'Senfoni Orkestraları ve Tiyatro Salonlarının Kapatılması Yüreğimizi Yakıyor'
Piyanist Tuluyhan Uğurlu, Türkiye’de senfoni orkestraları ve tiyatro salonlarının kapatılmasının yüreklerini yaktığını söyledi.
Ülkede sanatsal faaliyetlerin ‘tepetaklak’ olmasıyla ilgili büyük bir duyarlılığa sahip olduğunu belirten Uğurlu, “Dört yaşımda müziğe başladım. O günden beri günde 8, 10 saat piyano çalışarak bugünlere geldim. Viyana Müzik Akademisi’nde mezun oldum. Yıllarca konserler verdim. Şimdi (piyanom) elimden alınmış olsa veya ben bunla yaşayamaz bir hale gelsem başka bir alternatifim yok; gidip ikinci bir meslek yapamam. Çünkü bu benim hayatım.” dedi.
Adana Çevre ve Arboretum Derneği’nin davetlisi olarak geldiği ilde ‘çevre’ temalı konser veren Tuluyhan Uğurlu, Adana Plaza Oteli’nde basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin son dönemde ülkede sanatsal faaliyetlere yönelik baskılara dair sorularını cevaplandıran Uğurlu, yaşanan olumsuzluklardan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Sanatçıların; özellikle orkestrada enstrüman çalanların elinden meslekleri alındığında onların başka bir iş yapamayacak hale geleceğini ifade eden Uğurlu, “Bu insanlar yıllarını o kemana, gitara, çelloya vakfetmiş. Bir altın bilezik ve ondan sonra zar zor bir orkestraya girmişler, bugünlere gelmişler. Şimdi bu insanlara ‘git başka iş yap, bu işin artık hükmü yok’ diyemezsiniz. Dediğiniz an bu kişileri bitirirsiniz. Diyemezseniz; bu kişiler başka bir mesleğe başlasalar bile ‘sahnedeydin, buralara mı düştün’ diye alaya alınacaklardır. Rencide edileceklerdir. Dolayısı ile sanatçılarımızı madden ve manen korumak zorundayız.” diye konuştu.
Türkiye’deki sanat ortamının gelişmesi için herkesin elinden gelen gayreti göstermesini isteyen Uğurlu, bir takım yanlış uygulamalara tepki gösterdi. Uğurlu, şöyle devam etti: “Biz de söylüyoruz, çevremizde sözümüzün geçtiği insanlara. Yüzlerce defa söyledik; ama maalesef kimse itibar etmiyor. Ama bu bir hak yemektir, kul hakkıdır. En kısa zamanda güzelliklerle telafi edilmesi gerekir. Tiyatro ve konser salonlarının teşvik edilmesi gerekir. Mesela Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nun çok iyi restore edilmesi lazım. Yapılan kültür merkezinin bir piyanoya ihtiyacı var.”
Suriye’den Türkiye’ye sığınan ve ailesiyle Bursa’ya yerleşen piyanist Tambi Asaad Cimuk’a sahip çıkılmasına ‘çok sevindiğini’ vurgulayan Tuluyhan Uğurlu, Türkiye’de ‘yaratıcı ruhların’ beslenmesi gerektiğini bildirdi. Ülkenin asıl Mozart’tan daha iyi eser yazacak sanatçılara ihtiyacının bulunduğuna işaret eden Uğurlu, “Çocuğa çok iyi bir klasik eğim verdikten sonra, kendi rotasını, hayat çizgisini çizmesini öğretmeliyiz. Bütün lise hayatımız Endoplazmik retikulumla öğrenmekle geçti. Bize ezberlettiler. Eğitim sistemimiz ezber üzerine kurulu, üretme yönelik değil ki…Dolayısı ile konservatuvardaki gençlerimize ‘yaratıcı ruhu’ aşılamamız lazım.” şeklinde konuştu.
‘Evrenin gizli mesajları’ isimli eserini Adana’da sahnelediğini açıklayan Uğurlu, bir takım gerekçelerle ağaçların kesilmesine tepki gösterdi. Uğurlu, şunları söyledi: “Zeytin ağaçları yok ediliyor. Halbuki çok rahatlıkla başka yerlere dikilebilir. Maalesef ‘kavşak yapıyoruz’ diye asırlık çınarları kesiyoruz, ‘Taksim’deki parkı kaldıralım’ diyoruz. Bunlar asla kabul edilebilecek şeyler değil. Biz de sanatla bunlara karşı duruşumuzu gösteriyoruz. Sanat güzelliğe dönen önemli bir silahtır.”
Evrenin her geçen gün biraz daha yıpratıldığını, talan edildiğini; sanayileşmeyle gittikçe yaşanmaz hale getirildiğini aktaran Uğurlu, sanat ve sanatçının çevresiyle bir bütün olduğunu ve bu değerlerden ilham aldığını hatırlattı. Türkiye’de en çok kendi eserleriyle konser veren bir sanatçı olduğuna dikkat çeken Tuluyhan Uğurlu, yurt içi ve dışında yılda ortalama 105 konser verdiğini sözlerine ekledi. Adana Çevre ve Arboretum Derneği Başkanı Zeynep Çavuşoğlu da toplantıda hazır bulundu.
Mehmet Şahin, CİHAN