Üniversite Öğrencilerinin AKP'ye Oy Vermemesi İçin 10 Neden
1. “Her ile üniversite açtık” dediler, “her ilde mağdur üniversiteli” yarattılar.
AKP döneminde 117 üniversite açıldı. 2006-2008 arası arka arkaya kurulan 41 devlet üniversitesi ile “Her ile üniversite” vaadi tamamlandı. Ancak iktidarın propaganda etmek için kullandığı bu üniversitelerin bir çoğunda akademik kadro yetersiz. Tek profesörlü üniversiteler var. Bilimsel bilgi üretiminden söz etmek mümkün değil. Derslikleri eksik, laboratuvarı olmayan, kaçak arazilere kurulan ruhsatsız kampüsleri, tek bir binaya üniversite tabelasının asıldığını, rektör ataması unutulmuş üniversiteleri gördük. Üniversiteliler barınma, sağlıklı beslenme, ulaşım sorunlarını çözemiyor. Birçok üniversitede ve kentte üniversitelilerin sosyal, kültürel ihtiyaçlarını karşılayabilecek hiçbir olanak yok. “Her ile üniversite” propagandası “Her ilde mağdur üniversiteli” gerçeğine dönüşmüş durumda.
2.“Harçları Kaldırdık” dediler, onlarca üniversiteli eğitim masrafını karşılamak için çalışırken iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti.
Yıllarca süren parasız eğitim mücadelesi sonucunda AKP döneminde birinci öğretim harçları kaldırıldı. Ancak hala daha ikinci öğretim, yüksek lisans, açık öğretim harçları alınıyor. Üstüne üstlük bu süre içinde üniversite yemekhaneleri, kantinleri, üniversite içi alanlar özelleştirildi. Yurtlar paralılaştı, eğitim sürecinin masrafları katlandı. Geçtiğimiz yıl AKP “katlamalı harç” uygulamasını getirmeye çalıştı. Üniversitelilerin tepkisi üzerine geri adım attı. Yine de her yıl binlerce üniversiteli eğitim masrafını karşılamak üzere çalışmak zorunda kaldı. Torunlar İnşaat’ta yaşamını yitiren Tunceli Üniversitesi öğrencisi Ali Genç, Urfa’da çalıştığı inşaatın 7. katından düşen Dicle Üniversitesi Fırat Yiğen, İzmir Büyükşehir Belediyesi dış cephe tadilatına çalışırken yaşamını kaybeden Amasya Üniversitesi öğrencisi Nesih Taşkın’ın da aralarında olduğu onlarca üniversiteli AKP döneminde eğitim masraflarını karşılamak için çalışırken iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti.
3. Her dört üniversite mezunundan biri işsiz.
Türkiye’de işsizlik oranı artıyor. Yüzde 9,8’lik işsizlik oranı, genç nüfus içerisinde yüzde 18,3. Bu oran içerisinde 610 bini aşkın kişi üniversite diplomasına sahip. Kayıtlı işsizlerden 424’ü doktora, 11 bin 178’i yüksek lisans, 304 bin 739’u lisans ve 293 bin 702’si önlisans mezunu. Kayıtlı olmayanları eklediğimizde bu oran hızla artıyor. Her dört üniversite mezunundan biri işsiz. Ataması yapılmayan öğretmenlerin, işsiz kalan üniversite mezunlarının intihar haberleri 3. sayfalarda yerini aldı.
4. AKP kamu kaynaklarını aktardı, apartmanlara Vakıf üniversitesi tabelası asıldı. Üniversiteliler müşteri, aileler borçlu.
AKP döneminde kamu kaynaklarından verilen teşvik ve desteklerle 40’ın üzerinde vakıf üniversitesi açıldı. Bunlardan bazıları ise apartman binalarına asılan tabelalarla kuruldu. Tam zamanlı akademik kadroya sahip değiller. Altyapıları yok. Üstelik hem eğitim bedeli çok yüksek hem de üniversite içi tüm hizmetler paralı. Birçok üniversiteli ise ailesinin aldığı krediler nedeniyle borç yükü altında bu üniversitelerde eğitim görüyor.
5. "YÖK’ü kaldıracağız” dediler ele geçirdiler, kullanıyorlar.
İktidara gelmeden önce ’80 darbesinden sonra üniversiteleri kontrol altına almak için kurulan YÖK’ü kaldırma vaadinde bulunan AKP, iktidara gelmesiyle beraber her alanda yaptığı gibi YÖK’e de kendi kadrolarını atadı. Kendi talimatlarıyla hareket eden bir YÖK ile üniversiteleri ukardan aşağı kontrol etmeye çalıştı. (Cemaat-AKP ittifakı döneminde bu koltuklar cemaat referanslı adaylara da ayrıldı). YÖK eliyle hazırlanan yasa tasarıları ile piyasacı, güvencesiz, esnek çalışma koşullarına dayanan, üniversitelileri müşterileştiren reformlar gündeme getirdi.
