Görüş Bildir
Haberler
Ses Frekansları Ve Duygular

Ses Frekansları Ve Duygular

Adnan Dan
08.02.2017 - 11:58

Ses Frekansları Ve Duygular

Müziğin insan üzerindeki etkisi dinlediğim müziklerden belli oluyor.. Aşıksan duygusal şarkılar, çılgınsan hızlı müzikler, kültür seviyen yükseldikçe daha evrensel müzikler dinliyorsun.. Peki bu müzikleri oluşturan frekansların insan üzerindeki etkileri nedir? Hangi Frekans hangi etkiye sahip?

Duygularımıza tercüman olan, ona eşlik eden hatta duygularımızı değiştiren yegane şeydir müzik. İlkel kabilelerde yaşayanlardan, uzay istasyonlarındaki insanlara kadar herkes her koşulda müzik dinleyebilir, dinlemek ister.

‘Müzik ruhun gıdasıdır’ tabiri de kulağımıza aşina olduğu kadar yavan değildir aslında. Müzikteki farklı frekanslar insanı mutlu edebilir, rahatlatabilir, sinirlendirebilir ve strese sokabilir. Ses dalgalarının yarattığı titreşimlerin su moleküllerini değiştirebildiğini biliyoruz. Vücudumuzun %80’ni suyla kaplı olduğundan, müzikten fiziksel olarak etkilenmemek de çok zor bir durum.

Peki şuan TV’de, radyoda, dinlediğimiz her müziğin altında bir komplonun yattığından bahsetsek? Ersin İpek, hazırladığı yazıda, bu komplonun nasıl çıktığını ve bu zamana kadar nasıl ilerlediğini anlatıyor. Biz de sizin için, bu yazıdan hareketle zehirli müziğin detaylarını listeleyelim istedik.

İşte bizi müzikle zehirleyen frekans: A=440 Hz

Sevgiyi temsil eden 528 Hz varken neden 440 Hz?

528 Hz içimize huzur verip, bizi iyileştirme gücüne, diğer frekanslar da kendi çaplarında pek çok etkiye sahipken, neden şu anda dinlediğimiz tüm müzikler 440 Hz frekansına ayarlı?

Buna kim ne zaman karar vermiş ve müzik nasıl olmuş da tekelleşmiş? Dinlediğimiz müziklerin altında hiçbir zaman komplo teorisi arama ihtiyacı duymayan bizler, “ müzik ruhun gıdasıdır ” diyerek ne kadar zamandır zehirleniyoruz dersiniz?

Günümüz psikopatolojisi, siyasi yozlaşma, genetik bozulma ve kültürel yozlaşmayla geleneksel değerlerin kayboluşunun ve hastalıkların artmasının altında yatan müzikal gerçeği öğrenmeye hazır olun o halde.

Her şey “ Standard Tuning ” dediğimiz müziğin A=440 Hz’e sabitlenmesi ile başladı. Bunu yapan ise müziği askeri anlamda ticarileştiren Rockefeller Grubu. Müzik endüstrisinin bu standart frekans ile tekelleşmesi, kitleleri sürü psikolojisi altında tutmanın, insanları asabiyete, kedere sürüklemenin, psikososyal kışkırtmalara açık hale getirmenin zeminini hazırlamış ve bunlar sonucunda artan hastalık oranları ve mali krizler sayesinde de Gruba üye ticari şirketlerin kâr elde etmesinin etkili yollarından biri olmuştur.

Bu sabitlemeyi ise müziği askeri anlamda ticarileştiren Rockefeller Grubu yaptı. Müzik endüstrisinin bu standart frekans ile tekelleşmesi, kitleleri sürü psikolojisi altında tutmanın, insanları asabiyete, kedere sürüklemenin, psikososyal kışkırtmalara açık hale getirmenin zeminini hazırlamış ve bunlar sonucunda artan hastalık oranları ve mali krizler sayesinde de Gruba üye ticari şirketlerin kâr elde etmesinin etkili yollarından biri olmuştur.

Bastırılan bu frekans, yani “ iyi titreşimler ” ise her türlü hastalığı ve stresi iyileştirebilecek güçtedir. Ama ne yazık ki önce sansürlenmiş, daha sonra ise standartlar değiştirilerek unutturulmaya çalışılmıştır.

Titreşimler tüm hayatımızı etkiler. Özellikle de hücrelerimiz iyileşmek ve yenilenmek için düzenli titreşim halinde olmak durumundadır.

