Görüş Bildir
Haberler
Anahtar Teslimi Devlet Siparişi Nerede Görülmüş?

Anahtar Teslimi Devlet Siparişi Nerede Görülmüş?

Dini Haberler
24.11.2013 - 20:19 Son Güncelleme: 24.11.2013 - 21:27

Anahtar Teslimi Devlet Siparişi Nerede Görülmüş?

Fitne ateşine benzin taşıyan olmayayım, diye konuşmamaya özen gösteriyorum ama bizim hizmet ehli eski dostlar işi o kadar abarttılar ki, bazı durumlarda konuşmak değil, susmak vebal olur. Eski dostlarımız, bu yazıyı ister, “dost acı söyler” fehvasına göre değerlendirsinler, isterse taarruz. Çok da umurumda değil. Maksadım bu güne kadar yaptığımız gibi, bazı şeylerin üstüne örterek oluşturulan suni bir dostluğu bertaraf ederek, “önce kavga edelim, sonra dost olalım” diyenlerin yaptığı gibi bir tavır sergilemek.

Hizmetin evlerinde ve yurtlarında gece teheccüde kalkıldığı ve konut dualarıyla birlikte bedduaların okunduğu söyleniyor. Böyle bir şey doğru olabilir mi?

Konut okumanın dinimizdeki yerini duymamış olanlar için kısa bir açıklama yapayım:

Necid bölgesinde yaşayan Amiroğullarından Ebu Bera, dini öğrenmek istediklerini beyan ederek irşad ekibi istedi. Peygamberimiz (s.a.s) de suffe ashabından 40 yada 70 güzide sahabiyi gönderdi. Amiroğulları, Ebu Berra’nın davetini ve verdiği teminatı yok sayarak Müslümanlara saldırdılar ve ikisi hariç hepsini şehit ettiler. Bu olaya İslam tarihinde “Bi’r-i Maune Vakası” denir. Bu olayı müteakiben Peygamberimiz (s.a.s) bir ay süreyle sabah namazından sonra konut duası okumuş ve Amiroğullarına beddua etmiştir. Bu olaydan hareketle, alimler, İslam aleminin başına bir musibet geldiği zaman konut okunabileceğine hükmetmişlerdir.

Eğer iddia doğru ise eski dostlarımız dershanelerin dönüştürülmesi tasarısını bu ülkenin başına gelebilecek büyük bir musibet olarak görüyorlar demek ki.

Bunlara göre Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada lider ülke olmasının hiçbir önemi yok. Varsa yoksa dershaneleri.

Türkiye, Çin’den füze alacakmış, ABD bile bizim için sorun değil, diyor. Hizmetçiler ABD’li dostlarımız ne der sonra diyor. İsrail’in sevmediği MİT müsteşarı Hakan Fidan hala neden o görevde tutuluyormuş. Türkiye, her işinde Batı’ya veya İsrail’e ekzelannsları nasıl emrederler diye soracak veya düşünecek bir ülke midir Allah aşkına?

Sayın Başbakan’ın One Minutüne ve Mavi Marmara faciasına da kızıyorlar. Dünya’da Küba ve İsrail dışında bütün ülkelere girdik çok şükür demelerine rağmen, Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerinin iyi olmamasını eleştiriyorlar. Bir ağabeye neden? diye sordum. Hoca Efendi tepki göstermekle haklı, az kalsın savaş çıkacaktı, böyle devlet idaresi olur mu? dedi.

Mısır’a gösterdiğimiz tepki sebebiyle Mısır’daki hizmet de zor durumda kalmış.

Erbakan sivri dilli idi ama devlet idaresinde yapıcı ve uyumlu idi. Bu adam bir diktatör diyorlar tıpkı Gezi zekalılar gibi.

Hizmetin ülkemizde ve dünyada duruşunu okuduğumuzda güç odaklarına karşı teslimiyetçi ve ezik bir pozisyon sergilediğini görüyoruz. Eğitime odaklanmış bir camiadan siz ne bekliyorsunuz? Denilebilir. Hizmet ehli dostlarımıza, 28 Şubat sürecindeki duruşlarını sorduğumuzda hizmetin devamı ve tedbir için böyle yaptıklarını söylüyorlardı. “İte bulaşmaktansa çalıyı dolaşmak evladır.” anlayışı yani.

Hoca Efendi, özel bir sohbetinde, “Hedefe ulaşıncaya kadar tedbiri elden bırakmayacaksınız.” Diyordu. Ne oldu? Artık devletin tamamını ele geçirme vaktinin geldiğine mi karar verdiniz? Anahtar teslimi devlet siparişi nerede görülmüş?

Hizmet, İsrail ve ABD’ye karşı takındığı teslimiyetçi tutumunu, bu güne kadar himayesinde büyüyüp güçlendiği hükümetten neden sakınmaktadır?

Hükümet, tıpkı kentsel dönüşüm projesinde olduğu gibi dershaneleri dönüştüreceğini söylüyor. Ölümüne yıktırmam diyen gecekondu sakini refleksiyle dershaneleri bir hayat memat meselesi haline getirmenin mantığı nedir? Ümmetin temel sorunlarını gündeminize bile almazken, ticari bir kuruluşun can havliyle savunulmasını bir çok kimse samimi bulmuyor.

Bunlar için iki Z’nin önemi var. Zengin adam ve zeki öğrenci. Zengin adam, hizmete para aktaracak, zeki öğrenci de sınavlarda başarı elde ederek dershanelerin reklamını yapacak.

Hizmetin, okulları, dershaneleri, televizyonu radyosu, gazetesi bankası, yayınevleri, şirketleri, sivil toplum kuruluşları vd ile devasa bir güç olduğunu gördükçe seviniyor, bunun ülkemiz ve diğer ülkelerdeki insanlara özellikle eğitime büyük katkı sağlayacağını düşünüyordum. Yine de aynı fikrim tamamen değişmiş değildir. Bazen, bir sivil toplum kuruluşunun bu kadar büyümesi acaba ilerde sorun olur mu diye düşündüğüm zamanlar da olmuştu. Buna da, yok, bunlardan zarar gelmez demiştim. Maalesef bunlar, benim ve benim gibi safiyane düşünen binlerce insanı, kendileri hakkında beslediğimiz hüsnü niyet konusunda yanılttılar.

İşte bunun için sanırım Sayın Başbakan, bir sivil toplumunun güçlendikçe tehlikeli olmaya başlayacağını çok iyi biliyor ve bir yerde frene basma gereği duyuyor. Sağlık eski bakanı Recep AKDAĞ’ın görevden alınmasının sebebi de kanaatimce de budur.

İstihdamda ehliyet ve liyakati bir yana bırakıp “bizden olanları” tercih etmeye başlarsanız devletin her kademesi bizden olsun derseniz, hem dinimizin emaneti ehline verme emrini yerine getirmemiş olursunuz hem de kendi ergenekonunuzu oluşturmuş olursunuz. Hangi taraftan gelirse gelsin, bu ülkenin ikinci bir ergenekon yapılaşmasına tahammülü yoktur.

Başta Hoca Efendi olmak üzere hizmetin ileri gidenleri bizleri ziyadesiyle üzmüş ve kalbimizi kırmışlardır. Sayın Başbakan’ın ve Onu seven bizlerin en azından rahmetli Ecevit kadar saygıyı hak ettiğini düşünüyorum. Siz, Ecevit’e duyduğunuz muhabbeti, Sayın Erdoğan ve Onun muhiplerine göstermiyorsanız biz sizin samimiyetinizden şüphe ederiz.

Ameller niyetlere göredir. Eğer yapılan bir işte ihlas ve samimiyet yoksa dünyayı yönetseniz bizce bir anlamı yoktur. Beyanlarınızdan ihlasın önemiyle ilgili sözler duyuyoruz. İnşallah bu ihlas, İhlası ticari marka yapanlarınkine benzemez.

(Not: Bu yazıyı yazdığım için mutlu olmadım. Kul hakkı oluşur mu endişesini de göz önünde bulundurdum. Ümmetin genel menfaatini düşündüğümde ise sorumluluk taşıyan bir fert olarak şahıs ve grupların hatırını önemsemiyorum. Hepsi bu kadar.)

Kaynak: http://www.dinihaberler.com/yazar/hak...
İçeriğin Devamı Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın