onedio
Görüş Bildir
10 Yıl Sonra Her Ülkenin Askeri Drone'u Olacak
Şimdiye kadar sadece gelişmiş ülkelerin çeşitli savaşlarda insansız araçlar kullandığını gördük ama 10 yıl içinde durum değişebilir. Araştırma ve analiz enstitüsü Rand Institute konu ile ilgili yayımladığı raporunda, şimdiye kadar iki elin parmaklarını geçmeyen sayıda ülkenin insansız uçan araç (drone) kullandığı saptanmış. Ama toplamda 23 ülkenin insansız askeri araç projesi geliştirmekte olduğu belirtilmiş. Fakat ilginç bir nokta olarak, ABD ordusu insansız uzaktan kumandalı araçlara olan yoğun ilgisini azaltıyor gibi. Geçen seneki insansız araç bütçesi 5.7 milyar Dolar iken, 2015 bütçesi 2.4 milyar Dolar olacak. Bu noktada en önemli konu, birincisi tüm ülkelerin ordularının silahlı insansız araçlar istemesi ve Çin gibi büyük bir üretici ülkenin bu sektöre girmesi. Sheffield Üniversitesi’nden robotik ve yapay zeka profesörü Noel Sharkey’in uyardığı gibi, İnsansız uçan araçlar silahlandırılmadığı sürece sorun yok. Ama nihayetinde herhangi bir savaş uçağı ile yapılabilecek her şey, bir drone ile de yapılabilir. Bahsedilen raporda, eğer Çin bu pazara araç üretmeye başlarsa, 10 yıl içinde tüm ülkeler ucuz veya pahalı olsun, mutlaka silahlı insansız araçlara sahip olacaklar demektir deniliyor. Asıl problem ise, bu insansız drone’ların uzaktan insan kumandasıyla yönetilmemesi ile oluşacak. Kendi kendine karar verebilen, akıllı silahlı insansız araçlarıın savaş alanında yolaçabileceği sorunlarla ilgili her ülkenin çok dikkat etmesi gerekli.
Her Kadının Kesinlikle Hak Ettiği 11 İcat
Hanımlar bazen minik detaylar çok can sıkabilir, ama siz onlara takılmayın. Teknoloji bizim yanımızda ve eminiz aşağıda sıraladığımız tamamen önemsiz görünen ama hiç de öyle olmayan icatları teker teker önümüze getirecek. Geleceğe inancımız tam!
Ay'a Üs Kurmaya Hazırlanıyorlar
Bazı uzmanlarca Dünya'nın henüz keşfedilmemiş bir kıtası olarak görülen Ay'da insanlı üs kurmak için projeler geliştiriliyor. İlk aşamada robotlar gönderilecek. Ardından insanlı üs kurulacak.Ay, şimdilik çok tenha. Ancak araştırmacılar burada kurulacak bir insanlı üs için çalışıyor. Üs, başka gezegenlere yapılacak yolculukların ara istasyonu olacak. Bunun temelleri daha şimdiden laboratuarlarda atılıyor. Gezegen jeologu Ralf Jaumann, yıllardır Ay'dan alınan bir numune üzerinde çalışıyor. Numune, Ay yüzeyinin kimyasal yapısı ve kaynakları hakkında kapsamlı veri içeriyor. Alman Hava ve Uzaycılık Merkezi Prof. Ralf Jaumann, 'Prensip olarak Ay'da üs kurmak için her şey mevcut. Ama işin bazı zorlukları var. Büyük olasılıkla ilk aşamalarda – ki, bu biraz zaman alabilir -, kendine yetecek istasyonu kuruncaya kadar gereken malzemeyi Dünya'dan Ay'a taşımak gerekecek' şeklinde konuşuyor. Ay yüzeyinin keşfinde robotlar devreye girecek. İşte onlardan biri: Space Climber. Aracı, Alman Yapay Zeka Araştırma Merkezi uzmanları geliştirdi. Robotun zorlu arazi koşullarında, kendi başına ilerlemesi hedefleniyor. Kavrayıcı kollarla donatılmış örümceklerin bir gün Ay'ın kraterlerine inip numune toplaması, Ay'daki kaynakları araştırması öngörülüyor. Alman Yapay Zeka Araştırma Merkezi'nden Prof. Frank Kirchner, 'Aracın 25 motoru var. Tekerlekli bir araç olsaydı 6 motoru olacaktı. Yani arıza ihtimali dört kat fazla. Bir tarafta hareket kabiliyetiniz yüksek olmalı, diğer taraftan belli bir unsurun bozulması halinde onu bir başkasıyla dengeleyebilmelisiniz. Kuracağınız sistemde gözetmeniz gereken bir başka önemli özellik ise güvenlik' diyor. Robotlar hazırlanıyor Araştırmacılar yapay Ay koşullarında, robotları hazırlıyor. Devrilmeden ilerleyebilmesi için aracın bacaklarının hangi uzunlukta olması ve gövdenin hangi noktalarına bağlanmaları gerektiğini sınıyorlar. Bunun için hatalardan öğrenen bir yazılım geliştirildi. Yalnızca olumlu not alan özellikler araca adapte edilecek. Robot susuz da çalışır. Ama susuz bir insanlı üs düşünülemez. Prof. Ralf Jaumann, 'Ay'da su üretmek için her türlü koşul mevcut. Güneş rüzgârlarının taşıdığı hidrojen yüzeyde tozla birleşiyor. Bazı kayalar da oksijen içeriyor. Hidrojen ve oksijenle birleşince ortaya su çıkıyor' ifadelerini kullanıyor. Münihli araştırmacılar, kimyasal bileşimi ve yapısı Apollo 14 misyonuyla Dünyaya getirilen Ay tozuyla büyük benzerlik gösterdiği için Arizona'daki bir volkan kraterinden alınmış gri renkli tozu deneylerinde kullanıyor. Su nasıl elde edilecek? Hedef, tozun içerdiği hidrojen, oksijen ve azot gibi maddeleri ayrıştırmak. Tozda muhtelif metaller de var. Bu deney, bunun nasıl yapılabileceğine dair bir örnek veriyor. Isıtılması halinde taş parçalarından hidrojen ve oksijen çözülüyor. Bu yöntemi izleyerek su elde etmek mümkün. Ancak bunu yapabilecek araçlar henüz geliştirilmedi. Münih Teknik Üniversitesi'nden Matthias Pfeiffer, 'En kötü ihtimalle, diyelim ki suya buz halinde rastlanmayan Ay'ın ekvator bölgesinde bir litre su elde etmek için elekten geçirilmiş bir ton taş ısıtmak gerekirdi' diyor. Biçerdöver büyüklüğünde özel araçlar Ay tozunu topluyor. İşlenen toz reaktörlere aktarılıyor. Burada yüksek ısı verilen tozdan hidrojen, oksijen ve diğer unsurlar ayrıştırılıyor. Gaz halinde elde edilen maddeler su ve yakıta dönüştürülerek üsse naklediliyor. SOT Prof. Ralf Jaumann, 'Ay'ı Dünya'nın henüz hiç keşfedilmemiş bir kıtası olarak görebiliriz. 10 ya da 20 yıl içinde olmasa da 50 yıl sonra Ay'da araştırma üsleri kurulacağından eminim' şeklinde konuşuyor. Bundan 100 yıl kadar önce Güney Kutbu insanlığa Ay kadar uzak geliyordu. Keşif tutkusu er ya da geç Ay'ı fethetmemizi de sağlayacak. © Deutsche Welle Türkçe DW, CB/NH/AG
Zuckerberg'den Bir Dev Yatırım Daha!
Zuckerberg, yanına ünlü bir milyarderi ve 'çakma Steve Jobs'u' da alarak, önemli bir işe imza attı!Teknoloji dünyasının iki önemli ismi, Mark Zuckerberg, Elon Musk, yanlarına Steve Jobs'u canlandıran Ashton Kutcher'i de alarak, insan beynini taklit etmeye çalışan bir yapay zeka geliştiren Vicarius şirketine 40 milyon dolar koyarak ortak oldular.Elon Musk, NASA için uzaya kargo taşıyan SpaceX şirketinin kurucusu olan genç milyarder. Ashton Kutcher ise sinema filminde Steve Jobs'u canlandırdığı için ' Çakma Steve Jobs' lakabıyla anılıyor ancak aynı zamanda bir mühendis olarak kazandığı parayı teknoloji şirketlerine yatırım yapmak için harcamasıyla tanınıyor.Şimdi bu üç ortak, gelecekte insan beyninin düşünme, matematik, görme gibi işlevlerini yerine getiren neocortex bölümünü simüle etmeye çalışıyor. Şirketin raporlarına göre de, yapay zeka şu anda fotoğraf tanıma gibi işlemleri başarıyla gerçekleştirebiliyor. Zuckerberg ve zengin yatırımcı arkadaşları da şirketin yapay zeka sunumundan son derece etkilenmiş olacaklar ki, gelecekte büyük kazanç sağlayacağını düşündükleri bu ürüne 40 milyon dolar yatırım yapmaya karar verdiler.Şirketin kurucusuna gire Vicarius'un yeni hedefi, objelerin üzerindeki dokuları tanıyacak bir bilgisayar geliştirmek. Sonraki adımda ise hastalıkları tanıyan, insan vücudundaki sorunları teşhis eden ve tedavi uygulayabilen robot bir doktor gibi çalışacak bir sağlık bilgisayarı oluşturmak.
