onedio
Görüş Bildir
Usta Oyuncu Atilla Pekdemir Hayatını Kaybetti! Atilla Pekdemir Kimdir?
2 senedir akciğer kanseri tedavisi gören Türk tiyatrosunun usta isimlerinden olan Atilla Pekdemir hayatını kaybetti. Ekranlardan tanıdığımız usta oyuncu Pekdemir akciğer tedavisi görürken kısa süre önce de korana virüse yakalanmıştı. İzmir'de hayatını kaybeden oyuncu sevenlerini yasa boğdu. Peki Atilla Pekdemir kimdir? Detayları haberimizde sizler için derledik...
"Gelenekten Geleceğe Köprü Kuran Sanatçı: Barış Manço"
İSTANBUL (AA) - Anadolu rock ve pop müziğin önde gelen isimlerinden şarkıcı, besteci, söz yazarı ve TV programcısı Mehmet Barış Manço, vefatının 22'nci yılında anılıyor. Usta sanatçı, İsmail Hakkı Manço ile Türk müziği sanatçılarından Rikkat Uyanık çiftinin çocukları olarak 2 Ocak 1943'te, Üsküdar'da dünyaya geldi. Manço ailesi ilk çocuklarına 'Savaş' ismini verirken, İkinci Dünya Savaşı'nın son günlerinde doğan ikinci çocuklarına ise 'Mehmet Barış' ismini vermeyi uygun buldu. Manço'nun daha sonra Oktay ve İnci ismini taşıyan iki kardeşi daha oldu. Anne ve babası 3 yaşındayken ayrılan Barış Manço, çocukluğunu babasının yanında geçirdi. Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu'nda başladığı eğitimine Galatasaray Lisesi'nde devam eden usta sanatçı, babasının vefatının ardından Galatasaray'dan ayrıldı ve eğitimini Şişli Terakki Lisesi'nde tamamladı.'Ben düşüncelerimi bu dünyaya aktarmak için geldiğime inanıyorum'Manço, ilk grubunu 1958'de Galatasaray Lisesinde okurken, 'Barış Manço ve Kafadarlar' adıyla kurdu ve ilk bestesini 'Dream Girl' adıyla çıkardı. Ünlü sanatçı, müzik hayatındaki ilk konserini de yine Galatasaray Lisesi'nin konferans salonunda verdi.'Harmoniler' grubuyla 1962'de ilk 45'lik plağını çıkaran Manço, henüz 19 yaşındayken yayımladığı bu albümde, İngilizce sözlü 'Twist in USA' ve 'The Jet' isimli iki parçaya imza attı.Usta sanatçı, bu albümün ardından bir yıl sonra Belçika'da bulunan ağabeyi Savaş Manço'nun yanına giderek, Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. Bu okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okuyan Manço, bir taraftan da gece bekçiliği ve garsonluk gibi işlerde çalıştı.Müzikle bağını koparmayan Barış Manço, bir röportajında kendisini şöyle tanımlıyordu:'Barış Manço şarkı söyler, ikincisi çocuk programı yapar, üçüncüsü dünyayı gezer. Bu toplum beni şarkı söylerken tanıdı ve çocuklarla ilgilenirken bir daha tanıdı ve bu arada dünyayı dolaşıp başka insanları anlatan kişi olarak tanıdı. Ben bu dünyaya şarkıcı olarak gelmedim. Benim birinci işim bu değil. Ben düşüncelerimi bu dünyaya aktarmak için geldiğime inanıyorum. Bu düşünceler bazen müzik eşliğinde daha güzel, daha şirin, daha hoş algılanıyor. Onun için bana verilen bu nimeti kullandım.' Yabancı müzisyenlerden oluşan 'Vahşi Kediler' grubuyla da bir süre çalışan Manço, 1964'te doldurduğu biri İngilizce, ikisi Fransızca üç şarkılık 45'liği Fransa'da yayımlandı. 12 Ocak 1965'te Paris Olympia Konseri'ni veren sanatçı, Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in öncülüğündeki 'Kaygısızlar' grubuyla 1967'de 'Kol Düğmeleri'ni çıkardı. 'Dağlar Dağlar' plağı kariyerinde dönüm noktası olduDönemin aranjman modasına tepki gösteren Barış Manço, 'Kızılcıklar Oldu mu?', 'Derule', 'Kirpiklerin Ok Ok Eyle' gibi türküleri rock'n roll ve twist tarzlarında seslendirdi. 