11 Bin Suriyelinin 'Ölüm ve İşkence Fotoğrafları'
11 Bin Suriyelinin 'Ölüm ve İşkence Fotoğrafları'
Amerikan CNN televizyonu ve İngiltere'nin Guardian gazetesi, Beşar Esad rejiminin göz altına aldığı binlerce kişiye işkence uyguladığı ve öldürdüğü yönünde iddialar yayımladı.
BBC'nin Beyrut'taki muhabiri Jim Muir, henüz doğruluğu bağımsız kaynaklarca teyit edilmemiş iddia dosyasının her biri birkaç defa görüntülenip numaralanmış tüyler ürpertici ceset fotoğraflarından oluştuğunu söylüyor.
CNN ve Guardian, çoğunluğu işkenceyle öldürülmüş yaklaşık 11 bin tutuklunun hemen hemen 55 bin adet fotoğrafının Suriye dışına kaçırıldığını bildiriyor.
Guardian'ın aktardığına göre, Suriye ordusunda askeri fotoğrafçı olarak çalışırken cesetleri kayıtlara geçirmek için görüntülediğini söyleyen kişi, saf değiştirerek elindeki bellek çubuklarını isyancılara teslim etti.
Bu kişinin temas kurduğu grup, Katar destekli Suriye Ulusal Hareketi.
İsyancılara para ve silah desteğinde bulunan Katar, Beşar Esad'ın görevden indirilerek savaş suçlarından yargılanması gerektiği yönünde çağrılar yapıyordu.
Katar hükümetinin isteği üzerine Londra merkezli önde gelen bir hukuk bürosu, uluslararası savaş suçu mahkemelerinde görev yapmış üç eski baş savcıyı fotoğrafları inceleyip bir rapor hazırlamakla görevlendirdi.
Carter-Ruck adlı hukuk bürosunun görevlendirdiği bu üç soruşturmacı, eski Liberya cumhurbaşkanı Charles Taylor'ın sanık sandalyesinde oturduğu davanın baş savcılığını yapmış olan David Crane, Sierra Leone'deki savaş suçları için kurulmuş özel mahkemenin baş savcısı Sir Desmond Da Silva ve eski Yugoslav lider Slobadan Miloşeviç'in yargılandığı mahkemenin baş savcısı Profesör Geoffrey Nice.
Ceset fotoğraflarını inceleyen ve Suriye'den kaçtığını söyleyen fotoğrafçı ile son on gün içerisinde üç ayrı görüşme yapan soruşturma ekibi, kaynağın güvenilir olduğu kanaatine vardıklarını belirtiyorlar.
Guardian'a göre uluslararası hukuk camiasının önde gelen üç soruşturmacısı, Suriye'deki tutuklu isyancılara yönelik işkence ve cinayet vakalarının sistematik olarak gerçekleştiğine açıkça işaret eden bu fotoğrafların Beşar Esad'a ve Suriye hükümeti yetkililerine savaş suçları mahkemesinin yolunu açabileceğini söylüyor.
Gazete, Mart 2011'den geçen Ağustos ayına kadarki süreyi kapsayan fotoğraflarda kurbanların çoğunluğunun vücutları zayıflamış genç erkekler olduğunu, aralarından birçoğunun işkence izleri taşıdığını, bazılarının gözlerinin oyulmuş olduğunu yazıyor.
Fotoğrafçı olduğunu söyleyen ve Guardian'ın gerçek ismini sakladığı kişi, cesetleri bu şekilde görüntülemenin nedenlerini şöyle açıklıyor:
Fotoğraflar, aile yakınlarının kimlik tespiti için cesedi bizzat görmesi zorunluluğunu ortadan kaldırarak ölüm sertifakası çıkartılmasında kullanılıyor. Ayrıca, emirlerin yerine getirilip bireylerin gerçekten öldürüldüğü, üst makamlara bu fotoğraflarla belgelenmiş oluyor.
Guardian, Katar'ın ön ayak olduğu bu raporun, İsviçre'de Suriye krizine çözüm bulmak için düzenlenen uluslararası konferansla aynı hafta açıklanıyor oluşunu zamanlama açısından manidar buluyor.
Beyrut'taki BBC muhabiri Jim Muir, Esad hükümetine yöneltilen işkence ve adam öldürme suçlamalarının yaklaşık üç yıl önce başlayan ayaklanmadan bu yana aktivistler ve insan hakları örgütleri tarafından sıklıkla dile getirildiğini hatırlatıyor.
Ancak bu sefer, fotoğrafların doğruluğu teyit edilirse, ilk kez rejimin içerisinden bir kişi savaş suçu iddialarını ortaya çıkarmış oluyor.
Jim Muir, fotoğrafların işaret ettiği 11 bin tutuklu sayısının da, bundan önce bir insan hakları örgütünün geçen Ağustos ayına kadar belgelediğini söylediği 3 bin işkenceyle ölüm sayısını önemli oranda aştığını kaydediyor.
Gene aynı insan hakları örgütü akıbeti belirlenmemiş kayıp tutuklu sayısını ise 85 bin olarak açıklamıştı.
Muhabirimiz, Suriye'deki iç savaşta isyancı grupların da ele geçirdikleri askerlere ya da Beşar Esad'a bağlı milislere yönelik işkence ve cinayet iddialarıyla suçlandığını, fakat rakamsal olarak Suriye hükümetinin işlediği iddia edilen suçların daha yüksek sayılar içerdiğini belirtiyor.
BBC Türkçe
Fotoğraflar: AA & Milliyet
Suriye'de Savaş Suçu Belgeleri
Suriye ordusunda 13 yıl askeri polis olarak görev yapan bir kişi çalışma arkadaşlarıyla iki yıl boyunca Esad rejimi tarafından gözaltındayken sistematik işkenceyle öldürülen 11 bin kişinin 55 bin kare fotoğrafını çekti. Kurbanlara elleri ve ayakları bağlıyken işkence yapıldığı, tel, ip ve hatta araçlardaki triger kayışına benzer cisimlerle boğulduğu, açlığın bir işkence yöntemi olarak kullanıldığı inceleme sonunda tespit edildi. Savaş Suçları konusunda dünyaca tanınmış uzmanlardan oluşan soruşturma komisyonu, bu delillerin Esed rejimine karşı, 'insanlığa karşı suç' ve 'savaş suçları' için açılacak davalarda 'güçlü deliller' olduğuna karar verdi. Uzmanlar fotoğrafların, Suriye'deki iç savaşı, Beşar Esad'in geleceği ve Cenevre görüşmelerini etkileyeceğini belirtiyor
Anadolu Ajansı, Suriye'de Esad rejimi tarafından işlenen savaş suçlarını belgeleyen rapor ve fotoğraflara ulaştı.
Suriye ordusunda 13 yıl askeri polis olarak görev yapan bir kişi, ülkede yaşanan iç savaş boyunca, rejime bağlı askeri hastanelere ölü olarak getirilen kişilerin fotoğraflarını çekmekle görevlendirildi.
Hastaneye getirilen kişilerin tamamı gözaltındayken işkence, elle boğma ve aç bırakılarak öldürülen Suriyeli muhaliflerden oluşuyordu. Askeri polis her gün, ölü olarak getirilen bu kişilerin yüz ve beden fotoğraflarını çekerek, numaralandırıp üstlerine teslim etti.
Cesetlerin yüz ve bedenleri üzerine elle yazılan şifreli notlarla beraber çekilen bu fotoğraflar, Suriye ordusu içinde sistematik olarak verilen öldürme emirlerinin yerine getirildiğine dair belge olarak kabul gördü.
Çalışma arkadaşlarıyla iki yılda 55 bin kare fotoğraf çeken askeri polis, sistematik işkenceyle öldürme politikasına dayanamayarak Suriyeli muhaliflerle gizlice irtibat kurdu. Askeri polis, iki yıl boyunca çekilen fotoğrafları düzenli olarak bir flaş belleğe kaydetti ve gizlice muhaliflere verdi.
Muhaliflerin girişimleri sonucunda, İngiltere'de savaş suçu ve insanlığa karşı işlenen suçlar konusunda söz sahibi uluslararası hukukçular ile adli tıp ve adli fotoğraflar konusunda uzman kişilerden oluşan özel bir komisyon kuruldu. Komisyonda, Birleşmiş Milletler tarafından daha önce savaş suçu işlemiş eski Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç ve Sierra Leona için kurulan özel mahkemelerde görevlendirilmiş savcı ve avukatlar da yer aldı.
Fotoğrafların ve diğer görüntülerin gerçek olup olmadığı ve üzerlerinde oynama yapılıp yapılmadığı konuları İngiltere'de bir laboratuvarda incelendi. İncelenen materyallerin tümünün müdahale edilmeyen gerçek fotoğraflar olduğu tespit edildi.
Komisyon 55 bin fotoğraftan 26 binini inceledi. Fotoğraftaki kişilerin, sistematik işkenceye tabi tutulduğu, kurbanlara elleri ve ayakları bağlıyken işkence yapıldığı, tel, ip ve hatta araçlardaki 'triger kayışı'na benzer cisimlerle boğulduğu inceleme sonunda tespit edildi. Dikkat çeken bir diğer önemli tespit de açlığın bir işkence yöntemi olarak kullanılması oldu. Komisyon, bu yöntemlerle öldürülen ve 55 bin kare fotoğrafı çekilen kişi sayısının yaklaşık 11 bin olduğu tahmininde bulundu.