Görüş Bildir
Haberler
Ermenek Faciasında İkinci Duruşma Görüldü

Ermenek Faciasında İkinci Duruşma Görüldü

ATKN
07.07.2015 - 11:13 Son Güncelleme: 07.07.2015 - 14:18
İçeriğin Devamı Aşağıda

Ermenek'te 28 Ekim 2014'te Has Şekercilik şirketine ait madende 'su basması' sonucu 18 işçinin can verdiği faciayla ilgili açılan davanın ikinci duruşması görüldü. Duruşmada tutuksuz sanıklardan başka illerde olanların SEGBİS ile ifadeleri alınmasına devam edildi.  Duruşma 3 Ağustos tarihine ertelendi.

İkinci duruşması görülen Ermenek davasında önemli bir gelişme yaşandı. Ermenek Başsavcılığı, Enerji Bakanlığı'nın MİGEM personeli için soruşturma izni vermemesi kararına itiraz etti. 'MİGEM yaptırım uygulasaydı, facia önlenebilirdi' diyen Başsavcılık 20 kamu görevlisi hakkında ‘görevini kötüye kullanmak‘ suçundan soruşturma izni verilmesini istedi.

Radikal'den İsmail Saymaz'ın haberine göre; Ermenek’teki maden faciasında 18 işçinin ölmesine ilişkin asli kusurlu görülen Maden İşleri Genel Müdürlüğü’nde (MİGEM) görevli 20 personel için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca soruşturma izni verilmemişti. Ermenek Başsavcılığı karara itiraz etti. 

İtirazda, “MİGEM üretimi durdurmak gibi yaptırımlara başvursaydı, faciadan önce buna neden olan eksiklikler ve mevzuata aykırı uygulamalar giderilmiş olacaktı” denildi.

Ermenek Cumhuriyet Savcıları Mehmet Demiralp ve Timur Çadırcı’nın 11 Haziran’da Konya Bölge İdare Mahkemesi’nde sunduğu itirazda dilekçede, ilk olarak facianın nedenleri sıralandı.

İlk neden olarak, ocakta geçmiş yıllardaki kazıları gösteren eski imalat haritaları temin edilmeden ve eski kazılar güncel haritalara işlenmeden çalışma yapılması gösterildi. Acil durumlarda ocağın boşaltılmasını sağlayan alarm tertibatının olmaması ve 25 metrelik yeraltı sondaj makinesinin bulundurulmaması da temel etkenler olarak işaret edildi. 

Temel eksikliklerin Has Şekerler Maden Ocağı’nın faaliyete başladığı 28 Eylül 2009’dan facianın meydana geldiği 28 Ekim 2014’e kadar giderilmediği ifade edildi. Geçmiş yıllarda su baskınlarının olduğu ve teftişlerden önce, kaçak üretim yapılan alanların barajlanarak müfettişlerden gizlendiği anlatıldı. Müfettişlerin de ocağa ya hiç inmedikleri veya sınırlı bir alanı denetledikleri ifade edildi. 

Maden Kanunu’nun 29. maddesine göre MİGEM’in, faaliyetlerin can ve mal güvenliği açısından tehlikeye neden olabileceğini öngörmesi halinde faaliyeti durdurabileceği anlatıldı. 1 Temmuz 2014 tarihli teftişte, sondajla ilerleme uyarısı yapıldığı belirtilerek, faaliyetin durdurulması için Karaman Valiliği’ne yazı yazıldığı kaydedildi. İşletmenin açılması için yapılan başvuru üzerine MİGEM’de görevli Can Yeşilyurt, Cumali Kalem, Barış Bilgen ve Yetiş Dursun’dan oluşan heyetin teftişte bulunduğu, hazırladıkları tutanakta, “Sondaj makinasının Cenne Linyit İşletmeleri tarafından alınarak, rödovansçı firmalar tarafından kullanılması” notu düştüğü ve ardından madenin tekrar açıldığı belirtildi. Üretimin de durdurulması dahil olmak üzere, “gerekli yaptırımların tatbiki neticesinde ocaktaki söz konusu eksikliklerin ve mevzuata aykırı uygulamaların kazadan önce giderilmesinin imkan ve ihtimal dahilinde olduğu” belirtildi.

Haritalar çakışsa facia görülecekti

Haritalar çakışsa facia görülecekti

MİGEM’in eski Numune Ocağı ve Has Şekerler Ocağı’nın imalat haritalarını uhdesinde bulundurduğu anlatılarak, “MİGEM tarafından, haritalar üzerinde basit bir çakıştırma işlemi neticesinde tespiti mümkün olmasına rağmen Has Şekerler’in Numune’nin eski imalatına tehlikeli şekilde yaklaştığının, hatta belli noktalarda iki ocağın iç içe geçmiş vaziyette olduğunun fark edilmediği ya da bu durumun göz ardı edildiği anlaşılmıştır” denildi. Buna rağmen 20 görevli hakkında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından soruşturma izni verilmediği ifade edildi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 9. maddesinde MİGEM’in görevinin “Faaliyetlerin iş güvenliği ve işçi sağlığı ilkelerine uygun yürütülmesini takip etmek” diye tarif edildiğini vurguladı. Dilekçede, “MİGEM’in de iş sağlığı ve güvenliği yönünden yetki ve sorumluluğu bulunmakta olduğu” vurgulandı. Ayrıca imalat haritalarının sadece MİGEM’e gönderildiği vurgulanarak, “Haritaların usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediğini kontrol etme yükümlülüğünün MİGEM’de olduğu değerlendirilmektedir. MİGEM’in böyle bir sorumluluğunun bulunmadığının kabulü halinde imalat haritaları ve ruhsat sahibi ya da rödovansçı denetimsiz kalmış olacaktır ki can ve mal güvenliği açısından hayati bir konu olduğu soruşturmamıza konu olaydan açıkça anlaşılmaktadır” denildi. Bu nedenle 20 kamu görevlisi hakkında “görevini kötüye kullanmak” suçundan soruşturma izni verilmesi istendi.

Geçen 15 Haziran günü başlayan ve 3 gün süren ilk duruşmada hakkında tutuklama kararı çıkan Has Şekerler Madencilik Şirketi'nin daimi nezaretçisi maden mühendisi Yavuz Özsoy'un hala tutuklanmadığı ortaya çıktı. Özsoy, yaklaşık 3 ay tutuklu kaldıktan sonra, tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti.

İçeriğin Devamı Aşağıda

'Babasını savunmaya geldi'

'Babasını savunmaya geldi'

Duruşmayı 3.5 aylık kızı Sare Haznadar ile izlemeye gelen ölen madenci Ali Haznadar'ın, eşi Fadime Haznadar, adliye girişinde gazetecilere kucağındaki kızını göstererek, 'Babasını savunmaya geldi' dedi. Minik Sare'nin geçen ay rahatsızlığından dolayı bir böbreği alınmıştı. 

'Menfaat çatışması'

Hakkında tutuklama kararı çıkan mühendis Yavuz Özsoy'un da aralarında bulunduğu birden fazla sanığı avukat Ali Rıza Belgin'in savunması üzerine, madenci ailelerinin avukatları, 'Menfaat çatışması' olacağını belirterek itirazda bulundu. İtiraz üzerine mahkeme heyeti, duruşmaya 10 dakika ara verdi. 

Aranın ardından yeniden başlayan duruşmada Mahkeme Başkanı Mustafa Başarı, avukat Ali Rıza Belgin'in birden fazla sanığı, 'Bilinçli taksirle ölüme neden olma suçun olması, yargılama sonrası sanıklardaki kusurun azalması veya artması sonucunu doğuracağından' temsil edemeyeceğine karar verdi.

'Patronun geliri 20 bin lira'

Duruşmada, tutuksuz yargılanan ve başka illerde yaşayan sanıklar Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile dinlendi.

Tutuksuz sanıklardan Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi ortaklarından 83 yaşındaki Hüseyin Hüsnü Özbey'in, İstanbul Adliyesi'nden SEGBİS ile ifadesi alındı. Özbey'in rahatsızlığından dolayı duruşma salonuna doktor ve hemşire nezaretinde getirildiği belirtildi. Cumhuriyet Savcısına verdiği ifadesinde şirketin yüzde 9 hissesine ortak olduğunu belirten Özbey, duruşmada yapılan kimlik tespiti sırasında aylık gelirinin 15- 20 bin lira civarında olduğunu söyledi. 

Mahkeme Başkanı, Özbey'e, eski üretim haritalarını vermediğinin iddia edildiğini sordu. Özbey de, Ermenek Cenne Kömür İşletmesi'nin 42 yıl yöneticisi olduğunu sonra da tutuklu sanık Abdullah Özbey'e görevi devrettiğini ve haritaları da tutuksuz yargılanan maden mühendisi Cemile Karaca'ya devrettiğini öne sürerek, 'Demek ki bakmamışlar'dedi.

Mahkeme heyeti saat 13.30'a kadar ara verdi.

Eski mühendis: 'Su sızıntısı var dediler'

Aranın ardından yeniden başlayan duruşmada 2009- 2011 yılları arasında Ermenek Cenne Kömür İşletmesi'nde maden mühendisi olarak çalışan Ojen Ünlü, Eskişehir Adliyesi'nden SEGBİS yöntemiyle ifada verdi. SEGBİS'deki bağlantı aksaklıklarıyla 45 dakika gecikmeli başlayan duruşmada Ünlü, daha önce verdiği ifadelerin doğru olduğunu belirtti. Ünlü'ye tutuklu sanık Abdullah Özbey'in avukatı Metin Tevfik Buğdaycı, 'Daha önce Has Şekerler Madenciliği su basmış ve o su çekilmiş. Teknik nezaretçi ve daimi nezaretçi defterinde yok. 11 bin ton su çekilmiş siz bunu deftere yazmıyor musunuz?' diye soru yöneltti. Ünlü de, ifadesinde 'Su sızıyor, birikiyor dediler. Ben yer altına indim. Tüm kontrolleri mi yaptım. Gaz ölçümünü yaptım. Su çekildikten sonra da raporumu yazdım' dedi.

MİGEM'in ocakta sondaj makinasının eksik olduğuna dair uyarıda bulunup, bulunmadığı yönündeki soru üzerine Ünlü, 'Hayır sondaj makinası eksik demediler. Söyleselerdi, zaten biz de ona göre tedbir alırdık. Ben madene gittiğimde bana eski imalatla ilgili bir şey söylemediler Su sızıntısı var dediler. O zaman ben eski imalata girildiğini anladım, haritaları birleştirme kararı aldım' dedi. 

'Eski ocağı haritaya işleseydiniz belki kaza olmayacaktı'

Bu sırada söz alan tutuklu sanıklardan Ermenek Cenne Linyit Kömürü İşletmesi teknik nezaretçisi Ali Kurt, 'Siz eski ocağı haritaya işleseydiniz, belki kaza olmayacaktı. Kazanın en büyük nedenlerinden biriside bu olabilir. Neden işlemediniz?' dedi.

Ünlü de, 'Onu şirketin daimi nezaretçisi işlemesi gerekiyor. Bu şirketin maden mühendisi var, topografçısı var. Benim zamanımda biz o su sızan bölgeye bir daha da gitmedik. Haritaları da birleştirdik. Madende olan her şeyi Abdullah Özbey'e bildirirdim. O 11 bin tonluk su basması olayını da kendisine bildirmiştik' diye konuştu.

İş Güvenliği Uzmanı: 'Ocakta hayati tehlike arz edecek bir duruma rastlamadım'

Duruşmaya, Has Şekerler Madencilik Şirketi'nin iş güvenlik uzmanı olarak görev yapan maden mühendisi Engin Yetim de SEGBİS'le katıldı. 

İş güvenlik uzmanı olarak ayda 4 gün denetim yaptığını ve en son Ekim ayında denetim gerçekleştirdiğini hatırlatan Yetim, 'Ocakta herhangi bir hayati tehlike arz edecek hiç bir şeye rastlamadım' dedi.

Kazadan 1 hafta önce ocakta denetim yaptığını ve ölen şef Recep Çiloğlu ile birlikte konuştuklarını anlatan Yetim, 'Ocağın her yerine baktık. Rahmetli Recep şefle de konuştuk. Yapmış olduğum denetimlerde, ne ocağı ani kapatmaya itecek, ne de çalışmayı durduracak bir şeyle karşılaşmadık. Ben eski madenin varlığını da savcılıkta gördüm' 

'Alarm sistemi yoktu'

Mahkeme Başkanı, Yetim'e, 'Alarm sistemi olsaydı, bu işçilerin çıkışlara doğru kaçacağı yönünde bilgi var. Neden alarm sistemiyle ilgili uyarıda bulunmadın?' diye sordu.

İş Güvenlik Uzmanı Yetim de, ayda 4 gün denetime geldiğini ve 3-4 saat durduğunu belirterek, şunları söyledi:

'Gezerken alarm sisteminin olmadığını görmedim. Ben ayda 4 gün geliyorum. Her gelişimde 3-4 saat duruyorum. Alarm sistemi yoktu. Ama acil durum eylem planı vardı. İşçilere, acil durumlarda, nasıl ve ne şekilde müdahale edileceği söylendi. Aşağıda (ocakta) acil çıkış levhaları vardı.'

'Cezam varsa paraya çevrilsin'

Müşteki avukatları, '7 ayda sondaj makinasının alınmasını istiyorsunuz. Sonra kaza meydana geliyor. Hiç vicdanınız sızlamadı mı?' demesi üzerine Yetim, 'İş güvenliği uzmanı olarak bizim, işi durdurma yetkimiz yoktur. Ancak işverene önerilerde bulunuyorum. Benim meydana gelen kazayla ilgili hiç bir kusurum yok. Suçsuzum. Beraatimi talep ediyorum, suçum, cezam varsa, paraya çevrilmesini istiyorum' dedi.

Kadın mühendis: 'Su damlaları yeraltında normal bir durumdur'

Has Şekerler Madencilikte görevli tutuksuz yargılanan maden mühendisi Nuray Yetiş de SEGBİS'le duruşmaya katılıp ifadesini verdi.

Saffet Uyar'ın avukatı Şeref Han, mühendis Yetiş'e, daima nezaretçi maden mühendisi Cemile Karaca'nın laptopunda eski haritaların bulunduğunun iddia edildiğini sordu.

Nuray Yetiş de, mühendis Cemile Karaca'nın yüksek lisans yaptığını ve yüksek lisansı için haritaların bir kısmını aldığını henüz incelemediğini önü sürdü. Yeraltında su sızıntısının değil, su damlacıklarının olduğunu öne süren Yetiş, 'Su damlaları yeraltında normal bir durumdur' dedi.

'Tehlikeli bir durum görmedik, görsek çıkardık'

Tutuklu teknik nezaretçi maden mühendisi Ali Kurt'un, 'Kaza öncesi gece vardiyasında göçmeler olmuş, işçileri neden çıkarmadınız?' sorusu üzerine Yetiş, 'Tehlikeli bir durum görmedik. Görsek çıkarırdık' dedi.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Daimi nezaretçi mühendis, suçu teknik nezaretçiye attı

Tutuksuz yargılanan Has Şekerler Madencilik Şirketi'nin daimi nezaretçisi maden mühendisi Cemile Karaca da, SEGBİS'le katılıp, daha önce verdiği ifadelerinin doğru olduğunu belirtti.

Avukat Şeref Han'ın, 'Sizin laptopunuzda yüksek lisans ödeviniz için daha önceki imalat haritalarını aldığınız söyleniyor?' sorusu üzerine Cemile Karaca, 'Ben sondajlarla ilgili bir harita aldım. Ama onda çakıştırılmış bir harita yoktu. Ermenek Cenne Kömür İşletmesi müdürüne gittim, kurtarma çalışmalarında yardımcı olabileceği için harita istedim. Kendilerinde haritanın olmadığını söyledi' diye konuştu.

Avukat Han, 'Eski imalatlara, sizin yaptığınız çalışmalar sırasında ilerlendiği söyleniyor?' diye sorması üzerine ise Karaca, 'Benim çalışmalarımda girilmedi. Ama Yavuz beyin (tutuklama kararı çıkan ancak henüz tutuklanmayan maden mühendisi) çalışma sırasında girildiğini duydum. 3'üncü başyukarıda tarama yapıyorduk, tamirat yapıyorduk. Üretim çalışması değildi. Ocak genelinde üretim yoktu. 3'üncü başyukarıda panonun oluşturulması için hazırlık yapılıyordu' dedi.

'Sondaj makinası olsa da kaza olurdu'

Avukat Han, 'Elinizde sondaj makinası olsa nereye yapacaktınız. Suyun varlığını tespit edecek miydiniz?' diye yeni bir soru daha yöneltti. Cemile Karaca da, 'Çalışma yaptığımız yerlere yapacaktık. Sondaj makinası veya üretim haritası dahi olsa bu kaza yine olurdu' dedi.

Avukatın ocaktaki kömür kaymalarının nedenini sorması üzerine Karaca, 'Çalışmayan ocakta yer altında kaymalar olur. Islak kömür veya kömürün kendiliğinden gelmesinin nedeni 4'üncü baş yukarının orada fay hattının olmasıdır. Elimizde harita olmadığı sürece bu kaza olurdu' diye konuştu.

Çamurdan duvar

Avukat Metin Tevfik Buğdaycı'nın bir işçinin ifadesinde 'Çamurdan bir duvar ördüğünü, su vanası yaptığını ve sizinde başında beklediğinizi, hatta bu yaptıklarının sadece bir formalite olduğunu söylediğinizi iddia ediyor. Müfettişlerden ne kaçırıyorsunuz?' sorusu üzerine Karaca, 'Hayır kesinlikle böyle bir şey yok' dedi.

Cemile Karaca, kurtarma çalışmaları sırasında Ermenek Cenne Kömür İşletmesi İşletme Müdürü Mehmet Zeybek ve kendi şirketinde teknik nezaretçi Yavuz Özsoy ile eski imalat haritalarıyla ilgili yaptığı görüşmeleri görüntülü ve sesli olarak kaydettiğini söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı, görüşmelerini niçin kaydettiğini sordu. Karaca da, 'Söylenen şeyleri reddediyorlar. Ben konuşmaları görüntü ve ses olarak kaydettim. Görüntülerde ben, Yavuz bey ve Mehmet Zeybek konuşuyoruz. Görüntüleri kaydetmemin nedeni de suçu başkalarına atma eğilimleri vardı. Ben de ihtiyaten bunu yapma gereğinde bulundum' diyerek elinde görüntü mahkemeye teslim etti.

SEGBİS'le Konya adliyesinden bağlanan Kasım 2013- Temmuz 2014 tarihleri arasında Has Şekerler Madencilikte çalışan iş güvenlik uzmanı Cemal Demircioğlu de daha önceki verdiği ifadenin geçerli olduğunu söyledi.

Söz alan müşteki avukatları, halen delil karartmaların devam ettiğini öne sürerek tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuzların da tutuklanmalarını, eski ocağı ait üretim haritalarının bilgisayarında bulunduğu öne sürülen daimi nezaretçi mühendis Cemile Karaca'ya ait laptopun incelenmek üzere TÜBİTAK'a gönderilmesini talep etti.

Ölen madencinin ağabeyi: 'Kardeşim işediği yerde yemek yiyordu!

Verilen 10 dakikanın ardından ölen madenci Ömer Cansu'nun ağabeyi Abdurrahman Cansu, şüpheliler hakkında şikayetçi olduğunu belirterek, 'Hakim bey kardeşim bana 4 yıl baktı. Şimdi bunlar mı bakacak. İdamlarını istiyorum. Bunlar insan içine çıkmasınlar.

Benim kardeşim, işediği yerde yemek yiyordu. Bebeği beşiğinde kalan insanların haklarını yediler bu insanlar. Bizim ciğerimiz yanıyor. Bunlar bizim hakkımızı nerede verecek. Yazık mı değil bize' diye konuştu.

Abdurrahman Cansu, kardeşi Ömer'in evlenmek istediğini belirterek, 'Kardeşim, 'Ben evleneceğim' diyordu. Hayalleri vardı benim kardeşimin' dedi. 

'Müvekkilim oğullarını kaybetti, gelinler dul kaldı'

Has Şekerler Madencilik şirketinin sahibi tutuklu Saffet Uyar'ın avukatı Şeref Han, ölen 18 madenci için 'Müvekkilim oğullarını kaybetti, dul gelinleri kaldı. Torunlarına sahip çıkması için tahliyesini talep ediyorum. Müvekkilimin güvenmediğimiz bir bilirkişi raporuyla mahkum edilmesini uygun bulmuyoruz. Adalet istiyoruz hakim bey adalet. Haritalar sürekli konuşuluyor. Bu haritaların tek sorumlusu Ethem Arslansan'dır. O buraya getirilmiyor bile' dedi.

Dava 3 Ağustos'a ertelendi

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Saffet Uçar, Abdullah Özbey ve Ali Kurt'un tutukluluk hallerinin devamına, 40 tanığın ifadesi alınmak üzere mahkemeye zorla getirtilmesine ayrıca sanık Cemile Karaca'nın bilgisayarının incelenmesine karar vererek üçüncü duruşmanın 3 Ağustos 2015 tarihinde görülmesine karar verdi.

3'ü tutuklu 16 sanık

3'ü tutuklu 16 sanık

62 müştekinin katıldığı davada, 3'ü tutuklu 16 sanık bulunuyor.

Maden ocağının sahibi Saffet Uyar, maden sahasının ruhsat sahibi Abdullah Özbey, daimi nezaretçi maden mühendisi Yavuz Özsoy, Mehmet Zeybek, daimi nezaretçi maden mühendisi Cemile Karaca, maden mühendisi Nuray Yetiş, iş güvenliği uzmanları Engin Yetim ve Cemal Demircioğlu, bir süre ocakta çalışan Hayrettin Kirazcı, firma yöneticisi Hüseyin Hüsnü Özbey, bir firmada yönetici Şerafettin Zeybek, teknik nezaretçiler Öjen Ünlü ve Ahmet Dağdeviren, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' suçlamasıyla yargılanıyor. 

Teknik nezaretçi Ali Kurt 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma' ve 'özel belgede sahtecilik', ocakta çalışan Naci Özsoy 'özel belgede sahtecilik', puantör Mustafa Ayan 'bildirim yükümlülüğünün ihlali'nden hakim karşısına çıkıyor.

Ölen madencilerin aileleri ile 1-2 yaşlarındaki çocuklarının da bulunduğu 62 kişinin şikayetçi olarak yer aldığı davada, aralarında aynı madende çalışan işçilerin de olduğu 45 kişi tanık olarak bulunuyor.

Ermenek'teki özel linyit kömürü madeninde 28 Ekim 2014'te su baskınının ardından mahsur kalan 18 işçinin cesetlerine faciadan 38 gün sonra ulaşılmıştı.

Radikal, İsmail Saymaz, AA ve DHA

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0