Beşiktaş - G.Saray Maçı İçin Yazılmış En İyi 10 Köşe Yazısı
Bilic'e gol oldu demeyin! - Uğur Meleke
çeyrek yüzyıl sonra ilk kez Aralık sonu-Ocak başında lig oynanıyor. Yıllarca hristiyan sporcu kardeşlerimizin Noel tatilinde ailelerine kavuşmalarına anlayış gösterdik, 25 Aralık’tan önce ilk yarıyı bitirdik. Ben bu hoşgörülülüğümüzle övünürken, hatta keşke müslümanların bayramlarında da lig tatil olsa derken, bir geri adım attık! Ligi ancak bugün, 5 Ocak’ta bitiriyoruz...
Artık bu tarihlerde lig oynanmasına alışık olmadığımızdan mı, yoksa Olimpiyat Stadı’nın feci koşullarından mıdır nedir; sezonun en düşük vitesli ilk yarılarından biri oynandı dün gece. Yabancısı yerlisi, ruhlar maaile tatile çıkmıştı sanki, sadece bedenler Olimpiyat’taydı. Oyun zaten akmıyor, bir de ilk 45 dakikaya 19 faul, 5 de ofsayt düdüğü sığınca başka bir şey sığmadı zaten!
Mümkün değil! - Cem Dizdar
Oyunu izlenilmez kılmak için yemin etmiş yöneticilerin bakımsızlığa mahkum ettiği Olimpiyat Stadı zeminine bir de coğrafi koşullar katılınca ‘futbol oynamak’ haniyse imkansız hale gelmişti. O nedenle ne top tutmak ne pas yapmak ne top sürmek mümkün değildi. Yine de Galatasaray ilk yarının önemli bölümünde rüzgar karşı da olsa top yapmaya gayret etti. Beşiktaş’ın planı ise Demba Ba merkezli uzun toplar olunca devrenin büyük bölümü iki takım için de ciddi güç gerektiren ‘koş koş oyunu’ ve bol pas hatalı geçti. Sadece 38 ile 43. dakikalar arasında ‘saman alevi’ niteliğinde bir kaç pozisyon izlediysek ne mutlu bize! Ramon Motta/Sabri, Serdar Kurtuluş/Alex Telles ikilileri takımları adına hücuma katkı vermeyip sadece savunma oyunu oynayınca top hep merkezde kaldı. Bu sıkışıklıkta iş Sosa/Oğuzhan ile Selçuk/Sneijder’e kaldıysa da bu ikililer dişe dokunur planlar örgütleyemedi.
Savunma farkı - Rıdvan Dilmen
G.Saray, Beşiktaş'ı çok iyi tuttu; çok az pozisyon şansı tanıdı. Saha şartlarının kötü oluşu Cimbom'un işine yaradı
Fenerbahçe maçında Olcay atılmıştı, burada Veli.
10 kişiyle maç çevirmek zor iş. Oyunun kalitesi bir yana, ne olursa olsun Beşiktaş gibi bir deplasmanda az pozisyon verdi Galatasaray.
Beşiktaş'ın en net pozisyonu Gökhan'ın direkten dönen şutuydu.
Bir de Oğuzhan'ın bir denemesi vardı ceza sahası içinden. Bu deplasmanda en az bu kadar pozisyon verirsiniz.
Eğer daha iyi pas yapabilseydi, Galatasaray maçı daha önce kopartırdı. Kaç kere 4'e 2 pozisyon yakaladı rakibini.
Ayıp bir şey yok ki!
Bilic kaybetti, Veli yardım etti - Mehmet Demirkol
Beşiktaş rüzgarı arkasına almasına rağmen ilk yarıda Olcay’ın zayıf denemesi dışında şut atmadı. Bu garip durumun tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Olcay, Sosa, Töre, Oğuzhan gibi oyunculara sahip olup, hem de bu hava şartlarında şut denememek... Planlasan olmaz. Ama Bilic’in oyun stratejisinin oyunculara söylediği şey bunu yaptırıyor. Kaleyi düşünmüyorlar bile. Bakın! Beşiktaş açısından,
-Chedjou veya Semih’e topu aldırmak ok...
-Onlara basmamayı anlamak çok zor.
-Onların topu Selçuk veya Melo’ya vermesine müsaade etmeyi anlamak daha zor.
Derbi özürlüsü - Okay Karacan
İki takımın oyuncularına da bu kadar ağır ve biçimsiz bir zeminde verdikleri mücadele için tebrik gerekiyor. Hatta keskin soğuk ve yağışın hiç durmadığı bir gecede Olimpiyat Stadı’nda oynatıldıkları için özür dilenmeli.
Türkiye’nin herhangi başka bir stadında yüksek kaliteli, gollü ve senaryosu bambaşka bir maç oynayabilirlerdi. Olimpiyat Stadı ile ilgili sorunu yazıp konuşarak çözemeyeceğimize göre sahaya dönelim. Beşiktaş iyi zeminlerde iyi oynayan bir takım. Çünkü hızlı ayağa pası, oyun oganizasyonunu yapabilmeleri için böyle bir şartın oluşması gerekiyor. Birinci elde sahanın zeminine ikinci elde Bilic’in korkaklığına yenildiler.
Tecrübe farkı - Levent Tüzemen
G.Saray'ı yılın ilk derbisinde zafere götüren en büyük etken tecrübe ve oyuncuların saha içindeki sakinliği oldu. Selçuk ve arkadaşları maç boyu çok pas hatası yaptı, çok top kaptırdı, saçbaş yoldurdu. Ama her oyuncu ağır zeminde sahaya yüreğini koyarak oynadı ve mücadeleden kaçmadı.
Bir takımın oyun karakteri hocasının karakteriyle örtüşür. G.Saray'da hiçbir oyuncu öfkelenmedi, rakibi de öfkelendirmemeye gayret gösterdi, ikili mücadelelerde Melo dahil, her oyuncu sakin kaldı. Bunun mimarı da kenardan hep 'Aferin, bravo' diye moral veren Hamza Hamzaoğlu oldu. Beşiktaş'ı basketbol koçu gibi yönetmekte ısrar eden Bilic'in kenardaki sinirli ve öfkeli hali, oyunculara yine negatif yansıdı.
Veli Kavlak'ın atılması ise Beşiktaş'ta öfke kontrolünün olmayışının göstergesidir.
Veli deli, Deli Veli! - Attila Gökçe
Bırakalım skor tabelasında ne yazarsa yazsın...
Kötü bir derbi izledik.
Hava soğuk, rüzgar şiddetli, saha ağır, yağmur kasvetliydi.
Ama bunların hiçbiri futbolun kalitesini düşürmeye, maçı kötüleştirmeye yetmezdi. Biz ne derbiler gördük, karda yağmurda, çamurda. Hiçbiri dünkü kadar sıkmadı bizi. Ligin en üretken, en usta ayakları korkuya teslim olmuşlardı. Kontrol futbolunun tutsağı olmuşlardı. Oyun kurgusu, pas, şut, markaj ve yardımlaşmayı adeta unutmuşlardı. O nedenle hiç tat vermediler.
Tabelayı belirleyen gol de, peş peşe atılan kornerlerden sonra sahanın en uyanık adamı Melo’dan geldi.
Klasik(leşmesin) - Ali Ece
Bu ilk satırı maçın henüz 20. dakikasında maç boyu yaşananlar ve maçın skorundan bağımsız olarak yazıyorum: Derbi kelimesi İngilizce’den (derby) geliyor ve İngiltere’nin en büyük derbileri böyle havanın en fazla soğuduğu akşam 7’de değil gündüz iklim daha az sertken oynanıyor. Çocuklar da izleyebiliyor.
Dün geceki saat ise direkt “çakma reyting ezberi” yüzünden gelenlere ekstra eziyet çektirmekten başka hiçbir şey değil. Eylül’de bile yağmur yağdığında 20. dakikadan sonra “Salak Milyoner”de Kemal Sunal ve abilerinin define bulduğu tarladan beter bir zemine dönüşen bu statta, spor olarak sadece rüzgâr surf’ü yapılır! Hastalık geçirip bir hafta önce hakemliğe dönebilen Cüneyt Çakır da şu andaki formuyla o surf turnuvasına isterse seyirci olarak katılır!
Bazen hayal edeceksin... - Metin Tekin
Maç başladığında iki takım da savunma anlayışındaydı. İki ekip de önde basmayıp rakibini orta sahada karşıladı. Bu anlayış maçı set oyununa çevirdi. Bu durum temponun yükselmemesine ve hücum organizasyonlarının kapalı savunmalara karşı yapılmasına neden oldu. O yüzden pozisyon zenginliği olmayan, beceriden çok hatalarla oluşan bir ilk yarı izledik. İkinci yarının başında yenen gol, Beşiktaş'ın da beklediği bir durum değildi. Golden sonraki 10 dakikalık bölümde Beşiktaş tepki vererek tempoyu artırdı ve orta alanın kolay geçildiği bir bölüm oynandı. Oğuzhan ile yüzde yüzlük bir pozisyon yakalandı. Beraberlik gelse maç başka yerlere gidebilirdi. Bunun üzerine Veli'nin kırmızısı gelince başka bir oyuna başlandı.
Stres ve akıllı oyun - Mustafa Sapmaz
Hamza Hamzaoğlu'nun sürpriz olmayan on birinde sürpriz bir yerleşim vardı. İleride tek forvet oynaması beklenen Umut Bulut orta sahanın sağındaydı. Sol kanadın ofansif tarafında olması beklenen Sneijder orta sahanın merkezinde ofansif görevdeydi. Emre Çolak sol kanatta başladı.
4-4-2 beklenen yerleşimini, böyleyece 4-5-1 çevirmişti. Bu durum onlara deplasmanda pozisyon vermemelerini sağladı. Buna karşın Beşiktaş ceza sahasında topla buluşmakta zorlandılar. Atiba'nın yokluğunda merkeze çekilen Sneijder'in daha etkili oynaması beklenirdi. O, bu beklentiyi karşılamaktan uzaktı.
Keşfet ile ziyaret ettiğin tüm kategorileri tek akışta gör!