4. Sezonu ile Geleceği Ekranımıza Taşıyan Black Mirror'ın Bizde Bıraktığı Paranoya Etkisi
Yoksa robotlar dünyayı ele mi geçirecek?
"Tanrım, bu yaşadıklarım Black Mirror mı?"
'Insan puanlama Çin’de gerçek olucakmış, oluyor' düşünceleri aklınızdan geçerken, bir anda kafanızı kaldırıp arkadaş grubunuza bir bakıyorsunuz herkes telefona sırıtıyor, somurtuyor veya kızıyor. Telefonda bir şeye puan veriyor, indiriyor, beğeniyor veya paylaşımda bulunuyor. Gerçekten de insanlar artık takipçi sayısına göre değer buluyor diyorsunuz.
Vol 1: "Dur headshot yapıyım bari çok acı çekmeden ölsün"
Oyun oynarken bir canlıyı öldürdünüz diyelim ya o canlının oyuna sıkışmış bir ruhu, bir benliği varsa diye bir an irkiliyorsunuz. 'Ya canı acıyorsa', 'Acı çektirmeden mi öldürsem?', 'Uf ne diyorum ben oyun oğlum bu oyun!'
Vol 2: Bu ebeveynler çıldırmış olmalı!
Büyük şehirler başta olmak üzere çocuklarını aşırı takip eden, korkudan çocuklarını cam fanusta yetiştiren ailelerin davranışlarındaki sapkınlığı dikkatinizi çekmeye başlıyor. Ve işte o an tüm resmi görmeye başlıyor, irkiliyor “Oha lan” diyorsunuz.
Vol 3a: Etrafımdaki herkes potansiyel katil!
Şöyle bir bakıp iyi kalpli ve düzgün sandığımız insanların, geçmişlerini saklamak için neler yapabileceği paranoyosı da ayrı. Zaten filmlerden etkilenen insanların en önemli özelliklerinden biri de film bittikten sonra en yakına bile şüphe dolu bakışlar atması. Birden dönüyorsunuz; 'Anne yoksa sen?'
Vol 3b: Faka bastım!
Bir de suçlu psikolojinizin tetiklediği; Teknoloji sayesinde üstünü örttüklerinizin ortaya çıkma ihtimali paranoyası var. 'Ya düşüncelerimi duyabilirlerse!' 'Ya, anladıysa'
Vol 4: Bu bir simülasyon olmalı kuzum.
Simülasyonlar Black Mirror’ın zaten enjekte ettiği en tatlı paranoyalardan. “Şimdi bunlar ya simülasyonsa…”. Zor anlarda keşke rüya olsalar yerini “Allah’ım inşallah bu bir simülasyondur”a mı bırakacak dedirtircesine “Simülasyon mu gerçek mi?” sorgulamalarıyla doluyorsunuz.. Rüyalardan cimcikleyince uyanma ritüelimiz vardı, simülasyonda olup olmadığımızı anlamak için illa taş mı sektireceğiz?
Vol 5: Sanal Zekaların acıması yok, robotların direnci çok.
Bilgisayara virüs girdi denince bilgisayarı çöpe atan bir milli geçmişle geliyoruz ve yeteri kadar robotlardan, insansız hava araçlarından korkarken bir de bunları izliyorsunuz. Yani insanın ölmeyenini de gördük ama en azından Polat Alemdar etten kandan insan, teneke yığınından değildi.
Vol 6: Seni uzaktan sevmek mi aşkların en güzeli ?
Bir bilincin taşınması, depolanması, yaşamına devam etmesi konuşulan teoriler. Zaten birinin bilincine dışarıdan tahammül edemiyorken, farklı yollarla sürekli duyuyor ve maruz olma ihtimalini düşünmek bile çığlıklarla koşarak kaçmaya sebep. Bitmeyen döngüde sürünmektense bazı acı sonlar daha iyi olabilir dedirtiyor.
Yine uykusuz geceler, bol paranoyalar...
Kafanızdaki sorular peşi sıra geliyor. 'Insanların aklına bunlar nereden geliyor?', 'Yoksa yapılan teknolojiler hakkında uyarı yapmak amaçlı mı yazılıyor çekiliyor?', 'Uzaylıların uyarısı ya da paralel evrendekiler mi uyarıyor?'
Yorum Yazın
şu beyne çip takılıp ebeveynin her şeyi görme duyma olayı küçükken bana yapıldığından şüphelendiğim bir şeydi.Diziyi de bu sene izleyince yeniden şüphem arttı
black mirror izledikten sonra at gözlüklerimi kaybediyorum allah razı olsun türk dizileri sayesinde geri bulabiliyorum.
Hepsini izlemedim ama izlediklerim harikaydı.....