Görüş Bildir
Haberler
Erkeklerin Cinsellikle İlgili Utanıp Hiç Kimseye Soramadığı Şeyleri Ürolog Dr. Emrah Topbaş'a Sorduk

Erkeklerin Cinsellikle İlgili Utanıp Hiç Kimseye Soramadığı Şeyleri Ürolog Dr. Emrah Topbaş'a Sorduk

Eda Aytekin
01.02.2024 - 15:41 Son Güncelleme: 02.02.2024 - 15:53

Cinsellik hayatın bir parçası, su içmek kadar olağan. Ancak birçoğumuz cinsellikle ilgili merak ettiklerimizi arkadaşlarımıza bile sorarken çekiniyoruz. O yüzden de zor durumda kalmadıkça doktora gitmeyen bir milletiz. Biz de utanıp sıkılan erkeklere bir faydamız olsun dedik ve Ürolog Dr. Emrah Topbaş'a merak edilenleri sorduk.

İçeriğin Devamı Aşağıda

Dr. Emrah Topbaş'ı hem ortak arkadaşlarımızdan hem de yaptığı gösterilerden tanıyorum. Ürolog olmanın verdiği uzmanlıkla sahnede cinsellikle ilgili konuları oldukça esprili bir dille anlatıyor. Hem konunun ehli hem de bilmediğimiz terimlerle kafamızı karıştırmıyor diye gittim yakaladım Dr. Emrah'ı.

Dr. Emrah Topbaş'ı hem ortak arkadaşlarımızdan hem de yaptığı gösterilerden tanıyorum. Ürolog olmanın verdiği uzmanlıkla sahnede cinsellikle ilgili konuları oldukça esprili bir dille anlatıyor. Hem konunun ehli hem de bilmediğimiz terimlerle kafamızı karıştırmıyor diye gittim yakaladım Dr. Emrah'ı.

Evet, görseldeki Dr. Emrah Topbaş :)

Özellikle erkeklerin en çok merak ettiği konularla ilgili bakın Ürolog Dr. Emrah Topbaş ne cevaplar verdi?

Özellikle erkeklerin en çok merak ettiği konularla ilgili bakın Ürolog Dr. Emrah Topbaş ne cevaplar verdi?

Geçen bir yerlerde okumuştum, bilmiyorum doğru mu? Sünnet erken boşalmaya sebep mi oluyor?

Geçen bir yerlerde okumuştum, bilmiyorum doğru mu? Sünnet erken boşalmaya sebep mi oluyor?

Evet öyledir. Sünnet işleminin organik ve fiziksel etkileri değil ama derin psikolojik etkileri erken boşalma sebebidir. Pipisinin her hareketinde ağrı, acı hisseden ve damla dahi olsa kan gören, kendi rızası dışında vücudunda bir değişiklik yapılan çocuğun pipisiyle olan ilişkisi bozulur. İleri yaşlarda her ereksiyonda ağrı, acı yaşayacağım algısını aşamayan çocuk; bu ağrıdan derhal kaçışı, dolayısıyla sertliğini devam ettirmemeyi seçer. Bu süreci tersine çevirmek; bilinçdışının bilinçli kontrole evrilmesi ile mümkün. Bunun için de psikoterapiye ihtiyaç duyarız.

Erişkin dönemde kendi isteğiyle sünnet işlemi yaptıranlarda boşalma süresinin değişmediğini gösteren onlarca bilimsel makale mevcut. Yani konu sünnet biçimi, tekniği, ne kadar kesildiği, nasıl dikildiği ya da dikişsiz olması ile ilgili değil; yaratılan psikolojik travma ile ilgilidir. Çok sevdiğim psikoterapi camiasına selam olsun

O zaman henüz bebekken yapılan sünnetlerde bu travma olmuyor gibi mi anlamalıyız?

O zaman henüz bebekken yapılan sünnetlerde bu travma olmuyor gibi mi anlamalıyız?

Bebeklerin sünnet işleminde hiçbir şey hissetmediği, daha az travmatize oldukları kibar bir yalan. Hatta şöyle söyleyeyim de kafalarda canlansın: Yüz üstü yatan çocuğu emeklerken yerinden aldığınızda “Benim uçuşumu, keşiflerimi engellediler” diye düşünüyor. Bu tahmininizin ötesinde bir zorbalık bebek için. Duyumları bu kadar yüksek canlılardır bebekler. “Biz bebekken kestirdik, ne anlayacak allasen” diyorlar ya; o yaşadığı ızdırapla beraber çocuğun pelvik taban kasları aşırı aktif hale geliyor. Siz bunun farkına varmıyorsunuz ama çocuk büyüyüp tuvalet eğitimi aldığı dönemde izah edilemeyen sık idrara çıkma, kabızlık gibi şikayetleri oluyor. Vücuda yapılan her müdahalenin bir faturası vardır. Kaçınılmaz bu faturayı hak edecek tıbbi durumlar dışında beden bütünlüğünü bozmaya hakkımız yok.

Erişkin dönemde kendi isteğiyle sünnet işlemi yaptıranlarda boşalma süresinin değişmediğini gösteren onlarca bilimsel makale mevcut. Yani konu sünnet biçimi, tekniği, ne kadar kesildiği, nasıl dikildiği ya da dikişsiz olması ile ilgili değil; yaratılan psikolojik travma ile ilgilidir. Çok sevdiğim psikoterapi camiasına selam olsun...

Erken boşalma sorununu çözebilecek en basit yöntem diye bir şey var mı?

Erken boşalma sorununu çözebilecek en basit yöntem diye bir şey var mı?

Sebebi sürat olan bir konunun süratle çözülebilmesi kulağımı tırmalıyor.

Bir kapı arkasında, evdekiler, ebeveynler duymasın görmesin diye hızlıca sonuca ulaşmak isteyen ergen bir birey düşünün. Kendini tatmin etmeyi derhal varılması gereken bir hedef olarak deneyimleyen delikanlı, sistemi de o şekilde entegre eder. Cinsel organla olan ilişkiyle ulaşılması gereken haz derhal elde edilmeli ve o dopamin deşarjı yaşanmalı! Sonra bi daha, bi daha! Her dopamin suistimali gibi bu da bir bağımlılığa evrilir. Artık sıkıldığı her an kendine yardımcı bir enstrümanı vardır delikanlının. Üstelik bedava! Antidepresan olarak kullanır bunu bilmeden. Ama unutmamak gerekir ki; depresyon döneminde suistimal edilen her şey gibi mastürbasyon da, önümüzdeki o heybetli depresyon duvarı üzerine bir tuğla daha koyar. Her mastürbasyonla adeta zıplayıp duvarın öte tarafındaki cenneti gören ve anlık rahatlayan bu bağımlı birey, bir sonraki zıplamada daha yüksek bir engeli aşmak durumundadır artık. Psikoterapistlere bir selam daha verelim. Canlarım

İçeriğin Devamı Aşağıda

İdeal boşalma süresi diye bir şey var mı peki?

İdeal boşalma süresi diye bir şey var mı peki?

Kime göre? Neye göre? Partnere göre 

Kadınların 6-20 dk aralığında orgazma ulaşabildikleri verisi var elimizde. Daha dramatik bir veri de şu ki; tüm yaşamı boyunca her 4 kadından 1’i orgazmı bir kere bile deneyimleyemiyor. Erkekler için boşalma süresi ortalamasının da 3 dakikanın altında olduğunu biliyoruz. “Ben yırttım!” diye sevinç nidaları atanlar röportajın kalan kısmını okumayabilirler :)

Hastalarıma ve danışan çiftlere her zaman söylediğim gibi; erkeğin boşalma periyodunu, kadının orgazm süresi içerisine yedirmemiz lazım. Bu zor değil. Biraz emek istiyor. Tatlı olan da bu değil mi? İlk sarılma anı, ilk temas, belki sadece koku ile bile başlayan ön sevişme adı verilen o dönemi acele etmeden yaşamak, sürat olgusu ile lanetlenmiş bu çağda zor ve gereksiz bulunuyor: 

Partnerinin boşalma süresine aşina olmuş bir erkek, birlikte keşfettikleri erojen yani uyarılabilme potansiyelli alanlarla nazikçe ilgilenmeli, partnerini hazırlamalı ve daha sonra penetrasyonu gerçekleştirmeli. Mastürbasyon out, partnerbasyon in ;) Sonra… “Birlikte boşalalım mı aşkım?”

Orgazm olmak sadece kadınlara mı mahsus? Yani erkek sadece boşalır ama kadın orgazm da olur diyebilir miyiz?

Orgazm olmak sadece kadınlara mı mahsus? Yani erkek sadece boşalır ama kadın orgazm da olur diyebilir miyiz?

Yine Psikiyatri ve Psikolog camiasına selam vererek başlayalım. Mental hastalıkların tanı kriterlerinin derlendiği DSM adı verilen kılavuzlarda, “Cinsel İşlev Bozuklukları” başlığı altında sağolsunlar erkeğe orgazmı layık görmemişler ☺  Kadında orgazm bozukluğu, erkekte ise boşalma bozuklukları sınıflandırılmış. 

