Görüş Bildir
Dün Gece Nasıl Uyudunuz?
Uykuya dalma veya uykunun devamında yaşanan sorunlar hemen her yaştan insanın sıkça şikayet ettiği durumlardan biri. Uykusuzluk sorunu (insomnia), her 100 kişiden 15’inin yaşam kalitesini bozduğu gibi iş, okul ve günlük yaşamdaki verimi düşürüyor ve insanın sinirli bir yapıya sahip olmasına yol açıyor.Vücut uykuda dinlenip yenileniyor. Uykusuzluk, vücutta birçok soruna neden olabiliyor. Depresyon, uyku apnesi, hipertansiyon, diyabet, kanser gibi bağışıklık sisteminin zayıflığından kaynaklanan birçok hastalık görülmeye başlıyor.
İçtikçe Zayıflayacağınız 5 İçecek
Kilo vermek hayatınızı değiştirebilir.Özgüveniniz artar,sağlığınız açısından bir çok faydası vardır.Kilo vermek için spor ve diyet yapmak kadar sıvı tüketmek de çok önemlidir.
Düşük Kalorili Obezite Diyeti
Obezite hastalığı tedavisi için, çok düşük kalorili diyetler yalnızca deneyimli uzmanlar tarafından gözlem altında olacak şekilde uygulanmalıdır. Günlük enerji içerme oranları 600 – 800 kcal arasında olan diyetlerdir. Diyetin ilk haftalarında çok düşük kalorili diyetler sayesinde çok ciddi ve gözle görülebilir miktarda kilolar kaybedilebilir. Kilo kayıpları haftalık ortamala 3-4 kg arasında olabilmektedir. Fakat ilk zamanlarda bu denli hızlı gerçekleşen kilo kayıpları ileri zamanlarda azalmaktadır. Çok düşük kalorili diyetler, bellirli besinlerin hiç alınmaması prensibine dayanır. Bu sebeple çok düşük kalorili diyetlerin uzun süre sürdürülebilmesi olanaklı değildir. Karbonhidratsız diyetler, ve yağ diyetleri gibi. Böyle durumlar uzman kontrülü olmadan uygulanır ise, vitamin ve mineral yetersizlikleri çok ciddi düzeylere ulaşabilir. Toz halinde hazırlanmış, çok düşük kalorili diyet konsantreleri piyasada mevcut şekilde bulunmaktadır.Bu konsantrelerin içinde vitaminler, mineraller, eser elementler, yağ asitleri ve proteinler vardır. Bu ürünlerde çoğunlukla karbonhidrat bulunmamaktadır. Bu sebeple özellikle Tip 2 Diyabet hastası olan obez ve morbid obez kişilerde kan şekerinin kontrolünde bazı olumlu etkiler gösterebilmektedir. Bu tip hazır diyetler ile; bu ciddi kilo kayıpları yağ dışı vücut kütlesinde azalma yaptığından dolayı, verilen kiloların tekrar alınması çok sık ve büyük oranda olmaktadır. Kiloları tekrar almak, daha çok kilo kaybı ile beraber olan enerji kullanımın azalması yüzündendir. Çok düşük kalorili diyetler ender hallerde kilo kaybının sürmesini sağlamak amaçlı uygulanabilir. Etkin kilo kaybı sağlamaya başlamış morbid obezite hastalarında, klasik diyet ve egzersiz ile daha fazla ileri gitme sağlanamayabilir. Bu hastalarda çok düşük kalorili diyetler sayesinde yeni bir hızlanma sağlanabilir. Fakat bunun da uzun süreli, etkin ve kalıcı olmadığı akılda tutulmalıdır. Dünya Sağlık Örgütü, 1992′de konsensüs kararı olarak morbid obezite hastalığının en etkin ve en kalıcı tedavisinin obezite cerrahisi ile sağlanabildiğini bildirmiştir. Saç dökülmeleri olmak üzere çok düşük kalorili diyetlerde birçok risk bulunmaktadır. Bunların başında deride kuruma (dehidratasyon) ve incelmeler, bazal metabolizma hızının yavaşlaması, safra kesesi taşları oluşabilir. Kalıcı kio kaybı ve etkin bir kilo kaybını çok düşük kalorili diyetler uzun süreli sağlayamaz. Çocuklar ve gençlerde uygulanması fiziksel gelişim açısından uygun değildir, tavsiye edilmez. Çok düşük kalorili diyetler vücut kitle indeksi 50 – 60 kg/m2′den fazla olan süper obezite hastalarında uzman kontrolünde operasyon öncesinde uygulanabilir.
Bu da 'Tayyib' Ekmeği
HATAY'ın Reyhanlı İlçesi'nde kurulan ekmek fabrikasında üretilen ekmekler 'Tayyib' markasıyla Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Osmaniye'de yaşayan Suriyeli sığınmacıların tüketimine sunuldu.Türk girişimciler Mehmet Mustafa Ayaz ve Enver Çedikçi, Suriyeli ortakları Muhammed Muhiddin El Dibiş ile birlikte 2 ay önce Tayyib Unlu Mamulleri ve Ekmekçilik Firması'nı kurdu. Fabrikada, Suriyelilerin damak tadına uygun ekmek ürettiklerini belirten Mehmet Mustafa Ayaz, 'Fabrikamız kurulalı 2 ay olmasına rağmen kepeği fazla olduğu için diyabet hastalarının da çok rahat şekilde tüketebildikleri ekmekten şimdiye kadar 6 milyon adet ekmek üreterek satışını gerçekleştirdik. Bunun yanında fabrikamızda 26 kişiye de iş imkanı sağladık' dedi. Ayaz, ürettikleri ekmeğe 'Tayyib' ismini verme nedenini de şu sözlerle açıkladı: 'Tayyib Unlu Mamulleri ve Ekmekçilik Firması olarak 6 ay önce Türk ve Suriyeli iş ortağımızla fabrikamızı kurduk. Türkiye'de misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin bu ihtiyacını dikkate alarak ayrıca ekmeği halkımıza da tanıtmak amacıyla, kurduğumuz fabrikanın ismini de Arapça'da 'güzel, lezzetli' anlamında kullanılan 'Tayyib' ismini tercih ettik. Ekmeği hem Suriyelilere hem de kendi halkımıza sunuyoruz. Ekmeği Hatay, Osmaniye, Gaziantep, Kahramanmaraş ve ilçelerine gönderiyoruz. Hedefimiz markamızı Türkiye markası yanında dünya markası haline getirmektir. Bunun yanında Arap kültüründe yer alan çeşitli unlu mamulleri de üreteceğiz.' Fabrika ortaklarından Suriyeli Muhammed Muhittin El Dibiş ise ilerleyen günlerde üretim kapasitesini arttırmayı düşündüklerini söyledi. Ferhat DERVİŞOĞLU / REYHANLI (Hatay) (DHA)
Aşırı Stres Altında Olduğunuzun 8 İşareti
Sürekli gerilim altında olmak vücudun fiziksel ve ruhsal durumunu etkiliyor. Hatta uzmanlar, hastalıkların yüzde 90′ının stresle bağlantılı olduğunu sıklıkla tekrarlıyor. Stresli olduğunuzu gösteren sekiz işaret şöyle: 1. Sürekli hastaysanız ve atlatamıyorsanız : Baskı altındayken vücut ‘kortizol’ adlı stres hormonunu salgılar. Bu hormon, bağışıklık sisteminin stresle başa çıkmasına kısa vadede yardımcı olur. Ancak sürekli baskı yaşandığında bu hormonlar tükeniyor ve vücut hastalıklara daha açık hale geliyor. Stres, yaraların iyileşme süresini bile uzatıyor. Vücudunuzu kulak vermeli ve biraz dinlenmelisiniz. 2. Konsantrasyon sorunu yaşıyorsanız Uzmanlar, kortizola uzun süre maruz kalmanın beynin hafıza bölümünde daralmaya neden olduğunu söylüyor. Uzun süreli stres, proteinlerin çoğalmasını tetikleyerek Alzheimer’a bile yol açabiliyor. Böyle durumlarda derin nefes alıp vermek baskıyı hafifletir. 3. Sürekli baş ağrısı çekiyorsanız Eğer baş ağrınızı ‘ migren gibi’ , ‘ hayatımın en kötü başağrısı ‘, ‘ başım yüzünden uyuyamadım ‘ şeklinde tanımlıyorsanız, bunlar stresin belirtileridir ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. 4. Boynunuz ya da sırtınız sürekli ağrıyorsa Hayır, bu şikayetler sadece yanlış oturmaktan kaynaklanmaz. Stres ve tansiyon kasları sıkıştırır ve kas spazmlarına neden olur. Boyun ağrısı baş ağrısına da neden olur. Esneme hareketlerine dayanan yoga gibi sporlara başvurmak iyi bir çözüm olabilir. 5. İyi uyumakta sorun yaşıyorsanız : Uzun bir günün ardından yorgun hissetmenize karşın uykuya dalmakta sorun çekiyorsanız, bu stres kaynaklı bir yorgunluk yaşadığınızı göstergesidir. Kafein ve alkolü kesmeli, biraz egzersiz yapmaya başlamalısınız. 6. Saçınız her zamankinden fazla dökülüyorsa : Bu da bağışıklık sisteminin saç foliküllerine saldırmasıyla ilgili bir sorundur. Daha çok genç kadınlarda görülür. 7. İdrar yolu enfeksiyonları yaşıyorsanız Uzun saatler ara vermeden masa başında kalırsanız bu sorunu yaşamanız olası. 8. Cinsel hayatınız kötüye gidiyorsa Stresin yatak odalarını etkilediği bilinen bir gerçek. Erkeklerde ereksiyon bozukluğuna yol açan stres, doktorlara göre haplarla giderilecek bir şey değil. Öncelikle stresten kurtulmak gerekiyor.Kaynak: Diken
'Kanser Köy'de Ölümü Ölçtüler!
