Görüş Bildir
Haberler
Abraham Lincoln'den Sokrates'e 8 Şanlı Başarısızlık

Abraham Lincoln'den Sokrates'e 8 Şanlı Başarısızlık

Tarih boyunca yapılan her buluş ya da keşif mutlaka imkânsız gibi görüneni hayal eden biri ya da birileri tarafından öngörülmüş ve geliştirilmiştir. Büyük bir çoğunluk tarafından hayalperestlikle itham edilen bu kişilerin inandığı tek şey vardır: Bu yapılabilir. Bu kitapta okuyacaklarınız insanlık tarihine damga vuran bu hayalperestlerin mizahi bir listesidir.

Şimdi Eksik Parça Yayınları tarafından yayımlanan İcat Çıkarma! kitabında yer alan 8 şanlı başarısızlığı görelim.

İçeriğin Devamı Aşağıda

1. Thomas Edison

1. Thomas Edison

Thomas Edison’a (1847-1931) öğretmenleri hiçbir şey öğrenemeyecek kadar aptal olduğunu söylemişlerdi. İlk iki işinden üretken olmadığı gerekçesiyle kovulan Edison, elektrik ampulü için yaptığı bin başarısız denemeyle ün salmıştı. Sonraları bin kez başarısız olmanın nasıl bir duygu olduğu sorulduğunda, “Başarısız değildim. Işık ampulünün icadı bin adımda mümkün oldu,” diye yanıtladı.

2. Sigmund Freud

2. Sigmund Freud

Sigmund Freud (1856-1939) teorilerini Avrupa bilim çevrelerine ilk kez sunduğu kürsüde ıslıklanıp yuhalanmıştı. Bunun ardından araştırmalarına geri döndü ve sonra psikanalizin kurucu atası olarak tekrar ortaya çıktı.

3. Winston Churchill

3. Winston Churchill

Winston Churchill (1874-1965) ilkokul yıllarında düşük notları yüzünden sınıfta kalmıştı ve prestijli Harrow Okulu’na girdiğinde en alt sınıfın en düşük derecesinden başlatıldı. Sonra Sandhurst’teki Kraliyet Askeri Akademisi’ne giriş sınavlarında iki kez başarısız oldu ve piyade sınıfı yerine matematik bilgisi gerektirmediği için süvari sınıfına yerleştirildi. Peltek olduğundan ve konuşma güçlüğü çektiğinden dolayı savaş muhabirliği kariyerinde zorluklar yaşadı ve Parlamento seçimleri için ilk girişiminde başarısız oldu. Çok geçmeden adaylıktan alındı ve 1906’da başka bir makam için mücadeleye girişti. Seçildikten sonra teklif ettiği 1915’teki Gelibolu Taarruzu’nun felaketle sonuçlanması üzerine komutanlıktan atıldı. 1931’den sonra Churchill kendisini siyasi boşlukta buldu ve politikadan tamamen uzaklaştı. Ancak tam emekliliği düşündüğü sırada Avrupa’da yükselen faşizm ve komünizm onu yeniden siyaset sahnesine taşıdı. Altmış iki yaşında ilk kez başbakan olan Churchill daha sonra tüm zamanların en büyük İngiliz devlet adamlarından biri olarak kabul edildi. Sonraları şöyle yazmıştı: “Asla boyun eğme, asla boyun eğme, asla, asla, asla. İster küçük ister büyük olsun, hiçbir şey karşısında boyun eğme. Asla vazgeçme.”

4. Abraham Lincoln

4. Abraham Lincoln

Abraham Lincoln (1809-1865) köyde ilgisiz ve niteliksiz öğretmenlerden yaklaşık bir yıl eğitim almıştı. Yirmi iki yaşında evden ayrıldıktan sonra ilk işi Mississippi Nehri boyunca New Salem’den New Orleans’a bir sal üzerinde ticari ürünler taşımak oldu. Sonra yürüyerek geri geldi. Illinois Milis Kuvvetleri’ne katıldı ve Kara Şahin Savaşı’ndan mütevazı bir er olarak döndü. Hukuk okudu ama hukukçu olacak mizaçtan yoksundu. Sonra politikaya yöneldi ve katıldığı ilk seçimde on üç aday arasında sekizinci geldi. Kongre adaylığı için girdiği seçimlerde yine yenilgiye uğradı ve devlet arsa ofisinde komiserlik için yaptığı başvuru reddedildi. 1854’te Senato seçimini ve iki yıl sonra Cumhuriyetçi Parti’nin yeniden yapılanmasına yardımcı olmasının ardından başkan yardımcılığı adaylığı için girdiği seçimi kaybetti. 1858’de başka bir Senato seçimini kaybetmesi üzerine bir arkadaşına şunları yazdı: “Şu anda hayattaki en kederli insanım. Şu anda hissettiklerim tüm insanlık ailesine eşit olarak yayılsa dünyada bir tek neşeli yüz kalmaz.” 1860’ta ABD Başkanı seçildi ve seçilir seçilmez savaş patlak verdi. Lincoln savaştan zaferle çıktığında karısı onu “ilk kez mutlu” gördüğünü söylemişti. Birkaç hafta sonra başından vurularak öldürüldü.

5. Sokrates

5. Sokrates

Sokrates (MÖ 469-399) günümüzde Batı felsefesinin kurucusu olarak bilinir. Yaşadığı dönemde gençliği yozlaştırmakla yaftalanmıştı. Yaşamı süresince öğrencilerine hilebazlık öğreten bir palyaço olarak tasvir edildi. Fikirleri ve teorileri çoğu kez zamanının öğretileriyle ters düşüyordu. Demokrasiyi bile eleştirdiği izlenimi veriyordu ve bilge olduğu kabul edilen insanları “çok az şey bildikleri” gerekçesiyle küçümsüyordu. Atina toplumunun önde gelenlerini açıkça eleştiriyor, onları aptal olarak betimliyor ve yozlaşmış olmakla suçluyordu. Bu yüzden tutuklandı, Atinalıların ahlakını bozduğu ve devletin tanrılarına inanmadığı gerekçesiyle suçlu bulundu. Kendi cezasını kendisinin vermesi istendi. O da devletin kendisine ömür boyu maaş bağlamasını ve ücretsiz yemek vermesini teklif etti. Karşılık olarak zehirle ölüme mahkûm edildi. Bu cezayı baldıran içerek kendi kendine infaz etti.

İçeriğin Devamı Aşağıda

6. Henry Ford

Henry Ford (1863-1947) mütevazı bir eğitim almıştı ve doğrusunu söylemek gerekirse motorlu arabayı aslında o icat etmedi. Ne motoru ne de yakıtını icat etti. Aslında kendi ifadesiyle modern çağı icat eden şirketi kurduğunda kırk yaşına basmıştı. Meraklı bir çocuk olan Ford, 1891’de çalışmaya başladığı Edison Aydınlatma Şirketi’nde öyle bir girişkenlik gösterdi ki iki yıl içinde şef mühendisliğe terfi ettirildi. Bu pozisyondayken hakkında ilk kez bir Detroit seyahati sırasında bilgi edindiği ve büyük tutku duyduğu motorlara ve otomobillere zaman ayırabiliyordu. Ford, Duryea kardeşlerin 1896 yılının başlarında petrol yakıtıyla çalışan bir motor yapmak için ilk girişimlerinden çok etkilendi ve atölyesine dönüp benzer bir motor yapmaya karar verdi. İlk ürünü, petrol yakıtıyla çalışan bir motorun hareket ettirdiği yan yana iki bisikletten oluşan Kuadrosiklet oldu. Ford, 4 Haziran gecesi ilk başarılı deneme sürüşünü gerçekleştirdi. Ancak bu girişimi için bir destek bulması üç yıl aldı. Ortaklarıyla birlikte 1899’da Detroit Motor Şirketi’ni kurdu.

Ne yazık ki Ford araba imal etmeyi bilmekle birlikte kâr getirecek sayıda araba üretemiyordu. Dolayısıyla yatırımcıları ona olan inançlarını yitirdiler ve fabrika kurulduktan yalnızca bir yıl sonra kapandı. Fakat Ford cesaretini yitirmedi ve bir yarış arabası üretmek için yeni bir plan hazırladı. Şirketini ulusal ölçekte tanıtmanın tek yolu olarak bunu görüyordu. İki yıl içinde ilk motorlu arabasını yarışlara soktu. Bu, onu yeni yatırımcılar için cazip hâle getirdi ve Kasım 1901’de Henry Ford Şirketi kuruldu. Ne var ki Ford şirketteki diğer direktörlerle yaşadığı bir anlaşmazlık üzerine 1902’de istifa etti ve eski meslektaşları Cadillac Otomobil Şirketi’ni kurdu. Ford buna karşılık bir kömür komisyoncusu olan Alexander Malcomson ile ortak olup Ford & Malcomson Ltd. şirketini kurdu ve tazelediği enerjisiyle araba üretmeye koyuldu. Ancak şirket çok geçmeden John ve Horace Dodge’un sahip olduğu makine şirketine olan 160.000 dolar borcu yüzünden sıkıntıya düştü. Dodge borcun ödenmesini talep ediyordu ama şirketin düze çıkma şansı görünmediğinden bunun yerine şirketten hisse aldı. Böylece şirketin adı da 1903 yılında Ford Otomobil Şirketi olarak değişti. Aynı yılın temmuz ayında, yedi yıllık kötü gidişatın ardından Ford ilk arabasını Chicagolu bir diş hekimine sattı ve ilk yıl içinde 500 araba daha satıldı. Bu arada Ford, “B Modeli”ni de geliştirmeye başlamıştı.

Takip eden yıllarda mütevazı düzeylerde seyreden satışlar, 1908’de Ford’un “T Modeli” diye adlandırdığı ve geniş kitlelerin satın alabileceği kadar ucuz olan bir araba imal etmesiyle artmaya başladı. Henry Ford’un “üretim bandı” diye adlandırdığı sistemi icat etmesiyle sınırlı üretim sorununu çözmesi beş yıl aldı. Böylece gitgide artan talebi karşılamak için binlerce T Modeli üretildi. Bir yıl içinde T Modeli’nin satışları 250.000 adedi aştı. 1918’e gelindiğinde Amerika’daki otomobillerin yarısını Ford marka otomobiller oluşturuyordu. Ford yaşamının ileriki yıllarında ilk çabalarını anımsarken, “Başarısızlık insana yeniden ve daha zekice bir başlangıç yapma fırsatı sağlıyor,” diyordu. Ford, arabayı ya da motoru icat etmemiş olabilir ama yol inşaatlarına, servis istasyonlarına, hızlı yiyecek restoranlarına, petrol ve trafik sorunlarına yol açan bir endüstri icat ettiğine kuşku yok. Henry Ford öldüğünde muhtemelen yirminci yüzyılın en etkileyici ismiydi.

7. Walt Disney

7. Walt Disney

Walt Disney (1901-1966) en başından beri başarısızlığa mahkûm olduğu düşünülen bir isimdi. Vasat bir öğrenci olarak yalnızca sanata, daha sonra hiciv tiyatrosuna ve ilk hareketli filmlere ilgi duymuştu. Onu ilk işinden kovan gazete editörü çizimlerinin hayal gücünden yoksun olduğunu düşünüyordu. Bir süreliğine bir bankada çalıştıktan sonra karikatürist olarak iş buldu. Ancak çalıştığı stüdyo çok geçmeden iflas edip kapandı. On dokuz yaşındayken bir arkadaşıyla kendi sanat stüdyosunu kurdu ama kısa süre sonra o da kapanmak zorunda kaldı. İki yıl sonra bir kez daha denedi ve çalışmalarını satmayı kabul eden New York’taki bir dağıtım şirketiyle anlaşma yapmayı başardı. Ancak şirket altı ayda bir ödeme yapacaktı. Bir ara o kadar yoksul kaldı ki köpek maması yiyerek karnını doyurmaya başladı ve bir kez daha vazgeçip maaşlı bir iş bulmak zorunda kaldı. 1926’da yarattığı başarılı çizgi karakter (Tavşan Oswald) için dağıtım şirketi Universal Stüdyoları’ndan daha iyi bir ücret alma umuduyla yeniden masaya oturmayı denedi ama ona telif haklarını devrettiği ve diziyi devam ettirmek için başka sanatçılar alındığı söylendi.

Ertesi yıl Mickey Fare karakterini yarattı. MGM Stüdyoları tarafından kendisine bu fikrin gülünç olduğu ve kimsenin ekranda dev bir fare görmek istemeyeceği söylendi. Kadınlar bundan korkardı. Sonraki on beş yıl boyunca Üç Küçük Domuz reddedildi, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler’e başlangıçta gülünüp geçildi ve Pinokyo’nun yapımı kimsenin kendisini yalancı ve yoldan çıkmış bir yeniyetmeyle özdeşleştirmek istemeyeceği gerekçesiyle durduruldu. Bambi uygunsuz olduğu gerekçesiyle reddedildi. Kariyeri boyunca birkaç kez iflas eden Walt Disney’i Anaheim Belediyesi bile geri çevirdi, zira teklif ettiği eğlence parkının yalnızca ayaktakımına cazip geleceği söylendi. Bütün kapıların yüzüne çarpılmasına ve başarısızlıklarına rağmen Walt Disney tarihteki en büyük ve en kârlı animasyoncu olarak anılır. Disney 1966’da müthiş varlıklı bir adam olarak hayata veda ettiğinde arşivi Oscar ödülleriyle dolup taşıyordu.

8. Frank Winfield Woolworth

8. Frank Winfield Woolworth

Frank Winfield Woolworth (1852-1919) ergen bir gençken bir mağazada depo sorumlusu olarak çalışıyordu. Mağazanın sahibi ona müşterilere hizmet edebilmesi için gereken “zekâdan yoksun olduğunu” söylemişti. Çalışmaya mahkûm edildiği arka odada düşünürken aklına her ürünün fiyatının yalnızca beş sent olduğu bir mağaza fikri geldi. 1878’de ilk Beş Sent Mağazası’nı açmak için 300 dolar borç aldı ve birkaç hafta içinde iflas edip mağazayı kapattı. 1878’de yine denedi ama bu kez fikrini on sentlik ürünleri de kapsayacak şekilde genişletti. 1911 yılına gelindiğinde F. W. Woolworth Şirketi yaklaşık 600 noktada satış yapıyordu ve Woolworth 1919’da öldüğünde şirketinin değeri bugünün parasıyla yaklaşık 1 milyar dolar olarak hesaplanmıştı.

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın