Senin Enerjini Ne Düşürüyor?
Gün içinde enerjimiz düşebilir. Yaşadığımız olumsuzluklar yapar bunu. Senin enerjini ne düşürüyor merak ediyor musun?
Hadi teste!
1. Öncelikle cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını seçer misin?
3. İşten geldiğinde yorgunluğunu nasıl atarsın?
4. En büyük hayal kırıklığın ne?
5. Hafta sonunu ne yaparak değerlendirirsin?
6. Çok enerjiksin diyelim. Enerjinin düşmesi ne kadar sürer?
7. Keyfin kaçtığında geri gelmesi uzun sürüyor mu?
8. Sabah nasıl uyanırsın?
9. İnsanların düşünceleri senin için önemli mi?
10. Kendini sürekli yorgun hissediyor musun?
Sürekli sosyal olmak!
Sürekli sosyalleşmenin enerjini nasıl tükettiğini hiç düşündün mü? Bir yerden bir yere koşuşturmanın, bir aktiviteden diğerine atılmanın seni çok yorduğu doğru. Bir düşün, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte uyanıyor, gün boyu durmaksızın hareket ediyorsun. Bir toplantıdan diğerine, bir buluşmadan diğerine koşuşturuyorsun. Sosyal bir kelebek gibi bir çiçekten diğerine uçuyorsun. Sürekli sosyalleşmek, enerjini tüketiyor. Her ne kadar sosyalleşmek, hayatın tuzu biberi olsa da, sürekli hareket halinde olmak seni yoruyor. Bir aktiviteden diğerine atlamak, sürekli bir şeylerle meşgul olmak, enerjini düşürüyor.
Fazla düşünmek!
Hayatın hızla akıp gidiyor ve senin enerjin nerede? Sürekli kafanda kurduğun düşüncelerin labirentinde kaybolmuş durumda. Evet, anlıyorum, düşünmekten alıkoyamıyorsun kendini, ama bu sürekli düşünme hali, enerjini nasıl da tüketiveriyor değil mi? Kafanın içinde sürekli bir film şeridi gibi dönüp duran düşünceler, enerjini adeta bir vampir gibi sömürüyor. Düşüncelerin içinde kayboluyor, enerjini düşüncelere harcıyorsun ve sonunda kendini yorgun, bitkin hissediyorsun. Bu enerji tükenikliği, hayatın tadını çıkarmanı engelliyor, yaşam kaliteni düşürüyor. Bir düşün, belki de enerjini yükseltmenin yolu, düşüncelerini bir kenara bırakıp anın tadını çıkarmaktan geçiyor olabilir. Hayatın hızla akıp gittiği bu dönemde, belki de enerjini düşüncelere değil, yaşanacak güzel anılara harcaman gerekiyor.
Yalnız kalmak!
Herkesin zaman zaman yalnız kalmaya ihtiyacı vardır. Ancak senin durumun biraz farklı. Yalnız kaldığın anlar, sana enerji vermek yerine, enerjini adeta emiyor. Bir odada, tek başına kaldığın zaman, zihnini meşgul eden sorunlar beliriyor. Bu sorunlar, sanki bir vampir gibi, enerjini sömürmeye başlıyorlar. Kendini güçsüz, enerjisiz hissetmeye başlıyorsun. Bu durum, bir filmin korku sahnelerini izlerken hissettiğin gerginlik gibi. Tek başına, karanlık bir odada, bilinmezliğe doğru yol alırken... İşte tam da bu anlarda, kafanda dönen sorunlar senin enerjini emmeye, seni yavaş yavaş tüketmeye başlıyor. Bu durum, yalnızlıkla başa çıkmanın zorluğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Yalnızlık, bazen bir dinlenme, bir nefes alma fırsatı olabilirken, bazen de zihninizi meşgul eden sorunlarla baş başa kalmanıza neden olur. Ve bu durum, enerjinizi sömürür, sizi yorar.
Duygusal boşluk!
Depresyon, enerjinin düşmesine neden olur ve bu durum, hayatın renklerini soluklaştırır. İşte bu noktada, belki de en çok ihtiyaç duyduğun şey enerji ve canlılık olur. Ancak, depresyonun ağır bulutları altında, enerji seviyen düşer ve bu durum, hayatın tüm renklerini grileştirir. Depresyonun soğuk ve kasvetli rüzgarları, içinde bulunduğun duygusal boşluğu daha da derinleştirir. Bu duygusal boşluk, enerji seviyenin düşmesine sebep olur ve bu durum, hayatın tüm renklerini soluklaştırır. Sürekli bir üzgünlük ve keyifsizlik hali, depresyonun en belirgin semptomlarından biridir. Bu durum, hayatın tüm renklerini griye çevirir ve enerji seviyenin düşmesine sebep olur. Bu durum, hayatın tüm renklerini soluklaştırır ve enerji seviyen düşer.
Yorum Yazın
Duygusal boşluk!
Fazla düşünmek! Hayatın hızla akıp gidiyor ve senin enerjin nerede? Sürekli kafanda kurduğun düşüncelerin labirentinde kaybolmuş durumda. Evet, anlıyorum, dü... Devamını Gör
Yalnız kalmak! Herkesin zaman zaman yalnız kalmaya ihtiyacı vardır. Ancak senin durumun biraz farklı. Yalnız kaldığın anlar, sana enerji vermek yerine, ener... Devamını Gör