1-Kimilerine baktığımda kendilerini göremiyorum. Ki ben ben iken, onlar bir başkası oluvermişler. Satış listelerine top10 yakıştırmışlar. Paraya sövüp sövüp paraya ihtiyaç duymuşlar. Ee üstadım var mı boş cebe bir ekmek. Hayatı ya küçümsüyorlar ya da hayatın akışında sürükleniyorlar. Sanırım sabah kalktıklarında öğlen olduğunun farkına varmıyorlar. Her neyse.
Kimlerine o, bu, şu gibi kelimeleri yakıştırmışız ve biz olmadık bir türlü. Siz olduk. Onlar olduk ve saire ama hepimiz olamadık.
Size güldüm ben biliyor musunuz? Onlara da güldüm? Tek gülmediğim kendim kaldım. Bu devir kendine de güldürür adamı.
Neyse... Kutuplar eriyor ve bu güzelim dünya yavaş yavaş mahvoluyor.
2-İnsanların hayallerinin peşinde koşması neden sizi rahatsız ediyor. Bu ülkede Felsefe gelişmediyse hayallerimize indirilen yumruklardandır. Hayali olan insana hayranlıkla bakmaya başladık. Toplumsal baskıları göz ardı edemeden hayal kuramıyoruz. Çoğu şeyden vazgeçtik büyüdükçe. Önce büyümek istedik sonra büyüdüğümüz için hayattan nefret ettik. Hayal ya bu. Aklımızın içindeki kendi oluşturduğumuz bir dünya. Buna kim karışabilir ki diye düşünüyoruz ama o kadar engel var ki... Benim hayalimi soracak olsaydınız; savaş olmayan bir dünya derim.