Görüş Bildir
Porno İzleyerek Doğayı Kurtaracaklar
Porno içerikli yayın yapan bir web sitesi ABD'de ilginç bir sosyal sorumluluk kampanyası başlattı. Sitenin belirlediği kategori altında izlenen her 100 video için bir ağaç dikileceği açıklandı. Sitede bulunan sayaça göre şu ana kadar izlenen videolar sonucu 11 bin adet ağaç dikilecek. Bu sayı her an artmaya devam ediyor. Sitenin iletişim temsilcisi Mike Williams Mashable’a yaptığı açıklamada; Bunu markamızı güçlendirmek ve topluma katkı sağlamak için bir fırsat olarak gördüğünü belirtti. 2012 senesinde, Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda site yine benzer bir kampanya yürütmüştü. 2012’deki kampanyada yine belli bir kategori altında izlenen videolar için kanser araştırmalarına bağış yapmıştı. Kampanyanın 2 Mayıs’a kadar süreceği ve kampanya bitiminde ağaçlandırma çalışmalarına başlanacağı bildirildi.T24
Ankara Uluslararası Film Festivali’nde Yarışacak Filmler Açıklandı
Bu yıl 5-15 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek Ankara Uluslararası Film Festivali’nde yarışacak filmler açıklandı. Halkbank Ana Sponsorluğunda ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığının destekleri ile gerçekleşecek Ankara Uluslararası Film Festivali’nde yarışacak yerli filmler belli oldu. Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen ve bu sene 25.si gerçekleştirilen festivalde 10 yerli film yarışma bölümü için seçildi. Ulusal Uzun Metraj yarışmasına 30’un üzerinde film müracaat etti. Prof. Dr. Seçil Büker, Prof. Dr. Oğuz Onaran ve İrfan Demirkol’dan oluşan Ön Seçici Kurul bunların arasından 10 filmi yarışma için belirledi. Ulusal Uzun Metraj yarışmasında 13 dalda ödül verilecek. Bunun yanında bu ödüllerin yanısıra Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) “En İyi Film” ödülü de yer alacak. Yarışma için seçilen 10 film şunlar: Kusursuzlar Yönetmen: Ramin Matin Oyuncular : Esra Bezen Bilgin, İpek Türktan Kaynak, İbrahim Selim, Mehmet Ali Nuroğlu, Suna Selen, Melih Düzenli Ödüller: 2013 Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Filmi, En İyi Yönetmen, Film Yönetmenleri Derneği En İyi Yönetmen. 2013 Malatya Uluslararası Film Festivali En İyi Kadın Oyuncu Cenneten Kovulmak Yönetmen: Ferit Karahan Oyuncular: Ezgi Asarog?lu, Rojin Tekin, Ju¨lide Kural, Gu¨listan Acet, Bu¨nyamin Kavrut, Aziz C¸apkurt, Mirza Metin, Alan Ciwan, Hilmi Demirer, Yavuz C¸etin Ödüller: 2013 Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali En İyi Film Mavi Dalga Yönetmen: Zeynep Dadak & Merve Kayan Oyuncular : Ayris Alptekin, Onur Saylak, Barış Hacıhan, Albina Özden, Nazlı Bulum, Begüm Akkaya, Sefa Tokgöz, Fehime Seven, Derya Durmaz, Cüneyt Yalaz, Sude Aslantaş Ödüller: 2013 Uluslararası Antalya Altın Portakal En İyi İlk Film, En İyi Senaryo, En İyi Kurgu Ödülü Yönetmen: Kerem Deren Oyuncular : Farah Zeynep Abdullah, Engin Akyürek, Ceren Moray, Onur Tuna Şarkı Söyleyen Kadınlar Yönetmen: Reha Erdem Oyuncular: Binnur Kaya, Philip Arditti, Kevork Malikyan, Deniz Hasgüler, Vedat Erincin, Aylin Aslım Ödüller: 33. İstanbul Film Festivali En İyi Kurgu Bir Varmış Bir Yokmuş Yönetmen: Kazım Öz Oyuncular: Saim Çalar, Gamze Çalar, İsmehan Çalar, Şemsihan Çalar, Ferhat Çalar, Dilber Çalar, Derya Çalar, Recep Mertoğlu, Cengiz Kanat Ödüller: 33. İstanbul Film Festivali Jüri Özel Ödülü, Ulusal Yarışma FIPRESCI Ödülü Daire Yönetmen: Atıl İnanç Oyuncular: Fatih Al, Nazan Kesal, Erol Babaoğlu, Selen Uçer Ödüller: 2013 Uluslararası Altın Koza Film Festivali Film-Yön En İyi Film, En İyi Yönetmen Gözümün Nuru Yönetmen:Hakkı Kurtuluş & Melik Saraçoğlu Oyuncular : Melik Saraçoğlu, İsmail Saraçoğlu, Bilgin Saraçoğlu Ödüller: 2013 Uluslararası Altın Koza Film Festivali En iyi Film, En İyi Senaryo, En İyi Kurgu, SİYAD En İyi Film Ödülü Özür Dilerim Yönetmen: Cemil Ağacıkoğlu Oyuncular : Güven Kıraç, Sema Poyraz, Köksal Engür, Deniz Denker, Gökhan Kıraç Ödüller: 32. İstanbul Film Festivali En İyi Kadın Oyuncu Üç Yol Yönetmen: Faysal Soysal Oyuncular : Kristina Krepela, Nik Xhelilaj, Turgay Aydın, Faketa Salihbegovic, Rıza Akın, Alma Terzic Ödüller: 2013 ESKADER En İyi Film Ödülü Sanatrehberi
Bob Hoskins 71 Yaşında Yaşama Veda Etti
Ünlü aktör Bob Hoskins, 71 yaşında hayata gözlerini yumdu ‘Mona Lisa’dan ‘Deniz Kızları’na karakter oyunculuğuyla başrol arasındaki sınırları kaldıran, sert adam rolleriyle tanınan İngiliz oyuncu Bob Hoskins hayata veda etti. Oyuncunun menajeri yaptığı açıklamada Hoskins’in akciğer iltihabından öldüğü açıklamasını yaptı. 71 yaşındaki oyuncu, 2012’de Parkinson hastası olduğunu ve oyunculuk hayatına son verdiğini açıklamıştı. 1942’de St. Edmund’ta işçi sınıfından bir ailenin çocuğu olarak doğan Bob Hoskins, Londra’da yetişti. Bir dönem ateş cambazlığı gibi sıradışı işlerde çalışan Hoskins, oyunculuk kariyeri tesadüfen başlayan aktörlerden. Bir tiyatroda oyuncu arkadaşını beklerken seçmelere geldiği sanılıp sarhoş bir şekilde sahneye çıkartılan ve rolü de alan Hoskins, doğal yeteneğiyle izleyenleri hemen etkileyecek bir yeteneğe sahipti. İşçi sınıfından geldiğini sık sık vurgulayan Hoskins, bu anısını hayatını kurtaran olay olarak anlatıyordu. “Eğer oyuncu olmasaydım, şimdi muhtemelen hapiste olurdum” diyen Hoskins’in ilk rolü de televizyon için çekilen bir eğitim filmiydi. Ancak Hoskins, asıl ününü, efsane TV auteur’ü Dennis Potter’ın zamanında bizde de gösterilen dizisi ‘Pennies from Heaven’la kazandı. Sonrasında bol ödüllü bir kariyerle oyunculuk hayatına devam eden Hoskins, yer aldığı her filme kendi imzasını baskın bir şekilde atan oyunculardandı. 1980 yapımı ‘Uzun Kutsal Cuma’da kariyeri boyunca sık sık canlandıracağı Britanyalı gangsterlerden biri olarak seyirci karşısına çıktı. Neil Jordan klasiği ‘Mona Lisa’daki rolüyle en iyi erkek oyuncu Oscar’ına aday oldu, Altın Küre ve BAFTA ödüllerini aldı. Tabii ki kendine has havasıyla bu sert adam Hollywood’un da dikkatini çekti. Terry Gilliam’ın ‘Brazil’inin unutulmaz kadrosunda yer aldı. Robert Zemeckis’in ‘Masum Sanık Roger Rabbit’inde anime femme fatale Jessica Rabbit tarafından baştan çıkartıldığı sahne bir neslin zihinlerine kazındı. ‘Deniz Kızları’nda Cher ve Winona Ryder’la karşılıklı döktürdü. Ancak gişede de eleştirmenler nezdinde de batan ‘Super Mario Bros.’ sonrası Hollywood’dan ümidini kesti. Konuyla ilgili bir röportajda “Super Mario Bros. şunu gösterdi. Ben kendi işime ne kadar özen gösterirsem göstereyim, sonunda Hollywood, onu s.kip atabiliyor” demişti. Kariyeri boyunca Thatcher karşıtlığını dile getirmekten sakınmayan Hoskins, bu dönemden bir hikayeyi konu alan ‘24 7: Twenty Four Seven’ın çok karamsar olup olmadığı sorusuna “Az bile... En azından bu filmde bir umut var. O dönem ise umuttan eser yoktu” cevabını vermişti. En son ‘Pamuk Prenses ve Avcı’yla perdeye gelmişti.Milliyet
Dünyanın En Pahalı Otomobili Lykan Hypersport $3.4M
BAE 'de üretilen bu canavar dünyanın en pahalı otomobili olma ünvanını almış bulunmaktadır. Sadece  7 tane üretilen araç araba aşıkları arasındaki rekabeti arttırıyor. Aracın fiyatı $3.4M
LG G3 27 Mayısta Tanıtılıyor!
Lg’nin beklenen telefonu G3 yapılan açıklamalara göre 27 Mayısta halka tanıtılıyor.Açıklanan diğer bir bilgi ise G3 İstanbul’da tanıtılacak.!!! Lg,San Francisco, New York ve Londra eş zamanlı olarak 27 Mayısta tanıtılacak.Seul, Singapur, ve İstanbul’da ise 28 Mayıs günü tanıtılacak. 2013 Ağustos ayında tanıtılan G2 gerçekten rakiplerine göre iyi özelliklere sahipti ve bu özelliklere sahip olması Samsung’un satışlarına etki ettiğini söylemek mümkün çünkü S4,G2′nin karşısında yetersiz bir rakipti.Sızan fotoğraflarda gösteriyor ki Lg,G3 ile telefon pazarında büyük değişiklikler yaratabilir.
Reklam
Suriye'yi Söküp Reyhanlı'da Satıyorlar
Christian Science Monitor gazetesi Suriye’den Türkiye’ye kaçakçılık yapan muhalif Abu Abd al-Tedmuri ile görüştü. Suriye’den yağmalanan arkeolojik eserleri Türkiye’ye getiren muhalifler ve aileleri, Reyhanlı’da konaklıyor. Savaş başladıktan sonra satışların patladığını belirten Tedmuri, gazete muhabirleriyle birçok muhalifin konakladığı Reyhanlı’daki bir dairede görüştü. Muhabirlere, kaçırdığı altın madenî paraları ve büstleri gösteren al-Tedmuri; gösterdiklerinin, koleksiyonunun yalnızca küçük bir kısmı olduğunu belirtiyor. Al-Tadmuri, çaldığı eserlerin önemli bir kısmını Türkiye’de sattığını söylüyor. ÖZGÜR SURİYE ORDUSU DA DÂHİL Muhaliflerin kaçakçılık yaptığı Palmira kentinin Greko- Romen harabeleri, UNESCO tarafından dünya kültür mirasları arasında sayılıyor. Esad rejimi ve muhalifler arasındaki çatışmaların harabelerin çevresinde gerçekleşmesi de kaçakçıların eserleri yağmalamaları için uygun ortamı oluşturmuş. Suriye’de iç savaş başlamadan önce Palmira’da bir dükkânda çalışan 25 yaşındaki Tedmuri, “Suriye’de gelişen olaylardan sonra bütün harabeler açığa çıktı ve kimse onları korumadı. Ordu, o çevredeki bölgeleri, muhaliflerin saklandığı şüphesiyle mermi ve bomba yağmuruna tuttu. Bombaların yeni kraterler ortaya çıkarmasıyla insanların harabelere erişimi kolaylaştı. Kimi vatandaşlar eserleri kâr amaçlı çalarken, Özgür Suriye Ordusu savaşçıları da cephane satın alabilmek için bölgeden birçok eser aldı” dedi. Eserlerden taşınamayacak kadar ağır olanları mahallesine gömen al-Tedmuri, daha hafif ve küçük eşyaları ise Türkiye’ye getirmiş. Ancak muhalif, ülkesindeki eserleri “yeterince para teklif edilirse” çok kısa sürede Türkiye’ye getirebileceğinin altını çiziyor. ARTIK KORKULARI YOK Palmira ve komşu kenti Tedmur, iç savaştan önce ülkenin başlıca turist merkezleri olarak tanınıyordu. Bölgenin sakinleri; otel, dükkân ve restoranlarda çalışarak, deve turları ve harabeler arasında günbatımı turları düzenleyerek para kazanıyordu. Kentlerdeki tarihî yapıların, büyük zarar görmesine karşın Suriye’nin birçok bölgesindeki gibi yok olmaması da şans sayılıyor. Karaborsadaki lakabını mahallesinin isminden alan al-Tedmuri, ülkesinde turizmin yakın gelecekte gelişeceğine inanmıyor. Muhalif, eserleri çaldığı için “millî bir pişmanlık duygusu yaşamadığını” da sözlerine ekliyor. Savaştan önce de kaçakçılık girişimlerinde bulunulduğunu belirten al-Tedmuri, muhaberattan korkulduğu için hırsızlıkların yaygınlaşmadığını ifade etti. Zira savaş öncesinde kaçakçılık suçundan yakalananlar 15 yıl hapse mahkûm ediliyormuş. Ancak, savaş sonrası durumun farklı olduğunu söyleyen al-Tedmuri, “Artık korkumuz yok” dedi. Paris merkezli International Council of Museums’un çalışanlarından France Desmarais, kültürel eser kaçakçılığının savaşın başlamasından sonra arttığını belirtti. Organizasyon, 2013’te durumun ciddiyetine dikkat çekmek için Emergency Red List of Syrian Cultural Objects at Risk’i (Suriye’nin Risk Altındaki Kültürel Eserlerinin Acil Kırmızı Listesi) yayımlamıştı. USTA KAÇAKÇILAR ÜZÜLÜYORMUŞ Al-Tedmuri, savaş öncesinde UNESCO’ya kaydedilmemiş eserlerin kaçakçılığının adil olduğunu düşünüyor. Müşterilerinin çoğunun Türkler olduğunu ifade eden muhalif, eserlerden birinin Almanya’da yaşayan gizli bir alıcı tarafından satın alınmasına şaşırdığını dile getirdi. Zaman zaman İstanbul’a da seyahat eden Al-Tedmuri, küçük eserleri yabancı koleksiyonerlere ve dükkânlara satıyormuş. Muhalif, satış fiyatından memnun olmadığını da vurguluyor. “Değerli parçalar 300- 400 dolara satılıyor; bu hiçbir şey. Usta kaçakçılar bu derece değerli eserlerin düşük fiyata satıldığını görünce üzülüyor” diyor Al-Tedmuri. CSMONITOR | Taraf
Murat Başekim'le Çizgi Roman Ve Fantastik Üzerine
Murat Başekim, Türkiye’de çizgi roman ve fantastik edebiyat okurunun aşina olduğu bir isim. Kısa ömürlü Tam Macera dergisinde yazdığı Cinhan öyküleri, akabinde kendine has üslubuyla Anadolu’nun tekinsiz gecelerine musallat ettiği Deli Gücük senaryoları ve “şark gotiği” kısa öyküleriyle sadece sağlam bir üsluba değil, dehşet verici bir hayal gücüne sahip olduğunu gösterdi.Geçtiğimiz haftalarda çıkan ilk romanı İskit, hayalperest hikayeci Od’un bozkırın sert şartlarında hayatta kalabilmek ve sevdiği kadınla ocaklanmak için hikayeleri bir kenara bırakıp ok salmayı, savaşmayı ve can almayı – kısacası İskit olmaya – karar vermesini anlatıyor. Murat’la yazın serüvenini, İskit’i, tarihi ve hikayeleri konuştuk.Öteki Sinema için söyleşen: Can YalçınkayaHocam, Türk okuru seni yazdığın korku çizgi romanlarıyla tanıdı ilk kez. Bize biraz yazarlığa nasıl başladığından ve çizgi roman serüveninden bahseder misin?İlk okuduğum eserler, banka tabelaları, Cin Ali serisi ve onlardan beş yıl sonra da ‘Balonda Beş Hafta’ ile Poe Hikayeleri idi. Tabii böyle bir külliyat ile ‘zehre’ alışınca, insan fena bağımlı oluyor. Kendisi de öykünüyor ve aynı aromada metinler üretmek istiyor… O yüzden 1999’dan itibaren ben de hemen banka tabelaları yazmaya başladım. Fakat beceremeyeceğimi anlayınca, çok sevdiğim korku/macera türlerine yönelmeye çalıştım. Birkaç tanesi güzel bir edebiyat dergisinde çıktı. Sonra kendim için birşeyler yazmaya daha devam ettim.Derken 2007’de Tam Macera projesi başladı. Cinhan karakterinin senaristliğini verdiler. Hayallerime kavuşmuştum artık. Mahmud Asrar ve bir sayıda da Yıldıray Çınar en güzel şekilde betimledi senaryolarımı.Derken Levent Abi’nin, Deli Gücük projesi başladı. Yaklaşık 1989’dan beri hayalim bu idi: bir derginin bir köşesi… Bir projenin bir kıyısı… Bir karakterin hikayeleri.Böylece DG albümlerine katkıda bulunma ve Korkut Öztekin, Ozan Küçükusta, Gürdal Akkoç, Emre Yüce, Sümeyye Kesgin, Murat Başol, Koray Kuranel, Uğur Sertçelik, Mert Yavaşça gibi usta çizerlerle çalışma imkanı buldum.Senin de ikinci albümün sonuna yazdığın o inceleme yazısında (‘ Canavarlar, Deliler, Çizgi Romanlar, ve Diğer Lanetli Hikayeler’-Can T. Yalçınkaya) derinlikle anlattığın korku edebiyatı tarihçesine bayılan birisi olarak, sevdiğim metinlere öykünüyorum sadece işte.Kendisini ‘sanatçı’ ilan eden popçular gibi ben de ‘yazar’ demeyeyim… Mesele bir tek öykünme.Mimesis’çilik patikam,’ öyküN-yazıcılığı’ sicilim budur.Deli Gücük serisinde Aziz Tuna’yla beraber karaktere şekil veren yazarlardan biri sensin. Hatta Deli Gücük kısa öykülerinden oluşan bir kitabın da yayınlandı DG adıyla. Bize bu iyi saatte olsunlar karakteriyle olan ilişkini anlatır mısın?Aramızda seviyeli bir ilişki var. Ben DG’nin yaşadığı maceraların, kendi payıma düşen %10’unu naklediyorum, o da ara sıra Kızılay’da falan uzaktan görünüp ödümü kopartıyor. Şaka bir yana, DG ve onun yaratıcısı Levent Cantek olmasa hikaye kitabım olmazdı. O yüzden ikisine de ömür boyu minnettarım.Cinhan’ı yazarken DG hikayelerini severek okuyordum. Sonrasında katkı imkanı bulunca mutlu oldum. DG hikayelerinin İsviçre Ordu Çakısı gibi çok yönlü olmasını, nice sivri uç bulundurmasını seviyorum. Son albümlerdeki sağlam hikayelerinde de gördüğümüz üzere, Kemal Tahir’den Cthulhu’ya kadar uzanabilen cesur ve nefis bir yelpazesi var DG mitolojisinin. Yani bu varlık Doğu ile Batı mitlerinin çarpıştığı bir Anadolu masalı oldu artık ciddi ciddi. Bu gücünü seviyorum.Son olarak İskit adlı romanın yayınlandı. Çizgi romanlar ve kısa öykülerden sonra roman yazmak nasıl bir deneyim oldu?Severek yol kat etmesem, çok zorlu bir külfet olurdu. Ama eğlendim. Önce kendime anlattım. Ve çok öğretici oldu benim için. Aylarca sabah 4.30-9.30 aralığında deldim dağı ve tüneli açtım. Umarım bu arada karpal-tüneli de açmamışımdır.Şimdiye kadar yayınlanan işlerin tarihi/fantastik olarak nitelendirilebilir (bilim kurgu öykülerinle ödüller kazandığını da not olarak düşelim elbette!). Bu türü tercih etmendeki nedenler neler?Sevdiğim hikayelere ‘gerçek dünya vizesi’ koymuyorum. Sınırlarımdan serbestçe geçebiliyorlar. “Uydurma bunlar” suçlaması benim için bir hikayenin kalifiye olma ihtimalinin ilk (ama yegane olmayan) habercisi. O eski sihrin peşindeyim. Gerçek dünya yeterince acılarla, sevimsizliklerle dolu zaten… Bir de bunları yazıda yeniden üretmeye, simüle etmeye gerek yok diye düşünüyorum. Gerçekçilik akımına torpil geçen Kanonlar, beyaz Avrupalı adamlar tarafından yazılmıştı, bunu unutmamaya çalışıyorum. Gerçek hayatta da, edebiyatta da fazla gravitas’ın zararlı olduğunu düşünüyorum.Ama tabii Kanonları topyekün umursamaz değilim, Kızılmaske’nin Karamazov Kardeşler’den daha iyi olduğunu söyleyecek halim yok. (Ama Zagor daha iyi elbette.)Tarihi anlatılar yazarken nasıl bir araştırma süreci içine giriyorsun? Örneğin İskit’te kullandığın detaylar tarihi bilgilerle ne kadar örtüşüyor? İskit bir tarihi roman mı? Fantastik mi?Bir diyar üretmek istemedim; yapılabilecek tüm araştırmayı yapayım dedim. Mevcut herşeyi topladım, okudum. Özümsedim. Sonra da sadık kalarak kurdum. Nice bakımdan İskit, tarihi bir anlatı. Marifetli bir üstün-insan kahramanı bile yok. Fakat o noktada bırakmayıp, bir köşesinden büktüm. Gerçekçilik sınırlarını biraz zorlayıp hokus-pokus yaptığım yerler oldu.İskit’te değindiğin temalardan biri de “hikaye olarak tarih”. Sence tarihçiler de hikayeci midir? Ya da Herodotus gibi “yalancı” mıdırlar?Tarih, bence, bir ormana gidip, sonra sadece oradaki çiçeklerden bir demet toplayıp sunma acizliği. Gerçeği asla bilemeyeceğiz; hem sonra algımız sürekli kendi zamanımızın filtresinden süzülecek. Onların düşünce ve yaşam biçimlerini asla tam anlayamayacağız. Örneğin bazı eski ilkel kabileler, küçülen, solan Ay’ı tekrar eski parlak haline getirmek için ayin yapardı. Böylece her ay, korku dolu nice geceler geçiriyorlar… Bunu bizim bu çağda anlamamız imkansız. Çünkü o sihir yitirildi… Her anlamda.Yani evet, her tarih, bir anlatıdır bence. Uzun zaman sonra, bu devirleri nasıl anlatacaklar kimbilir…11 Eylül kitaplara girer elbette, ama ya diğer acılar, mutluluklar? Tarihçilerin ilgi, bilgi ve dikkat çeperine girmeyi başarmış her bir tarihi yaşanmışlığa karşılık, çemberin dışında kalan, unutulacak belki yüzlerce, binlerce bilgi parçası olacak.İskit’ten tarihi roman olarak bahsediyoruz fakat “yaşadığımız toplumla uyuşmama”, “ulusal/kültürel aidiyet hissetmeme” gibi modern temaları işleyen, hatta meta-anlatı yapısıyla postmodernizme de göz kırpan bir yanı var. Bu düşüncelere katılır mısın?Tamamen doğru. Bir yanı ile bizimle de konuşsun istedim. Mevcut nice kılıç-büyü hikayeleri ile metinlerarası bir hısımlığı var… Ama ne yazık ki kahramanımızın tek hısmı bunlar, diğer öyküler. Onun dışında mutlak bir yabancılaşma, sürgün ozan hali içinde. Tek başına. İnsanlık tarihi gökdeleninin bize ait katlarına yakın dertleri ve tasaları var.Bundan sonra sırada ne var?Şu anda iki eser yazıyorum:“Vizeye girmemiş bir öğrenci için telafi sınavı” ve “Karneler”.Bu epik çalışmalar bittikten sonra, umuyorum ki başka şeylerle uğraşma fırsatı bulabileceğim.
Reklam
Telefonlar Yapay Işıkla Şarj Edilecek
3M, mobil cihazların geleceğinde aydınlık bir sayfa açılmasına katkıda bulunuyor. 3M Şeffaf Optik Filmlerle cep telefonunuzu güneş ışığı ya da yapay ışıkla şarj edebileceksiniz.Cep telefonları artık konuşmanın yanı sıra uygulamalar, oyunlar, filmler, kitaplar, e-mail ve internette gezinme için de kullanıldığından batarya ömrü, satın alınacak ürünün seçim aşamasında önemli bir rol oynuyor. 3Mve Fransız güneş teknolojisi şirketi SunPartner Technologies’in yaptığı işbirliği sayesinde kullanıcılar artık her an bataryasının biteceği endişesinden kurtuluyor. Yakın gelecekte cep telefonları ve tabletler, bir elektrik prizine ihtiyaç duyulmaksızın güneş ışığı ya da yapay ışıkla şarj edilebilecek.Cep telefonu ve tabletler solar panele dönüşüyorWysips, gördüğünüz şey fotovoltaik yüzey anlamına gelen “What You See is Photovoltaic Surface” ifadesinin baş harflerinden oluşuyor. SunPartner Technologies’in ultra ince transparan fotovoltaik katmanı elektronik ekranlara yerleştirilebiliyor. Elektronik cihaz üreticileri bu teknoloji ile herhangi bir yüzeyi, kendi enerjisini doğal ya da yapay ışıktan üreten bir solar panele dönüştürebilecekler. Bu sayede sürekli şarj edilencihazlar hem iç hem de dış mekânlarda her an kullanıma hazır durumda olacaklar.3M Şeffaf Optik Yapıştırıcılar, fotovoltaik hücreleri ekipmana yapıştırıyor. Bu yapışkanlar, sıradan yapışkanların neden olduğu kabarcıklanma gibi ekranda bozukluk yaratan görsel hatalardan kaçınmak için özel olarak üretiliyor. 3M Şeffaf Optik Yapıştırıcılar mevcut optik materyaller ve ekran teknolojileri ile çalışmak ve özellikle elektronik endüstrisinin yüksek performanslı gereksinimlerini karşılamak üzere tasarlanıyor.Hem sürdürülebilir hem de inovatif bir çözüm3M ve SunPartner Technologies arasındaki iş birliği, tüketicilere elektronik cihazların enerji yönetimini değiştiren sürdürülebilir bir çözüm sunacak. Dünyanın önde gelen mobil cihaz üreticisi için prototipler üzerinde çalışan SunPartner’ın ilk ürünlerinin lisansının 2014’ün ilk yarısında imzalanması planlanıyor.
Star Wars 7'Nin Kadrosuna Merhaba Deyin
Star Wars hayranlarının merakla beklediği açıklama dün akşam Lucasfilm tarafından yapıldı. Star Wars 7 filminin kadrosunu açıklandı ama isimleri duyduğunuzda şaşırmayın.J.J. Abrams'ın uzun zamandır üzerine titrediği oyuncu kadrosu dün akşam yapılan açıklamayla ortaya çıktı. Uzun zamandır oyuncu seçimleri üzerinde uğraşan ve aralarında oyunculuk hayatına ilk kez adım adan ve figüranlar arasından seçilen oyuncular, Star Wars'un yeni serisinin yeni yüzleri olacaklar.Oyuncu kadrosunda ilk dikkat çeken isim Adam Driver oldu. Girls dizisindeki performansıyla birlikte bir çok hayran elde etmişti. Bu ismi John Boyega takip ediyor. Çok fazla ön planda olmayan bu oyuncu en son olarak 24: Live Another Day dizisindeki bir rolüyle tanıyoruz. Bu yeni isimlere Daisy Ridley'de katıldı. Oyunculukta yeni bir isim olan Ridley, Mr Selfridge ve Silent Witness gibi televizyon dizilerinde yer almıştı.Bu yeni isimler senaryonun ana kahramlanları oluştururken, bu isimlere Oscar Isaac, Andy Serkis, Domhnall Gleeson ve Max von Sydow gibi isimlerde dahil oldu. Tabi Star Wars hayranlarının en çok merakla beklediği konu ise eski oyuncuların yeni seride geri dönüp dönmeyeceğiydi. Yapılan açıklamada oyuncu kadrosunda Harrison Ford, Carrie Fisher, Mark Hamill, Anthony Daniels, Peter Mayhew ve Kenny Baker isimlerinin yer almasıyla birlikte, bu konuda resmiyete bağlanmış oldu.Eğer filmin çekimlerinde herhangi bir aksaklık yaşanmazsa film 18 Haziran 2015 tarihinde vizyona girecek.Peki filmin oyuncu kadrosu hakkında siz neler düşünüyorsunuz ? Unutmadan hayran yapımı fragmanda karşınızda :)
Bir İlişkinin 14 Evresi
Hepimizin başına geldi yalnız değilsin! Aynı yollardan geçtik ağladık, güldük, eğlendik... Çoğumuz aynı evreleri ya da benzerlerini yaşadık. Eğer sende yaşadıysan eskiyi bir hatırla :)
Reklam
BMC'ye Tek Teklif Ethem Sancak'tan
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (TMSF) yönetimine el koyduğu zırhlı araç üreticisi BMC'nin satış ihalesine tek katılan şirket olan Es Mali Yatırım Danışmanlık 725 milyon lira teklif verdi. Ethem Sancak'ın yönetim kurulu başkanı olduğu Es Mali Yatırım ve Danışmanlık, ihalede ilk teklifi olan 540 milyon lirayı 725 milyon liraya yükseltti. BMC için verilen 725 milyon liralık teklif TMSF kurulu tarafından uygun görülmesi halinde Cuma günü pazarlık aşamasına geçilecek. TMSF, Çukurova Holding'in Interbank'tan kaynaklanan borçları nedeniyle yönetimini devraldığı BMC'yi 4 Şubat tarihinde yayınladığı ilan ile 985 milyon lira muhammen bedel üzerinden kapalı zarf ve açık artırma yöntemiyle yapılacak ihale ile satışa çıkarmıştı. Borçları nedeniyle üretime uzun bir süre ara vermek zorunda kalan BMC, Türk Silahlı Kuvvetleri için zırhlı araç Kirpi'yi geliştiriyordu. CNN TÜRK
Yıldız Savaşları 7'nin Oyuncu Kadrosu Açıklandı
JJ Abrams’ın yönetmenliğini yapacağı Yıldız Savaşları (Star Wars) serisinin yedinci filminin oyuncu kadrosu açıklandı. Harrison Ford, Carrie Fisher ve Mark Hamill gibi daha önce filmde oynamış isimlere yeni oyuncular da katıldı. 2015′in Aralık ayında vizyona girmesi planlanan filmin yeni oyuncuları arasında Coen biradelerin Inside Llewyn Davis filminin oyuncularından Oscar Isaac’ le Adam Driver ve adı pek duyulmamış Daisy Ridley yer alıyor. Oyuncu kadrosunu açıklamaktan dolayı çok heyecanlı olduğunu belirten JJ Abrams, filmin çekimlerine önümüzdeki ay Londra’da başlayacaklarını söyledi. Diken
Estetik ve İçerik Odaklı Yeni Fizy Yayında
Müzik severler için iyi bir haberimiz var. Bir süredir devam eden yenilenme sürecini tamamlayan Fizy artık yayında. Beta sürecini kısa süre önce incelediğimiz Fizy estetik ve içerik odaklı yeni yapısıyla karşımızda. Yeni Fizy’nin dönüşüm sürecinde,” Yerli ve yabancı milyonlarca şarkıyı ister web’de ister mobilde tek tıkla dinle ” mottosunun hakkını verdiğini söyleyebiliriz. Fizy sanatçılarla ilgili bilgi sayfaları veya dinleme popülerliği gibi önemli içerikleri bugüne kadar sunmamıştı. Yeni Fizy, tasarımsal değişikliğin ötesinde, içerik zenginleştirilmesiyle dikkat çekiyor. Flat design yaklaşımıyla tasarımını yenileyen Fizy’de kullanım kolaylığı ön planda. Bununla birlikte artırılan “mood” sayısı kullanıcılara daha çeşitli bir müzik içeriği sunuyor. Şarkı arama motorunu merkeze alan ana sayfayı da terkeden fizy.com, ziyaretçilerini en popüler mood’lar, sanatçı radyoları ve yeni albümlerle karşılıyor. Kullanıcı deneyimini geliştiren bu özellik tek tıkla müzik dinlemeye başlamanızı sağlıyor. Bununla birlikte arama fonksiyonunun da iyileştirildiğini söylemekte fayda var.Sanatçı veya şarkı araması yaparken, fizy size otomatik tamamlama önerileri sunuyor. Arama sonuçlarında şarkıların süresi, yılı ve albümü gibi detaylar da sıralanıyor. Bu kategorilerden herhangi biri üzerinden yeniden filtreleme yapılması da mümkün hale getirilmiş. Şarkıların çalma listesine eklenmesi ve düzenlenmesi de eskisine göre daha kolay hale gelmiş. Fizy’nin yaptığı açıklamaya göre, web’de başlayan yenilik, aşamalı olarak iOS ve Android tabanlı mobil cihazlar için de kullanıcı deneyimine sunulacak.webrazzi
Reklam
Enflasyonda Tahminler Yükseldi
Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın yılın ikinci Enflasyon Raporu'nda faizlerde kademeli ve ölçülü indirime gidebilecekleri yönünde verdiği mesajlar piyasalarda coşkuyla karşılandı. Gösterge tahvili faizi 0,35 puan birden düşerek yüzde 9,22 ile 17 Aralık'ta bu yana en düşük seviyeye indi. Faizlerdeki düşüş borsada banka hisselerini olumlu etkiledi. Banka hisselerindeki yükseliş yüzde 2'yi aşarken, borsadaki yükseliş yüzde 1'i geçti. Döviz piyasası açıklamalara pozitif tepki verdi. Güne 2,1260 seviyesinden başlayan dolar kuru 2,1140'a kadar indi. Başçı, sunumunda faiz indirimleri için alan olduğunu, bu indirimlerin ölçülü ve kademeli olacağını açıklarken gelişmeleri gözlemleyerek karar alacaklarını bu nedenle seri adımlar beklenmemesi gerektiğini vurguladı. Faiz indirimlerinin ne zaman başlayabileceğine ilişkin olarak ise Başçı, 'Önümüzdeki ay mı daha sonraki aylarda mı olur buna sonra karar vereceğiz.' diye yanıtladı. Ekonomistler faiz indirimlerinin birkaç ay içerisinde başlamasını bekliyor. Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Mayıs ya da Haziran'da 25-50 baz puanlık bir indirim beklediklerini yazdı. Alternatifbank Ekonomisti Serdar Şenol, konuya ilişkin bilgi notunda Haziran ayının daha yüksek bir olasılık olduğunu kaydederken, 'Mayıs ayında da yüksek kalacak bir enflasyon, faiz indirimi olasılığını sınırlamakta. Bunun birlikte Avrupa Merkez Bankası'ndan (AMB) gelecek bir genişleme ile Mayıs'ta indirimi mümkün kılabilir.' diye yazdı. HSBC Portföy, AMB'den bir gevşeme adımı gelmemesi durumunda faizlerde şimdilik indirim beklemediklerini açıkladı. Merkez Bankası Ocak ayında politika faizini yüzde 10'a, faiz koridorunun üst bandını yüzde 12'ye alt bandını ise yüzde 8'e çıkarmıştı. Politika faizindeki 5,5 puanlık şok artış, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tepkisini çekmiş ve faiz indirimlerine de benzer şekilde olağanüstü bir toplantı geçilmesi gerektiğini söylemişti. Buna karşın Başçı bugünkü sunumunda Ocak kararlarını 'Hiçbir adım atılmasaydı enflasyon ve döviz kurları daha fazla bozulacak ve uzun vadeli faizler daha fazla yükselecekti. Şu anda kur dengelendi, uzun vadeli faizler düştü' diyerek savundu. Enflasyon Raporu'nda yılsonu enflasyon tahminlerini güncelledi. 2014 enflasyon beklentisi yüzde 6,6'dan yüzde 7,6'ya çıkarıldı. 2015 beklentisi ise yüzde 5'de korundu. Ayrıca gıda fiyatlarına ilişkin yılsonu beklentisi yüzde 8'den yüzde 9'a çıkarıldı. WSJ Türkiye
Daha Fazla Kullanıcı, Daha Fazla Zarar, Daha Fazla Hayal Kırıklığı
Twitter 31 Mart 2014′te sona eren birinci çeyrek sonuçlarını dün duyurdu. Buna göre şirket yıllık bazda aylık kullanıcı sayısını (MAU) yüzde 25 oranında artırarak 255 milyon kişiye ulaştı. Bu kitlenin 198 milyonunun (%78′i) mobil kullanıcılar olduğu belirtiliyor. Yıllık bazda gelirlerini yüzde 119 artırarak 250 milyon dolara ulaşan Twitter’ın CEO’su Dick Costolo, çok güçlü bir ilk çeyrek geçirdiklerini söylüyor. Costolo’nun açıklaması şöyle devam ediyor: “ Artan kullanıcı sayımız ve etkileşim oranımız sayesinde gelirlerimiz yıllık bazda arttı. Aynı zamanda küresel erişimimizi genişlettik ve ölçeğimizi de büyüttük. MoPub’ın entegrasyonuyla her ay 1 milyardan fazla iOS ve Android kullanıcısına ulaşıyoru. Bu bizi dünyanın en büyük uygulama içi reklam piyasalarından biri yapıyor ve hatta bu büyüklükte doğal reklam sunabilen tek şirketiz .” Costolo’nun açıklamaları yatırımcıları ise ikna etmeye yetmedi ve şirketin hisseleri son zamanların en düşük seviyesine geriledi. Twitter, bu dönemde gelirlerini artırmasına artırdı ama bu şirketi zarar etmekten kurtarmaya yetmedi. Twitter, bu dönemde 132 milyon dolar net zarar açıkladı. Bu, geçtiğimiz yılın aynı döneminin dört katı. Şirketin zaman akışı görüntülenme sayısı, yıllık bazda yüzde 15 artarak 2014 birinci çeyrekte 157 milyara ulaştı.Bununla birlikte Twitter’ın gelir yaratma becerisini gösteren en önemli gösterge sayabileceğimiz, her bin zaman akışı görüntülenmesi başına sağlanan reklam geliri oranı 1.44 dolar olarak açıklandı. Twitter bunun yıllık bazda yüzde 96′lık bir artış olduğunu söylüyor. Bu doğru ancak yetersiz bir kıyaslama. Aynı oran bir önceki çeyrekte 1.49 dolar olarak açıklanmıştı. Bu, Twitter’ın artan kullanımından gelir sağlamakta çok da başarılı olmadığını gösteriyor. Kaynak: Bloomberg
Reklam
iPhone İçin Bildirim Işığı Geliyor
iPhone için hazırlanan ilk 'akıllı kılıf' olduğu söylenen Lunecase, çağrı ve mesajların elektromanyetik dalgalarını algılayarak bildirim ışığını yakıyor.Kickstarter'da başlayan yeni bir proje, iPhone için üretilen en iyi kılıflardan biri olmaya aday. Lunecase adındaki bu 'akıllı kılıf', iPhone'a gelen mesaj ve çağrıların elektromanyetik enerjisini kullanarak bildirimgörüntüleyebiliyor.Gücünü herhangi bir pilden ya da iPhone'un kendisinden almayan Lunecase, sadece dalga enerjisini kullanarak bunu ışığa dönüştürüyor. Lunecase kullanan iPhone sahipleri, kendilerine gelen çağrı ve SMS'lerden arka kapaktaki LED bildirim ışığı aracılığıyla haberdar olabiliyor.Görünüşte standart bir iPhone arka kapağından farkı olmayan Lunecase,hafif ve ince tasarımının yanı sıra herhangi bir kablo bağlantısının olmamasıyla da işlevsellik kazanıyor. iPhone'un yaydığı enerjiyi ışığadönüştüren Lunecase, Kickstarter üzerinde 50 bin dolarlık hedefle topluluk finansmanına açılmış durumda.Shift Delete
Külüne Muhtaç Olmak İstemeyeceğiniz 11 Kötü Komşu
Ev alma komşu al, komşu komşunun külüne muhtaçtır gibi güzel atasözlerimizi kulaklarımızda çınlatan komşulardan bahsedeceğiz sizlere, bunlardan bahsederken 'kötü komşu insanı ev sahibi yapar' atasözünü de aklınızdan çıkarmamanızı isteyeceğiz. Olumlu yanlarını da görmek lazım bu komuşularımızın. KÖTÜ KOMŞULAR 9 MAYIS'TA SİNEMALARDA!
Reklam