içine giremezler. Son dönemde okuduklarını paylaşıp, birbirlerinin fikirlerine başvurmaları gerekir. İçerik toplantılarının amacı da haftalık periyotlarla bu fikirleri taze tutmaktır.6) Son teslim tarihinden taviz olmaz! Son teslim tarihleri odak ve motivasyon sağlar. Editoryal bir takvimle, son teslim tarihleri belirlendiğinde kimse zincir içinde sorun yaratan halka olmak istemez. İşin zorluğu ve yoğunluğuna göre belirlenen bir zaman aralığı editörü diri tutar.7)Asıl iş, yazmak! İşin doğal yapısı gereği yazı yazmak asıl yükümlülük. Bu konuda herkesin kendine ait, farklı bir tarzı var. Yazmayı basit bir ifade aracı olarak görmek gerekiyor. Kendinizin dahi anlamadığı kalıplar veya sözcükler kullanmaya çalışmak sizi anlaşılır kılmıyor. Bu yüzden ifadelerimizi 8)Düzenlenmemiş bir yazı, bitmemiştir. Bir yazı, kullanılacak mecranın diline uygun olarak kaleme alınmalıdır. Bu nedenle yazıların övgüye değil, düzenlemeye ihtiyacı olur. Yazarların, egolarından çok, okuyucunun ilgisine odaklanması gerekir.
Reklam
Türk Mitolojisi'nden 9 İlginç Varlık
etiket
Yunan Mitolojisi, Mısır Mitolojisi, Orta Çağ Mitolojisi...  Peki hiç Türk Mitolojisini duydunuz mu?  Gelin isterseniz Türk Mitolojisinde yer alan birkaç unsuru tanıyalım.
7 Mayıs Dünya Müslümcüler Günü'nü Unutmamak İçin 20 Sebep
Ne eksik ne fazla 60 yıllık bir hikaye Müslüm Gürses. Geçen sene aramızdan ayrıldığı güne kadar toplumun hemen her kesimine nüfuz etmeyi, tarzını değiştirmeden başarabilmiş, hatta hiç olmayacak insanları kendi tarzına çekmeyi başararak Türk müziğinin bir efsanesi olmuştur. Hayranları her sene onun doğum gününde 7 Mayıs'ta kendisini ve hayatlarına kattıklarını anıyorlar. Anmak için sebep çok, ama biz 20 tanesini sunuyoruz. Seni unutmak mümkün değil Müslüm Baba...
Çinli Kızın Akılalmaz Paten Dansı
Şangay’da yapılan Artistik ve Serbest Stil Paten Şampiyonası’nın birincişi 12 yaşındaki Çinli Feng Hui’nin ilginç paten dansı sizi büyüleyecek. Michael Jackson’ın “Beat It” şarkısıyla uyumlu bir biçimde kukaların arasında patenleriyle ilginç bir gösteri düzenleyen Feng Hui birinciliği sonuna kadar hakediyor.
Reklam