'Sychedelic' müzik akımından da etkilenen grup, 'Ağlama Değmez Hayat' şarkısıyla başarı yakaladı.'Altın Plak' ödülü kazanan bu albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa'ya gitti. Burada plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmedi ve Kaygısızlar ile yollarını ayıran Barış Manço, 1970'te yurda döndü. Sanatçının 1970'de bestelediği 'Dağlar Dağlar' plağı kariyerinde adeta dönüm noktası oldu ve Manço'ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü'nü kazandırdı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon'un da eşlik ettiği plak, kısa sürede 700 bin sattı. Dönemin ünlü müzik gruplarından 'Moğollar' ile de bir süre çalışan Barış Manço'nun, Anadolu turnesi sırasında otobüsü dinamitli saldırıya uğradı. Manço'nun saçlarının uzun olması dolayısıyla gerçekleştirildiği öne sürülen saldırıda sanatçılar yara almadı. Antalya'da ise müzisyenlerden birinin yabancı uyruklu olması nedeniyle gözaltına alınan Barış Manço, ilk duruşmada serbest kaldı.1976'da 'Baris Mancho' adlı ilk İngilizce sözlü albümünü yayımladıBarış Manço daha sonra Moğollar'la yolları ayırıp 'Kurtalan Ekspres'i kurdu. İsmini İstanbul'dan Güneydoğu'ya giden trenden alan Kurtalan Ekspres'in o yıllardaki kadrosunda Murat Ses, Nur Moray, Celal Güven, Özkan Uğur ve Engin Yörükoğlu gibi müzisyenler vardı. Grupta ayrılıklar yaşanırken Kurtalan Ekspres'e Manço'nun uzun yıllar birlikte çalışacağı Ahmet Güvenç ve Bahadır Akkuzu dahil oldu.Askerliğini yedek subay olarak Polatlı ve Amasya'da yapan Barış Manço, daha sonra Kurtalan Ekspres'le Anadolu turnelerine çıktı.İlk yıllarında kısa saçlı olarak sahneye çıkan usta sanatçının Türkiye'de herkesin hafızasına kazınan uzun saçları, otantik kıyafetleri, bilezik, yüzük ve kemerle tasarladığı imajı ile tiyatral yetenekleri oldukça ilgi çekti.Barış Manço, ilk uzunçaları (LP) '2023'ü, 1975'te çıkardı. 'Progresif rock' esintileri taşıyan albümde Cumhuriyet'in 100. yılı anısına bestelediği enstrümantal şarkısı '2023'ün yanı sıra 'Yine Yol Göründü Gurbete' ve 'Yol Verin Ağalar Beyler' gibi şarkılar beğeni topladı.Yurt dışında da başarılı olmayı hedefleyen Manço, Belçika'ya gitti ve 1976'da 'Baris Mancho' adlı ilk İngilizce sözlü albümünü yayımladı. 'Yeni Bir Gün' albümünü ise 1979'da müzikseverlerin beğenisine sunan sanatçı 'Hey' dergisinin, 'Yılın Erkek Sanatçısı' ve 'Yılın Albümü' ödüllerini aldı. Aynı yıl çıktığı Anadolu turnesinin tüm gelirlerini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışlayan Manço, daha sonra Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Kıbrıs'ta konserler verdi.'Sözüm Meclisten Dışarı' albümüyle büyük beğeni topladıBelçika'daki konserden dönerken 24 Ağustos 1979'da Edirne'de bir trafik kazası geçiren Manço, bir süre sahnelerden uzak kaldı ve 1981 yılının sonlarına doğru 'Sözüm Meclisten Dışarı' albümüyle büyük beğeni topladı. 'Gül Pembe', 'Ali Yazar Veli Bozar', 'Alla Beni Pulla Beni' gibi hit şarkıların yanı sıra en iyi Türkçe sözlü rock şarkılarından 'Dönence'yi de barındıran albümün pek çok şarkısı, bir süre TRT'nin denetleme kuruluna takılarak, televizyon ve radyoda çalınamadı. Halkla kurduğu bağı 1983'te 'Estağfurullah Ne Haddimize', 1985'te '24 ayar', 1986'da 'Sahibinden İhtiyaçtan' albümleriyle güçlendiren Manço, 1989'da 'Darısı Başınıza', 1992'de 'Mega Manço', 1995'te 'Müsaadenizle Çocuklar', 1996'da 'Live in Japan' albümlerini sevenleriyle buluşturdu. Müzikte açtığı yolun yanı sıra şarkı sözleriyle de kültür hayatına önemli katkılarda bulunan Manço, birçok şarkısının son kıtasında, tıpkı halk şiiri geleneğinde olduğu gibi kendi ismine yer verdi. 'Modern Çağ Ozanı' olarak adlandırılan ve eserlerinde unutulan değerleri hatırlatan Manço, şarkılarında toplumsal konulara ve ailenin önemine de dikkati çekti. Daha önce kısa bir evlilik yapan Barış Manço, 1979'da Lale Çağlar'la dünya evine girdi ve çiftin 'Doğukan Hazar' ve 'Batıkan Zorbey' ismini verdikleri iki oğulları oldu. 'Baba Bizi Eversene' filminin başrolünde yer aldıİçindeki çocuğu hiçbir zaman kaybetmediğini ifade eden usta sanatçı, sinema filmi olarak sadece yönetmen Oksal Pekmezoğlu'nun 1975'te çektiği 'Baba Bizi Eversene' filminin başrolünde yer aldı.Barış Manço, yaklaşık 15 yıl boyunca planladığı '7'den 77'ye' programı projesini, 1988'de TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı ve çocuklara öğütler verdiği 'Adam Olacak Çocuk', yaşlılara saygının önemine dikkati çektiği 'İkinci Kahvaltı', dünyayı dolaştığı 'Dönence' ve Türkiye'yi dolaştığı 'Dere Tepe Türkiye' gibi bölümleri olan programı, TRT 1, TGRT ve ATV'de 1988-1998 yılları arasında 10 yıl boyunca her pazar öğleden önce yayımlanarak, güç bir rekora imza attı.'Türk televizyonlarının ilk gezgini' olarak da gösterilen Barış Manço, 5 kıtada 140 değişik yörede 800 bin kilometreye yakın yol katetti ve 1990'da Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gelişinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen 'Türk-Japon dostluğu' etkinlikleri kapsamında gittiği Japonya'da büyük bir coşkuyla karşılandı. Verdiği konserlerde şarkılarında Japonca sözlere de yer veren Barış Manço'ya 'Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası' verildi. Manço, buradaki konser kaydını da 'Live in Japan' adıyla yayımladı. Türk dünyası ile de çok iyi ilişkiler geliştiren usta sanatçıya, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov tarafından 'Türkmen vatandaşlığı' verildi. Belçika ve Fransa da sanatçıyı birçok kez ödüllendirdi.40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza attıİlk albümüne Cumhuriyet'in 100. yılının kutlanacağı '2023' ismini veren Barış Manço, bir röportajında, 'Benim birkaç hayalim var, 80 yaşındayken elimde bastonum, belki kolumda Doğukan, onun yardımıyla çıkarım sahneye ve senfoni orkestrasına 2023'ü çaldırmak en büyük ideallerimden birisi.' demişti. Müzik hayatını anlattığı '40. Yıl' şarkısını besteleyen Barış Manço, bir döneme damgasını vuran şarkılarını yeniden düzenleyerek seslendirdi. Daha önce de tansiyon sıkıntıları yaşayan sanatçı, 31 Ocak'ı 1 Şubat 1999'a bağlayan gece, saat 23.30 sıralarında ani tansiyon düşmesi sonucu fenalaştı. Ambulansla Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi'ne kaldırılan 56 yaşındaki Barış Manço, müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Sanatçının cenazesi, Atatürk Kültür Merkezi'nde yapılan törenin ardından Levent Camisi'nden kaldırılarak, Kanlıca Mezarlığı'na defnedildi. Yaklaşık 40 yıllık sanat hayatında 200 besteye imza atan, ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödüle layık görülen sanatçının ödüllerinin tamamı ise şöyle:1980'de 'Altın Orfe' Ödülü, 1987'de 'Belçika Kültür Elçisi', 1991'de 'Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı', 'Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora ve Japonya Soka Üniversitesi Kültür ve Barış Ödülü', 1992'de 'Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı' ve 'Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı', 1994'te Kocaeli Üniversitesi BarışDiploması, 1995'te Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı Türkmen vatandaşlığı, 1995'te Pamukkale Üniversitesinden onursal doktora, 1995'te 'Japonya Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası', 1997'de 'Belçika Liege Prensliği Onursal Hemşerilik Beratı'
Brezilya'da 2014 Fıfa Dünya Kupası Maçlarının Oynandığı Stadyumda Yangın Çıktı
BUENOS AIRES (AA) - Brezilya'nın Ceara eyaletine bağlı Fortaleza kentinde 2014 FIFA Dünya Kupası maçlarının oynandığı Castelao Stadyumu'nda çıkan yangın hasara yol açtı.Brezilya basınındaki habere göre, öğle saatlerinde maçların sunulması için kullanılan radyo kabininde başlayan yangın akşama doğru kontrol altına alındı.Yangının çıkış sebebi henüz belirlenemezken dumandan etkilenen 2 kişiye acil yardım ekipleri olay yerinde müdahale etti.Castelao Stadyumu'nda çıkan yangın hasara neden oldu.Stadyum çalışanı Julio Lima, Brezilya'da yayın yapan G1'e yaptığı açıklamada, 'Yangını çabucak gördük ve hızlıca yukarıda servis alanında bulunanlara yardım etmek için oraya çıktık. Çok çok hızlıydı. Bir kısa devre oldu, aniden yangın çıktı ve camlar düşmeye başladı. Bizimle çalışan bazı kişiler dumana maruz kaldı.' ifadelerini kullandı.Stadyum, 2014 FIFA Dünya Kupası maçlarında kullanılması için yenilenmiştiCaera eyaletindeki sportif ve kültürel etkinliklerin başlıca kullanım alanı olan ve inşası 1973'te tamamlanan Castelao Stadyumu, 2013'te yaklaşık 240 milyon dolar maliyetle 2014 FIFA Dünya Kupası maçlarında kullanılmak üzere yenilenmişti.Stadyum, aralarında Brezilya-Kolombiya çeyrek final mücadelesi olmak üzere 2014 FIFA Dünya Kupası maçlarına, 2013'te Konfederasyonlar Kupası maçlarına, Beyonce, Paul McCartney ve Elton John gibi ünlü isimlerin katıldığı birçok uluslararası gösteriye ev sahipliği yapılmıştı.
Reklam
Türkü Olduğundan Haberdar Olmadığımız, Popüler Şarkıcıların Seslendirdiği 15 Türkü
etiket
Türküler, bu milletin acısını, neşesini ve yaşanmışlıklarını ortaya koyan en iyi araçlardan biridir. İşte o yüzden, türküler asla eskimez. Bestelenmesinin üzerinden nesiller de geçse yeni nesillerin de kalbine dokunabilir. Öyle türküler var ki, günümüz sanatçılarının çağdaş yorumlarıyla yeniden hayat buluyor fakat yeni nesil eğer araştırmazsa onun bir türkünün yeniden yorumu olduğunu bile bilmiyor. Biz de bu içerikte günümüzde popüler şarkıcıların seslendirdiği türküleri derledik.
Reklam
Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu Konusu Nedir? Karayip Korsanları Oyuncuları Kimlerdir?
Herkes tarafından sevilen ve bilinen Karayip Korsanları film serisinin 3. filmi olan Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu oyuncu kadrosunda dünyaca ünlü yıldızlar yer almaktadır. Başrolde Johnny Depp, Orlando Bloom ve Keira Knightley gibi değerli oyuncuların olduğu Karayip Korsanları: Dünyanın sonu filmi en yüksek bütçeli filmdir. Peki Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu konusu nedir? Oyuncuları kimlerdir? Detayları haberimizde sizler için derledik...
Reklam
Cildinin Güzelliğine Hayran Olduğumuz Influencer ve Ünlüler Neler Kullanıyor?
etiket
'Şu ünlülerin ciltleri nasıl böyle parlıyor yahu?' dediğinizi duyar gibiyim. Ben de sizler gibi merak ettim ve araştırdım. Meğer neler neler kullanıyorlarmış da haberimiz yokmuş! Buyurun siz de öğrenin...Önerdiğimiz ürünleri seveceğinizi umuyoruz! Bu içerikten alışveriş yapmaya karar verirseniz, Onedio sayfadaki bağlantılardan gelir elde edebilir.
Reklam
Bu Sanatçılardan Hangisi Eurovision'a Katılmadı?
etiket
Dünyanın merakla beklenen ve hakkındaki iddialarla da geniş kitlelerce konuşulan şarkı yarışması Eurovision'a birçok sanatçı katıldı. Ünlü olup olmamaları fark etmeksizin sıra dışı performanslar izledik. Sen bir Eurovision takipçisi olarak, bu 9 ünlü sanatçı/grup'tan hangisinin Eurovision'a katılmadığını bulabilecek misin?
Reklam
Hatay Gezilecek Yer Önerileri
Akdeniz’in doğu şeridinde yer alan Hatay Şehri kardeşliğin ve birlikteliğin şehri olarak bilinir. Her bir köşesinde güzelliğini barındıran bu şehri gezmek için kendinize ayırdığınız her bir dakika insanın aklını almaya yetiyor  . Üç büyük dinin bir arada hoşgörü ile yaşadığı bu güzel şehrin gezilecek yerlerinin yanı sıra yemekleriyle de bizlere zengin sofralar sunuyor.Hatay’ın bu güzelliklerinden bahsetmeden önce yapmanız gereken ilk ve önemli olansa planlama yapmaktır. Planlama yapıldığı takdirde Hatay’ın zengin tarihini ve kültürel dokusunu görerek bu şehri daha yakından tanımak pek mümkün.Hatay’da Gezilecek Yerler1. Hatay Arkeoloji Müzesi: Dünyanın en büyük ikinci mozaik koleksiyonu ve Türkiye’ninse en büyük mozaik müzesidir.2014 yılından beri ziyaretçilerine hizmet vermektedir. Paha biçilemez tarih eserlerinin yer aldığı bu müze Antakya ilçesinde bulunmaktadır. Girişte müze kartı geçerlidir.2. Habib-i Neccar Camii: Anadolu’da inşa edilmiş ilk camii ve Hatay’ın en önemli dini yapılardan biridir. Sadece Müslümanlar için değil Hristiyanlar içinde oldukça önemli bir tarihi yapı niteliği taşımaktadır. Habib-i Neccar Camii Antakya ilçesinde yer almaktadır.3. Aziz Simeon Manastırı: Samandağ’ı yolu üzerindeki bir tepe üzerine inşa edilen tarihi bir manastırdır. Oldukça eski olan bu yapı bütünlüğünü koruyamamış ve günümüze kalıntıları kalmış olsa da rüzgâr güllerinin eşlik ettiği eşsiz manzara hayran kalmamak pek mümkün değil. Aziz Simeon Manastırı Hatay-Antakya yolunun 19. km’sinde yer alır.6. Titus Tüneli: Roma imparatoru Vespasian’ın sel baskınlardan korunmak amacıyla yaptırdığı tüneldir. Tamamen dağ içine oyulan bu tünel dönemin kalıntılarını oldukça korumaktadır. 7 metre de yüksekliği, 6 metre genişliği ve 1380 metre uzunluğu bulunan bu tünel gezmeye değer bir nokta. Titus Tüneli Samandağ ilçesi sınırları içerisinde yer alır.7. Beşikli Mağara: Titus tüneline kadar gelmişken Beşikli mağaraya uğramadan dönmek olmazdı.  Tirtus Tüneli’nin hemen yakınında bulunan bu mağara gezmeye değer güzel bir adres.  