Üzerinde oturduğumuz, iç organları destekleyen, işeme, dışkılama, üreme ve hatta postürümüze (Duruş) dahi katkısı olan; Yoga camiasında “Kök Çakra” olarak da bilinen pelvik taban adını verdiğimiz bölgede başlayan ritmik kasılmalarla beraber tüm bedende deneyimlenen bir enerji akışı demek orgazm. Eşlik eden duygusal deneyimlerle de renkli. Ağlamak, gülmek, kahkaha atmak, gevşemek, titremek, baş dönmesi, tiyatral efektler… Çok öznel bir deneyim!

 Şimdi buna layık değil mi erkekler yani? 

Pelvik tabanda bu ritmik kasılmaları deneyimleyen erkek sayısı çok az evet. O yüzden meninin boşalması anında gerçekleşen minik ritmik kasılmalara razı oluyor, haddimizi biliyoruz ☺ Fakat şöyle bir gerçek var ki; perine adını verdiğimiz, kök çakra olarak tarif edilen o bölgede kasılma, gevşeme hislerini homoseksüel erkeklerin daha kolay deneyimleyebildiğini biliyoruz. Yönelimler ya da seçimlerden bağımsız olarak şunu söylemeliyim ki; pelvik taban rehabilitasyonu ile bunu herkes yapabilir. Bir de Pelvik Taban Fizyoterapistlerine selam vermeden yapamazdım :)

Orgazm erkeğin de hakkıdır! Savunacağız!

Peki o cevaplanmamış efsane soruyu soralım: Kadınlar boya mı bakar, işleve mi?

Peki o cevaplanmamış efsane soruyu soralım: Kadınlar boya mı bakar, işleve mi?

Net cevap verelim: İçerde kaldığın süreye bakar.

Heybetiyle övünen cinsel organların bi selam verip sahneden çekildiği vakalar oldukça sık gördüğümüz tablolar. Erkek cinsel organ kalınlığının, kadın cinsel organına ilk penetrasyon anında yarattığı esnemeyle birlikte yaşattığı hislerin daha fazla olduğunu bildiren kadınlar var. Dolayısıyla kalınlığın etkisi şüpheli, ama uzunluk net olarak önemsiz. Her koşulun muazzam olduğu ortam ve partnerlerle yapılacak karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç var diyerek bilimsel bir son söz söylemiş olalım

Penis büyütme ameliyatı diye bir şey var mı?

Penis büyütme ameliyatı diye bir şey var mı?

Var, boyunu uzatabiliyoruz ve kalınlaştırabiliyoruz. Dudak dolgusu yapıldığı gibi penis etrafına da benzer materyallerle dolgu yapılabiliyor. Vücuttan aldığımız yağlarla doldurabiliyoruz ya da vücuda uyumlu hyalüronik asit gibi maddelerle etrafını doldurabiliyoruz. Uzatmak için de penisin leğen kemiğinin ön kısmındaki 'pubis' adı verilen kemiğe asıldığı bağlar var. Bu bağlar sayesinde penis erekte olunca karşıya bakabiliyor. Bu bağları kesiyoruz. Bağları keserseniz penis bırakır kendini ve yaklaşık 1,5 cm civarında oradan bir mesafe kazanılıyor.

Bir fotoğraf makinesi aldım, 1000 dolar, bir objektif alacağım 20 bin dolar. Değer mi? Evet; çünkü ben fotoğrafçıyım ve ekmeğimi bu enstrümanla kazanıyorum derseniz yatırımı da buraya yapmak mantıklı. Değilse hiç gerek yok!

Cevabın anlaşıldığı kanaatindeyim.

Penis büyütme talebiyle karşılaşmadığım tek gün hatırlamıyorum son bir yıldır.

Hocam son olarak şunu sorup kapatalım konuyu o zaman: Ne yesin, ne içsin bu erkekler?

Hocam son olarak şunu sorup kapatalım konuyu o zaman: Ne yesin, ne içsin bu erkekler?

Şekerden uzak, kırmızı pancara yakın; biradan uzak, antep fıstığına yakın; Orta Anadolu'dan uzak, sahile yakın olalım. Renksizler ve beyazlar evlerden ırak! Gökkuşağını yiyelim, dalgaları teneffüs edelim. (Şair burda polifenoller içeren renkli sebzeleri ve suyu kastediyormuş :) Dans edemiyorsak yürüyelim. Yürüyebiliyorsak dans etmeyi deneyelim. Yatak dışında hareket etmiyorsak; yatakta hareketli olmayı hayal dahi etmeyelim.

Hayal gücümüze sağlık!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
72
38
19
7
6
1
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın