Görüş Bildir
"Alevilerden Daha Çok Üzüldüm"
Sık sık canlı yayınlarda yaptığı gaflarla gündeme gelen Mehmet Ali Erbil, 30 yıldır ekranlarda. Televizyon dünyasında nasıl tutunduğunu ve siyasete nasıl baktığıyla ilgili açıklamalarda bulunan Erbil, RTÜK’ün sertleştiği son dönemle ilgili ‘Belden aşağı espri mümkün olduğunca yapmıyoruz’ derken RTÜK’ün sertliğiyle ilgili ‘Olur dönem, dönem. Bu konularda çok konuşmak istemiyorum. Aman amaan Allah korusun. RTÜK’ten de memnunum, hükümetten de! Allah başımızdan eksik etmesin ikisini de!’ dedi. Ünlü şovmen Gezi Parkı eylemleriyle ilgiliyse o dönemde yurt dışında olduğunu belirterek ‘Sosyal hareketleri, böyle reaksiyonları seviyorum. Önemsedim ve saygı duydum. Reaksiyonsuz bir toplum da olmayalım’ dedi. Mehmet Ali Erbil Medyatava’dan Neslihan Akdaş’ın sorularını şöyle yanıtladı: Yorucu valla, ara verdikten sonra ağır geldi. Yarışmanın orijinali kısa ama kanal uzun istiyor. Normali 60 dakika, kanal 80 dakika istiyor. Yorucu gerçekten. Reytingler nasıl gidiyor sizce, beklediğiniz gibi mi? Alışıyor insanlar yavaş yavaş. Saat diimine, programa, bize. Daha yeni yeni. Amacımıza ulaştık, pırıl pırıl bir program yaptık. Format güzel, birinci sınıf, kaliteli bir yapım. Aramızda kalsın ben daha önce bir kere olsun izlememiştim yarışmayı. Televizyon izler misiniz? İzlerim ama çoğunlukla film izlerim. Tenis maçları, futbol izliyorum. Haberleri hiç kaçırmam. Tematik kanallarda yakalarım haberi. Zirve yaptığınız işlerden biri de Çarkıfelek’ti. Şimdi İlker Ayrık sunuyor. Aynı dönemde, farklı kanallarda, karşı karşıya başladınız. İzlediniz mi Çarkıfelek’in yeni halini? Biraz baktım ama formatı çok değiştirmişler. 'İlker Ayrık’ı başarılı buluyorum ama şovmenlik farklı bir şey' Çarkıfelek, Mehmet Ali Erbil adıyla özdeşleşmişti. Başka bir isim sunuyor. Hüzün oldu mu? Yoo, istesek onunla başlardık. Kanal onu alırdı. Ama biz başka bir şey yapalım, 2 yıl aradan sonra başka bir formatla izleyici karşısına çıkalım istedik. İyi ki de bu olmuş. Yoksa izleyicinin kafasında soru işaretleri oluşurdu “2 yıl ara verdi yine Çarkıfelek” diye. Bunu söyletmek istemedik. İlker Ayrık, yetenekli bir oyuncu, sunucu. Siz nasıl buluyorsunuz? Başarılı buluyorum ama şovmenlik farklı bir şey. Her tiyatrocu, her oyuncu şovmen olacak diye bir kural yok. O ışık doğuştan varsa olur sonradan tecrübeyle edinilmez. Sanırım bu çocuğun canlı yayın tecrübesi yok. Bu işin okulu canlı yayındır. Çarkıfelek’i dünyada ilk canlı yayında sunan benim, hatta benim fikrimdi. Orijinal formatında yok. Canlı yayın her baba yiğidin harcı değildir. Peki Eyvah Düşüyorum neden canlı değil de banttan? 'Koskoca Başbakan’ın bile başına geliyor' Canlı yayın her baba yiğidin harcı değil ama riskleri çok fazla. Siz risk aldınız ama Türkiye televizyon tarihinin en büyük gaflarına, canlı yayın kazalarına da siz imza attınız? Yılda 200 canlı yayın yapıyorsak, 1-2 tane olur canlı yayın kazası. Herkesin başına geliyor. Koskoca Başbakan’ın bile başına geliyor; bir sözcükte, bir kelimede. İnsani hatalar bunlar. Sizi en çok üzen gaf hangisi gafınız hangisiydi? Hiç birinde suçlu değildim, hiç birini bilinçli yapmadım. O yüzden vicdanen o kadar rahatım ki. Diğerleri düşünsün. “Mum söndü” gafından sonra Aleviler ile aranız nasıl? Onlar beni biliyor. Bu yaşıma kadar hep