Tamamen kaya üzerine oyularak yapılan tarihi bir mezarlıktır.8. Eski Antakya Evleri: Dar ve ortasından su kanalları geçen sokaklarda bütün evler birbiri ardına inşa edilmiş. Her ne kadar klostrofobi hissi uyandırsa da sokaklarında avlu duvarlarının arkasına gizlenmiş şekilde kendine has dünyaya sahip olan evler antik kentin tüm karakteristik özelliklerini yansıtıyor. Yaklaşık olarak 350 adet olan bu evler ise Antakya ilçesinde yer almaktadır.9. Vakıflı Köyü: Türkiye’nin geride kalan tek Ermeni köyüdür Vakıflı. Köyün bütün nüfusu Ermenilerden oluşmuş. Farklı din ve mezhepleri bir araya getiren bu köyde gelenekler de yüzyıllardır bozulmadan süregelmektedir. Hatay‘ın Samandağ ilçesine bağlı köye gelip defne ağaçlarının saldığı kokuyu içinize çekmelisiniz.10. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi: Tarihi ve kültürel zenginliği yanında hoşgörü kenti Hatay doğal güzellikleriyle de önemli bir yere sahiptir. Ülkemizde bulunan yaklaşık 10000 bitki türünün 3300 kadarı endemik, Hatay da ise 2000 den fazla tespit edilen bitki türünden 300 kadarı endemik bitkiden oluşuyor. Buna göre ülkemizde yetişen endemik bitkilerin %10 u Hatay’da yetişmektedir. Bu bölgede 2000den fazla tespit edilen bitki türlerinden birçoğunun tıbbi ve aromatik bitki olduğu saptanmıştır. Giriş bedavadır. Bence kesinlikle buradayı da 15 dakikanızı ayırarak görmelisiniz.Kaynak : http://www.hatay.gov.tr/tibbi-ve-aromatik-bitkiler-muzesiAyrıca Antakya Merkezde çok güzel bir Türk Kilisesi  bir Sinegog bulunmakta sinegog ziyarete açık değil maalesef ancak kilise açık. Oraları da ziyaret etmenizi kesinlikle öneririm.Bu şehirde gezilip görülecek, keşif edilmesi gereken daha o kadar çok yer var ki bahsettiğim kısım bilinen turizme kazandırılan yerler. Ünlü yapıları görmeden, tarih kokan eski Antakya evlerinin bulunduğu sokaklarda kaybolmadan, muhteşem plajlarında güneşi batırmadan dönmeyin!Küçük olan bu şehirde hemen her yere yürüyebilirsiniz. Eğer yürümek size göre değilse de her yere ulaşım tek bir otobüs veya minibüsle sağlanıyor. Kişisel aracınız olmadığı durumlarda yakın ilçelere olan ulaşımda taksilerin tercih edildiğini söylemek mümkün.Gezilip, görülecek yeri ve Türkiye’nin en iyi müzesi burada. Sadece müze de yok bu şehirde tünel, cami, kilise görebileceğiniz turistik açıdan göz doyurucu bir şehir. Halkının barış içinde yaşadığı kimsenin kimseye karışmağı, hemen herkesin aradığını bulabileceği bir şehri görmek için geç kalmayın.4. Pierre Kilisesi: Asi nehrin batısında Haç dağının eteklerine oyulmuş tarihi bir kilisedir. Katolik inancın dünyaya yayılmasında merkez olarak kabul edilen bu kilise Hristiyan âlemi için büyük önem taşımaktadır. St. Pierre Kilisesi Antakya ilçesinde bulunmaktadır. Girişler ücretlidir. Müze kartı geçerlidir.5. Antakya Otel Müzesi: The Museum Hotel Antakya‘nın hikâyesi en az tarihi bir belge kadar destansı ve günümüzün çağdaş klasikleri kadar merak uyandırıcı. 2.300 yıllık geçmişi bağrında saklayan bu eşsiz yapı, dünün küllerinden yükseliyor ve insanlığın dünü, bugünü ve geleceğine yepyeni bir solukla hayat veriyor.İlk buluntular öylesine ilginçti ki, koruma kurulu 2 aylık bir ön araştırma kapsamında 29 noktada elle kazı yapılmasına onay verdi. Kazılan bölgedeki hazineler gün yüzüne çıktıkça, Türkiye’de 1930’dan bu yana yapılan ilk sistematik kazı alanı olan bölge, 17.132 metrekareye kadar genişledi.2010 yılı Mayıs ve Aralık ayları arasında 35 arkeolog, 120 hafriyat çalışanı, 3 kazı makinesi ve 10 kamyon gece gündüz çalışarak söz konusu alandan 100.000 metreküp toprak çıkartarak 21. yüzyılın en hayret verici buluntularından birine ulaştı.2012 Temmuz ayına gelindiğinde, 312 parça güçlendirilmiş ve yalıtımı tamamlanmış betonarme duvar, inşaat alanı etrafında yerini almıştı bile. Artık inşaata başlanabilirdi. Takip eden yıllarda Eyfel Kulesi’nde kullanılanın yaklaşık 4 katı ağırlığında 20.000 ton inşaat çeliği, İstanbul bölgesinde yer alan, konunun uzmanı bir tesiste el kaynağıyla üretildi.M.