Adı Kanser Köy’e çıkan Söke’ye bağlı Kisir köyünde geçtiğimiz cuma günü yine kanserden ölen birinin cenazesi kalktı. Aynı gün, köyün Yusufalan Mahallesi’ndeki uranyum sondajlarının olduğu alanda üç farklı ülkeden, üç farklı bilim insanının, üç ayrı cihazla yaptıkları radyasyon ölçümlerinde yıllık güvenli dozun 450 katı radyasyon tespit edildi. Yaşananların büyük bir sorumsuzluğun ürünü olduğunu söyleyen bilim insanları, bölgeyi “afet bölgesi” olarak tanımladı! ÜÇ FARKLI ÜLKE, ÜÇ BİLİM İNSANI, 3 AYRI CİHAZ Evrensel’in Kisir köydeki yüksek kanser oranını ve köy yakınındaki uranyum sondajını gündeme getirdiği “Kanser Köy” haberinin ardından, bilim insanları köyü incelemeye aldı. Son olarak Fukişima’nın yıl dönümünde İzmir’deki nükleer santral karşıtı bir panele katılmak için Amerika ve Almanya’dan gelen iki bilim insanı, Kisir Köy’de ölçümler yaptı. Amerika’da yaşayan nükleer fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Almanya’da yaşayan Nükleer Savaşa Karşı Uluslararası Hekimler Birliğinin Almanya Seksiyonu Üyesi Radyolog Doktor Alper Öktem ve Dokuz Eylül Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Enver Yaser Küçükgül’ün yanı sıra EGEÇEP Yürütme Kurulu Üyesi Mustafa Erkalkan ile birlikte gittiğimiz Kisir köyünde, ekibe Kuşadası EKODOSD çevre örgütü temsilcileri de katıldı. Uranyum sondajı alanlarında yapılan radyasyon ölçümlerinde üç farklı ölçüm aleti kullanıldı. Daha önce Manisa Köprübaşı Kasar köyü civarında gerçekleştirilen ve 140 kat fazla radyasyon ölçümü yapan Gamma Scout adlı cihazın yanı sıra, aynı cihazdan Almanya’dan gelirken getiren ve geçtiğimiz perşembe Gaziemir’de yeniden ölçüm yapan Dr. Öktem de ayrı ayrı ölçümler gerçekleştirdi. Prof. Dr. Hayrettin Kılıç ise sayısal ölçümün yanı sıra sesle de uyarı veren GQ GMC 300 Giger Muller Counter adlı cihazla ölçüm yaptı. 450 KAT FAZLA RADYASYON! Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre, Kisir köyünün yaylası olan Osmankuyusu bölgesinin girişinden itibaren artmaya başlayan radyasyon değerleri sondaj yapılan alanlarda çok yüksek oranlara ulaştı. Özellikle yörede yaşayan köylülerin 1958’li yıllarda İngilizler tarafından açıldığını söyledikleri alanlarda yapılan ölçümlerde 30, 41, 56 mikro sievert’e ulaşan değerlerde gama radyasyon ölçümleri gerçekleştirildi. İngiliz mühendislerin köylülere “Sakın bunlara dokunmayın” dediği uranyumlu taşların olduğu tepede ölçülen rakam tam 56.1 mikro sievert’e ulaştı. Ölçümü yapan bilim insanları bu değerin yıllık güvenli dozun 450 katı anlamına geldiğini belirttiler. Bölgede evi ve bahçeleri bulunan Yusuf Çenesiz adlı köylünün evindeki ocağın küllerinde, çevredeki bahçeleri birbirine ayırmak için üst üste yığılan taşlarla oluşturulan duvarlarda yüksek oranda radyasyon ölçüldü. Bu radyasyonlu alanlarda hiçbir şekilde önlem alınmazken, herhangi bir uyarı levhası da yoktu. Dere ve çeşmelerdeki sular ise insanlar ve hayvanlar tarafından kullanılmaya devam ediyor. KİRLİLİĞİN TAŞINDIĞI KESİN Ölçüm yapılan arazinin yerleşim yerinden uzak olması nedeniyle direkt etkilenim olmasa da yağmur sularıyla, rüzgarlarla, yeraltı sularıyla kirliliğin taşındığının kesin olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hayrettin Kılıç; “Yerleşim alanlarındaki problem, besin zinciri ve radon gazı. Köydeki kanser olaylarının bu kadar artması ile doğrudan bağ kurulabilir. Yüzeydeki taşları ölçtük 56’yı gördük, 10 metre kazsaydık herhalde 1000’i bulurduk. Evlerde kullanılan taş aynı taş. Radyasyonun karıştığı alanları, suları, toprağı tespit etmek, ekilen ürünlerde radyasyon oranını ölçmek lazım” dedi. BURASI AFET BÖLGESİ! Ölçülen değerin yıl boyu insanlar için güvenli olarak kabul edilen değerin 450 katı olduğunu belirten Yrd. Doç. Enver Yaser Küçükgül, bölgedeki taramanın üç farklı ülkeden, üç farklı bilim insanı tarafından üç ayrı cihazla yapıldığının altını çizdi. Son gelişmelerle Türkiye’de bir dönem yoğun bir şekilde uranyum araştırması yapıldığını belirten Dr. Alper Öktem ise şunları söyledi; “Bu madenler rehabilite edilmeden terk edilmiş. İşte az önce karşılaştığımız olay uranyum ihtiva eden kaya parçalarını yığmışlar bir köşeye, köylüye de bunları sakın ellemeyin deyip gitmişler. Büyük bir sorumsuzluk örneği ile karşı karşıyayız. Şimdi bu işin geniş çaplı saklanması değil, üzerine gidilmesi lazım. Eğer bu sondaj kuyuları açılmasaydı toprağın üzerinde hiçbir şekilde böylesi büyük rakamlar görmeyecektik. Açıldığı için bu maden milyonlarca yıldır durduğu yerden çıkmış ve hiçbir tedbir alınmadan açıkta bırakılıp gidildiği için, suyla, rüzgarla, canlılarla çevreye yayılıyor, kontamine oluyor. Köyde kanser son derece yaygın. Daha somut adım için şunu yapmak lazım; Bir kere kaynak belli ki burası, buradan giden su. Köyde de hangi yere, hangi bitkiye, hangi toprağa veya yer altı sularına ulaştığının araştırılması lazım. Daha önce Köprübaşında TÜBİTAK destekli yapılan çalışmanın burada da bir an önce yapılması, vatandaşa durumun izah edilmesi ve icabında tahliye edilmesi gereken ev varsa tahliye etmek lazım. Burayı bir afet bölgesi olarak görüyorum!” Özer AKDEMİR | Evrensel
Reklam
'AKP Rüşvetle Türkiye'yi Boğdu'
MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Kayseri İl Başkanı Mete Eke ve il ve ilçe Belediye Başkan Adayları, MYK üyesi Mustafa Eraslan tarafından Boğazköprü Mevkii'nde karşılanan MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, 400 araçlık konvoyla İncesu İlçesi'ne geçti. İncesu'da partililere hitap eden Bahçeli, '30 Mart'ta sadece belediye başkanlarımızı seçmekle kalamayacaksınız. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı sosyal ve ekonomik sorunların arttığı iç ve dış tehlikelerinin arttığı bir ortamda oy kullanacaksınız. Yerel seçimlerin hemen arkasında 28 Ağustos’ta Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve millet vekilleri genel seçiminin olması, bu sebeple diğer seçimlerden daha farklı bir anlam yüklemektedir. O nedenle bu seçime daha da fazla önem göstermeniz gerekir' dedi. AKP'nin ellerinde siyasal güç bulunmasına rağmen ülkeyi 11 yıldır iyi yönetemediğini ifade eden Bahçeli şunları söyledi: HERKES MUTLUYSA ERDOĞAN'LA ŞARKI SÖYLESİN 'AKP'ye oy vermiş vatandaşlarımız var. Eğer, burada AKP'ye oy vermiş ve verecek vatandaşlarımızın iyi düşünmesi gerekir. Başbakan AKP'ye oy veren vatandaşlarımıza sosyal ve ekonomik olarak ne yapmıştır. Bunu sormak lazım. Herkes mutlu ve huzurlu ise buna da inanıyorsanız Recep Tayyip Erdoğan'la şarkı söylemelerinde bir mahsur yok. Yok benim hayallerimi yıktın, ben sabırla bekledim 17 Aralık çukuruna düştün diye sorması gerekir. SANDIĞA GÖMÜLECEKSİN Bir toplumda iki toplumsal hastalık vardır. İşsizliğin sürekli oluşu ve genç işsizliğin artmasıdır. İşsiizlik bir evde var ise o evde sosyal patlamaya hazırdır. İşsizlik çalışarak ekmeğini kazanarak ve hayatta insanlarımız mutluluğu kazanması gerekir. Her aile çocuklarının mutlu olmasını ister. Gün gelir üniversite diploması alınır ve her türlü fedakarlığı gösteren çocuklar iş arar ve ailesine bakma durumundadır. Mühendistir, öğretmendir ama aylar geçer yıllara yaklaşır ama iş bulamaz. Anne ve baba oğlunu sıkıntıya sokmaya çalışmaz. Askere gider gelir yine iş bulamaz. Sonuç bu gençler içine kapanır ve her gün iş bulamadın mı sorusu onu sosyal sıkıntılara sokar. Her beş kişinden biri Türkiye’de böyledir. İşte şu an gençlerimiz bu durumda. Bir başka sosyal hastalık var ki o zaman tehlike büyümeye başlar. Bu hastalık yolsuzluk ve rüşvettir. Yolsuzluk ve rüşvet toplumu çürütür. Yerleşik hale gelirse kanser gibi, tüm vücudu tüm toplumu sarar. Rüşvetin üzerine gitmeliyiz. 89 günden bu yana bu tartışılamaz. Sayın Başbakan bu senin aslı görevindir. Halkın arasındaki yolsuzluk ve feryadını duyamıyorsan, bunları montaj olarak görüyorsan kendi kendinle beraber Türkiye'yi de yakıyorsun. 4 bakanın istifasını gerektiren olayda tezkereler bir kere geldi onu gönderdin, savcılara kıydın, polis memurlarını darmadağıan ettin, yolsuzluk ve rüşvette kim uğraşıyorsa onları gönderdin hala olayı çözemedin. Yolsuzluk ve rüşvetten hesap soramadığın sürece sandıkla nasıl geldi isen sandığa da o şekilde gömüleceksin. Bunların hepsini örtebilmek için milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar.' BU YÖNETİM HERKESE SÖVÜP SAYIYOR Bahçeli'nin konuşması sık sık 'Devletin Başına Devlet Gelecek' sloganıyla kesildi. Bahçeli şöyle devam etti: 'Biz, bin yıllık kardeşliğimizle herkesi bağrımıza bastığımız insanları, siz milletin birliğini ve beraberliğini bozdunuz. Bu gidişat, iyi gidişat değil. Dışardaki Tunus'u, Mısır' ı Ukrayna'yı, Suriye'yi görüyorsunuz. Yolsuzlukla rüşvet, ne kadar diktatör olursanız olun, zulüm yaparsanız, diktatör olsanız da gidişiniz yolsuzluk olayı ile olacak. Libya ve Mısır halk hareketlenmesi ile çekip gitti. Suriye derseniz öyle. 2 milyon insan ülkeyi terk etmiş. Türkiye sınırından herkes Türkiye'ye geliyor. Halkımız işsiz, halkımız sıkınıtılı ama siz hala Suriye'dekileri buraya getirerek işsizlik oranını arttırıdınız. Yaşanan yollar hep denenmiş ve bu yol felaket olmuştur. Bu kadar kamplaşma ortamında herkese söven sayan bir yönetim şeklinin devam etmemesi için uyarmak lazım. İktidar değişikliğinin, 2015 seçimlerinde olması lazım. Şimdiden Recep Tayyip Erdoğan'ı uyarmak lazım. Bu uyarıyı sandıkta oylarınızla yapın ki Recep Tayyip Erdoğan kendine çeki düzen versin . Özellikle AKP'ye oy vermiş kardeşlerim bunların dikkatlerini çekmelisiniz. AKP rüşvetle Türkiye'yi boğdu.' BAHÇELİ: SANDIKLARA DİKKAT EDİN, BUNLAR HIRSIZ MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin ikinci durağı Yeşilhisar’da, sandık görevlilerine seslenerek, “Sandığınıza sahip çıkın. Bunlar hırsız’ dedi. Yeşilhisar ilçe meydanında yaklaşık bin kişiye konuşan Bahçeli, iktidara geldiklerinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ailesinden hesap soracağını belirterek, “İranlı, ne idüğü belirsiz kişiler ve senin yedi sülalenden hesap sormazsam namerdim. Yolsuzluk ve rüşveti saklarsanız bununla barınamazsınız. Türkiye’yi 89 günden beri kapkara ettiniz. Bana montaj yapıldı dedi. Ya doğru, ya da yanlış bunu bilen sensin. Bu kadar insanın yerini işini değiştirdin. Çoluk çocuğuna ulaşıyor, senin de ailene uzanıyor gereğini yapın demen lazım. Bana montaj yaptınız dediğin yalan olursa halin ne olur. Mecliste tezkereyi reddediyorsun. 4 bakanın çocuğunun durumu ne olacak. Devletten bir şey saklanmaz. Bunu kendi iktidarından sakladın, MHP iktidarında nasıl saklayacaksın.Senin yedi göbeğinden bunun hesabını sormazsam namerdim. Ne idüğü belli olmayan İranlı ve dört bakanının nasıl Türkiye’yi soyduğunun hesabını sormazsam namerdim. AKP denilmesine kızıyorsun Başbakan. Her partinin baş harfleri okunur. Ne AK Parti’si, sen 17 Aralıktan sonra Türkiye’yi kapkara ettin” dedi. Bahçeli, konuşmanın ardından Yahyalı ilçesine hareket etti. Mükremin ÖKSÜZGİL- Faruk ÇUHADAROĞLU/KAYSERİ (DHA)
Bembeyaz Dişler İçin 7 Basit Yöntem
Güvenle ve bembeyaz dişlerle gülümsemek sizin için önemliyse dikkat etmeniz gereken 7 ipucunu Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Banu Okur Çakmakcı anlattı. 1. Diş hekiminizi ziyaret edin:Yılda en az 2 defa yaptıracağınız kontrollerle erken aşamadaki çürük, diş eti hastalığı, travma ya da kanser gibi problemlere büyümeden müdahale edebilirsiniz. 2. Asitli içeceklerden uzak durun Fosforik ve sitrik asit içeren içecekler diş minesinin hassasiyetini artırarak daha kolay aşınmasına neden olur. 3. Şekerden uzak durun Şeker diş çürümesinin en büyüksuçlusudur. Bakteri ve asit oluşumuna neden olarak diş minesini ve diş etlerini yıpratır. Şekerden vazgeçmeniz zorsa, azaltın; her yemekya da aperatif sonrası dişlerinizi fırçalayın ve diş ipi kullanın. 4. Sigarayı bırakın Sigaradaki nikotin ve katran dişlerinizde sarı, çirkin lekelere neden olur. Ayrıca dişlerde ve diş eti çizgisi boyunca bakteri ve plak oluşumuna yol açar. Bu durum diş ve diş etlerinize zarar vererek diş kaybı riskinizi artırır. Daha da kötüsü sigara ağız kanserinin en büyük nedenlerinden biridir. 5. Doğru diş fırçası kullanın Diş yapınıza göre hekiminiz belirleyeceği nitelikte diş fırçası kullanın. Böylece fırçanızın diş ve diş etlerinizi yaralamasına engel olurken; fırçanızı ne zaman değiştirmeniz gerektiğini de fark edebilirsiniz. 6. Uygun teknikle diş fırçalayın: Diş fırçanızı 45 derecelik açıyla tutun ve diş eti çizgisine doğru nazik ve kısa, dairesel hareketlerle en az 2 dakika dişlerinizi fırçalayın. Ancak bunu yaparken kuvvet uygulayarak aşırıya kaçmayın. Çünkü agresif fırçalama diş ve diş etlerinize zarar verebilir. 7. Diş ipi kullanın Diş ipi sağlıklı diş ve diş etleri için vazgeçilmezdir. Fırçalama gibi yanlış yapıldığında diş eti hattına zarar verebilirsiniz. Bunun için diş ipini yaklaşık 30 cm kesin. Her iki elinizin orta parmaklarına sarın. İki dişin arasına yerleştirin. Dişi sararak ipi yukarı çekme hareketiyle temizleyin. İpi kesinlikle aşağı yukarı itmeyin.
