Günahıyla Sevabıyla Enteresan Bir Osmanlı Sadrazamı: Damat Ferit Paşa
Damat Ferit Paşa, birçok Türk vatandaşının ismini duyduğu tarihi bir şahsiyettir. Bu şahsiyet günümüzde ya göklere çıkartılıp övülerek veya tam tersine yerin dibine sokularak tasvir edilmektedir. Bizim amacımız ise burada Damat Ferit'i tarihi bir şahsiyet olarak objektif biçimde değerlendirip, sorgulamaktır.
Hayatı 1853'ün İstanbul'unda başladı. Babası Şura-yı Devlet üyelerinden Hasan İzzet Efendi idi.
Damat Ferit 1886 yılında Şura-yı Devlet üyeliğine de getirildi. Daha sonrasında ise vezirlik rütbesine kadar yükseldi.
II.Meşrutiyet sonrasında Ayan Meclisine giren Damat Ferit'in gözü daha yüksek rütbelerdeydi.
1918'de I.Dünya Savaşı'ndan çok büyük kayıplarla ayrılan Osmanlı'da İttihat ve Terakki rüzgarı birden kesilivermişti.
Ahmed İzzet Paşa böyle bir şeyi asla beklemiyordu, padişaha bunun kabul edilemez olduğunu söyledi.
Mondros Ateşkes Antlaşması Osmanlı'yı fevkalade zor bir duruma sokuyordu.
Damat Ferit aradığı fırsatı bulmuştu. Kamuoyu Ahmet İzzet Paşa hükumetine yüklenmeye başladı.
Damat Ferit artık kariyerinin en yüksek noktasına ulaşmıştı. Yükselebileceği en uç makam olan sadrazamlığa getirilmişti.
İzmir'de yaşanan facialar üzerine Damat Ferit istifasını sunduysa da padişah tarafından yeni bir hükumet kurmakla görevlendirildi.
Bu sırada Anadolu çoktan Milli Mücadele ruhuna bürünmüştü. Kurtuluşun tek yolu vatanın her karış toprağını savunmaktı.
Damat Ferit birkaç aylık aradan sonra 5 Nisan 1920'de 4. kez hükumeti kurmakla görevlendirildi.
Damat Ferit Paşa, Kuvva-yı Milliye hareketini bastırmak için İngilizlerden lojistik destek istedi. Kuvva-yı Milliye hareketini fitne-fesat ve ihanet olarak ilan etti. Hatta 11 Nisan'da Kuvvacıların hain olduğu ve katledilmelerinin dahi caiz olduğunu bildiren bir fetva aldı. 18 Nisan'da Kuvva-yı İnzibatiye (Hilafet Ordusu) namıyla Kuvva-yı Milliyecilere karşı bir ordu teşkil edildi.
Bunlara mukabil 23 Nisan'da Ankara'da Mustafa Kemal Paşa başkanlığında Büyük Millet Meclisi toplandı.
Ülke işgalden kurtuluncaya dek milletin ve devletin tek temsilcisinin Ankara Hükumeti olacağı bildirildi. İstanbul Hükumetinin bütün faaliyetleri ve imzaladıkları antlaşmalar yok sayıldı. Mustafa Kemal Paşa, Paris Konferansına giden heyetin milleti temsil etmediğini belirtti. Ankara İstiklal Mahkemesince de Damat Ferit Paşa vatana ihanet suçuyla ölüme mahkum edildi.
Damat Ferit Paşa'nın son durağı ise Sevr Antlaşması oldu.
Bu antlaşma her yönüyle Osmanlı topraklarını parçalayıp bölen bir belgeydi. Antlaşma imzalandıysa da bunu onaylatıp yürürlüğe koyacak bir hükumet mevcut değildi. Ayrıca Ankara Hükumeti'nin onayı olmaksızın böyle bir antlaşmanın yürürlüğe girmesi mümkün gözükmüyordu. Bu son olay Damat Ferit'in kariyerinin de sonu olmuştu. 17 Ekim 1920'de İngilizler ve Fransızlar Damat Ferit'in istifasını istediler.
17 Ekim 1920'de son defa istifasını veren Damat Ferit, ülke dışına çıkarak Avrupa'ya gitti.
Milli Mücadele boyunca burada kaldı. Bir ara İstanbul'a geri döndüyse de hayatını tehlikede görerek 21 Eylül 1922'de Fransa'ya gitti. 6 Ekim 1923 tarihinde Nice şehrinde hayata veda etti.
Yorum Yazın
Kolay yoldan güç ve para elde etme heveslisi. Çıkarı nerdeyse orda yer alan, zoru gördüğünde de topuklayan zavallı bir beta. Günümüzde olsa bakan falan olabi... Devamını Gör
İyi okuyun yobazlar, belki olmayan beyniniz bir şeyler anlar.
Yobaz derken!?
Damat Ferit AKP`liler tarafından ihmal edilen bir isim. "Keşke o gün Yunan galip gelseydi" diyen Kadir Mısırlıoğlu Damat Ferit`i övsün de AKP`liler rahatça a... Devamını Gör
Bu adamı kendisinden yüz yıl sonra kurulan AKP ile özdeşleştirmeyi nasıl başardın helal olsun. Kadir Mısıroğlu'na düşman, AKP'ye düşman vatansever olmak bu o... Devamını Gör