İYİ BİR YAZAR İYİ BİR YANSITICIDIR

-          Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Demet Saka Kimdir?

1978 yılında İzmir’in  Aliağa ilçesinde doğdum.İlk orta ve lise eğitimimi burada tamamladım. Daha sonra yetenek sınavlarına girerek Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne Sanatları Bölümü, Dramatik Yazarlık Ana Sanat Dalı’nı kazandım. 2007 yılında okuldan mezun oldum. 2008 yılından bu yana Aliağa Belediyesi ve İzmir Tüpraş Rafinerisi’nde Sanat Yönetmenliği yapmaktayım. Bunun yanı sıra çeşitli şirketlerde yaratıcı metin yazarlığı ve bir çok şirkette eğitim tiyatrosu alanında hizmet verdim. 2006 yılında ‘İçimde Biri Var” adlı öykü dosyamla Yaşar Nabi Nayır Övgüye Değer ödülü, 2008 yılında ‘Şişme Kadın’ adlı senaryomla, 11.Uçan Süpürge Uluslar arası Film Festivalinde Birincilik Ödülü, 2014’te ‘Kız Yemek Yapmadık Yine Dayak Yiyeceğiz’ oyunumla Ünal Gürel Oyun yazma Yarışmasında Birincilik ödülü, 2014 ‘Aşiyan’ adlı öykümle Seyrek “Kadın gözüyle ev” adlı öykü yarışmasın da üçüncülük ödülü, 2014 ‘Kız Yemek Yapmadık Yine Dayak Yiyeceğiz’ Adlı oyunumla Bostanlı Rotary Kulubünden ‘En Başarılı Yazar’ ödülünü aldım. Aynı zamanda bu oyunuma 2014 yılında Kültür Bakanlığı’da destek kapsamına aldı.Oyunum Han Tiyatrosu tarafından Rüçhan Gürel yönetmenliğinde sahnelenmeye devam etmekte. Halen Aliağa’da yazma serüvenime ve sanatsal diğer çalışmalarıma devam etmekteyim.

-Hayatınızda tiyatroyla tanışmanız nasıl oldu?

Aslında daha çok müzikle ilgileniyordum. Onaltı yaşında Albet’in ilk oyununda üç arkadaş oyunun müziklerini yapıyorduk. Daha sonra Albet’le başlayan ilk yolculuğum Ayhan Tanrıverdi’nin Yönetmenliğinde ki “İnek’ adlı oyunda ilk rolümü almamla başladı. Sonra o tozu yutmuş bulundum bir kere.

-Sizce tiyatroyu diğer sanat dallarından ayıran en önemli özellik nedir? Sizin tiyatroyu sevmenizde ki etken nedir?

Tiyatro hayata en yakın, hem görme hem de işitme öğeleri üzerine kurulan somut bir sanattır. Ve bütün sanat dallarından beslendiği için de bence en güçlü sanat dalıdır.

Benim tiyatroyu sevmemde ki etken, öncelikle ruhumu bu sanat dalıyla uğraşırken mutlu hissediyor olmam. Kendimde güçlü bir farkındalık yaratması. İçimde ki her türlü çatışmayı, duyguyu, karakteri ortalığa kolayca saçıyor olabilmem. Yaşama sevincime ciddi bir neden oluşturası.

-Gelelim ödül aldığınız, ‘Kız Yemek Yapmadık Yine Dayak Yiyeceğiz’ oyununa.Yazarken ilham aldığınız konu neydi? Bu süreç nasıl gelişti?

Bir oyun yazarı her zaman dünyanın ve yaşadığı ülkenin gerçeklerinden beslenir. İyi bir yazar, iyi bir yansıtıcıdır da aynı zamanda. Başkalarının da dili, kulağı, gözü olmalıdır. Kadına karşı işlenen şiddet bu ülkenin bir gerçeği. Ben de oyunumu yazarken, kendi kaderlerine boyun eğmek zorunda bırakılan, çaresiz kadınların yaşadıklarından ilham aldım. Sonrasında çok zorlanmadım. Çünkü her gün gazetelerde bile okuduklarımız, yetti bu gerçekliği yansıtmama.