Titreşimlerin gücüyle “ karanlık ” ya da “ aydınlık ” tarafa geçmek mümkündür. Suya güzel şeyler söyleyince moleküllerinin güzelleştiğini hepimiz biliyoruz. Bedenlerimizin %80’ine yakını sudan ibarettir ve su, süper-iletken sıvı kristal bir yapıya sahiptir.

Günümüzde modern müziği kafa şişirici ve saldırgan bulan pek çok kişi var. Pek çoğumuz duygusal olarak bu tarz müziklerden olumsuz etkileniyoruz. Standart Anglo-Amerikan müzik aletleri ve sesleri ise kitlesel histeri yaratmak üzerine akortlanmaya devam ediyor.

Tarih boyunca savaş çıkaran, inanılmaz kârlar elde eden ve nüfusu kontrol altında tutmaya çalışan güçler mevcut oldu. 1770’de Rothschild, İlluminati planlarını başlattı. Amacı bankalar aracılığıyla yaratılan bir network ağı ile kendisi ve yandaşları tarafından yönetilecek küresel bir dünya sistemi kurmaktı. Öyle bir güç ki tüm uluslararası kurumsal şirketleri ve hatta hükümetleri yönetecekti. Bu sayede Amerikan hazinesi başta olmak üzere dünyanın sayılı ülkelerini avuçlarının içine aldılar.

Müzik aletleri ve sesleri kitlesel histeri yaratmak üzerine akortlanıyor..

1770’de dünyanın en soylu ailelerinden Rothschild ailesi, İlluminati planlarını başlattı. Amacı bankalar aracılığıyla yaratılan bir network ağı ile kendisi ve yandaşları tarafından yönetilecek küresel bir dünya sistemi kurmaktı.

Öyle bir güç ki tüm uluslararası kurumsal şirketleri ve hatta hükümetleri yönetecekti. Bu sayede Amerikan hazinesi başta olmak üzere dünyanın sayılı ülkelerini avuçlarının içine aldılar.

1.Dünya savaşı sırasında Rockefeller tarafından yönetilen askeri radyolar devreye girdi ve bütün ekipmanlar seferber edilerek radyo tekeli kuruldu. Radyodan savaş esnasında gönderilen komutlar hiç son bulmadı. Amerikan Donanması, General Electric işbirliği ile 1919’da kendi ulusal radyosunu kurarak bu tekele alternatif oluşturdu ve bugünkü Amerikan Radyosunu (RCA) doğurdu.

Askeri tabanlı kartelde RCA, AT&T, General Electric, Westinghouse gibi şirketler yer aldı. Bu oluşum enerji endüstrisi, biyoenerji ve elektro-genetik ve soyaçekim üzerinde faşist bir baskı kurdu. Daha sonra Ulusal Yayıncılık (NBC) ve AT&T ile radyo, televizyon ve telefon zinciri tekelleşti.

2. Dünya Savaşı sırasında ise Savunma Bakanlığı işbirliği ile havadan yapılan operasyonlarda bu ses frekansları etkili şekilde kullanılmaya başlandı. Buna radyolar da dâhil oldu.

Daha sonra ise haritanın batısında standart müzik ayarı A=440Hz’e sabitlendi.

İlk çalışmalar Elvis ve İngiliz grup British Invaders ile başladı. Bunu Beatles takip etti. Beatles’in bir konseri İsrail’de iptal edildi, sebebi ise “ kitlesel histeri yaratması, cinsel istekleri tetiklemesi ve saldırganlığı tırmandırması ” olarak belirtildi. Bunda Mossad’ın İngiliz Kraliyet ailesini yakın takibe alması önemli rol oynadı.

1938’de Rockefeller Grubu İngiliz-Amerikan radyosu ve televizyon kartelleri kurarak Nazi hareketiyle Yahudi düşmanlığı başlattılar. 1957’de Kanada’da ergen yaştakileri saldırganlaştıran müzik yayınları yapılmaya başlandı ve çok etkili oldu. Elvis’in menejeri Amerikan Ordusuna hizmet eden bir Albaydı ve Avrupa göçmeniydi.

1938’de dinleyicilerin duygularını kontrol altına almaya yönelik araştırmalar başladı

1938’de frekanslar standarda sabitlenmeden önce, mekanik olarak dinleyicilerin duygularını kontrol altına almaya yönelik araştırmalar başladı.

Bu sayede kitlelere ticari ilgi alanları önceden dayatılabilecekti. Bu araştırmalar derhal kitlelerin ikna edilmesi için kullanılmaya başlandı.

Bu sayede kitlelere ticari ilgi alanları önceden dayatılabilecekti. Bu araştırmalar derhal kitlelerin ikna edilmesi için kullanılmaya başlandı.

Aynı sistem eğitim için de kullanılmaya başlandıProgramlanabilir Zihin Setleri ”. NBC ve CBS arasındaki ticari çekişme halkın üzerinde türlü deneysel çalışmalar yapılmasına neden oldu. Kendi taraflarına daha fazla takipçi çekebilmek uğruna halk üzerinde çeşitli ses efektleri kullanılarak psiko-galvanometre denemeleri yapıldı. Bu ölçümlere göre de halkın nasıl yönlendirileceği tayin edildi.

Hitler’in Almanyası Polonya’yı işgal ederek savaşı başlattı. Tüm dünyadaki müzisyenlerin istememesine rağmen bu standart Nazi propagandalarıyla Hitler karşıtı tüm ülkelerde kafadan kabul edildi.

Bu titreşimler, beyne özgü duygusal ve sevgisel zihni baskılıyor ve yaratıcılığı köreltiyor..

Yapılan tüm araştırmalar A=440Hz’in insanların kalp ve kuyruk sokumu arasındaki enerji merkezleriyle (çakralar) uyumsuz olduğunu gösterdi. Tersine kalp üzerindeki çakraların ise uyarıldığı gözlendi.

Teorik olarak, titreşimler egoları ve sol beyni tetikliyordu. Ancak sağ beyne özgü duygusal ve sevgisel zihni baskılıyor ve yaratıcılığı köreltiyordu. 3.Göz denen çakranın kapanmasıyla da insanoğlu farkındalığını hiçbir alanda kullanamaz hale gelecekti.

Sahnedeki, televizyondaki ve radyodaki elektronik ses yeterince akıcı değildi. 1910’da A=440Hz standardı Amerika’da sınırlı başarıya imza attı. Avrupa’da ise sıfıra yakın… Müzik endüstrisi de işin içine dahil edilmeliydi. Bu yüzden çalışmalar başlatıldı. İlk olarak İngiliz Standartları Enstitüsü A=440Hz’i kabul etti. Bunda Rockefeller-Nazi konsorsiyumu etkili oldu. O sıralarda İngiltere-Almanya savaşı çıkmak üzereydi.

A=440Hz, petrokimya ve ilaç devleri tarafından finanse edilerek 2. Dünya Savaşında kullanıldı. Hitler’in Almanyası Polonya’yı işgal ederek savaşı başlattı. Tüm dünyadaki müzisyenlerin başkaldırmasına karşın bu standart Nazi propagandalarıyla Hitler karşıtı tüm ülkelerde kafadan kabul edildi.

Yapılan tüm araştırmalar A=440Hz’in insanların kalp ve kuyruk sokumu arasındaki enerji merkezleriyle (çakralar) uyumsuz olduğunu gösterdi. Tersine kalp üzerindeki çakraların ise uyarıldığı gözlendi.

Teorik olarak, titreşimler egoları ve sol beyni tetikliyordu. Ancak sağ beyne özgü duygusal ve sevgisel zihni baskılıyor ve yaratıcılığı köreltiyordu. 3.Göz denen çakranın kapanmasıyla da insanoğlu farkındalığını hiçbir alanda kullanamaz hale gelecekti.

Metafiziksel olarak, A=440 Hz ile A=444 Hz arasındaki interval, müzik âleminde “ Şeytanın İntervali ” olarak kabul edildi. Bunun nedeni ise ahenkten uzak, iğrenç denilebilecek bir tınının bu iki notanın aynı anda çalınması ile ortaya çıkması idi.

Bundan önceki müzik çalışmalarında yer alan A=444 Hz’in ise doğayla ve insanla daha uyum içinde olduğu gözlemlendi. Eğer insanoğlu spiritüel olarak bastırılırsa, A=444 Hz’in (C=528 Hz) müziksel tınısı dini olarak kabul edilmezdi, öyle de oldu. Bu kiliselerin de işine gelmiş oldu.

Günümüzde ise pek çok aklı başında ve duyarlı müzisyen akortlarını ve dijital ayarlarını 444 Hz’e göre yapmaya başladı. Ancak bunların sayısı az miktarda iken, başta Madonna olmak üzere pek çok ünlü, standart tınılarla, nakaratlarla ve özel olarak imal edilmiş parça sözleriyle gençliği programlanabilir insanlar haline getirmektedir.

Müzik biyoenerjetik olarak titreşimlerinizi ele geçirerek, bilinçaltınızda hâkimiyet kurarak, vücut kimyasını, psikonörolojiyi ve insan sağlığını denetim altına alabilir.

Son zamanlarda tekrar 444 Hz’e dönüş ile daha mükemmel dinletisi olan tınılar elde edilmeye başlandı ve bu tınıların sevgiyi artırdığı, en saf haliyle sevgiyi oluşturduğu, iyileştirme özelliği olduğu ve genetik açıdan onarıcı olduğu tespit edildi. Ancak çalışmaların pek çoğu halen güven uyandırıcı değil. Pek çok tını da melodik olmaktan uzak olup gürültülü bir yapıda.

Her organa ait özel ses tonlamaları, o organa ait hücrelerin titreşimini artırarak iyileşmesini sağlamaktadır.

Bu uygulama ise uzak doğuda A= 444Hz yani C=528Hz frekansında, en saf ve katıksız titreşimlerle yapılır. Kişi tüm stresinden arınır, hücreleri şifa ve sevgiyle dolarak hastalıklara veda eder.

Haritanın sağ tarafında uygulanan şifa tonlamaları (Çigong, şamanik vb çalışmalar) A= 444Hz yani C=528Hz frekansında, en saf ve katıksız titreşimleri yarattığı için, kişi tüm stresinden arınmakta, hücreleri şifa ve sevgiyle dolarak hastalıklara veda etmektedir.

Tüm enerji çalışmalarında titreşimler esas kabul edilerek hücrelerin mükemmel titreşimlere kavuşması ve blokajların kalkması hedeflenir. Yüksek titreşimlere çıkabilen kişilerin bazı olağanüstü yetenekleri de ortaya çıkabilir, yaratıcılığı artar, astral seyahat yapabilir, telepatik güçleri ortaya çıkar, dünya ötesi varlıklarla iletişime dahi geçebilir.

Dalgalar ve Etkileri Ut (C/Do) – 396 Hz – Suçluluk Duygusu ve Korkudan Özgürleşmek

Niyet: Kederden Neşeye Geçiş, Suçluluk Duygusu ve Korkudan Özgürleşmek

Bu frekans enerjiyi serbest bırakmamıza yardımcı olur ve suçluluk duygusu üzerinde faydalı etkileri vardır. Suçluluk duygusunu temizler, çoğunlukla idrak etme yolundaki engelleri temsil eder, hedeflere hayırlı yoldan ulaşmamıza yardımcı olur. Ut tonu bizi, suçlu hisseden halimizden ve savunma mekanizmamızı düşüren korkularımızdan özgürleştirir. 396 Hz. Frekansı, bizi tatmin olmadığımız mevcut halimize getiren gizlediğimiz blokajları, bilinçaltı olumsuz inançlarımızı, karar ve düşüncelerimizi arar. Re (D) – 417 Hz – Durumu Çözmek, Değişimi Kolaylaştırmak

Niyet: Durumu Çözmek, Değişimi Kolaylaştırmak

İkinci ana Solfeggio tonu değişiklik hakkında enerji çıkartır. Bu frekans hayatımızda travma etkisindeki tecrübelerimizi temizler ve geçmiş olayların yıkıcı etkilerinden arındırır. Hücresel düzeyde işlemden bahsettiğimizde Re notası hücreyi ve onun fonksiyonlarını optimal bir şekilde cesaretlendirir. 417 Hz. Frekansı kalıcı bir enerjiyle temas edip hayatımızda değişiklik yapmamıza yardımcı olur. Mi (E) – 528 Hz – Dönüşüm ve Mucizeler (DNA’yı şifalandırmak)

Niyet: Dönüşüm ve Mucizeler (DNA’yı şifalandırmak)

Mi notası insan DNA’sını orijinal, tam ve bütün haline getirmek için kullanılır. Bu frekans hayatımıza dönüşüm ve mucizeler getirir. DNA onarım işlemini faydalı etkiler takip eder- yaşam enerjisinin artması, zihinde açıklık, farkındalık, aydınlanmış veya harekete geçirilmiş yaratıcılık, derin içsel huzur vecd olma hali gibi, dans ve kutlama. Mi tonu hayal gücümüzü aktive eder, en yüksek hayrımıza ve amacımıza niyet etmemize ve içgüdümüzün faaliyete geçmesine yardımcı olur. Fa (F) – 639 Hz – Yeniden Bağlantıya Geçmek/İlişkiler

Niyet: Yeniden Bağlantıya Geçmek ve Dengelemek/İlişkiler

Solfeggio skalasından bir ton daha. Kişiler-arası ve topluluk içinde ahenkli ilişkiler yaratımına olanak sağlar. Fa notası-aile içindeki, eşlerimizle, arkadaşlarımızla ve sosyal ilişkilerimizdeki problemlerle başa çıkmak için kullanılır. Hücresel işlemlerden bahsederken, 639 Hz. Frekansı, çevresiyle iletişim kurması için hücreyi cesaretlendirir. Bu kadim Solfeggio frekansı iletişim, anlayış, tolerans ve sevgiyi geliştirmeye yardımcı olur. Sol (G) – 741 Hz – İfadeler/Çözümler

Niyet: Problem Çözmek, İfadeler/Çözümler

Hücreyi toksinlerden arındırır (“Solve polluti). 741 Hz. Frekansının sıklıkla kullanımı daha sağlıklı, kolay bir hayata yönlendirir; aynı zamanda bizi çeşitli toksinlerle kirlenmemiş gıdalı bir diyete de yönlendirir. Sol notası hücreyi farklı çeşitlerdeki elektro manyetik ışınımlardan temizler. Herhangi bir nitelikteki problemleri çözmek, bu ses frekansının bir başka uygulamasıdır. Solfeggio skalasının bu beşinci frekansı, saf ve dengeli bir yaşam sürdürebileceğimiz- kendimizi ifade etmenin tesirinde olmamıza yardımcı olur. La (A) – 852 Hz – Uyanışın Sezgisinde Olmak

Niyet: Uyanışın Sezgisinde Olmak, Ruhsal Düzene Geri Dönüş

La notası, hayatımızdaki-karşımızdaki insanlar, bulunduğumuz mekanlar ve yaşadığımız olaylar dahilindeki gizli ajandalar ve saklı niyetler gibi, illüzyonların içinden geçip görmemizle ilintilidir. Bu frekans, bir insanın her şeyi saran ruh ile iletişimi için açılması niyetiyle kullanılabilir. Farkındalığı arttırırken, bizim ruhsal düzenimizi geri kazanmamıza yardımcı olur. Hücresel işlemler konusunda 852 Hz. Frekansı, hücrenin kendini daha üst bir sistemin içine dönüştürmesine olanak sağlar.

Dr. Leonard Horowitz tarafından yönetilen ek araştırmalara göre, üç adet Solfeggio frekansının daha var olduğu önerilmektedir.

Bu ton, herhangi bir sistemi orijinal, tam ve bütün haline doğru uyandırır. Işık ve her şeyi saran ruh ile bağlıdır ve Bir’liğe dönüşe, doğrudan tecrübe etmeye olanak sağlar. Bu frekans bizi yeniden Ruh ile veya ruhsal alemin titreşimsel olmayan enerjileriyle, bağlantıya geçirir. Bir’lik halini, yani bizim gerçek doğamızı, tecrübe etmemize yardımcı olur.

Tonların en düşüğü olarak doğal bir anestezi olarak karşımıza çıkar. Fiziksel ve enerjetik olarak acımızı azaltmaya yardımcı olur. 174 Hz. Frekansı organlarımıza güvence, güvende olma ve sevgi verirken, içlerindeki en iyinin ortaya çıkmasına cesaret verir.

Bu frekans dokunun orijinal şekline gelmesine yardımcı olur. 285 Hz. Frekansı enerji alanlarına etki ederek, zarar görmüş organlarımızı yeniden inşa etmek üzere mesaj gönderir. Ayrıca bedenimizi canlı ve enerjik hale sokar.

Solfeggio skalası ve üç ek ton

Bildiğimiz üzere, orijinal Solfeggio skalasında 6 ton bulunmaktadır. Bunlar: 396, 417, 528, 639, 741 ve 852 Hz.dir.

Bu orijinal frekanslardan ortaya çıkan örüntüyü sürdürürsek, ek frekanslar hesaplanabilir. Şablonu alt modellere bölmeden önce 396 Hz.den küçük olan üç frekans hesaplanabilirken (63, 174 , 285), 852 Hz.den büyük sonsuz frekans türetilebilmektir.

63

174 – acıyı azaltmak

285 – enerji alanlarıyla etkileşim

396 – kederi neşeye çevirmek

417 – değişime olanak sağlamak

528 – dönüşüm ve mucizeler

639 – yeniden bağlanmak, birleşme, ilişkiler

741 – ifadeler/çözümler

852 – ruhsal düzene geri dönüş

963 – tam ve bütün halde uyanış

1074

1185

1296

1317

Vb.

Tüm bu ek frekanslar 3, 6 veya 9’a indirgenebilir, ama bu onları da, ana Solfeggio skalasındaki frekanslar gibi kullanılması anlamına mı gelir? 9 Solfeggio tonlamasına konsantre olmamızın yeterli olduğu belirtiliyor.

Kaynak: http://horozz.net/ses-frekanslari-ve-...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
3
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın