Bob Hoskins 71 Yaşında Yaşama Veda Etti
Ünlü aktör Bob Hoskins, 71 yaşında hayata gözlerini yumdu
‘Mona Lisa’dan ‘Deniz Kızları’na karakter oyunculuğuyla başrol arasındaki sınırları kaldıran, sert adam rolleriyle tanınan İngiliz oyuncu Bob Hoskins hayata veda etti. Oyuncunun menajeri yaptığı açıklamada Hoskins’in akciğer iltihabından öldüğü açıklamasını yaptı. 71 yaşındaki oyuncu, 2012’de Parkinson hastası olduğunu ve oyunculuk hayatına son verdiğini açıklamıştı.
1942’de St. Edmund’ta işçi sınıfından bir ailenin çocuğu olarak doğan Bob Hoskins, Londra’da yetişti. Bir dönem ateş cambazlığı gibi sıradışı işlerde çalışan Hoskins, oyunculuk kariyeri tesadüfen başlayan aktörlerden. Bir tiyatroda oyuncu arkadaşını beklerken seçmelere geldiği sanılıp sarhoş bir şekilde sahneye çıkartılan ve rolü de alan Hoskins, doğal yeteneğiyle izleyenleri hemen etkileyecek bir yeteneğe sahipti. İşçi sınıfından geldiğini sık sık vurgulayan Hoskins, bu anısını hayatını kurtaran olay olarak anlatıyordu. “Eğer oyuncu olmasaydım, şimdi muhtemelen hapiste olurdum” diyen Hoskins’in ilk rolü de televizyon için çekilen bir eğitim filmiydi. Ancak Hoskins, asıl ününü, efsane TV auteur’ü Dennis Potter’ın zamanında bizde de gösterilen dizisi ‘Pennies from Heaven’la kazandı. Sonrasında bol ödüllü bir kariyerle oyunculuk hayatına devam eden Hoskins, yer aldığı her filme kendi imzasını baskın bir şekilde atan oyunculardandı. 1980 yapımı ‘Uzun Kutsal Cuma’da kariyeri boyunca sık sık canlandıracağı Britanyalı gangsterlerden biri olarak seyirci karşısına çıktı. Neil Jordan klasiği ‘Mona Lisa’daki rolüyle en iyi erkek oyuncu Oscar’ına aday oldu, Altın Küre ve BAFTA ödüllerini aldı. Tabii ki kendine has havasıyla bu sert adam Hollywood’un da dikkatini çekti. Terry Gilliam’ın ‘Brazil’inin unutulmaz kadrosunda yer aldı. Robert Zemeckis’in ‘Masum Sanık Roger Rabbit’inde anime femme fatale Jessica Rabbit tarafından baştan çıkartıldığı sahne bir neslin zihinlerine kazındı. ‘Deniz Kızları’nda Cher ve Winona Ryder’la karşılıklı döktürdü. Ancak gişede de eleştirmenler nezdinde de batan ‘Super Mario Bros.’ sonrası Hollywood’dan ümidini kesti. Konuyla ilgili bir röportajda “Super Mario Bros. şunu gösterdi. Ben kendi işime ne kadar özen gösterirsem göstereyim, sonunda Hollywood, onu s.kip atabiliyor” demişti.
Kariyeri boyunca Thatcher karşıtlığını dile getirmekten sakınmayan Hoskins, bu dönemden bir hikayeyi konu alan ‘24 7: Twenty Four Seven’ın çok karamsar olup olmadığı sorusuna “Az bile... En azından bu filmde bir umut var. O dönem ise umuttan eser yoktu” cevabını vermişti. En son ‘Pamuk Prenses ve Avcı’yla perdeye gelmişti.