Ö. 300’den bugüne kalan bir duvara, 30.000 tarihi esere; dünyanın en büyük tek parça zemin mozaiğine, Roma hamamlarına ve 2. yüzyıldan kalan nefes kesici Pegasus tasvirine; şehrin en büyük sağlık merkezine ve ilk balo salonuna ve dünya ölçeğinde 5 seçkin restorana ev sahipliği yapan bu otelde; insanlık tarihinin düne, bugüne ve yarına ait öyküleri yeniden yazılıyor.Müze olarak Türkiye’deki en garip ve sıra dışı müzelerden diyebiliriz :). Gidip görmenizi kesinlikle öneririm. Müze kartı da geçerlidir.Kaynak : http://www.themuseumhotelantakya.com/
Erzurum'da 7. Uluslararası Emrah Özbay Buz Tırmanış Festivali Başladı
ERZURUM (AA) - Erzurum'da bu yıl 7'ncisi gerçekleştirilen Uluslararası Emrah Özbay Buz Tırmanış Festivali, dağcıların donmuş şelaleye tırmanışıyla başladı.Uzundere ve Tortum ilçelerindeki buz tutan şelalelerde, Erzurum Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, Dokuz Eylül Üniversitesi ve Erzurum Teknik Üniversitesinin destekleriyle düzenlenen festivale, Türkiye'nin yanı sıra Rusya, Fransa, İtalya, Ukrayna, Romanya ve İtalya'dan 33 sporcu katıldı.Organizasyonun ilk gününde soğuğa karşı dayanıklı kıyafetler giyen dağcılar, ip ve çeşitli aparatlar yardımıyla Tortum ilçesinde buz tutan bir şelaleye tırmandı. Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) önlemleri nedeniyle önceki yıllara göre daha az sporcunun katıldığı ve sosyal mesafe kuralı gözetilerek tek tek tırmanış yapılan etkinlikte, sporcuların buz tırmanışı renkli görüntüler oluşturdu.Erzurum Valisi Okay Memiş, gazetecilere yaptığı açıklamada, festivali bu yıl önceki senelere göre Kovid-19 önlemleri çerçevesinde yaptıklarını söyledi.Etkinliğin ilk etabının Erzurum'da buz tırmanışı, ikinci etabının ise İzmir'de kaya tırmanışı olarak devam edeceğini belirten Memiş, şunları kaydetti:'Şu an gördüğümüz güzergah Serafin Şelalesi olarak adlandırılıyor. Yine dağcıların rahmetli İbrahim Erkal adına tırmanış yaptıkları başka bir güzergah var. 3 tane farklı güzergah ve rota var. Burada dünya çapında kaya tırmanışı ve buz tırmanışında bilinen meşhur sporcularımız var, onlarla beraberiz. Amacımız hem böyle ekstrem sporları hem doğayı hem de Erzurum'u ve İzmir'i tanıtmak. İnsanları bu doğanın bir parçası olarak ilimize davet etmek istiyoruz. Rahmetli Emrah Özbay kardeşimiz Dokuz Eylül Üniversitesinin öğrencisiydi. Bu organizasyonu, hayatını kaybeden bu kardeşimizin anısına da yapıyoruz.' Memiş, festivalin düzenlenmesinde emeği geçenlere ve katılan sporculara teşekkür etti.Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nükhet Hotar da festivalde dünyaca ünlü birçok sporcunun yer aldığını kaydetti.Hayatını kaydeden Emrah Özbay'ı rahmetle yad ettiklerini aktaran Hotar, etkinliğin bundan sonra da devam edeceğini dile getirdi.Festivalin Erzurum ayağı, 31 Ocak'a kadar devam edecek.
Reklam