Mutlaka İzlemeniz Gereken Dizi Tadında 18 Belgesel
Bu listenin belgesel meraklılarına ve bazen dizi izlemekten yorulup, değişiklik yapmak isteyenlere iyi bir alternatif olabileceğini düşünüyorum.
Vikipedi'ye göre, "Belgeseller belli konular üzerinde yapılan araştırmaların sonuçlarının estetik kaygılarla seyirciye yansıtılmasına dayanan sinema yöntemidir."
1. Şok Doktrini (The Shock Doctrine):
Şok Doktrini, Naomi Klein’in aynı isimli kitabından uyarlanmış bir belgeseldir. Belgeselde, CIA’in 1950’ler ve daha sonra Guantanamo’da kullandığı elektroşok ve duyusal yoksunluk deneyleri gerçekten kan dondurucu cinsten. Sonrasında anlatılan olaylarla Türkiye’nin yakın tarihindeki benzerliklerin, tıpkı benim gibi sizleri de şaşırtacağını düşünüyorum. 1973 Şili’de Pinochet askeri darbesi, 1982 Falkland Savaşı, 1989 Tiananmen Meydanı Katliamı, 1991 Sovyetler Birliği’nin dağılması, 1997 Asya finansal krizi, 1998 Mitch Kasırgası… Şok Doktrini, tüm bunlarla kapitalizmin doğal felaketlerden, savaş ve terörden nasıl beslendiğini gözler önününe sermektedir.
2. Planet Earth:
BBC yapımı bu olağanüstü yapım doğa belgeselleri içinde izlediklerimin en iyisi diyebilirim. Nedenlerini kısaca belirtmem gerekirse: Planet Earth, 25 milyon dolar bütçeyle, 40 kamerayla 200 farklı noktada 2000 günlük saha ve beş yıllık prodüksiyon çalışmasıyla hazırlanmış, çekimleri yüksek kalitede yapıldığı için izlerken insanda büyük hayranlık uyandıran bir yapım. BBC One kanalındaki ilk gösteriminde 8,7 milyon kişinin seyretmesiyle %32,1 izleme oranına sahip olan belgesel, BBC Two kanalındaki tekrarlarında bile 3,2 milyon kişi tarafından izlenerek %15,7’lik bir izlenme payına ulaştı. 11 bölümden oluşan bu harika belgesel, Türkiye’de ise 29 Eylül 2006 tarihinde itibaren NTV kanalında Levent Dönmez’in seslendirmesiyle izleyiciyle buluştu.
3. Büyük Dünya Tarihi (Andrew Marr’s History of The World):
Andrew Marr’ın yazdığı ve seslendirmesini de bizzat gerçekleştirdiği, 2012 BBC yapımı tarihi bir belgeselidir. Medeniyetin başlangıcından bu yana gelişimiyle birlikte, Afrikalı göçebelerin tüm dünyaya yayılmaları ve 20. yüzyılın ilk çiftçilerine dönüşmeleri anlatılmaktadır. Belgeseli efektleri açısından çok da iyi bulmasam da başarılı kostüm ve mekan seçimleriyle gerektiği yerlerde orijinal dillerin kullanılmasının bir hayli takdirimi kazandığını söylemem gerek.
4. Hayat (Life):
Bu doğa belgeseli BBC ve İngiltere’deki kamu üniversitelerinden biri olan, uzaktan eğitime dayalı The Open Üniversitesi ortaklığıyla yapılmıştır. Belgeselde Charles Darwin’in var olma mücadelesi fikrine paralel olarak, hayatta kalabilmek için canlıların gelişimi, uzmanlaşmış stratejileri ve her türlü davranışlarının küresel bir görünümü bulunmaktadır. Bu harika belgesel, her canlı grubunun başarısına katkıda bulunan ortak özellikleri de göstermektedir. Ayrıca eşsiz yapıları veya olağanüstü davranışları için seçilen türlerin hayatlarındaki samimi ve dramatik anları da belgelemiştir. Yapımı dört yıl süren bu serinin tamamı yüksek çözünürlüktedir. Life, ABD’de Discovery Channel ve Yunanistan’da Skai TV de dahil olmak üzere, 50’den fazla ülkede BBC tarafından lisans altında dağıtılmıştır. Orijinal senaryo David Attenborough tarafından yazılmış ve seslendirilmiştir.
5. Soyut Düşünce: Tasarım Sanatı (Abstract: The Art of Design):
Fark ettim de izlediğim ve bende iz bırakmayı başaran tüm belgesel serileri BBC imzası taşıyor. Onlara Netflix sayesinde bir istisna eklemiş durumdayım. Hem de ne istisna. Neredeyse tüm bölümlerini ağzım açık bir şekilde izlediğim, hiç tahmin edemeyeceğim kadar eğlenceli bir seriydi. Konusuna geçmeden önce bana göre bir belgesel efsanesi olan bu yapımı mutlaka izlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Yalnız hemen uyarayım, sonunda benim gibi kendinizi “arkadaş bu dünyada ben ne yapıyorum” diye sorgulamanız muhtemeldir. Abstract: The Art of Design, alanlarında söz sahibi ve dünyaca ünlü 8 tasarımcının çalışmalarının, ilham kaynaklarının ve yaşama bakış açılarının işlendiği enfes bir belgesel. Şimdilik tek sezon olarak karşımıza çıksa da devamının geleceği konusunda hiç şüphem yok. 8 bölümden oluşan ilk sezonda illüstratör(ressam, çizim yapan kimse) Christoph Niemann, Nike ayakkabı tasarımcısı Tinker Hatfield, sahne tasarımcısı Es Devlin, mimar Bjarke Ingels, otomotiv tasarımcısı Ralph Gilles, grafik tasarımcısı Paula Scher, fotoğrafçı Platon ve iç mimar Ilse Crawford yer almakadır.
6. The Longest Road:
Bir grup Amerikan gazisi ve bir Müslüman kalp cerrahı, Işid’in zulmüne karşı Irak ve Suriyeli mültecilere yardım etmek için Ortadoğu’ya dönüşünü konu alıyor.
7. Until Proven Innocent:
Ekim 2006’da Corpus Christi’den dört yaşındaki Andrew Burd gizemli bir şekilde tuz zehirlenmesinden ölür. Üvey annesi Hannah Overton, cinayetle suçlanmış, mahalleli tarafından saldırıya uğramış ve daha sonra ömür boyu hapse mahkum edilmiştir. Acaba bu inançlı genç kadın, acımasız bir çocuk katili mi?
8. Sustaining Life:
Günümüzde aşırı yoksulluğa son vermek için elimizde bulunan benzersiz fırsat hakkında bir belgesel.
9. The Blue Planet:
Bu belgesel için dünyanın okyanuslarının doğal tarihi üzerine ilk kapsamlı dizi denebilir. Deniz hayatının farklı yönleri su altı fotoğrafçılığıyla gün yüzüne çıkmaktadır. Belgeselin daha önce hiç filme alınmamış olan canlıları ve davranışları içerdiğini de belirtmem gerek.
10. Kutuplar Atlası (Frozen Planet):
Kutuplarda ve Antartika’da yaşama ve çevreye odaklanan bir belgesel. 50 dakikalık 8 bölümden oluşan seride canlıların hayatı ve yaşam mücadeleleri konu edilmektedir.
11. İnsan Gezegeni (Human Planet):
Bütün yaşam biçimleri gibi insanlık kısmen doğal çevre türlerine adapte olur ancak onları değiştirme eğilimindedir. Belgeselde yaşam mücadelesinin insanlar ve tabiat için kutup bölgelerinden çöl ve ormana, kıyılardan dağlara çevre koşullarından nasıl farklılaştığını incelenmektedir.
12. Afrika (Africa):
Afrika, dünyanın en çılgın kıtası. David Attenborough, dünyanın en farklı yerlerinden birinde izleyiciyi korkutucu bir yolculuğa çıkarıyor. Çölleri, savanları ve ormanları ziyaret edip Afrika’nın inanılmaz yaban hayatı ile buluşuyoruz.
