bikups kişiye özel kupa bardak

Müge Anlı’da işlenen 20 yıllık çocuk kaybı konusu, izleyicileri hem üzüyor hem de öfkelendiriyor. 3 yaşında kaybolan çocuğun hikayesinde birçok soru işareti var. Özellikle annenin, çocuğun kaybı hakkında 20 yıl boyunca babaya hiçbir şey söylememesi ve yayına katılmayı reddetmesi dikkat çekici. Arif adlı kişiyi suçlayan anne, ancak kendi geçmişiyle ilgili ortaya çıkan iddialarla güvenilirliğini sorgulatıyor. İşin içine, bebeğin işkenceye maruz kaldığı, hatta satıldığı yönünde ağır suçlamalar da eklenince konu iyice karmaşık hale geliyor. Bu hikaye, izleyiciyi de ister istemez taraf olmaya zorluyor. Babası acılı ve haklı olarak eski eşi hakkında suçlamalarda bulunuyor. Ancak, bu tür olaylarda doğruların ortaya çıkması için objektif olunması şart. Müge Anlı gibi bir program, bu karmaşık olaylarda bir nebze de olsa gerçeği açığa çıkarabilirse, toplum için büyük bir adım olur.

Bahar dizisine Büşra Pekin’in katılımı, ardından hızla ayrılması izleyicileri şaşırtmış görünüyor. Pekin gibi yetenekli bir oyuncunun Süreyya karakteriyle hikayeye girip, hikayenin akışı nedeniyle bir anda diziden çıkarılması doğal olarak tepki topladı. Yani, seyirciler, hikayenin gidişatını eleştirirken haklı; bir karaktere heyecanla bağlanmak ve sonrasında onun aniden yok olmasına tanık olmak izleyicide hayal kırıklığı yaratıyor. Twitter'daki yorumlar arasında, dizinin "karakter gelişimine önem vermeyen" bir tavır sergilediğine dair eleştiriler dikkat çekiyor. Süreyya karakteri, hikayeye katma potansiyeli yüksek olan bir figürdü ve izleyicilerin gözünde boş yere harcanmış oldu. Belki de bu tür ani değişimlerle izleyicinin ilgisini canlı tutmaya çalışıyorlar, ancak izleyiciyi hayal kırıklığına uğratmak uzun vadede diziye zarar verebilir. Dizilerde karakterlerin hikayedeki yeri özenle işlenmeli; aksi takdirde bu tür tepkiler kaçınılmaz hale geliyor.

Hatay Antakya’da 25 yıldır fırıncılık yapan Hilmi Kara, işçi bulamamaktan yakınıyor. Mikrofonlara, “Artık kimse un tozuyla kaplanıp ekmeğini taştan çıkarmak istemiyor,” diyen Kara, çalışanlarına 1.500 ile 2.000 TL arası yevmiye teklif etmesine rağmen kimsenin “beğenmediğini” söylüyor. İşin ironik yanı, millet kolay para kazanma derdine düşmüşken, sıcağın karşısında ter dökmek eski moda kalmış. Eskiden “bir işin ucundan tut” diyen atasözleriyle büyüyen nesil, şimdi “bir tıkla para gelsin” devrinde! Kara, fırınına işçi ararken, gençlerin klimalı ofis hayalleri arasında kaybolduğunu görüyor. Ekmeğin aslanın ağzında değil, Instagram'da beğeni sayısında olduğunu söyleyip ufak bir sitemle ekliyor: “Herkes kolayına kaçıyor, gerçek işçi bulunmuyor!”