İşte ben bu adamın hastasıydım. Şimdiki nesil, New York Knicks’i şımarık, paralı insanların takımı olarak göredursun, 90’larda New York Knicks öyle sağlam bir takım kurmuştu ki en büyük şanssızlıkları olan Jordan ile aynı dönemi paylaşmasalar muhtemelen 1-2 şampiyonluğu çok rahat göreceklerdi.
Kimler yoktu ki bu takımda? Pivotları NBA’nin gelmiş geçmiş en büyük uzunu takımın Hürriyet Heykeli Patrick Ewing, 4 numarada NBA tarihinin en sağlam ve teknik uzunlarından takımın Empire State Binası Charles Oakley, benchten gelen psikopat Anthony Mason, oyun kurucu pozisyonunda büyük usta Derek Harper.
Ancak her büyük takımın kadrosunda olması gereken spekteküler skorer ise ufak ama yüreği büyük bir adam John Starks’dı. Hırsızlıklar, Kolej Yurdunda içtiği uyuşturucu ve bunun gibi bir çok sebepten dolayı sorunlu bir kolej dönemi geçiren ve 4 okul değiştiren John Starks belki de bunun etkisiyle 1988 draftında seçilmemişti. Free Agent dönem sonrası Golden State’e gelen Starks burada tutunamamış ve minör liglerdeki tecrübeleri sonrasındaki azmi ile New York Knicks’e imza atmıştı. İlk antremanlarının birinde Ewing’in üstünden smaç denemeye kalkışıp bunun üstüne sakatlandığı bile oldu. Belki NBA kuralları gereği Aralık ayından sonra oyuncular serbest bırakılmayacağından, belki de New York Knicks yöneticilerinin bu çocuğun deli tarafının işlerine yarayacağı düşüncesiyle Starks bırakılmadı ve sonrasında da peri masalı başladı.
Önce takımın birinci şutör guardı olan Starks zaman ilerledikçe ligin en spekteküler oyuncularından birine dönüştü. Korkusuz driveleri, kötü başlasa da atmaktan çekinmediği dış şutları ile Starks 1990-1994 arası ligin en renkli oyuncularından biri oldu. En büyük şanssızlıkları o dönem ligin altını üstüne getiren Jordan’ın Bulls’u ile sürekli eşleşip elenmeleri olsa da, Jordan’ın 1,5 sene ara verdiği dönem Knicks için fırsata dönüşmüş ve 1994’de NBA finallerine çıkmışlardı. Sonrasında ise Starks’ın o zamana kadar mükemmel giden kariyerinde kırılma noktası başlar. Houston ile eşleştikleri final inanılmaz bir çekişmeye sahne olmuştu. Bir tarafta Ewing, diğer tarafta da Hakeem NBA tarihinin en iyi uzun kapışmalarından birine sahne olmaktaydı. 7. maça uzayan serinin son maçında ise o süreçte mükemmel giden Starks korkunç bir maç oynamıştı. maçı 18’de 2 şut yüzdesi ile tamamlayıp son çeyrekteki 10 şutunu da kaçıran Starks’ın inadı bu sefer tutmamış ve sonrasında toparlayamayan Starks 19’larda olan sayı ortalamasını ilerleyen yıllarda 12’lere kadar düşürerek New York kariyerine nokta koydu. Sonrasında kariyerine Golden State, Bulls ve Utah’da devam etse de Starks asla New York’daki günlerine dönemedi ama sıfırdan başlayan kariyerini çok iyi hatıralar ve NBA tarihinin en iyi smaçlarından birini bırakarak lige veda etti.
John Starks hala Knicks tarihinin en çok 3’lük atan oyuncusu ve 90’larda bir başka renkli olan NBA’in Reggie Miller ve Micheal Jordan ile yaptığı trash talklar ile en renkli simalarından biri. Kariyerini her ne kadar istediği gibi sonlandıramasa da çalışma azmi ve hırsı ile yoktan nerelere gelinebileceğinin en büyük kanıtı.
Yorum Yazın