Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!
Neden Horlarız, Horlama Nasıl Geçer? Yaygın Şikayeti Masaya Yatırıyoruz!
Horlama ve uyku-apne sendromu, genellikle uykuda ses çıkarmak veya nefes almakta güçlük çekmekle ilişkilendirilse de, bu durumun ötesinde çok daha derin anlamlar taşıyabilir. Bu rahatsızlıklar, önemli sağlık sorunlarının habercisi olabilir. Bu içeriğimizde, horlama ve uyku apnesinin ne anlama geldiğini detaylandıracak ve size alternatif çözüm önerileri sunacağız.
Buyurunuz👇
Şehir efsanelerini rafa kaldıralım, “yahu hepi topu uyurken sesli nefes alıyoruz” demeyelim ve bilimin sesine kulak verelim… Horlama tam olarak şöyle bir şey:
Üstelik horlamak sadece sizi etkilemez, çevreniz de bundan mustarip olabilir.
Peki uyku apnesi bu işin neresinde?
Uyku esnasında üst solunum yolundaki kasın elastikiyetinin azalması bazı kişilerde solunum yolunun fazla çökmesine neden olabilir, bu da solunumun kesilmesine sebep olur. Her seferinde 10 saniye veya daha fazla sürebilir. Uyku esnasında bir apne atağı yaşadığınızda, beyninizin sizi tekrar uyandırmak için seçtiği yöntem genellikle çok yüksek bir sesle horlama şeklinde olur. Ayrıca uyku apnesine sahip kişilerin kalp krizi geçirme ve felç olma riski çok yüksek!
Neden uyanıkken horlamıyoruz diye düşünüyorsanız meraklanmayın. Bilimde ona da bir cevap var.
Uyku sırasında kas elastikiyetinin azalması hava yolu dokusunun titremesini önlemek için yetersiz kalıyor. Uyanıkken kas elastikiyeti solunum yolunu iyi durumda tuttuğu için böyle bir yetersizlik söz konusu değil. Aynı şekilde uyku apnesinin gerçekleştiği durum uyanık halimizde gerçekleşmediği için, bu solunum kesilmesi olayı uyanıkken başımıza gelmez.
Ve işte neden horluyoruz sorusunun cevabı:
Aşırı beslenme, egzersiz yokluğu, alkol, sigara, uyku hapları, uyku sırasındaki konum, alerji, burun tıkanıklığı ve ağızdan soluk alıp verme, küçük veya çökmüş burun delikleri, dil ve boğaz kaslarının gevşek yapıda olması, boğaz dokusunun kalın olması, yumuşak damağın ve küçük dilin normalden uzun olması gibi sebepler horlamaya neden olabilir.
Horlama veya uyku apnesi rahatsızlığına sahip olup farkında olmayabilirsiniz!
Sabah uyanıldığında şiddetli baş ağrısı, cinsel arzunun azalması, kalp hastalıkları ve yüksek tansiyon, sersemlik, yorgunluk, konsantrasyon bozukluğu, gece uykudayken aşırı terleme, unutkanlık, sinirli olma hali gibi problemlere sahipseniz dikkat!
Kadınlarda horlamanın erkeklere oranla daha az görülmesi tesadüf mü?
Değil. Erkeklerde kilo sonucu yağlanmanın boyun ve karın çevresinde yoğunlaşması horlama probleminin gerçekleşmesi ihtimalini arttırıyor. Ama bu durum kadınları hemen heyecanlandırmasın, zira menopozdan sonra hormonal değişiklikler sonucunda belirli bir yaştan sonra kadınların da horlama oranı erkeklere yaklaşır, hatta eşitlenir.
Tespit edilmesi gereken fiziksel bir anormallik sonucu ortaya çıkan ve durdurulabilecek veya iyileştirilebilecek bir şey olmayan horlama ile nasıl başa çıkacağız?
Kontrol edilebilecek bir çözüme ulaşılmasının başında horlamanın ve uyku apnesinin nedenini bulmak gelmektedir. Bunun için ise tavsiye edilen başlıca yöntem, hastanelerde de yaptırabileceğiniz, uyku testi (polisomnografi)’dir.
“Uyku testine ne gerek var? İnternette vardır herhalde çözümler” diyenleri de düşündük.
Buradan interaktif horlama testiyle kendi tanınızı kendiniz koyabilirsiniz.
“Evde uygulanabilecek yöntemler yok mu?” diyenleri de böyle alalım. Uyku pozisyonunuzu değiştirerek horlama ile savaşmaya başlayabilirsiniz. Sırt üstü yatmaya engel olmasıyla ünlü vücut yastıkları tam olarak bu iş için!
Sırt üstü uyunulduğunda hava yolları daha fazla daralabilir. Bu sebeple yan uyumak horlamanızı azaltacaktır.
Uyku pozisyonunuzda ayaklarınızı yüksekte tutmak da çözümlerden biri.
Yatağınızın ayak ucunda oluşturabileceğiniz herhangi bir yükseklik de horlamayı azaltan etkenlerden.
Sağlıklı beslenmek ve egzersiz yapmak da çözümlerden bir tanesi.
Kilolu olmak veya sağlıksız diyetler yapmak boğaz dokunuzdaki yağlanmayı arttıracağı için horlamanız da artıyor…
Bu kamu spotu horlama için de geçerliliğini koruyor: Sigara ve alkolden kaçının.
Zira onlar hiçbir şekilde dostumuz değil. Sigara, burun ve boğazdaki zarları tahriş ederek hava yollarını bloke edebilirken; alkol ve sakinleştiriciler hava yollarını tıkayacak kasları gevşetebilir.
Burun bantları da horlamayı önlemek için kullanılabiliyor.
Gece uyurken burnumuzdan daha rahat nefes almamızı sağlayan burun bantları, ağızdan nefes almamızı gerektirecek bir ortam yaratmadığı için horlamaya karşı etkili.
Didgeridoo çalmak da horlamayı azaltıyor!
'Ben nereden bulayım bu enstrümanı?' diyorsanız bu öneri sizin için değil, hem yeni bir enstrüman çalmak isteyen hem de horlamayı hayatından çıkarmak isteyen okuyucularımıza sesleniyoruz. Bu enstrümanı çalan kişilerin boğaz dokusu güçleniyor ve bu da horlamayı ciddi oranda azaltıyor!
Bir de basit, çabuk temin edilebilen ve etkili böyle çözümler var.
Ağzımızı çok da baskı uygulamadan kapalı tutarak horlamaya kalıcı olmasa da anlık çözümler getirebilliriz. 'Horlama maskesi' olarak geçen bu basit ama etkili yeniliği deneyip sonuçlarını görmek gerek.
Yorum Yazın
Belkide bu özelliğimiz ilkel zamanlarda hayatta kalmamızı sağladı. uyuyorsun ama kükrer gibi sesler çıkartıyorsun. çoğu avcı hayvan kaçıp gidiyordur...