Reklam
Bahçeli: 'Herkes Mutluysa Erdoğan'la Şarkı Söylesin'
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Gezi parkı olaylarında başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle 269 gün komada kaldıktan sonra vefat eden Berkin Elvan'ın mezarına bilye bırakılmasının gerekçesini Başbakan Erdoğan'ın anlamadığına dikkati çekerek,'Erdoğan çıkmış, bilye ne geziyordu orada, diyor. Milliyetçi Hareket Partisi ( MHP ) Genel Başkanı Devlet Bahçeli , Gezi Parkı olaylarında başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle 269 gün komada kaldıktan sonra vefat eden Berkin Elvan 'ın mezarına bilye bırakılmasının gerekçesini Başbakan Erdoğan 'ın anlamadığına dikkati çekerek,'Erdoğan çıkmış, bilye ne geziyordu orada, diyor. Bilye oraya, çocuğun isteği üzerine konulmuyor. Bilye oynayacak yaştaki çocuğun başına bu geldi, deniyor. Bunu anlamıyor. Rabia işaretini, yapmaz oldu. Neden 4 bakan ve çocukları anlamına geliyordu. O nedenle milletimiz hesap sormalıdır. Nerede sandıkta. 30 Mart'ta hesap sorulmalıdır.” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün Kayseri’ye geldi. Bahçeli ilçe mitinglerinin ilkini Incesu ilçesinde gerçekleştirdi. Şehir girişinde yaklaşık 500 araçlık konvoyla MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, Kayseri Il Başkanı Mete Eke ve il ve ilçe belediye başkan adayları, MYK üyesi Mustafa Eraslan tarafından karşılanan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , daha sonra Incesu ilçesine geçerek burada halka seslendi. Ilçe meydanındaki mitingi çok sayıda vatandaş takip etti. 'HERKES MUTLUYSA ERDOĞAN'LA ŞARKI SÖYLESIN' AKP'nin ellerinde siyasal güç bulunmasına rağmen ülkeyi 11 yıldır iyi yönetemediğini ifade eden Bahçeli şunları söyledi: “AKP'ye oy vermiş vatandaşlarımız var. Eğer, burada AKP 'ye oy vermiş ve verecek vatandaşlarımızın iyi düşünmesi gerekir. Başbakan AKP 'ye oy veren vatandaşlarımıza sosyal ve ekonomik olarak ne yapmıştır. Bunu sormak lazım. Herkes mutlu ve huzurlu ise buna da inanıyorsanız Recep Tayyip Erdoğan'la şarkı söylemelerinde bir mahsur yok. Yok benim hayallerimi yıktın, ben sabırla bekledim 17 Aralık çukuruna düştün diye sorması gerekir.” 'SANDIKLA GELDI SANDIĞA GÖMÜLEREK GIDECEK' MHP lideri Bahçeli, bir toplumda iki toplumsal hastalık olduğunu ve bunlardan birinin işsizlik, diğerinin de yolsuzluk olduğunu ifade etti. Bahçeli, işsizliğin sürekli oluşu ve genç işsizliğin artmasının endişe verici olduğunu anlatarak, konuşmasını şöyle sürdürdü; “Işsizlik bir evde var ise o evde sosyal patlamaya hazırdır. Işsizlik çalışarak ekmeğini kazanarak ve hayatta insanlarımız mutluluğu kazanması gerekir. Her aile çocuklarının mutlu olmasını ister. Gün gelir üniversite diploması alınır ve her türlü fedakarlığı gösteren çocuklar iş arar ve ailesine bakma durumundadır. Mühendistir, öğretmendir ama aylar geçer yıllara yaklaşır ama iş bulamaz. Anne ve baba oğlunu sıkıntıya sokmaya çalışmaz. Askere gider gelir yine iş bulamaz. Sonuç bu gençler içine kapanır ve her gün iş bulamadın mı sorusu onu sosyal sıkıntılara sokar. Her beş kişinden biri Türkiye 'de böyledir. Işte şu an gençlerimiz bu durumda.” MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , bir başka sosyal hastalığın daha olduğunu ve bunun ortaya çıkmasıyla tehlikenin daha da büyümeye başlayacağını anlatarak, “Bu hastalık yolsuzluk ve rüşvettir. Yolsuzluk ve rüşvet toplumu çürütür. Yerleşik hale gelirse kanser gibi, tüm vücudu tüm toplumu sarar. Rüşvetin üzerine gitmeliyiz. 89 günden bu yana bu tartışılamaz. Sayın Başbakan bu senin aslı görevindir. Halkın arasındaki yolsuzluk ve feryadını duyamıyorsan, bunları montaj olarak görüyorsan kendi kendinle beraber Türkiye 'yi de yakıyorsun. 4 bakanın istifasını gerektiren olayda tezkereler bir kere geldi onu gönderdin, savcılara kıydın, polis memurlarını darmadağın ettin, yolsuzluk ve rüşvette kim uğraşıyorsa onları gönderdin hala olayı çözemedin. Yolsuzluk ve rüşvetten hesap soramadığın sürece sandıkla nasıl geldi isen sandığa da o şekilde gömüleceksin. Bunların hepsini örtebilmek için milleti birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Bir gün vatandaşımız bunun gereğini yapar. Sandıkla nasıl geldiysen sandığa da gömülür gidersin” dedi. 'AJANLARLA KIŞKIRTICI EYLEMLER YAPARAK MILLETI BIRBIRINE DÜŞÜNMEYE ÇALIŞIYOR' Genel Başkan Devlet Bahçeli , yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun üzerine örtmek için büyük bir çaba harcandığını ve milletin birbirine düşürülmeye çalışıldığını dile getirdi. Bu oyunlara dikkat edilmesini isteyen Bahçeli, şunları söyledi; “Burada bir konuya dikkat etmek gerekir. Şimdi bunların hepsini üstünü kapatmak için ajanlarla kışkırtıcı eylemlerle milleti birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar. Bin yıllık kardeşliğimiz ile bir arada yaşayan etnik temeli ne olursa olsun, mezhep ne olursa olsun, her birinin bu milletin aziz evlatları olarak, Cenabı Allah’ın emaneti olarak bağrımıza bastığımız insanları sağda solda olaylar çıkartılarak yolsuzluk ve rüşvetin üstünü örtmeye çalışıyorsun. Ama milletin birlik ve beraberliğini kışkırtarak tahrik ediyor ve husumet zehri ekiyorsun. Bir yandan dolar olarak kazanıyorsun öbür yandan zehir saçıyorsun. Bu gidişat gidişat değil. Bunlar birçok ülkede kendini gösterdi. Oradaki tehlikeli gidişleri görüyoruz. Tunus , Mısır , Endonezya, Ukrayna , Suriye’de nasıl gelişmeler var görüyoruz. Yolsuzluk ve rüşvet ne kadar tek adam olursan ol, ne kadar otoriter rejim kurarsan kur. Zulüm yaparsan yap. Demokrasi içerisine gelmesen de senin gidişini hızlandıracak yolsuzluk ve rüşvettir.” ' AKP OY VEREN KARDEŞLERIM BU VEBALIN ALTINDA KALAMAZ' Yaşanan gelişmelerin sorumlusu olarak Başbakan'ı gösteren Bahçeli, değişik yöntemler kullanılırsa bu gidişatta hayır olmadığını ifade ederek, “Bundan doğacak sonuçta Tayip Erdoğan’ın kazan kazan oyunu oynayamaz. Onun için oylarınızı, AKP oy vermiş kardeşlerimiz, bu gidişattan hiçbir müdahalede bulunmazsanız. Türkiye yangın yerine döndüğünde rüşveti şunlar yaptı, diye hesap sormak anlayışı olmaz. AKP rüşvetle Türkiye’yi boğduğu söylendiği anda, bu vebalın altında kimse kalamaz. 4.5 milyon dolar ayakkabı kutusundaki paranın hesabı sorulmaz mı?” diye konuştu. 'BILYE OYNAYACAK YAŞTAKI ÇOCUK ÖLÜYOR, BUNU ANLAMAZ' MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli , son yaşanan olaylarda hayatını kaybedenleri de hatırlatarak, Başbakan'ı eleştirdi ve şunları söyledi; “Mısır’a gidiyor Mursi’ye destek oluyor. Elini bir işaret yaptı ve Rabia işareti dedi. Mısır’daki siyasi olayların temsilcisiymiş gibi bu işareti yaptı. Esma’nın adını duyunca ağladı. Ayşe’den, Fatma’dan, Elif’ten hiç haberi yok. Üç gün içerisinde üç evladımız, hayatını kaybetti. Erdoğan çıkmış, bilye ne geziyordu orada diyor. Bilye oraya, çocuğun isteği üzerine konulmuyor. Bilye oynayacak yaştaki çocuğun başına bu geldi deniyor. Bunu anlamıyor. Rabia işaretini, yapmaz oldu. Neden 4 bakan ve çocukları anlamına geliyordu. O nedenle milletimiz hesap sormalıdır. Nerede sandıkta. 30 Mart'ta hesap sorulmalıdır.” Haberler.com
Soya'nın Faydaları
Soya ile ilgili en fazla merak edilen şey neden he­pimizin bunu yemediğidir! Çinliler ve Japonlar yüzyıllardır soya gıdaları yönünden yüksek bir diyetle beslenirler ve etkileyici bir şekilde daha uzun bir ömür yaşarlar ve bunun yanı sıra Amerikalılara oranla daha düşük oranda kanser ve kalp rahatsızlığından ölüm gözlenir. Aslında şu anda araş­tırmacılar günlük dengelenmiş diyetinize 50 gr. soya besini katmanın hastalıklara karşı güçlü bir koruyucu silah oldu­ğuna inanmaktadırlar.Faydaları Soya gıdalarında bulunan antioksidanlar birçok kanser türüne karşı koruma sağladığı gibi zamanından önce yaşlanmaya karşı da koruma sağlar. Bozuk böbrek fonksiyonları olan insanlarda böbrek hasarını yavaşlatabilir ya da önleyebilir. Kolesterol seviyelerinin düşürülmesine yardımcı ola­bilir. Kemik yoğunluğunu korumaya ve osteoporozun ön­lenmesine yardım edebilir....haber kaynağı: 724saglik.org/beslenme-ve-diyet
Obezite Hastası Nasıl Egzersiz Yapmalı?
Egzersiz yapmak, obezite hastalığı olan ya da olmayan her insan için pek çok olumlu etki yaratmaktadır. Egzersiz programları, daha etkin kilo kaybı ve verilen kilo kaybının daha uzun bir süre korunmasına yardımcı olmak bakımından obezite tedavisinde çok işe yarar. Egzersizin diğer olumlu etkileri ise; Kalp krizi ve yüksek tansiyon risklerini azaltır. Kalp ve damar hastalıkları riskini azaltırç Tip 2 diyabet hastalarında şeker düzeyi kontrolünü kolaylaştırmaktadır. Kalp ve akciğerlerin güçlendirerek, kapasitelerini arttırır. Kemik erimesini azaltır. Kas ve eklem bağlarını güçlendirir. Stres oranını azaltarak, uyku kalitesini arttırır. Egzersizlerin dört çeşidi bulunmaktadır. Bunlar: aerobik, kas güçlendirici, kemik güçlendirici, gerdirme olarak dört gruba ayrılabilir. Obezite tedavisinde hastanın ihtiyacına göre hangi egzersiz programı kullanılacağı belirlenir. Morbid obezite hastalarında genellikle orta – ağır egzersiz programları tercih edilmektedir. Fakat bu tercihte kriter yalnızca vücut kitle indeksi değildir. Her hasta kendi fiziksel şartına göre değerlendirilir. Hastaların egzersiz programlarına alınmadan önce kalp ve damar hastalıkları ve kalp kapasitesi bakımından değerlendirilmeleri gerekmektedir. Solunum testleri gözardı edilmemelidir. Herhangi bir problem fark edilirse ilk olarak o problemin tedavisi yapılmalıdır. Egzersiz programına ise bu tedavinin sonrasında karar verilmelidir.İzotonik egzersizler, obezite tedavisinde en önemli egzersizlerdir.Günlük minimum 30-60 dakika kadar bir süre aerobik egzersiz tavsiye edilir. Haftada 5-7 gün kadar uygulanan bu aerobik egzersizler kilo vermeyi ve verilen kiloların muhafaza edilmesini sağlar. Aerobik izotonik egzersizler sayesinde yeterli kilo kaybı olduktan sonra kas kitlesinin zayıflamasını engellemek ve mevcut kilo kaybının korunmasına yardımcı olmak hedefiyle direnci yükselten izometrik egzersizler aşamalı şekilde eklenebilmektedir. Bu egzersizler sayesinde artan kas oranının glukoz tüketimi de doğal yollar ile yükseltilmiş olacağından, şeker hastaları için Aerobik izometrik egzersizler özellikle daha fazla yararlıdır. Düzenli olarak devam ettirilen egzersizler kişi fazla yormamalı ve uzun olmamalıdır. Öncelileri onar dakikalık seanslar şeklinde başlayabilir. Hangi tür egzersiz uygulanacak olursa olsun, süresi ve ağırlığı kademe kademe arttırılmalıdır. Şeker hastalarında ve kalp sorunları olan kişilerde ağır egzersizler uygun görülmez. Tavsiye edilen egzersiz çeşitleri yürüyüş ya da hafif tempoda hızlı yürüyüşler, yüzme ve merdiven çıkmaktır. Tüm egzersizler için ısınma, çok önemlidir. Bu hafif tempo 10 dakilalık yürüyüşlerle sağlanabilir. Aşama aşama tempo yükseltilebilir. Yaklaşık 30 dakikalık bir egzersizden sonra aniden durmak sakıncalıdır. Yavaşlamak ancak hafif hareketlere en az 5-10 dakika kadar daha devam etmek, kasların dinlendirilmesine ve yüksek enerji harcamalarından dinlenme pozisyonuna geçmesini sağlar. Bu aşamaya soğutma adı verilir. Soğutma yapılmadan, aniden kesilen haraketlerde kaslarda ve tendonlarda yaralanmalar ve kramplar görülebilir. Morbid obezite, kişiler için sosyal hayatı zorlaştırarak dezavantaj olabilmektedir. Egzersiz yapmak sağlıklı ve etkin bir biçimde kilo vermenin yolu ols da, morbid obezite hastaları için spor salonlarına gitmek bir çekince oluşturabilir. Bu anormal bir his değildir. Salonlardaki birçok alet, morbid obezite hastlarının ölçülerine de uygun değildir. Bunlar sıkılma ve stres unsuru olarak morbid hastalarına yansıyabilir. Böyle durumlarda yüzmek gibi tek başına yapılabilen sporlar tercih edilebilir. Yorulmadan daha fazla kalori yakımı bu şekilde sağlanabilir. Ya da belirleyenecek saatler aralığında iki kat merdiven çıkmak da faydalı olacaktır.
Reklam
Kadınlarda Kanser Uyarısı Veren 12 İşaret!
Aslında dikkat verdiği halde görmezden gelinen belirtilerle ortaya çıkan kadın kanserlerini ve hangi belirtilerin dikkate alınması gerektiğini Hisar Intercontinental Hospital Medikal Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Bekir Öztürk’ten öğrendik. Açıklanamayan Kilo Kaybı Birçok kadın kilo vermeye çalışmadan kilo kaybını memnuniyet veren olarak düşünse de esasında diyetine dikkat etmediği halde açıklanamayan kilo kaybı kanser olmasa da tiroid benzeri hastalıkların habercisi olabilmektedir . Şişkinlik Birçok bayanın partner problemi olan şişkinliğe karın ağrısı veya pelvik ağrı da eşlik ediyorsa yumurtalık kanserinin habercisi olabilmektedir . Şişkinlik problemini anında hemen altını çizen yaşamaya başladıysanız ve birden çok haftadan fazla sürüyorsa kesinlikle hekiminize danışın. Memede Değişiklikler Meme muayenesi her bayanın maaş periyotta yapması gereken olan bir sıhhat kontrolüdür. Bilhassa meme kısmında kızarıklık, derinin kalınlaşması benzeri meme kanserinin çok nadir görülen saldırgan izlerinin dışarısında meme dokusunda olan ve bir haftadan fazla devam eden şişliğin kesinlikle dikkate alınması ve hekime başvurulması gerekir. Benzer biçimde meme görünümünüzdeki değişiklik veya akıntı da rahatsızlık habercisi olabilmektedir . Bu vaziyette hekiminize müracaat ederek kontrol olmalı ve mamografi, ultranihai, MR ve gereken görüldüğü halde biyopsi yaptırmalısınız. Adet Çağı Dışarısında Kanama Menopoz çağı öncesi bayanlar aralarında tane çağı düzensizlikleri görmezden gelme eğilimi maalesef yaygındır. Fakat bu dönemde gerçekleşen kanamalar kolorektal kanserlerin belirtisi olan gastrointestinal kanamalar da olabilmektedir . Bilhassa tane çağı arasında veya dışarısında görülen anormal kanamalar bayanlarda en sık sık görülen jinekolojik kanser olan rahim (döl yatağı) kanserinin belirtisi olabilmektedir . Cilt Değişiklikleri Ciltte görülen anlık farklılıklar bazen farklılık edilemeyebilir. Fakat ciltte görülen nitelik değişikliklerini kesinlikle izlemek gerekir. Şayet birdenbire deride kanama ortaya çıkarsa, o da kontrol edilmelidir. Yutma Zorluğu ve Hazımsızlık Uzun zamandır süre gelen hazımsızlık mide veya yiyecek borusu kanserinin habercisi olabilmektedir . Bu sebeple perhizinize dikkat ettiğiniz halde son bulmayan bir hazımsızlık problemi yaşıyorsanız kesinlikle hekiminize müracaatın . Nihai dönemlerde ortaya çıkan yutma güçlüğü problemleri yiyecek borusu konusunda sıkıntıların veya akciğer kanserinin belirtisi olabilmektedir . İdrar veya Dışkıda Kan Eğer idrar veya dışkıda kan farklılık ederseniz hemoroid diyerek geçmeyin. Bilhassa dışkıda şekil ve nitelik değişiklikleri söz konusuysa kesinlikle hekiminize müracaatın . Muayenenin sonrasında gereken görüldüğünde kolonoskopi testi ile probleminizin sebebi ortaya çıkarılabilir. Ağız Değişiklikler Özellikle sigara içiyorsanız ağzınızdaki değişiklikleri takip edin ve kesinlikle diş hekiminize müracaatın . Ağız içi veya lisan üstünde meydana gelen beyaz lekeler ağız kanserinin belirtisi olabilmektedir . Lenf Nodlarındaki Farklılıklar Koltuk altı veya boyun kısmında bulunan lenf nodlarında olan şişlikleri dikkate alın ve kesinlikle hekiminize müracaatın . Lenf nodlarındaki farklılıklar rastgele bir enfeksiyon kaynaklı olabileceği benzeri kanserin de habercisi olabilmektedir . Ateş Açıklanamayan ateş grip, enfeksiyon veya kanserin habercisi olabilmektedir . Bilhassa kan kanserlerinin en mühim ve erken işaretlerinden biri de ateştir. Yorgunluk Pek çok hastalığa ev sahipliği yapan yorgunluk kanserin de belirsiz olan belirtilerinden biridir. Amerikan Kanser Derneği’ne yönelik , yorgunluk lösemi, kolon veya mide kanserinin erken belirtisi olabilmektedir . Kalıcı Öksürük Grip, alerji ve bir takım ilaçların hemen yan tesiri öksürüğe ne sebeple olabilmektedir . Fakat üç veya 4 hafta benzeri uzunca müddetli süre gelen öksürük göz ardı edilmemelidir. Bilhassa sigara içiyorsanız ve uzunca zamandır süre gelen bir öksürüğünüz varsa kesinlikle hekiminize müracaatın . Etiketler: ağrı, belirti, Doç. Dr. Ahmet Bekir Öztürk, kadın hastalıkları, kanser, kanser uyarısı, sağlık
