Kısa Ömrüne Pek Çok Eser Sığdırmış Ömer Seyfettin'in Hayat Hikayesi
1. 11 Mart 1884 yılında Gönen, Balıkesir'de doğdu.
2. Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanî'ye, 1893 ders yılı başında da Askerî Baytar Rüştiyesi'ne kaydedildi.
3. Normal olarak Kuleli Askerî İdâdîsi'ne devam etme hakkı vardı.
4. 1900'de idâdîden mezun olarak istanbul'a döndü ve Mekteb-i Harbiye-i Şâhâne'ye (Kara Harb Okulu) girdi.
5. 1906'da İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı.
6. Ocak 1909'da Selanik Üçüncü Ordu'da görevlendirildi.
7. Ziya Gökalp / Ali Canip Yöntem
8. Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşı'nın başlaması üzerine dağılmak zorunda kaldı.
9. İkinci defa askerlikten istifa ederek 1914 yılında Kabataş Sultanisi'nde öğretmenlik görevine başladı ve bu görevini ölümüne kadar sürdürdü.
10. 1917'den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zaman birçok acı ve sıkıntıya rağmen verimli bir hikâyecilik dönemini içine alır.
11. Türk Edebiyatına Etkileri
Maupassant(KLASİK VAK'A ÖYKÜSÜ-OLAY ÖYKÜSÜ) tarzı olay hikâyeciliğinin bizdeki en büyük ismidir.
Hikâyeciliği meslek olarak gören ilk sanatçıdır.
Genç Kalemler dergisinde yayımlanan “Yeni Lisan” makalesiyle dilin sadeleştirilmesi gerektiğini savunmuştur.
Uzun cümlelerden, söz oyunlarından, yabancı sözcük ve tamlamalardan kaçınmış, konuşma ve yazı dili arasında bir uyum kurmaya çalışmıştır.
“Toplum için sanat” anlayışıyla milli değerlere yönelmenin önderliğini yapmıştır.
Realizm akımının etkisi altındadır.
Hikâyelerinde milli’ bilinci uyandırma ve güçlendirme amacı taşımıştır.
Mizahtan da yararlanarak toplumdaki aksayan yönleri eleştirmiştir; bu bakımdan hikâyeleri toplumsal hiciv karakteri taşır.
Konuşma dilini yazı diline uygulamayı amaçlamıştır.
Hikâyeleri teknik açıdan zayıftır, tasvirlere, psikolojik tahlillere önem vermez, daha çok olayı ön plana çıkarır.
Hikayelerinin konularını Milli tarih (daha çok Osmanlı tarihi) çocukluk anıları askerlik anıları ve günlük hayat oluşturur.
Kısa cümlelere dayanan okurun dikkat ve heyecanını canlı tutan bir anlatımı vardır.
Hikâyelerinde menkıbe, efsane, destan, halk fıkraları ve tarihten yararlanmıştır.
Kitaplaştırmadığı az sayıda şiiri de vardır.
Efruz Bey ve Yalnız Efe adlı eserleri “uzun hikâye”, “roman” olarak da değerlendirilmektedir.