Görüş Bildir
Haberler
TARIM BAKANIN:''PARAMIZ VAR Kİ İTHALAT YAPIYORUZ'' SÖZÜ NE KADAR GERÇEĞİ YANSITIYOR?

TARIM BAKANIN:''PARAMIZ VAR Kİ İTHALAT YAPIYORUZ'' SÖZÜ NE KADAR GERÇEĞİ YANSITIYOR?

sanane
24.12.2018 - 15:54

Tohum ve Tarımda Teslimiyet!

Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli geçtiğimiz günlerde,Türkiye'nin tarım alanında daima karlı bir ülke olduğunu belirterek ''Bu saman ithal ettiniz,buğday ithal ettiniz'' diyenlere karşı şunu söylüyorum:'Türkiye'de para var ki ithalat yapabiliyor.'dedi.

Biz de sayın bakana  her şeyi ithal ederek Türk Tarımının nereye getirildiğini,dışarıya giden dolarların bizi nasıl  fakirleştirdiğini ve paramız bitince ne yapacağımızı soruyoruz.

Sadece saman,buğday değil daha pek çok şeyi ithal ettiniz diyenler olarak  kısaca anlatalım:

Ülkemize yirmi  yıl önce 129 ton buğday tohumu ithal edilirken günümüzde 1 milyon 183 bin ton buğday;784 ton mısır tohumu ithal edilirken günümüzde 3 milyon 535 bin ton mısır tohumu ithal edildi.

Peki Türkiye'nin en çok tarım ürünü aldığı  ülke?

-Amerika!

Tohumda,tarımda  tam teslimiyet içindeyiz ve ülkemizin bu hale gelmesine izlediğimiz yanlış politikalarla biz katkı verdik.

Nasıl  mı?

İçeriğin Devamı Aşağıda

TOHUM ÜRETİMİ

TOHUM ÜRETİMİ

Tarımsal üretim sürecinde çifçinin kendi ürettiği üründen tohumluğunu ayırıp kullanmaması için çokuluslu şirketler tarafından ülkemizde çıkartılan tohumculuk kanunu ile ''Bakanlık tarafından kayıt altına alınan çeşitlere ait tohumlukların üretimine izin verilir''denilerek kayıt altına alınmamış ama binlerce yıl ürettiğimiz tohum ticaretine engel olundu.Şirketlerden tohum almayana ağır cezalar (5 yıl ekip biçmeme-destekleme alamama) getirildi.Ayrıca küresel şirketlerin tohumluk üretim,satışı ve dağıtımı Türkiye'de yasal koruma altına alındı.

Anadolu coğrafyası tahılların,baklagillerin de aralarında bulunduğu pek çok bitkinin gen merkezi.Yaklaşık 3 bine yakın endemik bitki türüne sahibiz ve birer birer küresel güçlere ellerimizle ikram ediyoruz.

Tohumumuzu koruyan tüm kurumları tasfiye ederek!Ucuz fiyatla zamanında üreticiye tohum ulaştıran kurumları tek tek etkisizleştirerek.

PİRİNÇ ÜRETİMİ

PİRİNÇ ÜRETİMİ

Türkiye'de  2004 yılında ''yerli ürün alanlara'' ithalat izni uygulanmak istendi fakat ABD uluslarası ticaretle bağdaşmayacağı nedeniyle Türkiye'yi Dünya ticaret örgütüne şikayet etti.O zamana kadar bir kilo bile pirinç ithaline ihtiyacımız yoktu.Daha sonra pirinç ithaline kota kondu.Küresel güçlerin baskısıyla pirinç ithalindeki kota kaldırıldı.Tüccar istediği kadar pirinç ithal edince iç pazardaki yerli üreticiden avantajlı konuma geldi.Daha sonra Türkiye ABD,Mısır ve Vietnam'dan pirinç ithal etmeye başladı.Bugün 35 ton çeltik tohumu alıyoruz ve yarım milyar dolarımızı yurt dışına bırakıyoruz.

ŞEKER ÜRETİMİ

ŞEKER ÜRETİMİ

Şeker konusunda yapılan en büyük hata IMF'ye verilen sözün tutularak çıkarılan Şeker Kanunu ile Şeker Kurulunun piyasada tek yetkili kılınması olmuştur.Devlet artık şeker fiyatı açıklamayacak,özel sektör ağırlıklı temsilcileri bulunan kurul piyasayı denetleyecekti ve şeker pancarı üretimine istediği kadar kota getirecekti.

Sürekli artan maliyetler sonucu şeker pancarı üretimi sürekli geriledi.Çok uluslu şirketler bunu fırsat bilerek şeker pancarı maliyetli siz ihtiyacınızı nişasta bazlı şekerle(işlenmiş endüstriyel şeker)giderin diye tavsiyede bulundu.Türkiye de nişasta bazlı şeker kotasını 300 bine çıkararak ''şeker cehennemi'' haline getirildi. Nişasta bazlı şeker için ise mısır gerektiğinden hem bunun hem de diğer ihtiyaçlardan dolayı 2 milyona yakın mısır ithal eder hale getirildik.

