Moğol İmparatorluğu'nun kuruluşu ve savaşları[değiştir | kaynağı değiştir]
1206 yılında Moğol kabilelerinin birleşmesiyle kurulan Moğol İmparatorluğu Cengiz Han'ın önderliğinde seferlere dayalı bir savaş ve ekonomi politikası izledi. İlk defa Naymanlardamühür ve yazı kullanıldığını görünce, Nayman hizmetindeki Uygur mühürdarlarını da hizmetine aldı. Akabinde, Uygur yazısı tüm Moğol İmparatorluğu'nda kullanılmaya başlandı. İlk yıllarda Moğol İmparatorluğu'nun devlet işleyişinin belli bir düzene geçmiştir.
Tangutları himayesine alan Cengiz Han, daha sonra Kuzey Çin'deki Jin Hanedanı'na savaş açarak Pekin'i 1211 yılında kuşattı. Çin hükümdarı barış için Çin'li prenseslerden birini Cengiz Han ile evlendirse de, barış uzun sürmedi. 1215'de oldukça kanlı geçen bir savaş sonrasında Çin'i himayesi altına aldı.
Alaaddin Muhammed Harezmşah, Cengiz Han'ın Çin'i ele geçirdiğinden emin olmak için Seyyid Bahaüddin-i Razi yönetiminde bir heyet gönderdi. Gelen heyetle barış görüşmeleri yapan Cengiz Han, Alaaddin Muhammed'e elçilerini gönderdi. Anlaşma doğrultusunda hazırlanan Kervan, Harezmşahlar Devleti'nin Otrar şehrinde 1218yılında hücuma uğradı. Cengiz Han bunun üzerine Otrar valisi Kayır Han'ın teslim olmasını istedi. Alaaddin Muhammed, Cengiz Han'ın bu teklifini ileten elçilerini öldürerek Harezmşahlar Devleti'nin de sonunu hazırladı.
Cengiz Han öncelikle yol üzerindeki Naymanlı Güçlük Han'ın eline geçen Kara Hıtay'ı ortadan kaldırmak için; Cebe Noyan komutasında bir ordu gönderdi. Güçlük Han korkarak Kaşgar'a kaçtı ancak Sarı Göl yakınlarında yakalanarak öldürüldü.
Alaaddin Muhammed de korkuya kapılıp kalelerini korumaya alıp, dağlık bir bölgeye çekildi. Cengiz Han bazı kaynaklara göre kolaylıkla, başka bir bakış açısına göre de barbarca tüm şehir ve kaleleri ele geçirdi. 1220 yılında Otrar'daki kuşatma uzun sürünce, oğulları Ögeday ve Çağatay kontrolündeki orduları burada bıraktı veBuhara'ya geçti. Yolunun üzerindeki Zernuk kalesi de teslim oldu ve bu şehire Gu-Balık ismini koydu.
Yol üzerindeki Nur şehri de Cengiz Han'ın korkusuyla teslim oldu. Akabinde 1220'deBuhara'yı kuşattı. Şehrin garnizonunun Horasan'a çekilmesiyle, 12'inci gününde şehir Cengiz Han'ın oldu ve şehir yakılıp yıkıldı. Aradan 5 ay geçtikten sonra da Otrar şehri teslim oldu. Cengiz Han'ın elçilerini öldürten Otrar valisi de, ağzına eritilmiş gümüş dökülerek öldürüldü.
Cengiz Han'ın yolculuğu Semerkant'da da devam etti. Bazı tarihçilere göreSemerkant'ı ele geçirdikten sonra buradaki büyük kütüphane yıkılmış, medeniyet namına tüm eserler yerle bir edilmiştir. Burada Göksaray şehrini kuşatmasının ardından şehir teslim oldu. Cengiz Han'ın generalleri de Siriderya'daki Sığnak, Cend,Barçınlığkent'i ele geçirdi.
Alaaddin Muhammed kaçışına devam ederken, peşinden yetenekli generallerinden Cebe Noyan ve Sübüdey Noyan'ı gönderdi. 30 bin kişilik bu ordu, Alaaddin Muhammed'i Irak'a kadar kovaladı. Cengiz Han oğlu Çağatay'ın kumandasındaki orduyu da Harezmşahlar Devleti'nin merkezi Ürgenç'e gönderdi. Daha sonra da büyük oğlu Cuci'yi buraya gönderdi. 6 ay kuşatmadan sonra, şehir tamamen yokedildi. Böylece de Harezm, Maveraünnehir, Horasan ve bütün doğu İslam ülkeleri de Cengiz Han'ın imparatorluğunun bir parçası oldu.
Alaaddin Muhammed'in vefatının ardından yerine geçen oğlu Celaleddin HarezmşahMoğollarla olan savaşını Cengiz'in ölümünden sonrada devam ettirmiştir. Fakat Cengiz Han'ın Celaleddin ile yapmış olduğu İndus Muharebesi ile Harezmşah Devleti bir daha toparlanamamak üzere tarih sahnesinden silinmiştir. Celaleddin Harezmşah daha sonra Irak, İran ve Azerbaycan bölgesinde bu devleti yeniden diriltmek istemişse de bunu başaramamıştır.
Cengiz Han'ın savaşlarına değin birçok değişik bakış açısı vardır.Nitekim birçok araştırmacı tarih yazarı tarafından zalim hükümdar olarak nitelendirilmektedir.Yavuz Bahadıroğlu kitabında ''Cengiz Han, önüne çıkan her şehri, her kaleyi yaka yıka, Müslümanları öldüre öldüre, ocakları söndüre söndüre yürümüş, nihayet Buhara surlarına dayanmıştı.''[3] ifadesini kullanmıştır. Ayrıca yüz binlerce kitabı da Dicle Nehri’ne atarak yok ettiğini camileri, kütüphaneleri yaktığına dair birçok rivayetler vardır. Çoğu devletler İran, Irak, Afganistan ve Pakistangibi ülkeler hâlâ Cengiz Han'ı bir barbar ve soykırımcı olarak görmektedirler.[4] Batı dünyası ise, Cengiz Han'ı 'Vahşi Moğol' diye tanımlar ve barbar olarak nitelendirir.