Medeni Yıldırım'ın Annesi: 'Onsuz Bir Yılın Her Anı Acıyla Geçti'
Karakol ve kalekol inşaatlarını protesto gösterileri sırasında halkın üzerine ateş açan askerler tarafından 24 yaşındaki Ramazan Baran ve 50 yaşındaki Baki Akdemir’in öldürüldüğü Lice’de bundan tam bir yıl önce yine karakol inşaatını protesto sırasında askerler halka ateş açmıştı. 28 Haziran 2013’te askerlerce açılan ateşte 18 yaşındaki Medeni Yıldırım vücuduna isabet eden kurşunla yaşamını yitirdi.
KATİLLER CEZALANDIRILSIN
O günden beri bir yandan oğlunun acısını yaşayan diğer yandan katillerin cezalandırılmasını isteyen anne Fehriye Yıldırım, “Onsuz her anım acıyla geçti” diyor.
Soruşturmanın bunca zamandır sonuçlandırılmamasına isyan eden Fehriye Yıldırım, Medeni’siz geçen bir yılın acılarla geçtiğini söylüyor. Bir yıldır faillerin ortaya çıkarılmamasına tepki gösteren anne Yıldırım, görüntülerin bile ortaya çıktığını, Medeni’yi vuran askerlerin belli olduğunu buna rağmen kimsenin cezalandırılmamasına dayanamadığını söylüyor. Tek isteğinin faillerin ortaya çıkarılarak cezalandırılması olduğunu söyleyen Yıldırım, “Bu şekilde az da olsa acım hafifler” diyor.
‘ERDOĞAN BENİM DE SESİMİ DUYSUN’
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın PKK’ye katılan gençleri dilinden düşürmediğini söyleyen Yıldırım, “Erdoğan benim sesimi duymuyor. Ben katili istiyorum. Oturma eylemi yapan anneler yanlış yerde oturuyor. Erdoğan’ın kapısının önünde otursunlar. Gençler baskı var diye gidiyorlar dağa” diyor.
KATİLLERİ SERBEST
Lice’de bir yıl önce karakol yapımını protesto sırasında askerlerce öldürülen Medeni Yıldırım ile ilgili soruşturmada bir arpa boyu yol alınamadı. Delillerin failler tarafından toplandığını ve karartıldığını söyleyen Avukat Reyhan Yalçındağ, benzer olaylarda asker ve polisin cezasız kaldığını söyledi.
Yıldırım’ın öldürülmesinin ardından Olay Yeri İnceleme Müdürlüğünce hazırlanan tutanakta, uzun namlulu silahlara ait toplam 317 adet kovan bulunduğu belirtilmişti.
YALNIZCA İKİ ASKERE SORUŞTURMA İZNİ
Olayla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı tarafından görevlendirilen müfettişlerce hazırlanan raporda ‘Ateşli silah kullanma şartları bulunmamasına rağmen askerlerin aldıkları emir ile göstericilere karşı ateşli silah kullanılmasının hukuka aykırı ve cezai sorumluluk gerektirdiği’ tespiti yapılmıştı. Olayın ardından Lice Cumhuriyet Başsavcılığı, olay esnasında karakolda bulunan 7 asker için Lice Kaymakamlığından soruşturma izni isterken, Kaymakamlık 27 Ağustos 2013’te askerlerden Kayacık J. Ütğm Krk. K. Mustafa Öztürk ve Jandarma Özel Harekat Tim Komutanı Seyit Ahmet Yurtoğlu için ‘Görevi kötüye kullanmak’ gerekçesiyle soruşturma açılmasına izin vermişti.
DELİLLERİ FAİLLER TOPLADI!
Yıldırım ailesinin avukatı Reyhan Yalçındağ, Medeni Yıldırım soruşturmasının aslında ‘yürütülmeyen bir soruşturma’ olduğunu belirterek, “Türkiye’de benzer olaylarda yaşanan süreç bir kez daha sahnelendi” dedi. Yalçındağ, delillerin failler tarafından toplandığına dikkat çekerek, “Bu da ilk andan itibaren delillerin karartılmasına neden oldu” dedi. Türkiye’de failin polis ya da jandarma olduğu vakaların cezasızlıkla sonuçlanacağı gibi bir algı olduğunu söyleyen Yalçındağ, “Medeni’nin ölüm yıl dönümünde hâlâ ortada ciddiyetsiz bir soruşturma var. Ezbere dayalı cümleler, neredeyse noktası virgülüne kadar aynı. ‘Şu gün şu saatte oldu. Kitle bizim üzerimize şunları üzerimize attığı andan sonra biz de havaya ateş açtık.’ Her bir askerin ifadesi bu şekilde” dedi. Soruşturmayı yürüten savcılığın da dosyaya aynı zihniyetle yaklaştığını belirten Yalçındağ, “Burada otopsi gerçekleşmesine rağmen yetersiz bulunup, Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Aylardır netleşen bir şey yok” dedi. Dosyanın gönderildiği Adli Tıp Kurumu için ‘Franco rejiminin kanlı ellerini silen havlu’ benzetmesinin yapıldığını anımsatan Yalçındağ, “Bir gencin askerlerce öldürülmesi bu kadar ciddiyetsiz soruşturulamaz” dedi.
Evrensel ve Diyarbakır DİHA