Bir Kişinin Her Türlü Olumsuz Duygudan Kaçıp Kendini Kandırmasına Neden Olan Alışkanlık: Toksik Pozitiflik
Her birimiz muhtemelen kendimizi daha kötü hissettiren teselliler duymuşuzdur. “Çok fazla düşünme, her şey yoluna girecek” veya “Üzülme, diğer insanlar daha da kötü durumda!” Bu tür ifadeler gerçekten yardımcı olmuyor, bunun yerine bizi sorunlarımızdan kaçınmaya ve gerçek duygularımızı bastırmaya teşvik ediyorlar. Hayata karşı abartılı iyimser bir tutumun hangi tehlikeleri gizleyebileceğini ve neden bu kadar önemli olduğunu anlamakta fayda var.
Toksik pozitiflik nedir?
1. Sorunlardan sürekli kaçınmak
2. Kendi içlerinde oluşacak veya başkalarından gelebilecek her türlü olumsuz duyguları görmezden gelip yasaklamak.
Olumsuz duyguları ihmal eden veya susturan bir kişi sadece onları arttırır. Öfke, üzüntü veya kasvet gibi kendi içindeki “kötü” duygularla savaşma yeteneği, güçlü bir kişiliğin özellikleri gibi görünebilir ancak bununla birlikte, aslında tam tersi olduğunda, her şeyin iyi olduğu konusunda kendine sürekli yalan söylemek, sonunda psikolojik sağlığımızı etkiler.
Toksik pozitiflik alışkanlığı olan insanlar, ne kendi olumsuz duygularını ne de diğer insanların olumsuz duygularını kabul edemezler.
Başkalarının kaygısı, boşluğu veya depresyonuyla karşı karşıya kaldıklarında, muhataplarının olumsuz deneyimini küçümsemeye çalışırlar, böylece kendilerini rahatsız edici içsel duygulardan soyutlarlar.
3. Başkalarının duygularını değersizleştirmek.
Destek olmak ve diğer insanların endişelerini küçümsemek arasındaki sınır çok incedir. Bazen insanlar kendini kötü ve acı içinde hisseden birinin yanında olmayı dayanılmaz bulur. Beceriksizliklerini gizlemek için, diğer kişinin yapamayacağı davranış ve tepkileri talep etmeye başlarlar. Mesela; “Kendini topla!” gibi şeyler söylerler veya “Hadi, biraz gülümse, bana iyi bir şey söyle!” fakat bu tür tavsiyeler yalnızca suçluluk ve utanç duygularını artırır.
4. Olumsuz duygular hissedildiği için suçlu hissetmek.
Sosyal medyanın ortaya çıkmasıyla birlikte toksik pozitiflik hayatımızda daha sık yer almaya başladı. Normalde insanlar sadece hayatlarının güzel anlarını aboneleriyle paylaşırlar. İyimserlik bir norm olarak kabul edilirken, kötümserlik eleştirilir. Bununla birlikte, çoğu zaman güzel bir resim, derin bir iç memnuniyetsizliği gizler.
Kendini sürekli neşeli ve mutlu yansıtmaya çalışan bir kişi dipsiz bir kuyuya düşer: gerçek duygularını saklarken, patlama şansını bekleyen olumsuz duygular biriktirir ve bu durum iç uyumsuzluk yaratır. 'Neden bu kadar kötü hissediyorum? Hayatımda her şey yolunda.' Gerçek duyguların yasaklanması çoğu zaman depresyona ve özeleştiriye yol açar.
5. Toksik pozitiflik ve sağlıklı destek arasındaki fark.
Psikologlar, ilkel duyguların siyah ve beyaz gibi kategorilere ayrılmaması gerektiğini söylüyorlar. Aslında, duygular iyi ya da kötü değildir. Onlar sadece bizim için önemli olan şeylere dikkat çeken ve çevremizdekiler için bir bilgi kaynağı olarak hizmet eden sinyallerdir. Zor ve nahoş duyguları dürüstçe kabul etmek ve yaşamak, onları çabucak aşmamıza yardımcı olur.
Toksik pozitifliğin aksine, sağlıklı iyimserlik asla “kötü” duyguları bastırmanızı gerektirmez, bunun yerine onlarla dikkatli ve empati ile ilişki kurmanızı gerektirir. Bir kişiyi doğru bir şekilde desteklemek için, kişiyi yargılamamalı ve ona “kötü hissetmesi” için zaman vermelisiniz. Ancak bundan sonra durumdan bir çözüm yolu bulmaya çalışabilirsiniz.
Başkalarını neşelendirmek ve olumlamaları kendi kendine tekrarlamakta kötü bir şey yoktur. Önemli olan şey, karmaşık endişeleri basitleştirmek veya kötü ve zor duyguları bastırmak değildir.
Yorum Yazın