Seçtiğin Hayvan Senin %100 Gerçek Psikolojini Anlatıyor!
Seçtiğin hayvan senin psikolojik durumunu anlatıyor!
Haydi teste!
Bu hayvanlardan birini seç bakalım!
Sen kendi düşüncelerinin içine hapsolmuşsun!
Senin duyduğun özlem artık senin hayatını zorlaştırıyor.
Bir zamanlar sahip olduğun her şeyi, eski seni, çevreni, yanında olmayanları ve asla olamayacakları özlemle anıyorsun. Bu özlem, kalbinde derin bir yara açıyor ve her anını hüzünle dolduruyor. Her bir hatıran, geçmişte kalan güzel günlerin, sevdiklerin ve yaşanılan anıların tatlı bir melankoliye dönüşüyor. Yılların hızla geçişini durdurmak istiyorsun, çünkü her geçen yıl, sahip olduklarını daha da elinden alıyor. Her yeni gün, geçmişin o güzel anılarından bir parça daha çalıyor. Bu durum, hayatını daha da karmaşık ve zor bir hale getiriyor. Bu özlemin içinde, hayatın tadını çıkarmanın zorlaştığını hissediyorsun. Her yeni gün, geçmişin o güzel anılarından bir parça daha çalıyor. Bu durum, hayatını daha da karmaşık ve zor bir hale getiriyor. Ancak bu özlem, sana geçmişin güzelliklerini hatırlatıyor ve geleceğe dair umutlarını taze tutuyor. Her ne kadar zor olsa da, bu özlem duygusu seni sen yapan bir parça. Unutma, her özlem bir başlangıçtır ve belki de bu özlem, yeni bir başlangıcın habercisidir.
İçinde duyduğun bütün kırgınlıklar, bir şeyleri içinde tutmaman için artık seni zorluyor.
Kalbinde biriktirdiğin tüm kırgınlıklar, artık bir yük haline gelmiş. Sanki bir bardak suyun içerisine damla damla su ekliyorsun ve artık taşma noktasına gelmiş. İçinde tuttuğun her şey, artık dışarı çıkmak için can atıyor. Evren ve zihnin, bu durumu fark ediyor ve sana bir mesaj gönderiyorlar: Artık bu yükü taşımanın zamanı değil. Bir şeyi dilediğin gibi söyleyebilmek, içindeki duyguları özgürce ifade edebilmek, belki de en doğal hakkın. Haykırmak istediğin her şeyi, gönül rahatlığıyla haykırabilmelisin. Korkuların, endişelerin, çekincelerin olmamalı. Çünkü bu, senin duyguların, senin düşüncelerin ve senin hayatın. Kırmamak için kırılmaktan vazgeçmeli, kendine olan saygını yitirmemelisin. Belki de en önemlisi, kendini başkalarının gözünden değil, kendi gözlerinden görmeli ve kendine hak ettiğin değeri vermeli, kendini sevmelisin. Ve tabii ki, hak edene hak ettiği gibi davranmalısın. Çünkü herkes, hak ettiği muameleyi görmeli. Bu, hem senin için, hem de karşındaki kişi için en doğru olanı. Bu yüzden, içinde biriktirdiğin tüm kırgınlıkları bırak, duygularını özgürce ifade et, kendine hak ettiğin değeri ver ve hak edene hak ettiği gibi davran. İşte o zaman, hayat daha güzel ve daha anlamlı olacak.
Bazen kendinle bile inatlaşman aslında en çok zararı kendine verdiğini gösteriyor.
