Sen Kimden Kaçıyorsun?
Bazen insanlardan uzaklaşmak bazen ise kendimizden uzaklaşmak isteriz. Hissettiğimiz şeylerden kaçmak ise bizim için en zor olanıdır. İçimizden bir şeyler yanlış şeylere doğru sürüklenirken aynı zamanda o duygulara engel olmaya çalışmak herkes için zor olanıdır.
Sen kimden kaçıyorsun?
Haydiiii teste!
1. Cinsiyetini seçer misin?
2. Yaşını da seçer misin?
3. Bir ormanda kaybolduğunu hayal et. Ne yaparsın?
4. Birinin seni unutmaması sana ne hissettirir?
5. Hayatın için büyük planların var mı?
6. Seni ne rahatsız eder?
7. Peki yüzleşmek istemediğin şeylerden kaçar mısın?
8. Son olarak seç birini!
Sen eski sevgilinden kaçıyorsun!
Sen eski sevgilinden kaçıyorsun! Onunla yaşadığın her şeyden kaçıyorsun, her anı, her hatıra, her duygu... Bazen o anların içine yeniden girmemek için tüm gücünle savaşıyor gibisin. Bir zamanlar hayatının merkezinde olan kişi, şimdi sadece bir anı, geçmişin karanlık bir köşesi gibi. Onunla paylaştığın her şeyin, o eski sıcak anların bile, zamanla bir yük haline geldiğini hissediyorsun. O eski mutlulukların yerini, bir boşluk almış gibi; içinde bir eksiklik var, ama onu nasıl dolduracağını bilemiyorsun. Kaçıyorsun çünkü her hatırladığında, geçmişin ağır bir gölgesi seni takip ediyor. O eski ilişkinin her anı, bazen seni mahveden bir yankı gibi geri dönüyor. Gözlerinde, o eski sevgilinin izlerini aramak, bazen ruhunu daha da derinlemesine yaralıyor. Onunla yaşadığın her şey, her gülüş, her tartışma, her anı şimdi sadece bir acıya dönüşmüş gibi. O eski ilişkiden kalan her şey seni boğuyor, sanki nefes almakta zorlanıyorsun. Ama yine de kaçıyorsun. Çünkü geçmişin seni hala takip ediyor, adımlarını izliyor. Geçmişin hala bir şekilde bugününe sirayet ediyor ve ne kadar uzaklaşırsan, bir şekilde sana bir hatırlatıcı olarak geri geliyor.
Unutamadığın birinden kaçıyorsun!
Unutamadığın birinden kaçıyorsun! Onun her hatırası, her gülüşü, her sözüdür içini saran bir sis gibi. Ne kadar uzaklaşsan da, her adımında biraz daha derinleşen bir boşluk bırakıyor. O kişiyi bir türlü içinden atamıyorsun, çünkü kalbinin derinliklerinde hala bir yerlerde o kişi, seninle birlikte yaşıyor. Sen kaçtıkça, onun gölgesi seni takip ediyor. O kadar tanıdık, o kadar derin bir iz bıraktı ki, hiçbir şey gerçekten eskisi gibi olamıyor. Ne kadar çaba harcasan da, her yeni gün eski bir hatıra gibi çıkıp geliyor. Kaçıyorsun, çünkü her hatırladığında, zamanın ne kadar da hızlı geçtiğini ve o kişinin aslında hala kalbinde bir yerlerde yaşadığını fark ediyorsun. Geçmişin sana her yönüyle dokunuyor, en basit anlarda bile. Bir şarkı, bir yer, bir kelime, bazen sadece bir bakış; her şey, seni o kişiye geri götürüyor. Ve sen, bunlardan kaçmak istiyorsun, ama kaçmak mümkün değil. Onu unutmak, bir tür kendinden kaçmak gibi. Bir yanda geçmişi bırakmaya çalışırken, diğer yanda onun seni asla terk etmeyen hatıraları var.
Sen gerçeklerden kaçıyorsun!
Sen gerçeklerden kaçıyorsun! Her gün, her an, yüzleşmek zorunda kaldığın o acı verici gerçekleri görmemek için kendini saklıyorsun. O kadar alışmışsın ki gözlerini kapamaya, bir tür inkar dünyasında yaşamaya. Her şeyin olduğu gibi görünmesi, her şeyin yolunda gitmesi gerektiğine dair bir hayale sığınıyorsun. Ama içindeki o karanlık boşluğu, o gerçeklerin sana her zaman biraz daha yaklaştığını hissediyorsun. Ne kadar kaçarsan kaç, bir şekilde o gerçekler seni buluyor. Bazen küçük bir detay, bazen bir his, bazen bir olay… ve birden o gerçek, tüm berraklığıyla karşında beliriyor. Kaçıyorsun çünkü kabullenmek, değişmek, büyümek o kadar zor ki… Kendini korumak istiyorsun; ama farkında olmadan, her kaçışın seni biraz daha dar bir sokağa sıkıştırıyor. Gözlerini kapatmak, o gerçeklerin seni bulmaması için bir yol gibi görünüyor ama o gerçekler, kaçtığın her köşe başında seni bekliyor. Ne kadar daha kaçabilirsin ki? Ne kadar daha, içinde kaybolduğun o sahte dünyada yaşamayı tercih edebilirsin? Her gün, biraz daha geriye adım atıyorsun, ama aslında bir adım bile ileri gidemiyorsun.
Sen duygularından kaçıyorsun!
Sen duygularından kaçıyorsun! Her hisse, her duygusal inişe çıkışa, bir türlü yüzleşmek istemiyorsun. İçindeki fırtınaları, o karanlık duyguları görmemek için elinden geleni yapıyorsun. Gözlerini kapatıyorsun, derin bir nefes alıp geçmesini bekliyorsun. Ama duygular, bir gölge gibi peşinden geliyor, ne kadar kaçsan da seni takip ediyor. Kimi zaman bir anı, kimi zaman bir söz, bazen de basit bir bakış… Her şey seni kendi içinde bir yolculuğa çağırıyor, ama sen hala geri adım atıyorsun. Sanki onları kabullenmek, sana ait bir parça olduğuna inanmak seni korkutuyor. Kendini korumak, hissettiklerini anlamamak, onlarla yüzleşmemek daha kolay geliyor. Kaçıyorsun, çünkü duygular bazen seni mahvediyor gibi hissediyorsun. Öfke, üzüntü, korku, hüsran; hepsi birbirine karışıp, seni bir boğulma noktasına getiriyor. Kimi zaman ağlamamak için dudaklarını ısırıyor, içindeki acıyı dışa vuramamak için sıkı sıkı tutuyorsun. Ama bu, acını içerde tutmakla hiçbir zaman sona ermiyor. Duygular, bir volkan gibi er ya da geç patlıyor, sen ne kadar onları bastırmaya çalışsan da. Onları görmezden gelmek, onları itmek seni bir an için rahatlatıyor belki, ama aslında onları daha da derinlere gömüyorsun. Ve her gömdüğünde, birikirler. Bir süre sonra, o birikmiş duygular seni daha da zorlamaya başlıyor.
Yorum Yazın
Sen eski sevgilinden kaçıyorsun!