Beyaz ve Kırmızı Et,Balık Üretimi

Beyaz ve Kırmızı Et,Balık Üretimi

Türkiye'de tavuk yemlerinde ithal ham madde oranı %85 dolayında ve Beyaz et alanında Türkiye'de üretim yapan en büyük şirket civciv yemleri üreten Avrupalı bir şirket.

Türkiye'de kanatlı et üretimi 2 milyon ton civarında.Bu kadar tavuk yememizin sebebi ise ucuz olması.Peki neden ucuz?Çünkü civcivi,GDO'lu yemi,ilacı,kesim araçlarını bile yabancı şirketler veriyor.

Küresel Şirketlerin planlamaları sonucunda ortaya atılan herkesin hatırlayacağı ''Kuş gribi '' yalanı ile ise planlandığı üzere  Türk tavuk  sektörü çökertildi.Milli şirketler kapandı ve ayakta sadece yabancı şirketler ile onlarla ortaklık yapanlar kaldı.

1990 yıllarda et kombinaları ve soğuk hava depoları özelleştirme kapsamına alınınca küresel şirketler hemen harekete geçti.Et  Balık Kurumunun ise bazı şirketlerini sattık,devrettik ya da kapattık.Daha sonra küresel şirketler bizi'' Et fiyatları çok yüksek ithal ederseniz fiyatlar aşağıya iner'' yalanıyla ithalata yönelttiler.Yerli üreticinin  sayısı ve sektöre ilgisi hızla azaldı.

Günümüzde ise meraları imara açarak üzerine konut projeleri,Avm ve tesisler inşa ederek dışa bağımlılığımızı artıranlar bizler değil miyiz?

Denizlerimizi,göllerimizi hızla kirleterek dört tarafı denizlerle çevrili ülkemize 100 bin ton balık ithal edilmesini sağlayanlar kimler?

''PARAMIZ VAR Kİ İTHALAT YAPIYORUZ!!''

''PARAMIZ VAR Kİ İTHALAT YAPIYORUZ!!''

Küresel şirketlerin ilk amacı binlerce yıl Anadolu tarımını ayakta tutan Türk köylüsünü toprağından koparmaktı.Hedefleri bu yüzden üreticiyi sürekli zarar ettirip bıkmalarını ve  kente göç etmelerini sağlamaktı.İkinci hedef ise kendi tarım politikalarını iktidarlara dayatmaktı.Başardılar.

İMF anlaşmalarının hepsinde tarımsal desteklerin sınırlandırılması istendi.Bizde 1980'li yıllardan sonra ekonomik krizin sebepleri maalesef bu tarım desteklemeri gösterildi.

Köylü üretmesin isteniyordu.Üreticilerin ürünlerini devlet zamanla çok az almaya başladı ve paralarını geç ödedi.Köylü bu politikalarla yoksullaştı.ABD-AB'nin isteği doğrultasında tarım ürünlerinde  ithalat serbestleştirildi,kotalar kaldırıldı.

Tarımsal üretimde zamanında kendine yeten bir ülke aşırı ithalata yöneldi.Yabancı yatırımcıya sağlanan imtiyazlar sonucu tarım arazileri sanayi kuruluşlarına bedelsiz verildi.

Türkiye'de kendilerine harika olanaklar sunulan yabancı şirketler  zehirli atıklarını toprağımıza denizlerimize boşaltmaya başladı.

Devlet sonunda aradan çekildi ve Türk tarımı küresel şirketlerin inisiyatifine bırakıldı.Türkiye'nin ''açık pazar'' haline gelmesiyle ABD ve AB ellerindeki ihtiyaç fazlası endüstriyel ürünleri bize satmaya başladı.

Şeker tütün kanunları ile tarım ürünlerine  kota koyan,sigara fabrikalarının satışını kolaylaştıran,ithalattaki sınırlamayı yabancı tekeller lehine kaldıran ve kamu ihalelerine yabancı şirketlerin de girebilmesini sağlayan kanunlar çıkarıldı.

Meralar yok edilerek köylü ve tarımsal üretim bitirildi.Biz ise yeni bir araba,ev ya da son moda kıyafetler alarak büyümeye devam ettiğimizi zannettik.

Boğazımızdan geçenleri Küresel Şirketlerin elinden alıp yerli üretime geçmezsek çocuk ve torunlarımızı ölüme terk etmiş olacağız.

Avrupa:''Sizin tarım ürünleriniz çok maliyetli bizden ucuza ithal edin'' derken gerçekten de bizim iyiliğimizi mi düşünmekte?Cevabı şu cümlelerde gizli:

''.....Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle,yabancıların planlarıyla yükselebilsin?Tarih,böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.! ''     -ATATÜRK  

Kısacası;yerli,milli tarım politikaları ile tarım ürünleri ithal eden değil tarım ürünleri ihraç eden bir ülke istiyoruz biz...

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
0
0
0
0
0
0
0
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?
Yorum Yazın