Hırçın ve asi ruhun, seni dışarıdan bakıldığında zor bir karakter gibi gösteriyor. Ancak bu durumun en büyük mağduru aslında sen oluyorsun. İnatçılığın, bazen en basit işleri bile karmaşık hale getiriyor. Gururun ve belki de dilinden dökülen sert sözler, hem çevrendeki insanların hem de senin kalbini acıtıyor. Fakat bir şeylerin farkına vardın mı? Sakin olduğun zamanlar, her şey daha kolay ve çözülebilir hale geliyor. Hırçınlaştığında ise tüm dünya sanki üzerine geliyor ve her şey zorlaşıyor, hatta bazen imkansız gibi görünüyor. Bu durum, biraz da içindeki fırtınanın dışa yansıması gibi. İçindeki huzursuzluk ve belki de kızgınlık, dışa hırçınlık olarak çıkıyor ve bu da seni zor biri yapmayı sürdürüyor. Ancak unutma ki, sakin kalmayı başardığın sürece hayatın zorluklarına karşı daha güçlü olabilirsin. Hırçınlığın ve asi ruhun yerine sakinliği koyabildiğin zaman, her şey daha kolay ve çözülebilir hale gelecek.
Acımasızlığının altında aslında sevilmeyi bekleyen biri yatıyor.
Bir anda dişlerini gösterip etrafa öfke saçmaya başladığın anlarda, sanki bir film karakteri gibi acımasız bir hale bürünüyorsun. Bu durumda, içindeki patlamaya hazır volkanın lavları gibi etrafa saçılan sinirini kontrol edemiyorsun. Bir nevi, bu öfke anılarında seninle aynı mekanda bulunan herkes, senin bu korkutucu hali karşısında titriyor. Fakat bu öfkenin, bu korkunun altında yatan sebepler aslında çok daha derin. Belki de farkında olmadan, sevilmeme korkusu seni bu denli öfkeli bir hale getiriyor. Sevdiklerini kaybetme korkusu, belki de en değerli şeylerini yitirme endişesi, seni bu öfke patlamalarına sürüklüyor. Bu durumda, öfkenin aslında bir çığlık olduğunu, içinde bir yerlerde saklanan korkuların bir yansıması olduğunu anlıyoruz. Senin bu öfke dolu hali, aslında içinde bir yerlerde saklanan korkuların bir yansıması. Bu korkular, seni öfkenin kıyısına sürüklüyor ve bu öfke patlamalarını tetikliyor. İşte bu yüzden, öfke anlarında seni anlamak ve seninle empati kurmak, aslında senin bu korkularını anlamak demek.
Varlığın herkese güç veriyor ama gücünü kaybetmekten de korkuyorsun.
Hayatının merkezinde başkalarına yardım etmek var. Etrafındaki herkes senin o sarsılmaz enerjinden ve pozitif gücünden besleniyor. Ancak, bu gücün bir gün tükeneceği düşüncesi, içinde bir korku yaratıyor. Bu korku, seni her zaman güçlü ve cesur biri olarak gören insanların gözünde korkak birine dönüştüreceğinden endişe ediyor. Bu düşüncelerin içinde kaybolmuşken, belki de biraz da başkasının gücüne ihtiyaç duyduğunu fark ediyorsun. Her zaman başkalarına yardım eli uzatan sen, belki de biraz da başkalarının desteğine ihtiyaç duyuyor. Bu düşüncelerin içinde kaybolmuşken, belki de biraz da başkasının gücüne ihtiyaç duyduğunu fark ediyorsun. İçindeki bu karmaşa, seni biraz da başkasından güç almayı bekleyen birine dönüştürüyor. Her zaman başkalarına yardım eli uzatan sen, belki de biraz da başkasının desteğine ihtiyaç duyuyorsun. Senin içinde verdiğin bu güç savaşı seni fazlasıyla yıpratmış.
Yorum Yazın
resimdeki tilki değil geyik yada ceylan boynuzlu tilki mi olur
geyik o ceylanın da öyle boynuzları yok
tilki değil o geyik 😂
🐺 Acımasızlığının altında aslında sevilmeyi bekleyen biri yatıyor. Bir anda dişlerini gösterip etrafa öfke saçmaya başladığın anlarda, sanki bir film karakte... Devamını Gör
Bu durumda, öfkenin aslında bir çığlık olduğunu, içinde bir yerlerde saklanan korkuların bir yansıması olduğunu anlıyoruz. Senin bu öfke dolu hali, aslında i... Devamını Gör