Görüş Bildir

recep akdağ Haberleri

recep akdağ ile ilgili tüm haberler, içerikler, galeriler, testler ve videolar Onedio’da. recep akdağ ile ilgili son dakika haberleri ve gelişmelerini, yeni içerikleri de bu sayfa üzerinden takip edebilirsiniz.

Popüler İçerikler

AKP İktidarında Kadının Adı Yok
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Türkiye'nin 12 yıldır “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir başbakan ve partisince yönetildiğini, bu sözlerin AKP’nin kadına bakışını yansıttığını belirtti. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek ev içine hapseden AKP zihniyetinin, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalıp erkeğine koşulsuz hizmet eden bir kadın tipi istediğini belirten Umut Oran, '30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan, kadını ikinci sınıf gören, onu ekonomik, toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan bu “erkek egemen” ortaçağ zihniyetinden kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor…AKP son demlerini yaşıyor, 12 yıllık AKP iktidarı Türk siyasi tarihinde kara bir dönem olarak yer alacak. Kadın seçmenin iradesi;  çağdaş, demokratik, ileri bir Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Kadınlarımız, AKP’nin biletini sandıkta kesecektir...- Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir' dedi.Umut Oran'ın konuyla ilgili olarak bugün yaptığı yazılı açıklama şöyle: AKP İKTİDARINDA KADININ ADI YOK…SANDIKTA AKP’NİN BİLETİNİ KADINLAR KESECEK…Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir. Cumhuriyet özünde kadını toplumsal yaşama katma projesiydi. Çünkü aksi halde çağdaş ve ileri bir toplum olamazdık. 8 MartDünya Kadınlar Günü de Türkiye’de ilk kez 1921 yılında 'Emekçi Kadınlar Günü” adıyla kutlanmaya başladı.AKP döneminde ise kadınlar ekonomik, sosyal ve siyasi alanlardan giderek dışlandı. İktidardaki parti, kadını, toplumsal hayattan dışlayan, onu evi ile sınırlayan anlayışıyla kadının konumunu geriletti.Türkiye 12 yıldır “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” diyen bir başbakan ve partisince yönetiliyor. Bu sözler AKP’nin kadına bakışını yansıtıyor. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek ev içine hapseden AKP zihniyeti, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalıp erkeğine koşulsuz hizmet eden bir kadın tipi istiyor.Türkiye nüfusunun 38.2 milyonla yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Çalışma hayatında ise kadının adı yok. Kadınlarda işgücüne katılım yüzde 30.8’le 1990’ların gerisinde. Türkiye bu oranda OECD sonuncusu... Çalışma çağındaki 28 milyonu aşkın kadın nüfusun 11.5 milyonu ev kadını. Orta boy bir ülke nüfusuna denk bu kesim çalışma yaşamı yerine evle özdeşleşen geleneksel konumda ve işgücünden sayılmıyor.2.5 milyon dolayındaki kadının okuma yazması yok. Okuyanlar da iş bulamıyor. Çalışanlar yönetici olamıyor. Kamuda çalışanların yüzde 34’ünü  kadınlar oluştururken yöneticiler içinde kadın oranı yüzde 13.6.30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını oluşturan kadınların tercihi büyük önem taşıyor. Her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan ve kadını ikinci sınıf gören zihniyetten kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor. Sandıkta, AKP’nin biletini kadınlarımız kesecek…Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir. ‘Kadın’ dahi diyemeyen ‘bayan’ı tercih eden bu anlayış gereken cevabı bizzat kadınlarımızdan alacak.Kadınlarını ekonomik yaşamın içine katmayan bir ülkenin kalkınması, gelişmesi, ilerlemesi mümkün değildir. Kadınlar, ancak özgür, eşit, bağımsız bireyler olarak toplumda saygın yerini alır, erkeklerle aynı hak ve imkanlara sahip olur ve toplumsal süreçlere etkin biçimde katılabilirse, çağdaş ve ileri bir toplum yaratılabilir.Cumhuriyet kadını toplumsal yaşama katma projesiydi. Cumhuriyeti kuranlar, aksi halde çağdaş bir toplum ve ileri bir ülke olamayacağımızın bilincindeydi. Günümüzün en ileri ülkelerinden çok daha önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü de Türkiye’de ilk kez 1921 yılında 'Emekçi Kadınlar Günü” adıyla kutlanmaya başladı.AKP döneminde ise kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda katılımı giderek geriledi. Ne yazık ki Türkiye 12 yıldır, kadın erkek eşitliğine inanmadığını açıkça söyleyebilen bir başbakan ve partisi tarafından yönetiliyor. İktidardaki parti, kadının haklarını ve katılımını artırmak bir yana, zihniyeti gereği kadını evi ile sınırlayarak toplumsal süreçlerden dışlamayı tercih etti. AKP,  kadının toplumdaki konumunu geriletti, onu erkeğin tahakkümü altında, ikinci sınıf insan konumuna itti ve kadına şiddeti de reva gördü.2.5 milyon kadın okuma yazma bilmiyor… Kadınların ekonomik, sosyal ve siyasi alanlarda var olabilmelerinin en önemli aracı ise eğitim. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren kız çocukları eğitime kazandırıldı ve ayrımcılık ortadan kaldırıldı. Ancak kadının eğitim imkânlarından yararlanma oranı AKP döneminde geriledi. Türkiye’de 2012 yılı itibarı ile okuma yazma bilmeyen 2.8 milyon kişinin yüzde 83’ünü kadınlar oluşturuyor. Türkiye’de okuryazar olmayan her beş yetişkinden dördü kadındır. AKP iktidarı döneminde kız çocukları eğitimden uzaklaştırıldı; 4+4+4 sistemi ile eğitimde kız çocuklarının 5.-6. sınıflardan sonra okullarını terk eğilimi arttı. Kadınlarda yüksek eğitim oranı çok düşük… Üniversite mezunu kadın nüfusun en yüksek olduğu il olan Ankara’da bile bu oran yüzde 15.3’te bulunuyor. Bu oran Hakkari’de yüzde 2.6’ye kadar düşüyor. Çalışma hayatında kadının adı yok…2013 itibariyle Türkiye nüfusunun 38 milyon 194 bin 504 kişi ile yüzde 49.8’ini kadınlar oluşturuyor. Yani kadın nüfus erkek nüfusla yaklaşık olarak eşit… İleri yaş gruplarında ise kadın nüfus erkek nüfustan fazla… Çalışma çağındaki kadın sayısı 28 milyonu aşıyor. Bunların 11.5 milyonu ev kadını. Yani orta boy bir ülke nüfusuna yakın kadın iş gücü, çalışma yaşamı yerine evle özdeşleşen geleneksel konumunu sürdürüyor, bunlar “ev kadını” oldukları için işgücü sayılmıyor. Eğitime devam eden, emekli, iş bulma umudu olmayan, mevsimlik çalışan vb. de eklendiğinde, çalışma çağında olup da iş gücüne dahil olmayan toplam kadın sayısı 20 milyona yaklaşıyor. Geriye iş gücü olarak 8.7 milyonluk bir kadın nüfus kalıyor. Bunların da 1 milyon 33 bini işsiz, 7.6 milyonu çalışıyor. Ancak “çalışıyor” gözüken kadınların 2.4 milyonu, gerçek bir istihdam şekliyle ilgisi olmayan “ücretsiz aile işçisi”, bunların da tamamına yakını kırsal kesimde… Bu istatistik kamuflajına rağmen kadınlarda işsizlik oranı yüzde 11.9’la daha yüksek.Böylece 28 milyondan fazlası çalışma çağında olmak üzere toplamda 40 milyona yaklaşan kadın nüfus içinde ücretli-yevmiyeli, işveren ya da kendi hesabına çalışanların sayısı 5 milyon dolayında kalıyor. İşveren ve kendi hesabına çalışan kadın sayısı sadece 915 bin ve bunun toplam kadın nüfustaki oranı yüzde 2.4.2013 itibariyle kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30.8’le, 1990’lı yıllardakinin altında bulunuyor. Türkiye, kadının iş gücüne katılımında OECD ülkeleri içinde son; dünyada ise 127. sırada yer alıyor.İş hayatında cinsiyet ayrımcılığı…İktidardaki parti, adar yıllardır cinsiyet ayrımcılığını ve kadın düşmanı politikalarını artırarak sürdürüyor. Kamuda çalışanların yüzde 34’ünü  kadınlar oluşturuyor. Buna karşılık 2013 kamusal alanda üst düzey kadın yönetici oranı yüzde 9.3’e kadar gerilemiş durumda. Akademik personel içerisinde kadın profesörlerin oranı 2012-2013 öğretim yılı için yüzde 28.1 oldu. Kadın polis oranı 2013 yılında da yüzde 5.5’lik düzeyini korudu. BDDK, SPK gibi kuruluşlarda hiç kadın yönetici bulunmuyor, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay  ve HSYK başkanları, rektörlerin tamamına yakını erkek. Türkiye kadına ayrımcılıkta Tanzanya ve Katar’la aynı ligde…Dünya Cinsiyet Ayrımcılığı Raporu’na göre Türkiye’nin 136 ülke arasında 120. sırada bulunuyor. Sıralamada Türkiye’den hemen sonra gelen ülkeler ise Gana, Tanzanya, Katar gibi ülkeler...Kadına siyasette yer yok…AKP döneminde kadınların siyasete, sivil toplum kuruluşlarına ve genel olarak karar alma süreçlerine katılımlarındaki artış adeta durdu. Ülke nüfusunun yarısını kadınlar oluştururken, kadın milletvekili oranı yüzde 14.4’te kalıyor.  Türkiye’de 2013 itibariyle kadın bakan sayısı sadece 1 ve kabinede kadın bakan oranı olarak yüzde 4’e denk geliyor. Oysa bu oran Norveç’te yüzde 52.6, İsveç’te yüzde 52.2 düzeyinde bulunuyor. Kadınlar sivil toplum örgütlerinde de yeterince yer alamıyor. 2012 itibariyle toplam dernek üye sayısı içinde kadınların oranı yüzde 11.9’la çok düşük. Dernek üyesi kadınların toplam nüfusa oranı da sadece yüzde 2.2.AKP döneminde kadına şiddet tavan yaptı…AKP döneminde kadını ikinci sınıf gören zihniyetin tolerans ve himayesiyle toplumda kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri de tavan yaptı. Aralık 2002-Temmuz 2009 dönemini kapsayan bir araştırmaya göre bu dönemde kadın cinayetleri yüzde bin 400 arttı. göre 2002’de 66 olan kadın cinayeti sayısı, 2009’un ilk 7 ayında 953’e yükseldi. Daha yeni verilere göre de 2011 yılında 257 kadın öldürülürken, 102 kadın tecavüze uğradı ve 202 kadın yaralandı. 2012 yılının ilk altı ayında 100’e yakın kadın hayatı kaybetti.Türkiye’de günde ortalama 5 kadın, eşleri, sevgilileri ya da tanıdıkları erkekler tarafından öldürülüyor. Devletten koruma talep eden kadınların kaldığı sığınma evleri açılış törenleri ile teşhir ediliyor, koruma talebiyle polis veya savcılığa başvuran kadınların yüzde 73’ü, sığınma evlerinde olan kadınların ise yüzde 27’si cinayete kurban gidiyor.AKP, erkek tahakkümünü hak görüyor…Başbakanın “kadın erkek eşitliğine inanmıyorum” sözleri doğrudan AKP’nin kadına bakış açısını yansıtıyor. Bu zihniyet kadının, “fıtratı” gereği zayıf ve erkeğin himayesine muhtaç olduğu; bu nedenle kapatılması ve kontrol edilmesi gerektiğini düşünüyor. Kadını “en az 3 çocuk” doğurma görevi vererek aile içine hapseden, onu “itaatkâr eş ve anne” rolüne zorlayan AKP zihniyeti, erkek tahakkümü ve şiddetine sessiz kalan, erkeğine koşulsuz hizmet eden kadın tipi yaratmak istiyor.Ne kadar az eğitim, o kadar çok çocuk…Nüfus ve Konut Araştırması sonuçlarına göre 2011 yılında, 15 ve daha yukarı yaşta ve en az bir evlilik yapmış okuryazar olmayan kadınların yüzde 74.9’u 4 ve daha fazla çocuk doğurmuş durumda… Bu oran lise veya dengi okul mezunu kadınlarda yüzde 4.8’e, yükseköğretim mezunu kadınlarda yüzde 1.9’a düşüyor.Buna göre eğitimle çocuk sayısı arasında ters orantı bulunuyor. Eğitim düzeyi yükseldikçe çocuk sayısı azalıyor. O halde Başbakan’ın çiftlerden “en az 3 çocuk” talebinin gerçekleşmesi için kadının eğitimsiz kalması gerekiyor. Bu istatistik, kürtaj ve sezaryeni yasaklatan Başbakanın nasıl bir kadın, aile ve toplum tasavvuruna sahip olduğunu gösteriyor.Fuhuş sektörü AKP döneminde zirve yaptıAKP, istatistik oyunlarıyla ekonomik göstergeleri makyajladı, kötü gidişatı kamuflaj yöntemiyle gözlerden uzak tutmaya çalıştı, ekonomide sahte pembe tablolar çizdi. Şimdi de 30 Mart seçimleri öncesi, “Ben lafa değil, icraata bakarım” temalı, asılsız başarı öyküleri anlatan TV reklamları ile göz boyamaya, beyin yıkamaya devam ediyor. Bu reklamlarda yok yok… Bunları izleyenler bu ülkeye bırakın metroyu, neredeyse uçağı bile ilk AKP’nin getirdiğini sanabilir.Oysa AKP’nin 12 yıllık iktidarında uyguladığı ekonomi politikaları kitlelere iş-aş yaratmadığı gibi, gelir dağılımı daha da bozuldu, milyonlar daha da yoksullaştı. Bir ülkede ekonomi bozuldukça hayat kadını sayısı da artar.  Resmi veriler AKP döneminde fuhuş sektörünün adeta tavan yaptığını gösteriyor. Başbakanlık İnsan Hakları Kurulunun 2010 yılında yaptığı bir araştırmaya göre 2002’de 25 bin olan hayat kadını sayısı, 2010 itibariyle 100 bini aşmış durumda. Araştırma, 40 bin kadının da vesika alabilmek için beklediğini gösteriyor. Bu resmî veriler, 4 yıl önceki tabloyu yansıtıyor. Bu sayının bugün itibariyle çok daha yüksek düzeylere ulaştığı muhakkak…   AKP’nin toplum modelinde kadına biçilen rolAKP’li belediyeler düzenledikleri etkinliklerde kendi kafalarındaki kadın modelini topluma benimsetmeye çalışıyor; konuşmacılar, kadınlara erkeklerin üstünlüğünü kabul etmeleri yönünde telkinde bulunuyor. AKP kendi zihniyetindeki toplumun inşası için gerekli kadın tipini yaratma sürecinde rol modeller de oluşturuyor. Bu görevi üstlenen ve AKP’nin toplum mühendisliği çalışması kapsamında “Yaşam koçluğu ve aile danışmanlığı” sıfatıyla seminerler verenSibel Üresin, 21. Yüzyıl Türkiye’sinde açık açık çok eşliliği, imam nikahının resmileşmesini savunuyor.AKP zihniyetinin kadına bakışını gösteren sadece birkaç örnek ifadeyi hatırlamakta yarar var:- “Ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum' (Tayyip Erdoğan / Kadın dernekleri ile yaptığı toplantıda)“Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer. Perdesiz ev ya satılıktır ya da kiralıktır” (AKP Ünye Tanıtım ve Medya Başkanı Süleyman Demirci)- “Kadına şiddet abartılıyor' (Tayyip Erdoğan / AKP’nin ilk 7 yılında yüzde 1400 artan kadın cinayetleri hakkında.- “Benim bedenim, benim kararım diyenler feminist' (Tayyip Erdoğan / Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Bir tane kız mıdır, kadın mıdır bilemem' (Tayyip Erdoğan / Dilşat Aktaş hakkında)- “Kürtajı bir cinayet olarak görüyorum.' (Tayyip Erdoğan / Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Tecavüze uğrayan doğursun, gerekirse devlet bakar.' (Recep Akdağ / Eski Sağlık Bakanı, Kürtaj tartışmaları hakkında)- “Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum…' (Ayhan Sefer Üstün / AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı)- “Tecavüze uğrayan da kürtaj yaptırmamalı, Bosna’da kadınlar tecavüze uğradı ama doğurdular.' (Ayhan Sefer Üstün / AKP Milletvekili, İnsan Hakları Komisyonu Başkanı)- “Kadın ahlaklı olsun, kürtaj yapmak zorunda kalmasın.' (İ. Melih Gökçek / AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı)- “Anası tecavüze uğruyorsa neden çocuk ölsün? Anası ölsün.' (İ. Melih Gökçek)- “Yalnız bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya...' (Tayyip Erdoğan / Münevver Karabulut cinayeti hakkında)- “Medya olayları abartıyor. Kadına yönelik şiddet algıda seçicilik' (Fatma Şahin / Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı)- “Türk kadını evinin süsüdür.' (Vecdi Gönül / Eski Savunma Bakanı)- “Evdeki işler yetmiyor mu?' (Veysel Eroğlu / Orman ve Su İşleri Bakanı / Kendisinden iş isteyen kadına)- “Kızlar okuyunca erkekler evlenecek kız bulamıyor.' (Erhan Ekmekçi / AKP İl Genel Meclis Üyesi)- “Kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek.' (Mehmet Şimşek / Maliye Bakanı)- 'Kocama arkadaşımı tavsiye ettim', “Kocamın ikinci bir eş almasına müsaade ettim” (Sibel Üresin / AKP’nin yaşam koçu ve aile danışmanı)- “15’inde kız ya erde, ya yerde olmalı” (Prof. Remzi Fındıklı / Hükümetin 2012’de atadığı Polis Akademisi Başkanı)“Kızlı-erkekli aynı evde ne yapıyorlar belli değil” (Tayyip Erdoğan / Üniversiteli gençler hakkında)Peki CHP ne yapacak? CHP iktidarında Eşitlik Bakanlığı kurulacak ve eşitlik eylem planı gerçekçi hedefler ve somut önerilerle yenilenecektir. Bütün kamu kurumlarında toplumsal cinsiyete dayalı bütçeleme yapılacaktır.Eşitliğe kaynak ayırma şeffaf hale getirilecektir.En fazla beş yıl içinde okuma yazma bilmeyen kadın kalmayacaktır.CHP kendi yönetim kademelerinde yüzde 33 kadın kotası koyarak, kadınların karar verme süreçlerine katılmasındaki kararlılığını göstermiştir.CHP kamu yönetiminde kadın yönetici sayısını en üst düzeye çıkartacaktır.AB ülkelerine koşut olarak özel sektörde de kadınların yönetim kademelerinde yer almasını sağlayacak hukuki yaptırım ve teşvikler uygulanacaktır.Kadınların çalışma hayatına vasıflı işgücü olarak katılmaları sağlanacaktır. Güvencesiz çalışmanın önüne geçilecek ve bu konuda işverene destek olunacaktır.Şiddet mağduru kadınlar kesinlikle korunacaktır.Kadınların çalışma hayatına katılmalarını engelleyen nedenleri kaldırmak amacı ile tam gün okul, uzun süreli ucuz gündüz bakım hizmetleri, ailedeki engelli ve yaşlıların bakımında toplumsal ve kurumsal destek gibi olanaklar geliştirilip, yaygınlaştırılacaktır.Ailenin mutluluğu bireyler arasında eşit ve paylaşımcı değerlerin benimsenmesine bağlıdır.Demokrasi ancak kadınların güçlendiği ve tam anlamıyla eşit yurttaş olduğu bir toplumda kökleşebilir. Kadınlar Türkiye'nin yeterince değerlendiremediği en büyük varlığıdır. Kadınların toplumsal ve kamusal yaşama daha eşit katılmalarından, kısacası daha güçlü olmalarından kadınlar kadar erkekler ve çocuklar, neticede tüm ülke yararlanacaktır. Şiddet mağduru kadınlar kesinlikle korunacaktır.Kadınların çalışma hayatına katılmalarını engelleyen nedenleri kaldırmak amacı ile tam gün okul, uzun süreli ucuz gündüz bakım hizmetleri, ailedeki engelli ve yaşlıların bakımında toplumsal ve kurumsal destek gibi olanaklar geliştirilip, yaygınlaştırılacaktır.Ailenin mutluluğu bireyler arasında eşit ve paylaşımcı değerlerin benimsenmesine bağlıdır.Demokrasi ancak kadınların güçlendiği ve tam anlamıyla eşit yurttaş olduğu bir toplumda kökleşebilir. Kadınlar Türkiye'nin yeterince değerlendiremediği en büyük varlığıdır. Kadınların toplumsal ve kamusal yaşama daha eşit katılmalarından, kısacası daha güçlü olmalarından kadınlar kadar erkekler ve çocuklar, neticede tüm ülke yararlanacaktır.- Kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet CHP ile gelecektir.Kadınların başta ekonomi olmak üzere yaşamın her alanında daha fazla ve etkin biçimde yer alması gerekiyor.Kadınların; eğitimde eşit fırsata sahip olması, ekonomi, toplumsal yaşam ve siyasete özgür ve eşit katılımı sağlanmalıdır.Demokrasinin “olmazsa olmaz”ı niteliğindeki eşit temsil ve katılım ilkesinin gerçekleşebilmesi için TBMM’de kadın milletvekili oranının kadınların nüfustaki ağırlığına paralel bir orana ulaşması gerekiyor.30 Mart yerel seçimlerinde oy kullanacak 52.7 milyon seçmenin de yaklaşık yarısını kadınlar oluşturuyor. Kadınların oy tercihi, ülkenin kaderini belirleyecek nitelikte ve AKP zihniyetinden kurtulma yönünde büyük önem taşıyor. Türkiye’nin 12 yılını çalan; her alanda cinsiyet ayrımcılığı yapan, kadını ikinci sınıf gören, onu ekonomik, toplumsal ve siyasal hayattan dışlayan bu “erkek egemen” ortaçağ zihniyetinden kurtulmada kadınlarımıza büyük görev düşüyor… AKP son demlerini yaşıyor, 12 yıllık AKP iktidarı Türk siyasi tarihinde kara bir dönem olarak yer alacak. Kadın seçmenin iradesi;  çağdaş, demokratik, ileri bir Türkiye’ye giden yolda belirleyici olacaktır. Kadınlarımız, AKP’nin biletini sandıkta kesecektir...
Erzurum Tarihinin En Tanınmış İnsanları
1945 yılında Erzurum - Tortum'da dünyaya geldi. 1955 yılındabir havuz kazasında görme yetisini yitirdi. 1958 yılında lise öğrencisiykenkörler okuluna gitti. 1963'te üniversite seçme sınavlarını üçüncülüklekazanarak Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi.[1]12 Mart darbesiyle üniversiteden uzaklaştırıldı.Daha sonra Hukuk Fakültesini bitiren Yağmurdereli, 1972'de Samsun'da avukatlığa başladı. 1986 yılında bir yarışmada 'Pek Firaklı Bir Dağ Masalı' adlı öyküsüyle ilk ödülünü kazandıİnsan hakları mücadelesinin en önde gelen isimlerindenYağmurdereli'nin 13 buçuk yıllık cezaevi günlerinde yazdığı 'Akrep'oyunu Ankara Sanat Tiyatrosu'nda sahneledi.Akrep, Yağmurdereli'ye iki de ödül getirdi: 1998'de SanatKurumu'ndan 'bütün zamanların en iyi yazılmış oyunlarından', 1999'daİsmet Kuntay En İyi Oyun Yazarı ödülleri.1985'de Nelson Mandela'nın aldığı, Fransa'nın Bordeauxkentindeki İnsan Hakları Enstitüsü ile Avrupalı Avukatlar Derneği'nin verdiğiLudovic Trarieux ödülü 2000'de Yağmurdereli'nin oldu.Pek çok ödül sahibi Yağmurdereli, 8 Temmuz 2001 GörmeEngelliler Satranç Turnuvası'nda da beşinci oldu.
AKP'de 2015'te Aday Olamayacak 70 İsim
AKP'’nin dün MKYK’sında aldığı 3 dönem kuralıyla ilgili devam kararı ile 70 milletvekili 2015 seçimlerinde aday olamayacakAKP'nin dün MKYK'sında aldığı 3 dönem kuralıyla ilgili devam kararı ile aday olamayacak 70 isim şöyle: “Başbakan Tayyip Erdoğan , Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, eski Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Gümrük Bakanı Hayati Yazıcı, Avrupa Birliği Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, eski Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Siyasi ve Hukuki İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdülkadir Aksu, Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Ekonomik İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli, AR-GE’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Reha Denemeç, Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, Mali ve İdari işlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Edip Uğur, Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar, Genel Sekreter Haluk İpek, Grup Başkenvekili Nurettin Canikli, Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, Nimet Baş(İstanbul), Necati Çetinkaya(Adana), Sadık Yakut(Kayseri), Vecdi Gönül(Antalya), Faruk Nafiz Özak(Trabzon), Ayhan Sefer Üstün(Sakarya), Cevdet Erdöl( Ankara ), Mustafa Ataş(İstanbul), Halide İncekara(İstanbul), Sait Açba(Afyon), Ruhi Açıkgöz(Aksaray), Ali Rıza Alaboyun(Aksaray), Fahrettin Poyraz(Bilecik), Vahit Kiler(Bitlis), Bayram Özçelik(Burdur), Ali Küçükaydın(Adana), Mehmet Daniş(Çanakkale), Ünal Kaçır(istanbul), Enver Yılmaz(İstanbul), Nevzat Pakdil(Maraş), Hakkı Köylü(Kastamonu), Muzaffer Baştopçu(Kocaeli), Hasan Fehmi Kinay(Kütahya), Durdu Mehmet Kastal(Osmaniye), Nusret Bayraktar(Rize), Şaban Dişli(Sakarya), Cemal Yılmaz Demir(Samsun), Mustafa Demir(Samsun), Ahmet Yeni(Samsun), Afif Demirkan(Siirt), Yahya Akman(Urfa), Şükrü Ayala(Tokat), Zeyit Aslan(Tokat), Köksal Toptan(Karabük), Ziyaettin Akbulut(Tekirdağ), Mehmet Sarı(G.Antep), Kerim Özkul(Konya), Harun Tüfekçi(Konya), Hasan Ali Çelik(Sakarya), Murat Yıldırım(Çorum).Vatan
Başbakan Kim Olacak?
AK Parti yönetimi üç dönem kuralıyla devam kararı aldı. Artık Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olma ihtimali yüzde 99. Şimdi yanıtı aranan soru şu: Erdoğan'ın yerine kim başbakan olacak? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısı yaklaşık beş saat sürdü. Toplantıdan önemli kararlar çıktı. Buna göre partideki üç dönem kuralı değişmeyecek. Parti yönetimi, dar ya da daraltılmış bölge seçim sistemleriyle ilgili de şu an için adım atılmamasına karar verdi. Seçim sistemi de aynı kalacak Açıklama şöyle: 'Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili istişare süreci devam etmektedir. MKYK'mız tüzüğümüzdeki 3 dönem kuralı ile ilgili herhangi bir girişimde bulunulmamasına, mevcut kuralın devamının isabetli olacağına karar vermiştir. Halen kamuoyunda ve partimizin yetkili kurullarında tartışılmakta olan Dar veya Daraltılmış seçim sistemleri konusunda da AK Parti'nin şu aşamada bir girişimde bulunmamasının doğru olacağına dair karara varılmıştır. Sonuç itibariyle 2015 seçimlerine mevcut seçim sistemiyle gidilmesi ilke olarak benimsenmiştir.' Erdoğan Köşk yolunda AK Parti'de üç dönem kuralının değişmemesi, Başbakan Erdoğan dahil 69 ismin yeniden milletvekili adayı olmayacağı anlamına geliyor. Bu durumda Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasına kesin gözüyle bakılıyor. Başbakan Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, son olarak perşembe akşamı haftalık olağan görüşmede bir araya gelmişti. İki saat süren görüşmede iki lider cumhurbaşkanlığı seçimini de değerlendirdi. Bugün Zonguldak'ta gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Gül, cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda, 'Herhalde Sayın Başbakan'ın daha istişare yapmaya ihtiyacı var' dedi. Erdoğan ise Ankara'da cuma namazını kıldıktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. 'Cumhurbaşkanı istişarelerden rahatsız mı oldu?' sorusuna şu cevabı verdi: 'Asla asla öyle bir şey bugüne kadar ne aramızda olmuştur. Ne de bizim kendi aramızda partimizi kurduğumuzdan bu yana istişare mantığımızda böyle bir şey söz konusu değildir. Biz her şeyi olgunlaştırırız. Ama şu anda tabii bu kendi aramızda idari konuda bir şey değil. Partinin kendi bünyesinde alacağı karar ayrı, bir de yıllar yılı beraber aynı ideallere gönül vermiş insanlar olarak böyle bir karar vermekte birlikte olacağız.' Gül ne yapacak? Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olması durumunda yanıtı aranan soru başbakanın kim olacağı. Abdullah Gül milletvekili olmadığı için Başbakanlık koltuğuna ilk etapta oturma ihtimali yok. Böyle bir durumda bazı AK Partili milletvekilleri, Gül'ün Meclis'e girmesiyle ilgili farklı senaryolar dile getirmişti. Ancak Gül, 'Şahsımla ilgili konularda benim ne düşündüğüm, ne söyleyeceğim önemli olacak' açıklaması yapmıştı. Gül, kendi adına bundan sonraki süreçle ilgili en net açıklamayı ise 18 Nisan'da Kütahya'da yapmıştı. Gazetecilerin sorusu üzerine 'Bugünkü şartlar çerçevesinde gelecekle ilgili siyaset planımın yok' demişti. Üç dönem kuralına kimler takılacak? Başbakan Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, AB Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu. Parti yönetiminden: Abdülkadir Aksu, Hüseyin Çelik, Mehmet Ali Şahin, Salih Kapusuz, Bülent Gedikli, Reha Denemeç, Hüseyin Tanrıverdi, Nükhet Hotar, Haluk İpek. Milletvekilleri: Cemil Çiçek, Sadullah Ergin, Binali Yıldırım, Nihat Ergün, Egemen Bağış, Suat Kılıç, Nurettin Canikli, Mustafa Elitaş, Burhan Kuzu, Nimet Baş, Recep Akdağ, Necati Çetinkaya, Sadık Yakut, Vecdi Gönül, Nafiz Özak, Sefer Üstün, Cevdet Erdöl, Mustafa Ataş, Halide İncekara, Sait Açba, Ruhi Açıkgöz, Rıza Alaboyun, Fahrettin Poyraz, Vahit Kiler, Bayram Özçelik, Ali Küçükaydın, Mehmet Daniş, Ünal Kaçır, Nevzat Pakdil, Hakkı Köylü, Muzaffer Baştopçu, Fehmi Kinay, Mehmet Katsal, Nusret Bayraktar, Şaban Dişli, Yılmaz Demir, Mustafa Demir, Ahmet Yeni, Afif Demirkan, Yahya Akman, Şükrü Ayala, Zeyit Aslan, Köksal Toptan, Ziyaettin Akbulut, Mehmet Sarı, Kerim Özkul, Harun Tüfekçi, Hasan Ali Çelik, Murat Yıldırım. Kaynak: Al Jazeera
CHP'li Haluk Koç'tan İkinci Torpil Listesi İddiası
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Partisi Sözcüsü Haluk Koç Gülen Cemaati'ne yönelik operasyona dair açıklama yaptı. CHP Parti Sözcüsü Haluk Koç, devlet kadrolarında torpillle atamada da yeni iddialar ortaya attı. Koç, ikinci listedeki isimleri açıkladı.Koç, 'Bugün Türkiye yine bir operasyon haberiyle güne başladı. Bazı yazılı ve görsel yayın organlarına polis baskını yaşandı. Bazı yazarların, dizi yapımcılarının gözaltına alındığını öğrendik. CHP'nin tutumunu Sayın Genel Başkanımız hava alanında özetledi. Biz demokrasinin bütün kurumlarının işlemesini şiar edinmiş bir parti olarak bunları tasvip etmiyoruz. Daha önce kurgulanmış Ergenekon, Balyoz, Ayışığı gibi dosyaların nasıl çürüdüğüne Türkiye şahit oldu. Haksızlık kimin kapısını çalarsa çalsın CHP olarak karşısında dururuz. Bugünün mağdurları, dün şunları yaptı. Bu onların yapacağı iş. CHP hukuksuzluğun mağdurlarının yanında durur' dedi.Haluk Koç'un açıklamasından satır başları şöyle:Hiçbir medya kuruluşuna böyle bir baskı ve baskın yapılmasını kınıyoruz. CHP olarak haksızlığın karşısındayızKendi pisliklerini örtmek için çalışıyorlar. Yapamayacakları iftira atamayacakları kişi kurum yok.Bunlar demokrasiye ve hukuka darbe yapıyor. Bedelini elbette ödeyecekler. Bunu ödemekten kurtulamayacaklar.Yayınladığım torpil listesinden sonra vatandaştan gelen ihbarlar var...*AKP kadrosu şeytana bile papucunu ters giydirebilecek bir kadro.Kendi pisliklerini örtmek için bu operasyonları yapıyorlar. İftira atamayacakları kişi, kurum yok.Sayıştay'ın raporunda tespit edildiği üzere bir takım kişiler KPSS sınavına girmeden memuriyete atanmıştır*Tuğçe Özer, Erdoğan'ın fotoğrafçısının kızı. Basın müşaviri olarak sınavsız alındı.*Yasin Ekrem Selim, örtülü ödeneğin başındaki Maksut Serin'in oğlu. Avrupa Birliği Bakanlığı'nda sınavsız olarak müşavirlik görevine atandı.*Ali Taha Koç. Atilla Koç'un oğlu. Başbakanlık'ta başmüşavirlik görevine atandı.*Adil Murat Alan, Nevzat Paktil'in danışmanı TİB'e sınavsız olarak danışman olarak atandı.*Mustafa Erken, AKP Eski Milletvekili Mustafa Çetin'in eşinin yeğeni,Uşak valiliği özel kalem müdürlüğüne atandı.*Zafer Tartıkdaroğlu, AKP Erzurum gençlik kolları başkanı, Recep Akdağ tarafından sağlık bakanlığına müşavir olarak atandı.*Elif Öztürk AB Bakanlığı'na açıktan atamayla müşavir olarak atandı.*Bülent Arınç'a soruyorum:Senin yeğenin, abin, kardeşin Milli Saraylar koruma danışman kadrosuna atandılar mı atanmadılar mı?Davutoğlu hazine doldu diyor. O hazine uçaklarla gelen paralarla mı doldu? Üretim yapmadan o hazine nasıl doldu?Sen o makama yolsuzlukları soruşturtmamak için getirildin.Hisli Bakan Fikri Işık 'varsa ufak tefek hırsızlıklar onu da büyütüp şey yapmaya çalışıyolar' demişti. Bu ülkede ekmek çalan, baklava çalan çocuk mahkum oldu. Koluna 700 milyarlık saat takan meslektaşın utanmadan vergisini de devlete ödetiyor. Gemiler gemicik yapılıyor.Bu şekilde tüm duyumlarınızı, haksız memur alımlarını duyurmak için haksizatamalar.com adlı site açıyoruz. Bütün duyumlarınızı bildirin. Bunları kendi kaynaklarımızla doğrulayıp teşhir edeceğiz.Evrensel
MİT Müsteşarı Hakan Fidan Meclis Yolunda
AK Parti 7 Haziran’daki seçim için çalışmaları başlattı. Milletvekili adayları arasında adı geçen en önemli isim MİT Müsteşarı Hakan Fidan. Fidan’ın aday olabilmesi için 15 gün içinde istifa etmesi gerekiyor. Kulislerde, siyasete girerek seçilmesi durumunda Fidan’ın Dışişleri Bakanı olabileceği konuşuluyor. Danışmanlardan bazılarının da Meclis’e geleceği, eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş’ın da Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın ilk kadın danışmanı olabileceği dile getiriliyor.Hürriyet'ten Nuray Babacan'ın haberine göre, 7 Haziran’da yapılacak genel seçimler, taşları yerinden oynatacak. Kesinleşmesi halinde siyasete en önemli transferin MİT’ten olması muhtemel görünüyor. Dışardan bakan olması bile tartışılan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın adı milletvekili adayları arasında geçiyor. Fidan’ın, siyasete girmeye karar vermesi durumunda 15 gün içinde istifa etmesi gerekiyor. Fidan’ın milletvekili seçilmesi halinde de Dışişleri Bakanı olacağı konuşuluyor.BÜROKRATLARIN TELAŞIAk Parti, 4 ay sonra yapılacak seçimlerde aday olacaklarla ilgili çalışmalarını başlattı. Buna göre, bürokrasiden siyasete geçmek isteyenlerin 10 Şubat’ta istifa etmesi gerekiyor. Çok sayıda bürokrat, iktidar partisinden aday olmak için parti yönetiminde nabız yoklamaya başladı. Parti ise “Yönetimden onay almayan bürokratlar istifa etmesin” mesajı gönderdi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun liyakatlı bürokratların görevine devam etmesi konusunda kararlı olduğu belirtiliyor. ‘Paralel Yapı’ operasyonlarından sonra yeni göreve getirilen bürokratların siyaset için makamlarını boşaltmalarına izin verilmeyeceği beliriliyor. Ancak parti yönetiminin, az sayıda bürokrata “İstifa et, aday ol” dediği öğrenildi.DANIŞMANLAR DA VARDanışmanlardan Adnan Boynukara, Mücahit Aslan, Ertan Aydın ve Taha Özhan ile Faruk Koca’nın milletvekili olarak Meclis’e geleceği belirtiliyor. Dışardan bakan yapılan İçişleri Bakanı Efkan Ala da milletvekili olarak siyasete devam edecek. Partinin MKYK üyeleri Yasin Aktay ve Mahzar Bağlı da milletvekili yapılacak.SARAY’A GİDECEK İSİMLERListelerin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gözetiminde yapılacağı da kulislerde dile getiriliyor. Halen Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Tayyip Erdoğan’la çalışan Binali Yıldırım ve Cevdet Erdöl gibi 3 dönemlik milletvekillerinin yanı sıra Taner Yıldız, Nurettin Canikli, Recep Akdağ’ın da Erdoğan’a danışmanlık yapacağı belirtiliyor. Eski Milli Eğitim Bakanı Nimet Baş’ın adı da Saray’ın ilk kadın danışmanı olarak geçiyor. Parti, 3 dönemlik bazı isimlere de genel merkezde görev verecek. Eski bakanlardan Nihat Ergün, Sadullah Ergin, Bekir Bozdağ gibi isimlerin MKYK’da değerlendirileceği iddia ediliyor. Bu gibi isimlerden bazıları da genel başkan yardımcısı yapılacak.
Ballı Kira: Sağlık Bakanlığı Yetkilileri Hakkında Soruşturma
Twin Towers binasını 10 yıllığına 36 milyon TL’ye kiralayan Sağlık Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma başlatıldı.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, başkentin Çayyolu-Yaşamkent semtinde bulunan Twin Towers binasının 36 milyon TL karşılığında 10 yıllığına kiralanmasına ilişkin Sağlık Bakanlığı yetkilileri hakkında soruşturma başlattı. Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre Başsavcılık, eski Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Başkanı Hasan Çağıl, eski Başkan Yardımcısı Ahmet Çakır, Yenimahalle Devlet Hastanesi Başhekim Yardımcısı Meltem Şimşek ve Hastane Müdürü Enver Verep’i şüpheli olarak ifadeye çağırdı. Binanın sahipleri de, kira sözleşmesini iptal eden Sağlık Bakanlığı’na ihtarname çekerek taşınmazlar üzerinde yaptıkları klima düzeneği ile yemekhane ekipmanlarının sökülmesi, aksi halde kendilerinin sökeceği uyarısında bulundu. Sağlık Bakanlığı, bu teçhizat ve teknik ekipmanların zarar görmeden sökülmesi için “hizmet alımı” yapılması gerektiğini bildirdi. Bu durum da devletin nasıl zarara uğratıldığının son örneği oldu.Hastane ve otel...Dönemin Sağlık Bakanı Recep Akdağ; Yemen, Sudan, Pakistan, Filistin, Ürdün, Libya gibi ülkelerden gelen yabancılara özel Ankara’da “Klinik Konukevi” projesi başlattı. Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin yetersiz kalmasını gerekçe de gösteren bakanlık, hastane yapmak için uygun bina arayışına girdi. Gazetelere verilen ilan sonucunda kendisine yapılan başvuruları değerlendiren Sağlık Bakanlığı, tüm karşı çıkmalara karşın Yaşamkent semtinde bulunan Twin Towers binasının sahipleri ile 9 Ağustos 2012 tarihinde sözleşme imzaladı. Bakanlık, içinde 182 daireyi barındıran 17 katlık iki kuleden oluşan binanın giriş katlarını hastanede, dairelerini ise gelen yabancıların konaklaması için otel yapmayı düşündü.Hastane için uygun değilmişBakanlık, kira sözleşmesini imzalarken mülk sabine de binada bazı yatırımlar yaptırdı. 26.140.00 metre karelik binayı devralan Sağlık Bakanlığı, binlerce TL harcayarak taşınmaza ısıtma-soğutma ve havalandırma sistemleri kurdu. Fakat sonradan binanın hastane kurmak için uygun olmadığı anlaşıldı. Boş durumda olan ve kira ödenen binanın atıl durmaması için bakanlık, çareyi Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’nun bazı birimlerini buraya taşımakta buldu. Bir yıl boyunca kira ödendi. 2013 başında bakanlık koltuğuna oturan Mehmet Müezzinoğlu, Akdağ dönemindeki tüm projeleri iptal etti. Bu kapsamda, söz konusu kira sözleşmesi de tek taraflı feshedildi. Bina sahipleri, uğradıkları zararın giderilmesi için dava açtı. Bakanlık, icraya verildi. Davalar ise sürüyor. Bina sahipleri, Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na ihtarname çekti ve “ihtilaf konusu taşınmazdaki klima düzeneği ve yemekhane ekipmanlarının 7 gün içerisinde taşınmaza zarar vermeyecek şekilde iade alınması, aksi halde kendilerinin söküp iade edeceği” uyarısında bulundu. Bu ihtarname, Sağlık Bakanlığı’nı karıştırdı. Bakanlık kiralanan binanın haklarını elinde bulunduran Ankara Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin teknik servisi, söz konusu cihazların kendileri tarafından sökülmesinin teknik olarak mümkün olmadığını bildirdi, bunu cihazları takanların sökmesini istedi.Sökmek için bile ihale yapacaklarAtatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yöneticisi Prof. Dr. Safa Kapıcıoğlu, bu görüş uyarınca Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu’na bir yazı gönderdi. Binanın eski haline getirilmesi talebinin sözleşmeye aykırı olduğunu öne süren Kapıcıoğlu, hastane teknik ekibinin söküm işlemini yapamayacağını bildirdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ise, söz konusu kiralama işinde kamunun zarara uğratıldığı iddiasıyla soruşturma başlattı.Kiraya servet ödenmişSağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun soru önergesini yanıtladı. Bakan, kiralanan binaların kira bedellerinin bahse konu taşınmazları satın alabilecek ölçüde yüksek olduğu, bazı kesimlere özel olarak çıkar sağlandığı ve böylece devletin kasten zarara uğratıldığı iddiaları gerçeği yansıtmadığını öne sürerken “Yeni hizmet binamız tamamlandığında Bakanlık ve bağlı kuruluşların merkez teşkilatlan için herhangi bir kiralık binaya ihtiyaç kalmayacaktır” dedi. Müezzinoğlu, Sağlık Bakanlığı’nın 3 yılda bina kiralarına 27 milyon 257 bin 296 TL ödendiğini de açıkladı.
TİB Soruşturması Tamamlandı: Erdoğan Şikayetçi Davutoğlu Mağdur
Devlet büyüklerinin kriptolu ve normal telefonlarının usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik, TİB ve TÜBİTAK görevlisi 28 kişi hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede Başbakan Davutoğlu, Necdet Özel ve Hakan Fidan da mağdur olarak yer aldı.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, devlet büyüklerinin kriptolu ve normal telefonlarının usulsüz dinlendiği iddialarına yönelik, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) görevlisi 28 kişi hakkında yürüttüğü soruşturmaya ilişkin iddianame, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.AA'nın verdiği bilgiye göre, iddianamede 'şikayetçiler', Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin olarak gösterildi.İddianamede, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Ali Babacan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, eski bakanlar Erdoğan Bayraktar, Binali Yıldırım, Recep Akdağ, Zafer Çağlayan, Efkan Ala, Hayati Yazıcı, Beşir Atalay, Nihat Ergün, Ömer Dinçer, Egemen Bağış, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Başbakanlık Danışmanı Sefer Turan, Dışişleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, MİT Müsteşarlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü 'mağdur' olarak yer aldı. 'Şüpheliler' ise şu isimlerden oluştu:'Eski TİB Başkan Vekili Osman Nihat Şen, eski TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Hasan Palaz, eski TİB Bilgi Sistemleri Daire Başkanı İlhan Elieyioğlu ile Adil Biçer, Barış Yaslan, Bülent Kocagürbüz, Ferhat Saraç, Gökhan Vıcıl, İmran Ergüler, Özgür Ören, Orhan Üçtepe, Ayhan Yeni, Cüneyt Koç, Hamza Demirezen, İbrahim Kılıç, Ali Osman Tekin, Ahmet Boyalı, Erkay Uzun, İsmail Bakar, Ahmet Asım Yağız, İbrahim Barbaros Özcan, Mehmet Akgedik, Seyit Ahmet Öztaban, Yunus Şahin, Hidayet Gencer, Nur Muhammed Arınç, Halil Çiçek ve Harun Dinç.''Silahlı terör örgütü üyeliği' suçlamasıİddianamede şüphelilere, 'silahlı terör örgütüne üye olmak, devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini alenen ifşa etmek, bilişim sistemindeki verileri bozmak, yok etmek veya erişilmez kılmak' suçlamaları yöneltildi. Soruşturma Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmüş, ardından fezlekeyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmişti.
Ak Parti'de 9'u Bakan 68 Vekil Aday Olamayacak
İktidar partisinde üç dönem kuralı kabinede 9 bakanı etkileyecek. Başbakan yardımcıları Arınç, Atalay ve Babacan ile birlikte Meclis Başkanı Çiçek de yeni dönemde milletvekili adayı olamayacak.Üç dönem kuralından dönüş yok' kararında devam diyen AK Parti'nin 2015 genel seçimlerinde aday vizyonunda önemli değişiklikler olması bekleniyor. AK Parti'de şu an milletvekili olan 68 kişi üç dönem kuralına takılacak ve 2015'te aday olamayacak.Bülent Arınç daha önce siyaseti bırakacağını açıklamıştı. Beşir Atalay ve Ali Babacan da bir dönem milletvekilliğine ara vermek durumunda. Dikkat çeken bir başka isim Adalet Bakanı Bekir Bozdağ. Bozdağ da 2015 seçimlerinde aday olamayacak. Üç dönem kuralına takılacak diğer bakanlar şunlar:Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Enerji Bakanı Taner Yıldız, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu.ÇİÇEK, ŞAHİN VE ÇELİK DE ARA VERECEKÜç dönem kuralı bakanlar dışında AK Parti'nin başka önemli isimlerini de etkiliyor. Bunlar arasında Meclis Başkanı Cemil Çiçek de var. Hüseyin Çelik, Mehmet Ali Şahin, Salih Kapusuz ve Nükhet Hotar da milletvekilliğine ara verecek. Karar parti yönetiminden Bülent Gedikli, Reha Denemeç, Hüseyin Tanrıverdi ve Haluk İpek'i de etkileyecek.30 Mart'taki yerel seçimler için bakanlıktan ayrılan Sadullah Ergin ve Binali Yıldırım AK Parti'de üç dönem kuralı nedeniyle milletvekili adayı olamayacak diğer önemli isimler.Parti yönetiminin kararı sonrası 2015'te adaylık yolu kapanan diğer milletvekilleri şunlar:Nihat Ergün, Egemen Bağış, Suat Kılıç, Mustafa Elitaş, Burhan Kuzu, Nimet Baş, Recep Akdağ, Necati Çetinkaya, Sadık Yakut, Vecdi Gönül, Nafiz Özak, Sefer Üstün, Cevdet Erdöl, Mustafa Ataş, Halide İncekara, Sait Açba, Ruhi Açıkgöz, Rıza Alaboyun, Fahrettin Poyraz, Vahit Kiler, Bayram Özçelik, Ali Küçükaydın, Mehmet Daniş, Ünal Kaçır, Nevzat Pakdil, Hakkı Köylü, Muzaffer Baştopçu, Fehmi Kinay, Mehmet Katsal, Nusret Bayraktar, Şaban Dişli, Yılmaz Demir, Mustafa Demir, Ahmet Yeni, Afif Demirkan, Yahya Akman, Şükrü Ayala, Zeyit Aslan, Köksal Toptan, Ziyaettin Akbulut, Mehmet Sarı, Kerim Özkul, Harun Tüfekçi, Hasan Ali Çelik, Murat Yıldırım.ÜÇ DÖNEM KURALI TÜZÜK GEREĞİÜç dönem kuralı AK Parti Tüzüğü'nün 132. maddesine dayanıyor. 'Parti Adayı Olarak Seçilmiş Olanların Yeniden Adaylığı' başlıklı madde şöyle: 'AK Parti listelerinden aday gösterilip seçilmiş olan belediye başkanları ve milletvekilleri, kesintisiz en fazla üç dönem aynı görevi yürütebilir. Ancak ara veren kimseler tekrar aynı görevlere aday gösterilebilir. Yapılacak seçimde, doğacak duruma bağlı olarak merkez yoklaması usulü ile aday belirlenmesinin zorun­lu olması hali hariç olmak üzere, kontenjan adayı olarak seçilmiş olan kimse, aynı usulle tekrar aday gösterilemez.'Sputniknews