-Size göre iyi bir tiyatro oyuncusu, seyircisi ve yazarı nasıl olmalı? Aliağa’da tiyatroya olan ilgiyi nasıl görüyorsunuz?

Bana göre iyi bir oyuncu, sadece yeteneğini değil aynı zamanda entellektüel birikimini de iyi ölçüde geliştirmelidir. Mesleki disipline, sahne ahlakına ve iyi bir yaratıcılığa sahip olmalıdır. İyi bir karakter çözümleyicisi olmalıdır.

İyi bir seyirci, bilinçli bir seyircidir. İzlediği oyunun farkında olan, empati kurup eleştirebilen, sorgulayan, düşünen ve beğenisini alkışıyla ortaya koyandır.

İyi bir yazar, etrafındaki gerçekliği takip etmeli ve sorgulamalıdır. İyi bir yazar olmak iyi bir okuyucu olmaktan geçer. Disiplinli olmalı, yılmamalı, üretmeli, çok okumalı, çok yazmalı ve çok yaşamalıdır.

Aliağa’da Tiyatroya olan ilgiyi çok samimi görüyorum. Biz bir solonu sonuna kadar dolduruyorsak seyirci de bu sanatsal çalışmalardan oldukça memnun demektir. Yıllardır bizi takip eden bir seyirci kitlesi oluşturduk. Çok güzel övgüler alıyoruz. Oyun sonrasında oyunu tartışabiliyor, eksikliklerimizi seyircimizden feyz alarak tamamlamaya çalışıyoruz.

-Bildiğimiz kadarıyla Albet’in ilk oyuncularından biri de sizsiniz.Oyuncu olarak bıraktığınız yere yönetmen olarak dönmek nasıl bir duygu? Albet’in çalışmaları hakkında bir şeyler bahseder misiniz?

Bu genç arkadaşlarımı heveslendirmek adına hep bahsettiğim bir hikaye. Aliağa Belediye Tiyatrosunun bu bütün süreçlerine tanığım. Yaşanan zorlukları, yıllar içinde biriktirdiklerimizi, tecrübelerimizi, kazandıklarımızı ve kaybettiklerimizi çok iyi biliyorum. O yüzden bu sürece tanıklık etmiş biri olarak bu benim için çok değerli. Benim gibi bu sürece tanıklık etmiş bir çok arkadaşım var. Onlara da emeklerinden dolayı teşekkür ederim. Bu öyle bir şey ki, kendinizi eviniz de hissetmek gibi. Doğduğunuz ve var olmaya devam ettiğiniz yerde, başkalarına, başka genç arkadaşlara faydalı olmaya çalışmak. En büyük mutluluk bu sanırım, kendi doğduğunuz yere faydalı olabilmek.

Albet’in çalışmaları son hızla devam etmekte. Her sene aramıza yeni katılan öğrenci sayısıyla yeni yeni oyunlar sahnelemeye devam ediyoruz.

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Öncelikle gazetenize  benimle bu röportajı gerçekleştirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Sanatsal ilginin, siz yerel gazeteler sayesinde, yaşadığımız yerde arttırılacağını ve geniş kitlelere yayılacağını düşünüyorum. Sanat adına teşekkürler.

-Demet Saka’nn En’leri…

En Çok beğendiğiniz Oyun ve Yazarı: En çok beğendiğim oyun ve yazarı Shakespeare’den Othello ve Macbeth

En çok beğendiğiniz oyuncular (Kadın- Erkek) Ayşenil Şamlıoğlu- Genco Erkal

En çok beğendiğiniz Kitap: Jerzy Kosinski Boyalı Kuş