demokrattım, hep Alevilere yakındım, onlara saygı duyan, anlayan biriydim. Ama başkaları bu olayı kullandı. Ben onlardan daha çok üzüldüm. Suçlu olmadığım halde özür diledim. Ağzımdan öyle bir laf çıktı. Yarışma sırasında Erzincan'da Alevi bir aileyle canlı bağlantı yapmıştık. Programda hepsi güldüler bu espriye kahkahalarla. Ama bazı gruplar tahrik etti. Rant çıkarmaya çalışanlar oldu. Bu acıydı. Biraz tarzınız değişti sanki; saçınızı boyatmıyorsunuz; beyazlarınızla ekrandasınız. Ancak 2 yıl aradan sonra yine aynı enerjiyle döndünüz ekrana. Özel bir hazırlık mı yaptınız? Bu iş enerji işidir. Enerjini ekrandan evinde oturan izleyiciye yansıtabiliyorsanız, ulaştırabiliyorsanız başarılı olursunuz. Yalnızca enerji yeterli mi? İnsan her gün aynı enerjiyi yakalamayı nasıl becerebilir? Yetenek çok önemli bir faktör. Anlık espri yapabilmek; hazır cevap olmak, donanımlı olmak bunlar önemli şeyler. Hem oyunculuk, hem müzikal, hem sosyal anlamda, hem genel kültür anlamında... Canlı yayını oyunculuktan daha çok sevdi Oyunculuk demişken; konservatuvarda başarılı bir tiyatro öğrencisiymişsiniz. Tiyatroda da, sinema filmlerinde de rol aldınız. Mehmet Ali Erbil oyuncu olarak neden devam etmedi? Hiç pişman oldunuz mu? Canlı yayından daha çok zevk alıyorum, heyecanlanıyorum. O yüzden mutluyum. Ama çok muhteşem bir oyun çıksa karşıma kayıtsız kalamam. Düşünsenize oynadığınız bir filmle Cannes’da, kırmızı halıda yürüyorsunuz. İstemez miydiniz? Bana hiç öyle teklifler gelmedi ki. Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Büyük Ödülü’nü alan Kış Uykusu filmini izlediniz mi? Ceylan’ın diğer filmlerini izlediniz mi? Sinemaya çok ara verdim. Biraz koptum açıkçası. Kariyerinize oyuncu olarak değil de televizyonda şovmen olarak devam etmenizde paranın etkisi oldu mu? En çok para kazandığınız iş hangisiydi televizyonda? Aşk Olsun programıydı. Show TV’de başladı. Sonra atv’ye transfer olduk. Haftanın 5 günü yayınlanıyordu. Hafta sonu da özel programını yapıyorduk. O dönem iyi para kazanmıştık. Kanallar sizinle sözleşme yaparken risk de alıyorlar değil mi? Kanal, yapımcı önlemini alacak, yayına 5 saniye geç girilecek mesela. ‘Toplumun nabzına göre şerbet vereceksin’ Türkiye muhafazakarlaştı; RTÜK daha sert. Espiri yaparken artık daha çok tartıyor musunuz? Daha farklı tabii. Toplumun nabzına göre şerbet vermek gerekiyor. Belden aşağı espri mümkün olduğunca yapmıyoruz. Örneğin bu dönemde Seyfi Dursunoğlu ekrana çıkamıyor artık... Ama onun durumu farklı. Tarzı, çizgisi... 30 yıldır televizyondasınız. Daha önce böyle bir dönem yaşadınız mı? Olur dönem, dönem. Bu konularda çok konuşmak istemiyorum. Aman aman Allah korusun. RTÜK’ten de memnunum, hükümetten de! Allah başımızdan eksik etmesin ikisini de! Bir dönem internette “AK Parti Mehmet Ali Erbil’i istemiyor” diye haberler de çıktı. Doğru mu? Benim internetle aram iyi değil. Samimi söylüyorum bilgisayarda nasıl internete girileceğini bile bilmem. 'AK Partilisi de CHP’lisi de bizi sever' Hükümetten hiç uyarı geldi mi? Gelmiş olabilir, canlı yayında 1-2 konuşma yapmıştım onun etkisidir. Ama ondan sonraki dönemlerde “Mehmet Ali Erbil budur, şudur; bizim muhalifimizdir” diye bir şey gelmedi. Sayın Başbakan’la geçen sene iftar yemeğinde birlikte olduk. Bana karşı öyle bir tavrı yoktu. Beni Türkiye’nin her kesiminden insan sever; AK Partilisi de, CHP’lisi de. Hiç öyle kaygılarım da olmadı. Ben olduğum gibiyim. 