Suriye'nin Elinde Kimyasal Silah Kalmadı
Den Haag'daki Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü pazartesi günü, aylar süren çalışmalardan sonra Suriye'nin kimyasal silah programındaki, sülfür hardal ve sarinin öncül maddeleri de dahil olmak üzere, tüm tehlikeli maddelerin ülkenin dışına çıkarıldığını söyledi.
Açıklama, diplomatik ve lojistik olarak bir dönüm noktasına işaret ediyor. Daha önce hiçbir ülkedeki kimyasal mühimmatın tamamı sınır dışına çıkarılmamıştı. Şimdi bu öldürücü kimyasallar, yüklendiği Amerikan gemisinde imha edilecek.
Bu gelişmeye rağmen, açıklamaya dair hâlâ belirsizlik var. ABD ve Rusya'nın geçtiğimiz yılki anlaşması uyarında, 1,290 metrik ton kimyasal 30 Haziran'a kadar imha edilecek. Pazartesi günü yüklenen son partinin imhası dört ay sürebilir.
Uluslararası toplumu en zorlayan ise, yakın zamanda Suriye içinde meydana gelen klorin saldırılarına ilişkin haberler. Muhalefet, klor saldırılarından ötürü Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın hükümetini sorumlu tutuyor. Esad hükümeti ise bu suçlamayı reddediyor.
Suriye'deki kimyasal silahsızlanmayı denetleyen Kimyasal Silahları Yasaklanma Örgütü'nün ilk raporu, Suriye'de klorin ya da akciğeri tahriş eden başka bir kimyasal madde kullanımına yönelik kanıtlar bulsa da, iddialar soruşturulmaya devam ediliyor.
Kimyasal Silahları Yasaklama Örgütü'nün (KSYÖ) genel direktörü Ahmet Üzümcü, pazartesi günü Den Haag'da yapığı açıklamasında, kimyasalların Suriye'den çıkarılması operasyonundan övgüyle bahsetti. 'Görevde bugün önemli bir eşiği aştık' açıklamasında bulunan Üzümcü, 'Bu süreçte beklenen ve beklenmeyen zorluklar vardı ancak KSYÖ ve üye ülkeler olarak bunları aşmayı başladık' dedi.
ABD'nin, kimyasal silahların çıkarılmasını defalarca ertelemiş olmasından ötürü Suriye'ye sert eleştirilerde bulunmasına rağmen, Üzümcü, Suriye'nin 'tatmin edici' düzeyde işbirliği yaptığını söyledi. Misyon ayrıca, Rusya-Ukrayna arasındaki gerilimin tırmandığı bir zamanda, ABD ve Rusya arasındaki işbirliğini de gözler önüne serdi.
Operasyonun son etabı en zoru oldu. 100 tonluk son kısım hariç, Suriye'nin kimyasal silahlarının tamamı haftalar önceden Danimarko ve Norveç bandıralı gemilere yüklenmişti. Birleşmiş Milletler'in kıdemli diplomatlarından biri, kimyasalların son 100 tonluk kısmının bulunduğu alana giden yolların isyancıların tehdidi altında olduğunu, bunun da Suriyeli güçlerin alana gitmesini önlediğini anlattı.
Güvenlik durumunun son günlerde değiştiğini söyleyen üzümcü, bu sayede Suriyeliler'in adımlarını hızlandırabildiğini dile getirdi.
560 ton kimyasal, Ark Futura adındaki Danimarka bandıralı gemiyle, İspanyol limanında bekleyen MC Cape Ray adındaki Amerikan gemisine aktarılacak. Cape Ray daha sonra Akdeniz'deki uluslararası sulara açılacak ve orada Amerikalı uzmanlardan oluşan ekip, hidroliz yöntemiyle kimyasalları nötrleştirecek.
Kimyasalların suyla karıştırılmasını öngören hidroliz yönteminden açığa çıkacak olan atık madde, yakılmak üzere özel bir yere götürülecek.
Misyon, Ağustos 2013'te Şam'ın dışındaki mahallelerden birindeli kimyasal silah saldırısının ardından başlatıldı. Batılı liderlerin, Esad rejimini sorumlu tuttuğu kimyasal saldırısı, 1,400 kişinin ölümüne yol açtı. ABD Başkanı Barack Obama hava saldırısıyla misilleme yapmak ile tehdit etmiş olsa da, Kongre buna engel oldu ve ABD de, Rusya ile Suriye'nin kimyasal silah programının 30 Haziran 2014'e kadar imha edilmesini öngören anlaşma üzerinde uzlaştı.
Suriye'nin rızasıyla sağlanan uzlaşı, Suriye'nin de, 'kimyasal silahların üretimi, depolanması ve kullanımını yasaklayan uluslararası bir anlaşma olan'' Kimyasal Silahlar Anlaşması'nı imzalaması şartını getiriyordu.
Daha önce hiç denenmemiş olan 'denizde imha' planı ise, uzmanların, kimyasalları, savaştaki ülkenin ortasında nötrleştirmeye çalışmanın çok tehlikeli olduğu kanaatine varmasının ardından yapıldı. Çoğu ülke, kimyasalların kendi sınırları içinde imha edilmesine karşı çıkarken, ABD, bu görevin yeni teknolojiye sahip özel bir gemi içinde yapılmasını önerdi.
Amerikalı yetkililer, Suriye'nin kimyasalları, Latakia limanına getirmesinin, söz verdiğinden daha uzun zaman alması konusundaki öfkesini sıkça dile getirdi. Ancak son haftalarda Amerikalılar da
Kimyasallar Suriye'den çıkarılmış olsa da, silahsızlanma misyonuna ilişkin sorular hâlen ortada dolanıyor. Suriye ve ABD, kimyasal silah programının bir kısmının gizlendiği tünelleri yok etme yolları üzerine tartışmayı sürdürüyor. Suriye, kapıların fitillenmesi yöntemini savunurken, ABD ise tünellerin çökertilmesi gibi daha kalıcı çözüm seçeneklerinden yana bir tavır sergiliyor.
KSYÖ ayrıca Suriye'nin, Kimyasal Silahlar Anlaşmasını imzalamadan önce ibraz ettiği kimyasal silahlar porgramının resmi beyanında olabilecek eksik noktaları inceliyor.
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, Suriye hükümetine baskı yapmaya devam edilmesinin önemli olduğunu söyleyerek, 'En kötü silahlar gitti ancak alçak rejim ve onun neden olduğu kriz hâlâ sürüyor. Bu da kollektif bir dikkat gerektiriyor' dedi.
Silah Kontrolü Birliği'nin direktörü Daryl G. Kimball, kimyasalların çıkarılmasının, Suriye halkını, rejimden korumaya yardımcı olacağını söyledi. Ancak Kimball, klorin saldırılarının, kimyasal silahlar kadar öldürücü olmasa da, tehdit arz etmeyi sürdürdüğüne dikkat çekti. Kimball, 'Esad rejiminin, askeri helikopterlerden attığı misket bombalarının içine klorin koyduğu düşünülüyor' dedi.
editorturkiye@wsj.com