6. Bilimi hedef aldı, bilimsel araştırmalar soruşturmaya uğradı.
Üniversitenin temel işlevlerinden biri olan bilimsel bilgi üretimi ortadan kaldırılmaya çalışıldı. Kaynaklar şirketlerin işlerine yarayan araştırmalara ayrıldı. Halk ve toplum yararına çalışmalar yapan bilim insanları engellenmeye çalışıldı. Kocaeli Üniversitesi’nde Onur Hamzaoğlu’nun Dilovası’nda kanserin yayılmasıyla sanayi atıkları arasındaki ilişkiyi gösteren çalışması soruşturmaya uğraması, Hamzaoğlu’nun yargılanması bunun bir örneği idi.
7. Parasız eğitim istemek suç haline getirildi, binlerce üniversiteli hapishaneye dolduruldu.
AKP, Erdoğan kendisi karşısında hazırola geçmeyen, talepleri olan, iktidarı eleştiren üniversitelileri “düşman” belledi. AKP’nin üniversite politikalarını eleştirmek suç sayıldı. “Parasız eğitim” pankartı açmak, üniversiteye gelen AKP’li bakanları protesto etmek tutuklanma gerekçesi oldu. Yumurta, kitap, şemsiye, çeşitli ders araç gereçleri suç delili sayıldı. AKP döneminde binlerce üniversiteli hapishaneye dolduruldu.
8. Üniversite ne özgürleşti, ne demokratikleşti AKP’lileştirilmeye çalışıldı.
AKP, üniversiteye özgürlük, ülkeye demokrasi getirdiğini söyledi. Özgürlükten kastının türbanla yerleşkelere giriş serbestliği olduğu anlaşıldı. Her üniversiteye bir cami açmaya girişti, öğrenciler üzerindeki gerici baskı yoğunlaştı. AKP döneminde üniversiteler demokratikleşmedi aksine AKP’li rektörlerin atanması ile iktidara bağımlı hale geldi. Bunun son örneği geçtiğimiz yıl İstanbul Üniversitesi’nde rektörlük seçimlerinden birinci sırada çıkan Raşit Tükel’in yerine ikinci sıradaki AKP’li Mahmut Ak’ın atanması oldu.
Bu sürede üniversitelilere yönelik 50 bini aşkın soruşturma açıldı. 40 bine yakın ceza verildi. Üniversiteler polis bölgesi haline getirildi, yerleşkelere polis noktaları kuruldu. Özel güvenlikler üniversitelerde AKP’nin kolluk gücü gibi hareket etmeye başladı. Üniversite kapıları hapishane turnikeleri ile kapatıldı.
9. Erdoğan, üniversitelileri “terörist” ilan etti, “kızlı-erkekli evlerde kalınamaz” diye buyurdu.
AKP’ye oy çağrısı yapan Erdoğan ODTÜ’de yol yapma bahanesi ile ağaçların kesilmesine karşı çıkan üniversiteliler için televizyon ekranlarından bağırıyordu: “Bunlar ateist, terörist”. Üniversitelilerin nasıl konuşması, düşünmesi gerektiğini belirlemeye çalışan Erdoğan günlük hayatlarını da hedef aldı, “Kızlı erkekli evlerde kalmayacaksanız” dedi. Erdoğan bu şekilde kalanlar hakkında işlem yapılacağını söyledi. Kadın erkek birlikte okuyan, ders çalışan, konuşan, tartışan, eğlenen üniversiteliler Bülent Arınç’ın “kahkaha atan kadın iffetsizdir” sözünü duydu. Erdoğan’ın “Dilinin, dininin, kininin davasına sahip çıkan bir gençlik” istedi. Üniversiteliler ise özgürce okuyabilecekleri bir üniversite, yaşayabilecekleri bir ülke.
10. Sıra arkadaşları öldürüldü, katili biliyorlar.
Gezi direnişinde özgürlük için sokağa çıkan Ali İsmail Korkmaz dövülerek öldürüldü. Savaş politikalarına karşı Kobanê halkı ile dayanışmaya giden üniversiteliler Suruç’ta katledildi. Demokratik ve barış içinde bir ülke istedikleri için 10 Ekim’de Ankara’da buluşan, intihar bombası saldırısı ile yaşamını kaybeden yüz kişinin arasında yaklaşık 15’i üniversite öğrencisi idi. Üniversiteliler sıra arkadaşlarının katillerinin kim olduğunu biliyor. Katile oy vermiyor.