Şeker Hastalığı Ameliyatı
Şeker hastalığı operasyonu, yani ileal interpozisyon; hastanın şeker hastalığını kontrol etmekte zorlandığı ve şeker hapları insülin tedavisine rağmen şekeri yüksek seyrediyorsa kişi için çok faydalı olabilmektedir. Diyabet için, bilinen tüm tedavilerden daha etkin bir yöntem olarak Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) kabul edilmektedir. Bu operasyon ardında, hastalar yalnızca şeker hastalıklarını değil, yüksek tansiyon ve kolesterol yüksekliği sebebiyle aldıkları ilaçları da bırakmalarını sağlar. Bağırsak sisteminde yapılan bir yer değiştirme yöntemine, Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) denilmektedir. İnsülin hormonunun önündeki doku direncini ortadan kaldıran, ince bağırsakların besin ile temas etme sıralamasında yapılan bir değişikliktir.Şeker Hastalığı Operasyonu (İleal İnterpozisyon) ardında, ince bağırsaklardan salgılanımı yapılan GLP-1 ismi verilen hormonun salgısı sağlam bir şekilde uyarılır. GLP-1 (Glukagon Like Polypeptide-1) pankreasda insülin üretiminde rol alan beta hücreleri sayısını arttırır ve her bir hücrenin insülin üretme potansiyelini yükseltir.GLP-1 hormonunun sentetik türevleri bugün şeker hastalığının tedavisinde son nesil ilaçlar olarak kullanılmaktadır. Bu ilaçlar sadece hali hazırda uygulanan tedaviye yardım olarak uygulanmaktadır. Bu ilaçlar etkinliklerini bir yıl içinde kaybetmektedirler.Fakat İleal İnterpozisyon ismi verilen şeker hastalığı operasyonu ardından meydana gelen GLP-1 uyarıcı etki hiçbir ilaç tedavisi hatta obezite ameliyatında elde edilemeyecek kadar güçlü ve kalıcı olmaktadır. Hastaların çoğunluğu operasyondan saatler sonra normal kan şekeri düzeylerine ulaşmaktadır. Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon), kişinin diyabetini ve bununla ilişkili olarak diyabetin sebep olduğu yüksek tansiyon (hipertansiyon), kolesterol yüksekliği gibi önemli ve hayati riskler içeren, hiçbir ilaç ya da insülin tedavisinin elde edemeyeceği kadar güçlü bir şekilde kontrol altına almayı sağlar. Şeker hastalığı operasyonu geçiren kişilerin % 95′i tüm ilaç ve insülin tedavilerinden kurtulma şansı elde eder. Metabolik Sendrom, diyabet, ağır kalp hastalıkları, felç ve kansere yol açan bir hastalıkları ifade eden bir tanımdır. Hayati tehlike içeren kalp krizi risklerini en çok arttıran durum, kişideki insülin direncinin mevcut olmasıdır.Metabolizmanın işleyişi, insülin direnci farklılaşır. Vücudun enerji kullanımını sağladığı yollar değişir. Vücut daha fazla yağ metabolizmasını kullanmaya ve yağ biriktirmeye başlar. Normal olmayan yağ depolanması meydana çıkar. Bunların başında da damar duvarları ve hücreleri gelir. Boyun damarlarında be kalp damarlarında ortaya çıkan bu normal olmayan yağ tıkaçları dolayısıyla, kalpte beslenme yetersizliği ortaya çıkar. Kalp kası yeterli gelecek şekilde beslenmediği zaman bir anda meydana gelen ve ölüme kadar götürebilen kalp krizleri riskleri normale göre 20 kat daha artar. Bu ihtimaller, Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) sayesinde ortadan kalkar. Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) metabolizmanızda oluşmuş ve geri döndürülme şansının olduğu aşamada yakalanan tüm problemleri tamamen düzeltir. Yaşam sürenizi uzatmaya yardımcı olur.Şeker Hastalığı Ameliyatının (İleal İnterpozisyon) kısa zamanda meydana getirdiği neticeler sonuçlar, tedavi açısında hiçbir tedavi ile karşılaştırılamaz. Kişilerde ameliyat sonrası görülen değişim ve iyileşme çok hızlı ve fark edilebilir şekilde olur. Ancak başarının esas noktası uzun zamanda şeker hastalığının komplikasyonlarının ortaya çıkmasını durdurması açısındadır. Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) ardında, kişinin kan şekerinde dalgalanmaların ortadan kaldırıldığı belirtilmektedir. Şeker hastalığı tedavisinde esas amaç, uzun dönemli ve sürekli şekilde kan şekerinin normal sevilerde kalmasını sağlamaktır. Bunun sebebi şeker hastalığının kaçınılmaz neticelerini sadec bu yolla sıkı şeker kontrolünü hafifletebilmektedir. Organ hasarlarının daha erken ve ciddi şekilde ortaya çıkması, kişinin kan şekeri sık sık yükseliyor ve bir anda ağır bir şekilde düşüyor ise olacaktır. Bilim insanları tarafından yürütülen çalışmalarda ilaç ve insülin tedavilerinin organ hasarlarını durdurmadaki başarısının pek yüksek olmadığını göstermektedir. Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) ile uzun dönemli organ haslarının önlenmesi adına sağlam bir önlem alınmış olur. Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon), kan şekeri değişimlerini, bilinen ve uygulanan tüm tedavi yöntemlerinden daha fazla etkin biçimde kontrol altına almaktadır. Kan şekerinin durmadan yüksek seyretme hali engellenmektedir. Bu engellemeler ve kontrol, uzun dönemde meydana gelebilecek organ hasarlarının gerçekleşmesini engeller. Şeker hastalığının sebep olduğu hastalıklar ve sorunlar, hasta için hayatı oldukça zorlaştırabilmektedir. Sosyal hayattan, cinsel hayata kadar kişilerin bir çok sorunu oluşmaktadır. Ve çoğu hasta bunları doktoruyla paylaşmaktan çekinir. Şayet fazla geç kalınmamış ise, bu ameliyat sayesinde kişi problemleri ve rahatsızlıklarından kurtulabilir. Bunun olması için, hastanın insülin rezervlerinin yeterli sayıda olması ve organ hasarlarının geri döndürülür durumda olması gerekmektedir. Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) ile yapılan, pankreasda insülin üreten hücrelerin canlılığının ve üretkenliğinin arttırılmasıdır. Bu durumun gerçekleşmesi adına uyarılmaya yetecek bir potansiyelin olup olmadı incelenmektedir. Uzun yıllar bunun için beklendiğinde veya insülin uygulamasında senelerce uzak durulduğunda bu potansiyel yüksek miktarda azalabilmektedir.Şeker hastalığı teşhisi konulduktan kısa biz zaman sonra insülin alımına başlayan kişilerin büyük bir genelinde, 10 yıldan sonra dahi, şeker operasyonu için yeterli rezervlerinin hala olabildiği görülür. Bu sebeple operasyona uygunluk için kiriterler bulunmamaktadır. Her hasta, kendi koşulları içinde değerlendirmek ve doğru hastayı seçmek başarıya giden ilk adımdır. Uygulanan ve bilinen ilaç ve insülin tedavilerinin, kan şekerinin kontrolünde ve uzun dönemli organ hasarı sebebiyle gerçekleşen ölümler için önlem olması açısından başarıları çok fazla olmamaktadır. Bugün kalp krizine bağlı ölümlerin %50′lik bir oranından fazlası şeker hastalığı yüzünden oluşan problemler sebebiyle olur. Şeker hastalığı sebebiyle gerçekleşen damar hasarı sebebiyle, özellikle diyabetik ayak yaraları ve geçmeyen ülserler sebebiyle yaşam kalitesi ve konforu çok düşürmektedir. Böbrek yetersizliği dolayısıyla diyaliz tedavisi uygulanan her 10 hastanın 6′sı yalnızca şeker hastalığı iyi kontrol altına alınmadığı sebebiyle yaşam boyu diyalize ile yaşamak zorunda kalmaktadır. Şeker hastalığı bir çok hastada daha fark edilmeden önce, hastanın gözünün retina tabakasında hasar oluşturmaktadır. Bütün Dünya ülkelerinde tedavi sayesinde engellenebilir körlüğün en yaygın sebebi şeker hastalığıdır.Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon), bu problemlerin tümünü şüpheye mahal vermeden kontrol altına alır. Kararı asla şeker hastalığına sahip bireye bırakmaz. Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) ardından metabolizma hızla değişir ve normale döner.Şeker Hastalığı Ameliyatı (İleal İnterpozisyon) bilinen tüm tedavilerden daha etkilidir. Şeker hastalığı belirtilerini yok eder. Şeker hastası kişiye normal bir hayat imkanı ve beslenme düzeni sağlar.
Antioksidanların Faydaları
Aldığınız her nefeste hücrelere zarar veren ve kontrol edilemeyen oksidanlar olan serbest radi­kalleri üretirsiniz. Yaşlandıkça, vücudunuz bu yıkıcı mole­külleri kontrol edebilmek için daha az doğal antioksidan üretir. Bunlar biriktikçe, sağlık kötüleşir ve yaşlanma hızla­nır, kırışıklıklardan ciddi dejeneratif hastalıklara kadar sizi her şeye karşı daha dayanıksız halde bırakır. Gıdalardan antioksidan elde etmemize rağmen birçok insanın antioksidan ihtiyacı bir diyetin tek başına sağlaya­cağından çok daha fazladır. Örneğin, sigara içenler sigara içmeyenlere oranla aynı antioksidan kan seviyesini elde et­mek için iki ya da üç katı daha fazla C vitaminine ihtiyaç duyarlar. Serbest radikalleri artırabilecek diğer faktörler: hava kirliliği, kronik hastalık, pasif içicilik, diyetsel kanse­rojenler (yüksek ısılarda kızartılan ya da kömürde ızgara yapılmış, nitı itli ve tuzlanmış etli gıdalar), bir hastalıktan ir­si olarak daha fazla etkilenme, enfeksiyon, kuvvetli egzer­siz, menopoz, zihinsel stres, güneşe maruz kalma ve X ışın­ları. Ek olarak, her zaman için yediğiniz yiyeceklerin sade­ce türü değil, yiyeceklerin nasıl hazırlandığı da önemlidir. Örneğin, pişirilmiş havuçlar çiğ olanlara oranla daha fazla beta karoten sağlarlar. Serbest radikallere karşı en iyi sa­vunmanız aııtioksidanları tanımak ve gerek diyetinizde ge­rekse destek şeklinde bunların etkinliğini ne şekilde en üst seviyeye çıkartabileceğinizi bilmektir. Antioksidanların Yararları Yaşlanma sürecini geciktirir. Kolesterol seviyelerini düşürür. Ateroskleroz riskini azaltır. Kalp rahatsızlığı ve felce karşı korumaya yardım eder. Her çeşit kanser riskini azaltır...haber kaynağı: 724saglik.org/beslenme-ve-diyet
Reklam
Time Dergisine Kapak Olmuş 10 Türk
etiket
Time dergisine kapak olmak, hele dergi tarafından yılın kişisi seçilmek prestij meselesidir. Türkiye'de de bir kişi için Time dergisi tarafın dan kapağa taşınmış olmak önem arz eder. Kuruluşundan bu yana Time dergisi 10 Türk'e kapağında yer vermiş, işte kronolojik olarak o kişiler.
Günde 5 Gramdan Fazlası Zarar
Ülkemizde günlük tuz tüketim miktarının kişi başına 15 gr olduğunu söyleyen Sağlık Bakanlığı yetkilileri, bu miktarın günlük alınması gereken tuzun 3 katına karşılık geldiğini açıkladı. Sağlık Bakanlığı, gereğinden fazla oranda tüketilen tuzun, kan basıncında artışla kalp, damar, böbrek, pankreas hastalıklarına neden olduğunu ve kemik sağlığını da olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ), yüksek tansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları başta olmak üzere şişmanlık, şeker hastalığı ve bazı kanser türlerinden korunmak ve kemik sağlığını muhafaza etmek amacıyla tüketilmesi gereken tuz miktarını günde 5 gram (bir çay kaşığı) olarak belirttiği ifade edilen açıklamada, bu miktarın yemeklere tuz eklenmeden doğal günlük tüketilen yiyecek ve içeceklerle de sağlanabildiği vurgulandı. Türkiye Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneğinin 2008′de yaptığı ve ülke genelini yansıtan “Türk Toplumunda Tuz Tüketimi Çalışması”na göre, Türkiye’de tuz tüketiminin günde 18 gram olduğuna dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “2012′de tekrarlanan çalışmada tuz tüketimimizin biraz azalmakla beraber halen sağlığımızı olumsuz etkileyebilecek düzeyde olduğu saptanmıştır. (15gram) Bu miktar günlük alınması gereken tuzun üç katına karşılık gelmektedir. Aşırı miktarda tüketilen tuz, kan basıncında artış ile kalp, damar, böbrek, pankreas hastalıklarına neden olmakta, kemik sağlığımızı bozmaktadır. Bu nedenlerle Bakanlığımız 2011′de Kasım ayında ‘Türkiye Aşırı Tuz Tüketiminin Azaltılması Programı’nı başlatmıştır. Bu program kapsamında fazla tuz tüketiminin sağlık üzerine olumsuz etkilerine yönelik kamuda farkındalık oluşturulması ve bilgilendirme yapılması, aşırı tuz tüketiminin azaltılması amacıyla ‘Dünya Tuza Dikkat Haftası’ etkinlikleri yapılmaya başlanmıştır. haber kaynağı:  724saglik.org/sağlık-haberleri
Reklam
12 Yaş Altı Çocuklarda Mobil Cihazların Yasaklanması İçin 10 Sebep
Amerikan Pediatri Akademisine ve Kanada Pediatri Derneği'ne göre 0-2 yaş arasındaki çocuklar teknoloji ile haşır neşir olmamalı, 3-5 yaş arasında günde 1 saat, 6-18 yaş arasında ise teknoloji kullanımları günde 2 saat ile sınırlanmalı. Teknoloji ile bu önerilerin 4-5 katı fazla içli dışlı olan çocuklar ve gençler ciddi tehlikeler ile karşı karşıya kalıyor.  Elde kullanılan cihazlar (cep telefonları, tabletler, elektronik oyunlar, vb.) özellikle küçük çocuklarda teknolojiye erişimi ve teknoloji kullanımını artırıyor. Pediatrik terapistler okullara, hükümetlere, ailelere 12 yaş altındaki çocukların bu tür cihazları kullanmalarını yasaklamaları çağrısında bulunuyor. Sizlere bu yasaklamaya gerekçe olarak araştırmalarla kanıtlanmış 10 gerçeği açıklıyoruz.
Ölümü Bilen Test
Bilim insaları geliştirdikleri bir kan testi sayesinde bir kişinin beş yıl içinde ölüp ölmeyeceğini tespit edebiliyor. Finlandiya ve Estonyalı araştırmacılar, kişinin 5 sene içinde ölme ihtimalini öngören bir test keşfetti. Araştırmacılar, kandaki 4 değerin belirleyici olduğunu söylüyor. Araştırmada, sağlık sorunu olmayan 17 bin kişinin kanlarındaki yüz değişik biyomoleküle bakıldı. Kişilerin sağlık durumları 5 yıl süresince takip edildi. Takip boyunca bu kişilerden aşağı yukarı 700′ü kalp ve kanser de dahil çeşitli hastalıklar sebebiyle yaşamını yitirdi. Ölenlerin hepsinde dört değerin benzer düzeyde olduğu saptandı. Bu göstergeler albumin, alfa-1 asit glikoprotein, sitrat ve düşük yoğunluklu lipoprotein....haber kaynağı: 365haber.org/sağlık-haberleri
Bahçeli: "Sen Kime Meydan Okuyorsun?"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, muhalefetin ’diktatör’ suçlamalarına Başbakan Erdoğan’ın, 'Diktatörün olduğu yerde kaçacak delik ararsınız. Buyurun devirin o diktatörü' sözlerine sert tepki gösterdi. Bahçeli, 'Ne demek bu, sen kime meydan okuyorsun? Ortalık karıştığı zaman senin izini ve eserini Türkiye’de bulamazlar. Aklını başına al. Milleti tahrik etme. Milyarların üstünü kanla örtmeye kalkma' dedi. Devlet Bahçeli, Samsun ilçelerinde iki günlük seçim gezisine Vezirköprü İlçesi’nden başladı. Samsun- Ankara karayolunun Havza girişinde partililer Bahçeli’yi coşkuyla karşıladı, ’Devletin başına devlet gelecek’, ’Vur de vuralım, öl de ölelim’ sloganları atıldı. Konvoy eşliğinde Vezirköprü İlçesi’ne geçen Bahçeli, burada düzenlenen mitingde konuştu. Ak Parti iktidarını eleştiren Bahçeli, Türkiye’de 44 milyon kişinin yoksul, 13 milyon kişinin açlık sınırının altında olduğunu söyledi. Bahçeli, konuşmasına son yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinerek şöyle dedi: 'Bu yolsuzluk ve rüşvette 60 milyon, 40 milyon, 100 milyon dolarlarla Türk liralarıyla milletin iliğinin sömürüldüğü bir ortamda sessiz kalmak mümkün olabilir mi? Bütün bunlarla ilgili olarak iki gün evvel Sayın Başbakan televizyona çıkmış. En iyi şey sayın Başbakan’ın belli bir süre konuşmaması. Bir milletin evladı olarak Türk devlet geleneğinde olmayan bir olayla karşılaştığımız zaman, inanın üzülüyoruz. Keşke şu söyledikleri montaj olsa da başbakana bu rezalet yakıştırılmasa. Ama sayın Başbakan kalkıyor diyor ki gazeteciler soruyor şudur budur neyse en son yolsuzluk üzerinde duruluyor ‘Komplolar yapıldı diyor. ’Paralel devlet var. Bunların inine gireceğim. Bunar alçaktır haindir, bunlardan sorgu soracağım.’ Hep aynı laf. 83 günden beri aynı laf. Peki başbakan kim? Sensin niye sormuyorsun? Hala tartışıyorsun.' Başbakan Erdoğan’ın aynı televizyon programında nasıl beslendiği sorulunca 'Ben üç öğün bal kaymak yiyorum' dediğini kaydeden Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ee tabi gazetelere dökülenlere bakarsak elindeki 1 milyon dolar herhalde bu ülkenin balı kaymağı olsa gerek. Bu nasıl bir söz. Sana yediğini soruyorlar ama vatandaşın yediğinin ortalamasında bir şey söyle. Ben kuru fasulyeyle pilavı çok severim yanında da soğan olursa çok severim derim. Ama bunlar kuru fasulye pilav mı yiyorlar orası meçhul. Ama sayın Başbakan ’ben 3 öğün bal ve kaymak yiyorum’ diyor. Anlaşıldı ne yediği, Türkiye’de 1 milyar dolar ancak bal ve kaymağı yemekle olur.' 'YOLSUZLUK VE RÜŞVET KANSERDİR' Yolsuzluk ve rüşvetin kanser olduğunu söyleyen Devlet Bahçeli, buna önlem alınmasını isteyerek şöyle dedi: 'Zamanında tedbirler alınmazsa yaygınlaşır. Kangren gibidir. Zamanında tedbirler alınmazsa kesilmek mecburiyetinde kalınır. Bunun bir çözümünü bulmamız lazım. Bulmazsak önce şunlara dikkat edelim. Tunus’a bakın yakın tarihte şu Arap baharı dediğimiz süreç içerisinde Binali çocuğunu ve eşini zor alıp kaçtı. Halk ayaklandı. Mısır’da önemli gelişmeler oldu. Libya’da ise Kaddafi yolsuzluk ve rüşvetten dolayı halk ayaklanmasıyla linç edildi. Ukrayna’da yine yolsuzluk ve yoksulluktan dolayı, rüşvetten dolayı Ukrayna Devlet Başkanı halk ayaklanmasına sert tedbirlerle cevap verdiğinde halk birden galeyana kapıldı. O gece 86 Ukrayna vatandaşı hayatını kaybetti. Toplum sarayı bastı ve adamı ancak Rus kuvvetleri Rusya’ya zor kaçırdı. Türkiye’de bunların yaşanmaması lazım. Bin yıllık kardeşliğimizi sürdürmemiz lazım. Böyle bir kargaşada yolsuzluk ve rüşvet sebebiyle toplum öfkelenirse, bundan yararlananlar çıkar. Türkiye’yi bölmek isteyenler, daha da fırsat kollamış olur. Beraberce, kardeşçe huzur içinde demokrasi içerisinde bunun çözümünü bulmamız lazım.' Çözümün demokrasi içinde olması gerektiğini kaydeden Bahçeli, 'Hareketlenerek, sağı solu yıkarak taşlayarak, bunlara karşı polisin acımasız davranışlarıyla Türkiye çok daha kötü günlere gider. Hepimize yazık olur. Hiç bir partinin önemi kalmaz. Onunu için her parti önce ülkem, sonra milletim sonra partim demesi lazım. Bunun çözümü demokrasi içinde seçimdir' dedi. Bahçeli, 30 Mart seçiminin yerel seçim olmasına karşın önem taşıdığını belirtirken, 'Bu seçimlerde sadece belediye başkanımızı seçmeyeceğiz. Türkiye’nin geleceğinin belirlenmesinde ve siyasetin yeni şekillenmelerin beklentileri içerisinde kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanımızı daha sonrada 2015 yılı en geç 12 Haziranına kadar milletvekillerimizi seçerek bir siyasi süreci 30 Mart’ta başlatmış oluyoruz' diye konuştu. Bahçeli, ülkenin bölünmenin eşiğine getirildiği görüşünü savunurken de 'Türkiye’nin Oslo’dan başlayıp İmralı canisiyle süren ve Kandil’de noktalanmak istenen bir bölünmenin eşiğindeyiz. Böyle bir dönemde seçimler çok önemlidir. Adalet ve Kalkınma Partisi 11 yıldan bu yana ülkeyi yönetmektedir. Yasama, yürütme dediğimiz kuvvetler ayrılığının ilk ikisinde bu günkü iktidar bulunuyor. Ancak Sayın Recep Tayyip Erdoğan bu gücü milletimizin lehine kullanacağı yerde, bu gücü kendi nefislerine doğru kullanmaya başlamışlardır' dedi. 17 Aralık’ta yapıla yolsuzluk ve rüşvet operasyonun üzerinden 83 gün geçtiğini hatırlatan Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: '83 günden bu yana ‘Bana komplo yapılıyor. Montaj yapılıyor. Türkiye’de paralel devlet var. Şu var bu var alçaklar hainler AKP’yi iktidardan düşürüyorlar’ diyerek 41 tane yolsuzluğa karışmış insanların içeriden çıkmasına vesile olabilecek oyunlara ne gerek var Sayın Başbakan? Savcılardan ne istiyorsun ki kıyıma uğratıyorsun. 8 bin polisi niye yerinden ediyorsun. 28 Valini merkeze neden alıyorsun. Kimi koruyorsun kimin üstünü örtüyorsun?' Başbakan Erdoğan’ın diktatörlük suçlamalarına karşılık 'Buyurun devirin o diktatörü' sözlerini sert dille eleştiren Devlet Bahçeli, şöyle dedi: 'Sayın Başbakan yine dün televizyonlara çıkmış ‘Ben tek adamsam gelin indirin’ diyor. Ne demek bu, sen kime meydan okuyorsun? Ortalık karıştığı zaman senin izini ve eserini Türkiye’de bulamazlar. Aklını başına al. Milleti tahrik etme. Milyarların üstünü kanla örtmeye kalkma. milliyet.com.tr
Kadınlarda Kanser Uyarısı Veren 12 İşaret!
Açıklanamayan Kilo Kaybı Birçok kadın kilo vermeye çalışmadan kilo kaybını memnuniyet verici olarak düşünse de aslında diyetine dikkat etmediği halde açıklanamayan kilo kaybı kanser olmasa da tiroid gibi hastalıkların habercisi olabilir. Şişkinlik Birçok kadının ortak sorunu olan şişkinliğe karın ağrısı veya pelvik ağrı da eşlik ediyorsa yumurtalık kanserinin habercisi olabilir. Şişkinlik problemini hemen hemen her gün yaşamaya başladıysanız ve birkaç haftadan fazla sürüyorsa mutlaka hekiminize danışın.  Menopoz dönemi öncesi kadınlar arasında adet dönemi düzensizlikleri görmezden gelme eğilimi ne yazık ki yaygındır. Ancak bu dönemde gerçekleşen kanamalar kolorektal kanserlerin belirtisi olan gastrointestinal kanamalar da olabilir. Özellikle adet dönemi içinde ya da dışında görülen anormal kanamalar kadınlarda en sık görülen jinekolojik kanser olan rahim kanserinin belirtisi olabilir.
Reklam