Facebook Yüz Tanıma Teknolojisi DeepFace'i Duyurdu
Facebook’un yeni yapay zeka araştırma ekibi, yüz doğrulama yazılımlarında köşe taşı olacak bir gelişmeyi duyurdu. Söylediklerine göre Facebook’un yeni teknolojisi, yüz tanıma konusunda insan zekası seviyesine ulaşmış durumda. Yabancı birine ait iki ayrı fotoğrafı gösterdiğinizde, insanların yüzlerini doğru eşleştirme oranı yüzde 97,53. Facebook araştırmacılarının yeni geliştirdiği yazılımın aynı testteki skoru ise yüzde 97,25. Sonuç, ışık ya da kişinin doğrudan kameraya bakıp bakmıyor oluşu gibi varyasyonlardan etkilenmiyor. Yani Facebook’un yeni yazılımı, neredeyse, yüzleri sizin kadar iyi eşleştirebiliyor. Yeni yazılım, 4 bin kişiye ait 4 milyon adet yüz resminden oluşan ve bugüne kadar oluşturulan “en büyük veritabanı” kullanılarak eğitilmiş. Geliştirmeyle Facebook’un bugünkü teknolojisinin hata oranında yüzde 25 oranında azalma sağlanmış ve insan deneyimine bir hayli yaklaşılmış. Facebook araştırmacıları, ”DeepFace” adını verdikleri yeni yaklaşım sayesinde bir önceki yüz tanıma teknolojisine göre majör bir geliştirme sağlamış. Modern yüz tanıma teknolojilerinde konvansiyonel yaklaşım Tespit et => Birleştir=>Sun=> Sınıflandır aşamalarını takip ederek çalışıyor. Buna karşın, Facebook’un yeni yazılımı, birleştirme ve sunma aşamasını yeniden ele almış. Ve buraya 9 katmanlı derin bir nöral ağdan yüz sunumunu sağlayan 3 boyutlu yüz modellemesi eklenmiş. Bu derin ağ, 120 milyondan daha fazla sayıda parametre içeriyor. Facebook yazılımı Deeep Learning adı verilen yapay zeka teknolojilerine de yeni bir yaklaşım getirmesiyle de çok önemli bir gelişme olarak görülüyor. Deep Learning, yapay zekanın bir alanı ve uyarılmış nöron ağları kullanarak, büyük miktardaki veri içinden belirli kalıpları tanımayı öğrenebiliyor. Facebook’un yeni geliştirmesi, size bir portre fotoğrafının kime ait olduğunu söyleyemiyor, henüz değil. Ancak araştırmacılar yüz doğrulamak için kullandıkları bazı tekniklerin, yüz tanıma teknolojilerine de uyarlanabileceğini söylüyor. Webrazzi
Reklam
Google'dan Üç Boyutlu Mekan Haritası Verebilen Telefon
Google, özel donanım ve yazılımı sayesinde kullanıcının bulunduğu ortamın 3 boyutlu haritasını yaratabilen akıllı telefonun ön modelini tanıttı. Cihazın sensörleri, saniyede 250 bin 3 boyutlu ölçüm yapabilmesini ve pozisyonunu gerçek-zamanlı olarak güncelleyebilmesini sağlıyor. Google, muhtemel uygulamalar arasında, görme engellilerin yardım almadan iç mekanlarda yolunu bulabilmesini sağlayacak iç mekan haritalamasının da olduğunu söylüyor. Şirket uygulama üretmek isteyenlere 200 ön model sunuyor. Google, İleri Teknoloji Projeleri bölümü tarafından Tango Projesi adı verilen bir proje kapsamında geliştirilen telefonun üretiminde, farklı kurumlardan araştırmacıların da çalıştığını açıkladı. Şirketin açıklamasında 'Üç boyutlu bir dünyada yaşayan varlıklarız. Ama mobil cihazlarımız, maddi dünyanın ekranın sınırlarıyla sona erdiğini varsayıyor. Tango Projesi mobil cihazlara uzay ve hareketi insan gözüyle algılama yetisi kazandırmayı amaçlıyor. İlk ön modelleri, ihtimalleri tahayyül edebilen ve bu fikirleri gerçekliğe dönüştürmeye katkıda bulunabilecek geliştiricilerin hizmetine sunmaya hazırız' denildi. Google da dahil birçok şirket özel ihtiyaçlar için teknoloji geliştirmenin yollarını arıyor. Bu doğrultuda Google daha önce, Google Glass adını verdiği akıllı gözlük modelini geliştirmiş ve 2014 içinde satışa sunulacağını duyurmuştu. Şirket bu yılın başında ayrıca, gözyaşı içindeki glükoz düzeyini ölçebilecek akıllı kontak lens üzerinde de çalıştığını açıkladı. Yine Ocak ayında, 400 milyon sterlin karşılığında yapay zeka üzerinde ihtisaslaşmış DeepMind adlı İngiliz şirketini satın aldılar. DeepMind internet sitesine göre, şirket 'güçlü genel amaçlı öğrenme algoritmaları' üzerinde çalışıyor. Gözlemciler, şirketlerin teknolojik yenilikleri günlük hayatın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde kullanarak daha çok müşteri çekmeyi hedeflediklerini kaydediyor ve ihtimallerin sınırsız olduğuna dikkat çekiyor. Geçen yıl Japon Sony şirketi, (AkıllıPeruk) adını verdiği icadın patentini almıştı. Sony bu buluşun, alıcıları yoluyla, takan kişinin ateşini, nabzını ve tansiyonunu ölçebildiğini ve görme engellilerin yollarını bulmasına yardımcı olabildiğini açıklamıştı.BBC
Google Yapay Zeka ile Matrix Yaratıyor
Google, Londra merkezli yapay zeka şirketi DeepMind'ı satın aldı. 500 milyon dolardan fazla bir ücrete gerçekleştirilen satış ile Google teknoloji alanındaki büyük ölçekli satın almalarına bir yenisini daha eklemiş oldu. Yapay zeka alanında son zamanlarda dev şirketlerin gerçekleştirdiği atılımlar ve satın almalar, internet alışkanlıklarına ve teknoloji yönelimlerine önümüzdeki yıllarda yepyeni boyutlar geleceğini gösteriyor. Google'ın DeepMind'ı satın almasının dışında Facebook'un NYU'dan Profesör Yann LeCunn önderliğinde yapay zeka laboratuvarı kurması, IBM'in süper bilgisayarı Watson'ın yapay zekasının öğrenme sürecine girmesi ve Yahoo'nun fotoğraf analiz girişimi LookFlow'u satın alması ile istediğimiz şeyleri öğrenen ve buna göre fikir yürüten servisler önümüzdeki yıllarda karşımıza çıkabilir. Elbette bundan sonrası biraz daha korkutucu, zira Hollywood filmlerinde bu işin sonunun hiçbir zaman iyi bitmediğini biliyoruz. DeepMind, bir sinirbilimci olan Demis Hassabis tarafından kurulmuş bir şirket. Geliştirme kısmında ise Skype ve Kazaa'nın geliştiricisi Jaan Tallin'in imzası bulunuyor. Araştırmacı olarak ise Shane Legg görev alıyor. Direkt olarak Google'ın kurucu/CEO'su Larry Page tarafından gerçekleştirilen satın almayla birlikte DeepMind'ın kurucusu üçlü Google için çalışmaya başlayacak ve Google'ın 2012 yılında yapay zeka öğrenme ve dil işleme bölümüne mühendis yöneticisi olarak işe aldığı fütürist, yazar, girişimci Ray Kurzweil ile birlikte çalışacak.
Reklam
Microsoft'un "Siri"si Hakkında İlginç İddia!
Seksi görünümüyle Apple'ın Siri'sinin karşısına dikilmeye hazırlanan Microsoft bombası netleşiyor! Microsfot'un, Apple'ın sevilen sesli asistanı Siri'ye karşı, Cortana isminde bir sesli asistan hazırladığı biliniyordu. Tesadüfe bakın ki, Cortana aynı zamanda Microsoft'un sevilen video oyunu HALO'daki seksi yapay zeka karakterin de ismi. Dolayısıyla Microsoft'un aslında HALO'daki bu karakteri alarak Windows'un sesli asistanı yapmayı planladığı düşünülüyordu. Şimdi bu iddiayı güçlendirecek bir başka iddia daha ortaya çıktı. Lumia telefonlarında Nisan ayında Beta testine başlayacak olan Cortana'da, HALO oyununda Cortana karakterini seslendiren ses sanatçısı Jen Taylor'un sesinin kullanılacağı iddia ediliyor. Eğer bu doğruysa, Microsoft'un HALO'daki seksi Cortana karakterini Windows telefonlarına taşıma planı kesinleşmiş olacak. Microsoft Cortana'yı Lumia'dan sonra iPhone Bing uygulamasında kullanmayı düşünüyor. Böylece iPhone kullanıcıları aramalarını sesli olarak Cortana üzerinden yapıp, sesli olarak cevap verecek ve Microsoft, Siri'yi kendi evinde vurmuş olacak. Ardından Cortana, Xbox One ve Windows PC üzerinde de ortaya çıkacak ve çekici görüntüsü, seksi sesi, sansasyonel varlığı ile tüm dünyada popüler olacak. Microsoft Cortana konusunda başarılı olursa, Apple'ın Siri ile yapamadığını yaparak, tüm dünyayı bilgisayarlar ile sesli arayüz üzerinden iletişim kurma çağına sokmuş olacak.chip
Bir Yapay Zeka Oyun Yapmayı Becerebilir Mi? Evet, Angelına Yapabiliyor
Goldsmiths Üniversitesi’nde doktora seviyesinde araştırmacı olan Michael Cook , ilginç bir işin peşinde. 2010 yılında bir yapay zeka modülü olarak hazırladığı ANGELINA ( A Novel Game-Evolving Labrat I’ve Named ANGELINA ) (Evet, isim kendi içinde sonsuz bir döngü aslında), biraz ürkütücü bir konumda aslında.Projenin özü, The Painting Fool çalışmasından geliyor, kendi kendine resim yapabilen bir sanatçı yapay zekası. Cook bu projeden etkilenip, kendi başına oyun yapabilen bir yapay zekanın temellerini atmak için giriştiği yolda ANGELINA’yı ilginç bir seviyeye getirmiş. İki projede de insan alışkanlıkları ve davranışına uygun içerik hazırlamaya çalışan yapay zekalar var.İmkansız gibi gözüken bir amaç.Üstelik, Cook’a göre insanlar, işin içinde ANGELINA’nın olduğunu öğrendiklerinde, oyunlara karşı bakışları olumsuz yönde değişiyormuş. Çünkü yapay zekanın onlara sunduğu içerikte o insan dokunuşunun eksikliği varmış.Ama Cook yılmıyor, ANGELINA’yı geliştirmeye devam ediyor. Aslında gerçek hayattaki evrim gibi, ANGELINA da Cook’tan öğreniyor. Şimdilik Cook’un girdiği temel parametreleri ve kalıpları kullanarak, geri kalanları yaratma şeklinde çalışıyor ANGELINA ama gün geçtikçe daha az girdiye ihtiyaç duyuyor. Örneğin eskiden Cook’un görsel elementleri seçmesi gerekirken, artık ANGELINA bunları temaya göre kendisi seçebiliyor.Örneğin yukarıdaki çalışma, tümüyle ANGELINA’nın elinden çıkma. Çok farklı ögeleri birleştirerek, aslında ne kadar karmaşık ve (kimileri için) tramvatik bir içerik sağlayacağının ayırımını yapamıyor kendisi. “ Henüz. ” Cook, böyle tanımlıyor. Benzer şekilde, Ludum Dare 28 ’e katılanlardan bir tanesi de yine ANGELINA. Kendisinin yaptığı To That Sect adlı oyun, huzurluz bir çocuğun hayal dünyasını tanımlıyor. Tema “Sadece bir tane alabilirsin” (You Only Get One) olan bu etkinlik için ilginç bir çalışma.Anlayacağınız, ANGELINA hâlâ tümüyle çalışan ve karmaşık sistemleri oturtup bizi The Last of Us ya da limbo gibi bir atmosferin içine sokmaktan uzak. Ama dikkatinizi çekerim, buradaki sıfat “uzak” olması. Bu, o noktaya gelebileceği anlamına geliyor.