Senin Yüzün Neden Gülmüyor?
Zaman zaman kendini fazlasıyla mutsuz hissedebilirsin. Ama bunun nedenini merak ediyor musun?
Hadi teste!
1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını seçer misin?
3. Bu aralar kendini nasıl hissediyorsun?
4. Geçmişi düşündüğünde ne hissediyorsun?
5. Kendini yalnız hissettiğinde ne yapıyorsun?
6. Senin kararlarını nasıl alırsın?
7. Sevgilinle ayrıldığında nasıl davranıyorsun?
8. Duygularını açıkça gösterebiliyor musun?
9. Kendinde en nefret ettiğin özelliği seçer misin?
10. Son olarak depresyonda olduğunu düşünüyor musun?
Senin yüzün yaşadığın hayal kırıklıkları yüzünden gülmüyor!
Hayatın sana sunduğu çetin yollar ve zorlu badireler, yüzündeki o eşsiz gülümsemeyi adeta bir hayalet gibi silmiş. Oysa senin yüzün, yaşamın tüm zorluklarına rağmen gülümsemeye değer. Ancak, bugüne kadar yaşadığın o ağır üzüntüler, hayal kırıklıkları, belki de bir dizi başarısızlık, seni bu hale getirmiş. Bu durum, senin ruhunu derinden yaralamış, belki de bir çıkmazın içine sürüklemiş. Fakat unutma, hayat her zaman inişler ve çıkışlarla dolu, tıpkı bir roller coaster gibi. Bugün yaşadığın tüm bu zorluklar, yarın seni daha güçlü bir birey yapacak. Bu yüzden, yüzündeki o gülümsemeyi sakın kaybetme. Çünkü sen, tüm bu zorluklara rağmen ayakta kalmayı başaran bir savaşçısın. Ve unutma, her zaman bir umut vardır, her zaman bir yol vardır. Senin yüzün, yaşadığın tüm bu hayal kırıklıklarına rağmen, yine de gülümsemeye değer.
Senin yüzün negatif olduğun için gülmüyor!
Sanki üzerine bir kara bulut çökmüş gibi, her daim yüzünde asılı duran o kasvetli ifade, hayata daima bardağın boş tarafından baktığının en büyük göstergesi. Gözlerin, olumsuzlukları adeta bir mıknatıs gibi çekiyor ve her durumda, her ortamda, seninle birlikte seyahat eden o koyu bulutları görmekten başka bir şey görmüyor. Bu yüzden, yüzünde o ışıltılı, canlı gülümseme bir türlü kendine yer bulamıyor. Hayat, her şeyin içinde bir kıvılcım arayanlar için adeta bir festival havasında geçerken, senin gözlerin sadece kasveti, karanlığı görüyor. Bu durum, yüzünün o canlı, enerjik gülümsemeyi bir türlü sergileyememesine sebep oluyor. Herkesin hayatı renkli bir festival gibi kutlarken, senin dünyan sanki siyah beyaz bir film gibi. Gözlerin, olumsuzlukları adeta bir mıknatıs gibi çekiyor ve her durumda, her ortamda, seninle birlikte seyahat eden o koyu bulutları görmekten başka bir şey görmüyor. Bu durum, yüzünün o canlı, enerjik gülümsemeyi bir türlü sergileyememesine sebep oluyor.
Belki de hayatı biraz daha renkli görmeye, her durumda bir kıvılcım aramaya başlarsan, yüzünde asılı duran o kara bulutlar dağılır ve yerini ışıltılı bir gülümsemeye bırakır.
Senin yüzün takıntılı olduğun için gülmüyor!
Bir gülümseme, yüzünün en değerli mücevheri olabilir. Ancak sen, o mücevheri ne yazık ki pek fazla göstermiyorsun. Çünkü sen, takıntılı biri olduğun için, en ufak olayları bile kafana takıyor, onlarla meşgul oluyor ve bu durum yüzünden gülümsemeni unutuyorsun. Bir bakışın var ki, sanki sürekli bir şeyler arıyor. Ne mi? Tabii ki de kafana takacak bir olay, bir düşünce! Senin bu takıntılı hallerin, adeta bir dedektifin suçlu peşinde koşması gibi. Her an, her saniye bir şeyler bulup, onları kafana takıyor, bu durum da gülümsemeni gölgeleyerek, yüzünün parlaklığını alıyor. Belki de bu yüzden, senin yüzünde bir gülümseme görmek, bir yıldız kaymasını yakalamak kadar zor. Ancak unutma ki, hayatın her anı, her olayı kafana takacak kadar büyük değil. Bazen sadece gülümsemek, tüm dertleri unutmak ve hayatın keyfini çıkarmak gerek. Unutma, gülümsemen yüzünün en güzel aksesuarı ve senin en büyük silahın. Kafana takacak bir olay aramak yerine, gülümsemenin keyfini çıkar.
İlginizi çekebilir:
Sen Ayrılık Sonrası Nasıl Oluyorsun?
Aşkta Şansın Açık mı?
Yorum Yazın