13. O.J.: Made in America:
Bu yapım, çağdaş Amerika’nın tanımlayıcı kültürel masalı ırk, şöhret, medya, şiddet ve ceza adaleti sisteminin bir destanı olarak nitelendirilmektedir. Belgesel, Amerika’nın en büyük iki baskın düşüncesi rekabet ve şöhreti ünlü bir sporcunun cinayet davası üzerinden inceliyor. O.J. Simpson‘ın hayatı, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde ortaya çıkan futbol kariyeri ve sonunda Amerika’nın aşık olduğu bir ünlü haline dönüşmesi anlatılıyor. Nicole Brown Simpson ve Ronald Lyle Goldman’ı öldürmekle suçlandığı zaman davası Amerikan tarihinin en medyatik ceza davası olarak kabul edilmektedir.
14. Particle Fever:
Belgesel, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı fırlatıldığında tüm zamanların en büyük bilimsel keşfinin ya da belki de en büyük başarısızlığının merkezinde yer alan fizikçileri ve yaşadıklarını anlatıyor.
15. Maidentrip:
14 yaşındaki Laura Dekker, dünyayı tek başına gezen en küçük insan olma hayalini gerçekleştirmek için iki yıllık bir yolculuk yapıyor.
16. Gıda, Ltd. (Food, Inc):
Bu belgesel için Amerika’nın kurumsal kontrollü gıda endüstrisinin tatsız bir görünümü olduğu söylenebilir. Yapım, ABD’deki çevreye zarar veren, çalışanlarının haklarına önem vermeyen ve sağlıksız gıda üreten büyük firmaları eleştirmektedir.
17. Hayat Avcısı (The Imposter):
Konusuna değinmeden önce sizinle paylaşmak istediğim bir şey var, eğer bu anlatılanlar bir filmde olsaydı o film büyük ihtimalle oldukça saçma bulunur en fazla 20 dakikadan sonra izlenmezdi. Fakat sıkı durun yapımın konusu ve yaşananların çoğu tamamen gerçek. Hayat Avcısı 1994 yılında ABD’nin Teksas eyaletinde ikamet eden 13 yaşındaki Nicholas Barclay’in ortadan kaybolmasının ardından, 1997 yılında Fransız şarlatan ve dolandırıcı Frédéric Bourdin’in kaybolan Nicholas Barclay olduğunu iddia ederek ortaya çıkmasını anlatan gerçek bir olaya dayanan 2012 Birleşik Krallık yapımı belgesel biyografi filmidir. Tamamı belgesel tarzında, gerçek ve rol yapılan röportajlar, televizyon görüntüleri ve biyografi filmi içeriği çoğu zaman birbiri ile dram dizilerinde olduğu gibi karışmış durumdadır. Seyircinin filmin neresinin gerçek olduğunu veya neresinde rol yapıldığını anlayabilmesi için dikkatli bir şekilde takip etmesi gereklidir.
18. Sevgili Zachary (Dear Zachary: A Letter to a Son About His Father):
Kurt Kuenne’nin yakın dostu Andrew Bagby, fırtınalı ilişkisini sona erdikten sonra sevgilisi Shirley Jane Turner tarafından öldürülür. Tutuklandıktan kısa bir süre sonra Turner, Bagby’nin çocuğuna hamile olduğunu açıklar. Kuenne, Andrew Bagby’nin çok sayıda yakınını, arkadaşını ve arkadaşlarını röportaj yapmaya ve sevgi dolu anılarını, onu tanımayan oğlu için sinematik bir albüm haline getirecek bir film haline getirmeye karar verir ama ortaya bir suç belgeseli çıkar. Kuenne, MovieWeb ile yaptığı röportajda, belgeselin başlarda Andrew Bagby’nin arkadaşları ve ailesi tarafından gösterilmesi için bir proje olarak başladığını fakat sonrasında belgesel haline getirmeye karar verdiklerini söylemiştir. Hemen bir uyarı yapayım internetten öğrendiğim kadarıyla belgeseli izleyenlerin göz yaşlarına boğulduğu söyleniyordu.
Yorum Yazın