Bir Zamanlar Yoksulun Aşıydı, Şimdi El Yakıyor: Et ve Nohuttan Sonra Kuru Fasulye de 'İthal' Edilecek
Kuru fasulye fiyatları aldı başını gidiyor. Bir zamanlar 'Yoksulun aşı' olarak bilinen kuru fasulyenin kilosu, kalitesine göre 15 liraya ulaştı ve et fiyatlarıyla yarışır hale geldi. Enflasyonu yükselten gıda fiyatlarını dizginlemek için hükümet düğmeye bastı. Yüksek fiyat artışlarıyla gündeme gelen kırmızı et ve nohutta ithalat vergilerini daha önce düşüren hükümet, şimdi de kuru fasulyede yüzde 19.5 olarak uygulanan gümrük vergisini sıfırlamaya hazırlanıyor. Kırmızı biberde ise indirim yapılacak. Fasulye ithalatı yapılacak ülkelerin başında ise Hindistan, Latin Amerika ve Meksika geliyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, kuru fasulyede ithalat vergisini düşürecek kararnameyi Bakanlar Kurulu’na sunduklarını açıkladı. Karar çıkınca eylül ayına kadar kuru fasulye ithalatından gümrük vergisi alınmayacak.
Böylece Ramazan ayı arifesinde spekülatif fiyat artışının önüne geçilecek.
Gıda fiyatlarında yükseliş sürüyor...
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre yıllık enflasyon yüzde 11.29 seviyesinde gerçekleşti.
Enflasyon sepetindeki ağırlığı yüzde 22 oranında olan gıda fiyatlarındaki artış yüzde 12.53’e dayanınca, hükümet Gıda İzleme Komitesi’nin çalışmaları doğrultusunda ithalatta gümrük vergilerini düşürme kararı aldı.
Bakan Tüfenkci, gıda fiyatlarını yakından izlediklerini belirterek, alınacak tedbirlerle enflasyonun mayıstan itibaren düşeceğini ifade etti. Tüfenkci, et ithalatına da devam edileceğini açıkladı.
Türk halkının severek tükettiği kuru fasulyenin fiyatı son bir yıldır sürekli artış kaydediyor.
İthalatın serbest bırakılmasıyla kuru fasulye fiyatının dizginlenmesi bekleniyor. 2014 yılında da fasulye fiyatı 12 liraya kadar tırmanmış, hükümet gümrük vergisini düşürüp ithalatı serbest bırakınca fiyat yarı yarıya düşmüştü.
‘Fasulye et ile yarışıyor’
Milliyet gazetesinden Fehim Genç'e konuşan Tarım Uzmanı Ali Ekber Yıldırım, “Üreticinin elinde ürün kalmadı, kuru fasulye fiyatları bu nedenle yükseliyor. Hükümet de stokta ürünü olanlar piyasaya çıkarsın diye ithalatı serbest bırakıyor” dedi.
Yıldırım, şöyle devam etti:
“Eski insanlar, ‘et alamayan kuru fasulye yesin’ derlerdi. Ama artık bu gidişle fasulye de alamayacaklar çünkü kuru da etle yarışır hale geldi. 2000 yılına kadar 180 bin hektarda kuru fasulye yetiştirilirken, şimdilerde ekim alanı 84 bin hektara düştü. Çiftçiye bakliyat için prim de veriliyor ama çiftçi üretimi daha kolay olan buğday ve Mısır ekiyor, daha zahmetli bitkileri ekmiyor. Türkiye’de yılda 200 bin ton fasulye üretiliyor, 25-30 bin ton da ithal edilerek arz ile tüketim dengeleniyor.”
Yıldırım, bazı stokçuların Ramazan öncesinde piyasaya ürün vermek istemediğini belirterek, “Bu kişiler ‘Ramazan’da tüketim de, fiyat da artacak’ diye bekliyor. Bu da fiyatı yükseltiyor. ‘Ramazan’da zam yapmıyoruz demek, kalan 11 ayda zam yaparız anlamına gelmemeli” dedi.
Ancak nohut fiyatları artmaya devam ediyor. Martta 11 lira olan nohut nisanda 12 liraya çıktı.
Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı Hüseyin Demirtaş: ‘Bu önlem geçici rahatlama sağlar’
TZD Başkanı Demirtaş ise fiyat artışını önlemek için ithalatı teşvik etmenin geçici bir tedbir olduğunu ve rasyonel olmadığını vurguladı:
'Kuru fasulye ve kırmızı biber üretimi emek-yoğun ürünler. Zaten çiftçinin aleyhinde olan piyasaya bir de ‘ucuz ithal ürün sokmak’ çiftçimizin alın terini karşılıksız bırakmak olur. Gıda fiyatlarının enflasyon üzerindeki baskısını azaltmak için üretim artışı teşvik edilmeli. Türkiye tarımsal ürün ithal eden bir ülke olmamalı. Kaldı ki Türkiye gümrük kapılarını ne zamana kadar açacak? Gümrük vergisinin sıfırlanması veya indirilmesi durumunda piyasalar geçici olarak rahatlar ancak üreticinin rekabet gücü kalmazsa tamamen üretimden düşer. Kısa vadede ihtiyaçtan vergi düşürülebilir ama orta vadede Türkiye Milli tarım politikasını belirlemeli üreticimiz desteklenmeli.”
Ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım: 'Açığımızı ithalatla karşılama yoluna gidince, ister istemez fiyatları döviz kuruna bağlamış oluyoruz'
Hükümetin bu kararının, kuru fasulye üretiminin tüketime yetmemesi nedeniyle değil, fiyat artışlarının hızlanması üzerine aldığını vurgulayan ve aslında fasulye ithalatının her yıl yapıldığını aktaran Yıldırım'ın Bloomberg HT'de yer alan 'Ayşekadın ‘hanım’ oldu kuru fasulyenin tadı kaçtı'başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:
'Kuru fasulyedeki açığımızı ithalatla karşılama yoluna gidince, ister istemez fiyatları döviz kuruna bağlamış oluyoruz. İşte son aylardaki hızlı fiyat artışlarının gerisinde yatan da dolar kurundaki hızlı artış. TÜİK verilerine göre kilosu geçen yılın mart ayında 7.09 lira olan kuru fasulye aralık ayında 7.82’ye ve Mart 2017’de 8.95’e yükseldi. Son bir yıllık artışı yüzde 26.2’yi, son üç aylık artışı yüzde 14.5’i buldu. Yine bu dönemde gerçekleşen gıda fiyat artışlarını ikiye katladı.
Fasulyede ithalata gidilmesi elbette stokçuluk yaparak vurgun planlayanları engelleyebilir. Ama fiyat artışlarının da dolar kuruna yakın artması önlenemez. Çünkü ithalatı yerli parayla yapamıyoruz. Mecburen dolar kullanıyoruz. Dolar kurunun da son bir yıllık artışı yaklaşık yüzde 30. Kuru fasulyenin artışı da olmuş yüzde 26. İthalata bağımlılıktan kurtulursak, fasulye dolar kuru kısırdöngüsünü de kırarız. Kazanan da Ayşe Kadın ve tüketiciler olur.'
Sosyal medyada konuya ilişkin yorumlar 👇
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Yorum Yazın
Bırakın boşver daha iyi tayyip iyicene s..sin ülkeyi aç kalsın insanlar zaten paso insan da ölüyor millet ne zaman akıllanırsa düzelir ülke yoksa bir bok olmaz
Çiftçi malmı lan eksin git sen ek mazot pahalı herşey pahalı üç kuruşa adam satıyor emeğine değmiyor ektiği mal kazanan hep tayyibin aracıları sanki bilmiyoz... Devamını Gör
Sebebini soran olursa "İSTİKRAR" dersiniz...
HAHA Fakirler istikrarla bok yesin.