30 yıldır çizgim, tarzım, söylemlerim değişmedi. Geçen sene bugünlerde Gezi süreci yaşanıyordu Türkiye’de. Çok ünlü destek verdi. Sizi göremedik ya da bu konuyla ilgili yorumlarınızı hiç okumadık, duymadık... Yurt dışındaydım o dönem. Dışarıdan baktığınızda ne hissettiniz? Sosyal hareketleri, böyle reaksiyonları seviyorum. Önemsedim ve saygı duydum. Reaksiyonsuz bir toplum da olmayalım. Yanıtlarınız politik. Hep böyle miydiniz? ‘Konuşmak bana bir şey kazandırmadı’ Ekran yüzleri siyaset konuşmamalı mı, görüşlerini paylaşmamalı mı? Bu mudur bu işin kuralı? Benim bundan sonraki tercihim bu. Konuşmak bana bir şey kazandırmadı; konuştuk da ne oldu; gemisini yürüten kaptan oldu. Konuşmayanlar aldı başını gitti. Bizim 30 yılda kazanamadığımız parayı 2 yılda kazandılar. Hep böyle hareketli miydiniz, tüm hayatınız boyunca? Sizi yakalamakta zorlanıyorum. Evet hep böyleydim. Çocukluğumdan beri. IQ’nuz mu çok yüksek? Hareketli çocuklarda böyledir hani! Evet, Sharon Stone’nun ki kadar var IQ’um (gülüyor). Komedi en zor iştir. Dramı herkes yapar. Bana söyle şimdi 2 saniyede ağlarım. Ama insanları güldürmek kolay bir şey değil. Televizyonda halefiniz var mı? Herkes ayrı bir değer. Hiç böyle bir şey düşünmedim. Ben de kimsenin halefi değilim. Örnek aldığım çok sunucu var; Orhan Boran, Cenk Koray, Halit Kıvanç, Erkan Yolaç. Ama ben Türk televizyonlarına ve sahne dünyasına çok farklı bir tarz getirdim. Yeni nesilde var mı öyle isimler? Serdar Ortaç iyiydi. Şov programı yaparken beğenmiştim. Çok zekidir, donanımlıdır, kültürlüdür. Sağlık durumu nasıl Serdar Ortaç’ın? Ziyaretine gittiniz mi? Telefonda konuşuyoruz. İyiye gidiyor. Dostlarınız kimler? Televizyon, şov dünyasında dost olur mu? Olur canım, neden olmasın. Çocukluğumdan beri Selçuk Yöntem’le dostum. 42 yıldır kopmadık. Derya Baykal, Zuhal Olcay dostlarım. Televizyonda tutunmanın sırrı nedir? En önemli tılsım televizyonda yaptığın işte samimi olmak. Bunu izleyiciye yansıtabilmek. Samimiyetine inansın yeter ki. Bana inandılar, 30 yıldır bırakmıyorlar. Televizyon yöneticileri ile aranız nasıldı? Ayıptır söylemesi benim hiç yalakalıklarım olmadı. Kaprislerim olmaz, haklı isteklerim olur. Yeni bir proram için imza atmadan önce nelere dikkat edersiniz? Benim hiç öyle kaprislerim olmaz. Yaptığım programlarla birlikte bütün stüdyolara banyoları ben yaptırmışımdır. Bütün soyunma odaları banyosuz, lavabosuzdu. Kanal D, Show TV dahil, tüm stüdyolara ben yaptırdım bunları. Çünkü hayatımızın 3’te biri stüdyoda geçiyor. Evim gibi olmalı, banyom olacak, yatağım olacak. Çocuklarınıza bu tempo içinde yeterince zaman ayırabildiniz mi? Çocuklarım çok yakın oturuyor bana. Hepsine de zaman ayırırım. ‘Kimsenin hakkını yemedik, saygılı, adaletli olduk’ Babanız oyuncu ve ses sanatçısıydı. Ondan neler öğrendiniz, çocuklarınıza hangilerini aktardınız? Eğitimden daha önemlisi insan olmak. Biz babamızdan onu öğrendik. Başkalarının hakkını yemedik, saygılı olduk, adaletli olduk. Babam bizi öyle yetiştridi. Hiç kimse de diyemez ki bir kişinin de 5 kuruş parası babamda kalmış. Kimsenin hakkını yememiştir. Bazı dönemlerde iş verendi, dublaj yönetmeniydi. Seslendirme baba mesleği. Babam da tiyatro, sinema oyuncusuydu ama seslendirmeye çok yoğunlaşmıştı. Bizi seslendirme yaparak okuttu, büyüttü. O yüzden seslendirme sanatına çok saygım vardır. Türkiye’de 7’den 77’ye her kesimden kişi sizi tanıyor. Çok da eleştiriliyorsunuz. Rahatsız ediyor mu bu durum sizi? Meyve veren ağaç taşlanır. Herkese saygı duyuyorum. Seven de olacak, sevmeyen de. Herkesin sizi sevmesi iyi bir şey değildir. O bizi daha çok motive eder. Sizi sevmeyenlerin beğenisini kazanmak için bu kez daha çok uğraşıyorsunuz. Ciddiye aldığınız eleştiriler hangisiydi? Eşimin dostumun, yakınlarımın eleştirilerini göz önüne alırım. Samimidir onlar, ama kamuoyunda paylaşamam bunları. Hep kaçamak yanıtlar veriyorsunuz. Artık böyle. Eskiden böyle değildim. Hassas dönemlerdeyiz. Peki son sorularımızı soralım. Yeni sezonda var mı başka proje? Duayen televizyoncu Faruk Bayhan’la bir dizi projeniz var değil mi bir de? ‘Faruk Bayhan gelmiş geçmiş en iyi TV yöneticisidir’ Faruk Bayhan, Türkiye televizyonlarına pek çok ismi kazandırdı. Siz de çalıştınız kendisiyle, emeği var sanırım üzerinizde... Faruk Bayhan çok farklıdır. Gelmiş geçmiş televizyon yöneticileri arasında sanatçıya, ekran yüzüne en yakın, onun dilinden en iyi anlayan yöneticidir. Bunu yapmak ayrıcalıktır. Sanatçının ruhunu anlayan tek kişi Faruk Bayhan’dır. Ben bunu tek onda gördüm. Şu an Star’ın yönetici koltuğunda Ömer Özgüner oturuyor. Bir yıldır bu görevde. Onu nasıl buluyorsunuz? Ömer’i farklı seviyorum. Farklı bir insan. Ne yönetici, ne müdür gibi. Ona güvendiğim için bu projeye “evet” dedim. Yoksa ben hayatımda bu kadar durağan bir yarışma görmemiştim. GazeteVatan
Atatürk'ün Biyografisini Yazan Andrew Mango Hayatını Kaybetti
ATATÜRK Biyografisi'nin yazarı ünlü İngiliz tarihçi-yazar 88 yaşındaki Andrew Mango, bugün hayatını kaybetti.Mango'nun Londra'daki evinde yatağında uyurken yaşamını yitirdiği belirtildi. Türkiye ile ilgili araştırmaları ve yazıları ile tanınan İstanbul doğumlu Mango, BBC Türkçe yayınlar servisinin yöneticiliğini de yapmıştı. Londra’daki School of Oriental Studies’de Farsça ve Arapça öğrenen Andrew Mango, Büyük İskender olayının İslamiyet içinde yer alan biçimleri üzerine yaptığı araştırmayla doktorasını verdi. 1947’de öğrenciyken katıldığı BBC’de 14 yıl boyunca Türkçe Yayınlar bölümünün yöneticiliğinde bulundu. Burada Güney Avrupa ve Fransızca Yayınlar Müdürüyken 1986’da emekliye ayrıldı. O günden bu yana, bütün çalışmalarını Türkiye ile ilgili konularda araştırmalara ayırdı. Andrew Mango’nun, sık ziyaret ettiği Türkiye ile ilgili ilk yazısı 1957 yılında Political Quarterly adlı dergide yayınlandı. Mango'nun, 'Modern Türkiye'nin Kurucusu Atatürk', 'Sultan'tan Atatürk'e Türkiye', 'Türkiye ve Türkler, Türkiye'nin Terörle Savaşı' ve 'Türkiye'nin Yeni Rolü' adlı kitapları bulunuyor. Gonca YAĞCI/LONDRA, (DHA)
Oscarlı Senaristin Jimi Hendrix Filmi Gün Sayıyor
Efsane gitarist Jimi Hendrix'in hayatını anlatan 'Jimi: All Is by My Side' gösterime girmek için gün sayıyor.ABD'de 26 Eylül'de gösterime girecek filmde, Hendrix'i Outkast grubunun solisti Andre Benjamin canlandırıyor. Hendrix'in ünlü olmadan önceki Londra günlerinin anlatıldığı filmi, '12 Yıllık Esaret' filmiyle uyarlama senaryo dalında bu yıl Oscar kazanan John Ridley yazıp yönetti.CNN Türk
Başarılı Teknik Adam G.Saray'ı Reddetmiş!
