Ekonomik Baş Belamız Olarak Tanınan Düyun-ı Umumiye ve 100 Yıllık Dış Borçlanma Hikayemiz
Ekonomik Baş Belamız Olarak Tanınan Düyun-ı Umumiye ve 100 Yıllık Dış Borçlanma Hikayemiz
Hayatta hiçbir şey tamamen pozitif veya negatif sonuçlar getirmez. Tarih için de aynı kural geçerlidir. Bu çerçevede, Osmanlı'nın son yıllarında kurulan ve imparatorluğun yıkılmasında büyük etkisinin olduğu belirtilen Düyun-ı Umumiye'ye farklı bir bakış açısı getirmeye çalışacağız.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Tarih boyunca ortaya çıkmış olan her devlet için ekonomi çok önemli bir unsurdu. Bir devletin siyasi gücü ile ekonomisi arasında sürekli bir döngü mevcuttur.
Coğrafi keşiflerle birlikte Avrupa'da yükselişe geçen iktisat karşısında, doğunun cazibesi gerilemeye başladı.
Olağanüstü ekonomik sıkıntılar karşısında 1623'te IV. Murad devrinden itibaren birkaç defa dış borçlanma planları gündeme geldi.
Diğer Avrupa devletleriyle kıyaslandığında Osmanlı, dış borçlanmaya geç bir tarih olan 1854'te adım attı.
1875'e gelindiğinde ise 200 milyona yakın dış borç yılda 11 milyon taksitle ödenmeliydi. Osmanlı hazinesi ise yılda ortalama 18 milyon gelir elde ediyordu.
İçeriğin Devamı Aşağıda
Rusya'nın çok fazla genişlemesini menfaatlerine karşı gören Avrupalı devletler, savaş sonundaki antlaşmalarda Osmanlı destekçisi olarak göründüler.
Günümüzde İstanbul Lisesi'ne ait olan bina, bir zamanlar Düyun-ı Umumiye'nin genel merkeziydi.
Zaferden sonra Lozan Antlaşmasında görüşülen dış borçlar, devam eden görüşmelerle 1928'de 107 milyon olarak Cumhuriyet'e intikal etti.
Dış borçlanma esasında birçok Avrupalı devletin de başvurduğu modern iktisadın yöntemlerinden birisiydi.
Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
Yorum Yazın