Galatasaray'ın, Dünya Kupası'nda yer alan Şili takımının teknik direktörü Jorge Sampaoli'ye teklif götürdüğü ancak Arjantinli'nin teklifi geri çevirdiği öne sürüldü.Galatasaray'ın Cesare Prandelli ile anlaşmadan önce başka bir ünlü teknik adama teklif götürdüğü ancak reddedildiği ortaya çıktı. Şili'nin El Mercurio gazetesinin haberine göre, sarı-kırmızılılar Şili Milli Takımı Teknik Direktörü Jorge Sampaoli'ye yıllığı dört milyon dolardan iki yıllık sözleşme önerdi ancak 54 yaşındaki teknik adam bu teklifi geri çevirdi. Önerilen sözleşmeye dair farklı detayları da paylaşan gazete, Galatasaray'ın ayrıca Arjantinli teknik adam için Şili Futbol Federasyonu'na iki milyon dolar ödemeyi taahhüt ettiğini de bildirdi. Sampaoli'nin, 2015'te Şili'nin ev sahipliği yapacağı Copa America'da takımın başında olmak istediği, bu yüzden teklifi geri çevirdiği, bunun üzerine Prandelli'ye gidildiği öne sürüldü. Brezilya'nın ev sahipliğindeki Dünya Kupası'nda, ev sahibi ülkeye ikinci turda penaltılar sonucu elenen takımına oynattığı futbolla beğeni kazanan Jorge Sampaoli ve ekibinin federasyondan yıllık 1.8 milyon dolar aldıkları ifade edildi. Deneyimli çalıştırıcı, Dünya Kupası primi olarak da 1 milyon dolar almıştı. Maraton
Reklam
Dünyanın En İyi ve En Kötü Ülkeleri Seçildi
etiket
BM’den Dünya Bankası’na kadar birçok örgütün belirlediği 35 gösterge üzerinden elde edilen puanlara göre bir liste hazırlandı. Ekonomiye, bilime, teknolojiye, kültüre, uluslararası barışa ve güvenliğe, dünya düzenine, gezegene ve iklime, eşitliğe ve sağlığa sunulan küresel katkıya göre hazırlanan ve 125 ülkenin değerlendirildiği listede, Türkiye 79. sırada yer alabildi. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü ve UNESCO gibi organizasyonlardan yaklaşık 3 sene boyunca veri toplayarak oluşturulan araştırma kullanılan İyi Ülke Endeksi (The Good Country Index), her ülkeye bir denge cetveli atıyor ve insanlığa net fayda sağlayan, gezegene yük olan ya da bu iki değer arasında duran ülkeleri sıralıyor.
Reklam
DKNY'den Ramazan'a Özel Koleksiyon
etiket
Dünyaca ünlü marka DKNY, Ramazan süresince en modaya uygun kıyafetlerini yeni bir koleksiyon olarak sundu. Koleksiyon, rengarenk yaz tatları içerirken, aynı zamanda muhafazakar bir görünüm sunuyor. DKNY, böylece Orta Doğu'daki şubelerinde satışları patlatmayı düşünüyor.
Demirtaş'a Oy Verirsem Kimse Şaşmasın
Türk sanat müziği sanatçısı Onur Akay'a röportaj veren ünlü modacı Barbaros Şansal, 'Benim duruşum tercihim ve ideallerim bellidir. Zaten Sarıgül meselesinde de karşı durmuştum. Demirtaş'a oy verirsem kimse şaşmasın' dedi. Şansal'ın röportajının ilgili kısmı şöyle; CHP’den 2. bir Cumhurbaşkanı adayına sıcak bakıyor musun? Benim duruşum tercihim ve ideallerim bellidir. Zaten Sarıgül meselesinde de karşı durmuştum. Demirtaş’a oy verirsem kimse şaşmasın. CHP siyasi, AKP ticari holding dedim diye dava ettiler beni zaten. CHP ve MHP'nin Cumhurbaşkanlığı için 'çatı aday' olarak Ekmeleddin İhsanoğlu'nu göstermesini, Mustafa Kemal Atatürk’e ihanet olarak görenler var… Bu konu hakkında görüşünü merak ediyorum? Keşke Atatürk’ün çağdaşlığının mirasını böylesine hoyratça harcamaktan vazgeçseler. Şu rantsal, kentsel, siyasal dönüşümden beslenenler. Zaten ampul bile ithal, 27 yaşına dek bu ülkeyi görmemiş bir ithal cumhurbaşkanı seçmeleri de çok normal, Siyasetin tümü bu ülkede 5 şer ve 25 şerbet ailenin parasına tapar, gerisi zaten ekmek makarna kömür diye ağlar .Temeli imha edilmiş bir topluma çatı koysan neye yarar?Ensonhaber
Ata Demirer Kimono Giydi
Ünlü komedyen Ata Demirer, doğum gününde hediye edilen kimonoyla poz verdi.Doğum gününde kendisine hediye edilen kimonoyu giyen Ata Demirer havaya girdi ve objektiflerin karşısına geçti. Kung fu ustaları gibi poz veren Demirer, birbirinden ilginç hareketler yaptı. Fotoğraflarına da takipçileriyle paylaşan Demirer, ' Harika bir doğum günü hediyesi, havaya girdim ' dedi.Ensonhaber
Reklam
Beren Saat'e 'Edep Yahu' Dediler
İstanbul'da kadın vücudunun yer aldığı mayo reklamlarının üzerini boyayan ya da yırtan gruplara bir yenisi eklendiBaşbakan Erdoğan'ın evinin de bulunduğu Kısıklı'da bir otobüs durağındaki Beren Saat reklamının üzerine ''Edep Ya Hu!' diye yazdılar. Bir süredir İstanbul sokaklarında mayolu kadın fotoğraflarının olduğu billboardları üzerine yapıştırdıkları kağıtlarla sansürleyen ve kendilerine “1'nci Gençlik” adını veren bir grup, ünlü oyuncu Beren Saat’in resminin üzerine de “Edep Yahu!” diye yazdı. Önceki gece Başbakan Tayyip Erdoğan’ın evinin bulunduğu Kısıklı’daki otobüs durağındaki billboarda çantasından çıkardığı kağıtları yapıştıran sakallı bir genç, daha sonra yanındaki çocukla birlikte minibüse binerek duraktan ayrıldı. Posta
Hollywood Yıldızı GTA 5'e Karşı!
Hollywood yıldızı Lindsay Lohan, GTA oyununda karakterlerden birinin kendisine benzediğini iddia ederek şirket yapımcısına dava açtı. Dünyaca ünlü Hollywood yıldızı Lindsay Lohan, oyun karakterlerinden birinin kendisine benzediğini iddia ederek şirketin yapımcısı Take-Two Interactive'e dava açtı. Dünyanın en çok gelir yaratan oyunu olma ünvanını elinde bulunduran GTA V, ilginç bir davayla karşı karşıya... Hollwood yıldızlarından Lindsay Lohan, kendisine benzetildiğini düşündüğü Lacey Jones isimli oyun karakteri için oyunun yapımcısına dava açtı. Lohan'ın avukatları, benzerliğin sadece görünüşle sınırlı olmadığını, karakterin sesinin dahi Lohan'a benzediğine dikkat çekti. Bir diğer benzerlik ise oyunda Batı Hollywood'da bulunan Chateau Marmont isimli otelin yer alması... Zira Lohan, daha önce bu otelde kalmış ve konaklamıştı.Haber3
Gelmiş Geçmiş En Ünlü 15 Türk
etiket
Hükümdarlardan sanatçıya her türlü dallarda Türkler'in önemli insanları vardır. Belki gelecekte bu Türklere sizin adınız eklenebilir :D
Reklam
20 Ünlü ve En İyi Küpeleri İle Ear Cuff Modası
etiket
Geçtiğimiz yılda modası başlayan ve gittikçe popülerleşen Ear Cuff küpeler hem zarif hemde çekici bir görünüm sağlıyor. Özellikle kolye gibi takıları kullanmayı pek sevmeyen ama sade kıyafetlerini iddialı bir takı ile tamamlamak isteyenler için ideal olan bu modeller çevresindeki herkesi büyülüyor.
29 Ünlünün Sesinden 1 Şarkı Söylemek
etiket
Şarkıcı / söz yazarı Rob Cantor kendi şarkısını biraz canlandırmaya karar verir. 29 tane ünlü şarkıcının sesini taklit ederek şarkıyı seslendirdi.
Reklam
Vahşi Hayvanlarla Muazzam Dostluklar Kurmuş 12 İnsan
Güney Afrikalı hayvan davranışları bilimcisi olan Kevin Richardson, aslanlar, jaguarlar, sırtlanlar, çitalar ve bir çok yabani hayvan arasında oldukça popüler. Sürülerin arasına girmekte hiç bir zorluk yaşamıyor ve onlarla oyunlar oynuyor, yüzüyor, uyuyor, koşuyor... Çocukluğundan beri yabani hayvanlara ilgisi olan Kevin, özellikle aslanlar ve diğer hayvanları yok olmaktan kurtarmak için bütün vaktini harcıyor. Güney Afrika'da sahibi olduğu koruma parkında yaklaşık 40 aslanı,bir kaç klan sırtlanı ve diğer yabani kedilerle birlikte yaşıyor.
Aziz Nesin Ölümünün 19. Yılında Piknikle Anılacak
Nesin Vakfı'nda yetişen çocuklar, ölümünün 19. yılında 'Aziz Dede'lerini bir piknikle anacak. Aziz Nesin, her yılın Temmuz ayının ilk cumartesi günü düzenlenen anma pikniği ile matemden uzak, bir şenlikle anılıyor. Öte yandan, devletin yıkmak istediği Vakfın Matematik Köyü de başarıdan başarıya koşuyor. Felsefe Köyü de yolda...Aziz Nesin ölümünün 19. yılında 5 Temmuz'da Aziz Nesin Vakfı'nın Çatalca'daki yerleşkesinde düzenlenen piknikle anılacak. Aziz Nesin 6 Temmuz 1995'te Sivas katliamının ikinci yıl dönümü nedeniyle bir söyleşi için gittiği Alaçatı'da kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmişti. Nesin, vasiyeti gereği hiçbir tören yapılmadan, yeri belli olmayacak şekilde Çatalca'da Vakfın bahçesine gömülmüştü. Ardında 80 yıllık mücadele, sayısız başarı ve Nesin Vakfı'nı bırakan Aziz Nesin, her yıl Temmuz ayının ilk Cumartesi günü düzenlenen bir piknik ile anılıyor. Vakfın yetişmesine ve eğitimine katkıda bulunduğu çocuklar ile herkesin katılımına açık olan anma pikniğinin matemden uzak bir şenlik havasında geçmesi amaçlanıyor. Pikniğe katılanlara, 'Aziz Dede'lerinin tarifiyle çocuklar tarafından hazırlanan gül şurubu da ikram edilecek. Pikniğe katılacaklar, 'sazı, sözü, neşesi ve dostları' ile davet ediliyor. Pikniğe gidecekler için Taksim'de AKM önünden saat 12.00'da servis kalkacak. Öte yandan, Nesin Vakfı'nın İzmir Şirince'de bulunan Matematik Köyü ise devletin yıkım tehdidiyle yüz yüze. Devletin yıkım kararı çıkardığı, TÜBİTAK'ın desteklemeyi reddettiği ve projenin mimarı Sevan Nişanyan'ın hapsedildiği Matematik Köyü'ne dünyaca ünlü matematikçilerin desteği sürüyor ve bir yandan da çok yoğun başvurular geliyor. Vakfın başındaki Ali Nesin, bu konuda pikniğe katılacaklara da Matematik Köyü'nün yakaladığı başarıyı anlattı ve bir de inşası devam eden Felsefe Köyü ile ilgili bilgi verdi. Nesin, Matematik Köyü ve Felsefe Köyü hakkında şunları anlattı: 'Matematik Köyü müthiş bir başarı yakaladı. O kadara ki başvuran öğrencilerin ancak onda birini kabul edebiliyoruz. Her yıl ilkokuldan doktoraya kadar 5 bin dolayında öğrenci köyü ziyaret ediyor. Yurt dışından hocalar da köyde ders vermek için kuyruğa girmiş durumdalar. Namımız aldı yürüdü. Yaz okullarımız meşhur biliyorsunuzdur. İlkbahar ve sonbaharlarda ise bir nevi Disneyland'a dönüşüyor köy. Akın akın gelen çocuklarla matematiksel oyunlar oynuyorum. Yenildikçe oynamak istiyorlar, oynadıkça yeniliyorlar... Bir zaman sonra o kadar şanslı olamayacağımı düşünüp stratejiyi aramaya başlıyorlar. Tam bulmak üzere olduklarında oyunu değiştiriyorum, yağma mı var! En sonunda yeniyorlar tabii. İşte o zaman keyiflerini görmelisiniz. Bazılarına da ancak iki saatte bulabilecekleri bir soru soruyorum. Hangimiz kaç defa aralıksız iki saat düşünmüşüzdür ki, zaman mı var? Ama çocuklar iki saat boyunca probleme yoğunlaşıyorlar ve altından girip üstünden çıkıyorlar. Başlangıçta kendilerine imkansız gelen bir problemi çözmek onları çok mutlu ediyor. Kendilerine güvenl duyuyorlar, zekalarına şaşıyorlar. Matematik Köyü dünyada bir ilktir ve sanıyorum imece usülü kurulan bir başka bilim kurumu daha yoktur. Katkısı olan, destekleyen herkese gençler adına çok teşekkür ederim. Umarım yarattığımız güzelliği gelip görmüşsünüzdür. Mutlaka bekleriz. Görülesi bir yer çünkü. Güzelliğinden öte, Türk eğitim sistemini vasatlıktan kurtaran devrim niteliğinde bir oluşum mutlaka görülmeli diye düşünüyorum. Matematik Köyü rüşdünü ispatladığına göre artık Felsefe Köyü'ne el atabiliriz. Geçen yıl inşaatına başladık. Yarıladık sayılır.' TÜBİTAK Matematik Köyü'ne desteği kesti Maddi zorluklar içinde inşası süren Felsefe Köyü'ne katkıda bulunmak isteyenler Nesin Vakfı'na bağışta bulunabilecek. Bin lira ve üstü bağışta bulunanların adları bir mermer plakete yazılıp Felsefe Köyü'ne asılacak. Felsefe Köyü'ne katkı sağlamak isteyenler şu hesaplara bağışta bulunabilir.CNNTürk
Çin Seyahatinde Görmeniz Gereken 7 Yer
Çin; dünyanın en büyük ikinci ülkesi ve en kalabalık ülkesi. Çin, binlerce yıldır gelişen, tarihi eski uygarlıklara dayanan çok eski bir ülke. Çok geniş topraklara sahip olduğu için seyahat ettiğinizde nereleri ziyaret etmeniz gerektiğini bilmek zor. Nereleri ziyaret edeceğinize nasıl karar vereceksiniz?Çin seyahati yapacakların, nereleri ziyaret edeceklerini önceden bilmeleri lazım çünkü yapılacak binlerce şey var hepsini vakit ayırmanız imkansız! Eğer gidecekseniz bizce kaçırmamanız gereken 7 yer bunlar:
Tarihteki 10 Ünlü Casus
CASUSLUK TARİHİNİ BİLEN BİRİNE BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI YILLARINDA, HATTA TÜM ZAMANLARDA ADI EN ÇOK ANILAN CASUS KİMDİ DİYE SORARSANIZ BÜYÜK BİR İHTİMALLE MATA HARİ YANITINI ALIRSINIZ. 1876'DA HOLLANDA'DA ORTA SINIF BİR AİLENİN ÇOCUĞU OLARAK DÜNYAYA GELEN ZELLE, RAHİBE OKULUNA GİTTİ VE BİR İSKOÇ KAPTANA ÂŞIK OLUP ONUNLA EVLENDİ. DOĞU HİNT ADALARI'NA KOCASIYLA BİRLİKTE GİDEN ZELLE, DAHA SONRA ONDAN BOŞANDI.
Reklam