Görüş Bildir
Haberler
Milli Eğitimimizde Devrim Yaratan Hasan Âli Yücel'in Atatürk'ün Defnedilmesinin Ardından Yazdığı Duygu Dolu Yazı

etiket Milli Eğitimimizde Devrim Yaratan Hasan Âli Yücel'in Atatürk'ün Defnedilmesinin Ardından Yazdığı Duygu Dolu Yazı

Meltem
10.11.2018 - 10:45 Son Güncelleme: 10.11.2018 - 11:42

Bugün 10 Kasım... Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyeti uğurlamamızın üzerinden tam 80 sene geçti. İleri görüşlülüğü ve dehasıyla kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin halkı onu 80 senedir büyüyen bir özlemle anıyor... Biz de bugün sizler için eğitimde devrim yaratarak Türkiye'yi muassır medeniyetler seviyesine getiren baş kahramanlardan Hasan Âli Yücel'in, Atatürk'ün defnedilmesinin ardından yazıyı paylaşıyoruz. 

Kaynak olarak Prof. Dr. Celal Şengör'ün Hasan-Âli Yücel ve Türk Aydınlanması kitabı kullanılmıştır. 

İçeriğin Devamı Aşağıda

21 Kasım 1938 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi kura ile Atatürk’ün naaşını taşıyacak 12 milletvekilini seçti.

21 Kasım 1938 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi kura ile Atatürk’ün naaşını taşıyacak 12 milletvekilini seçti.

Bu vekillerden biri de Cumhuriyet döneminin çok yönlü kimliğine sahip seçkin bir eğitim, kültür ve siyaset adamı olan Hasan Âli Yücel’di.

Bu vekillerden biri de Cumhuriyet döneminin çok yönlü kimliğine sahip seçkin bir eğitim, kültür ve siyaset adamı olan Hasan Âli Yücel’di.

Sevgiyle bağlı olduğu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün defnedilmesinin ardından da işte bu duygu yüklü yazıyı kaleme aldı.

Sevgiyle bağlı olduğu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün defnedilmesinin ardından da işte bu duygu yüklü yazıyı kaleme aldı.

"Biliyor musun, bu ağaçtan kolunu tutarak taşıdığın tabutun içinde kim var? O insan mı? olamaz. O bir cihandı."

"Biliyor musun, bu ağaçtan kolunu tutarak taşıdığın tabutun içinde kim var? O insan mı? olamaz. O bir cihandı."

Fezalara sığmamalıydı; nasıl bir so­ğuk mahfazanın içinde durabiliyor? Oraya niçin girdi, nasıl girdi? Biliyor musun? Bilemezsin. Anlayamazsın. Sen bu muammayı çözemezsin. Önüne bak, işine bak. Taşı, o cihanı bu tabutun içinde belleyerek taşı!

"Sen onu daima kendi arzularına göre yürür ve yaşar görmüştün. Şimdi O, hareketlerini sizin iradelerinize bırakmıştır."

"Sen onu daima kendi arzularına göre yürür ve yaşar görmüştün. Şimdi O, hareketlerini sizin iradelerinize bırakmıştır."

İstediğiniz yere koyup diledi­ğiniz yere kaldırıyorsunuz. Mukavemet etmiyor, hayır demiyor. Kendini size terk etmiş gibidir. Niçin? Niçin bu hür, hareketlerine sahip insan hürriyetinden ve iradesinden vazgeçmiştir? Zihnini yorma; halledemezsin. Taşı, senin götürmek istediğin yer, şimdi O'nun gitmek istediği yerdir. Gözlerinin nemini kurutmadan, bol bol gözyaşı dökerek O'nu taşımak vazifendir. O kadar! Sen onu yap ve başka şey sorma! Taşı! Taşı O'nu...

İçeriğin Devamı Aşağıda

"Bir cihan götürüyorsun. Cihanlar yaratan bir insan götürüyorsun. Korkma, ezilmezsin."

"Bir cihan götürüyorsun. Cihanlar yaratan bir insan götürüyorsun. Korkma, ezilmezsin."

O, kendini ezilmeden taşıtmak için sana kendi kudretinden vermiştir. Başka şey düşünme. Dikkat et, bu tabutun içindeki varlığında da O seni taşıyor. Sen kendini taşıyor gibisin. Karanlık meçhullere dalma. Ellerinin üstünde en büyük hakikati götürüyorsun. Ona bütün katılığı, bütün acılığıyla dokunmaktasın. Buna mazhariyet her zaman mümkün olmaz. Kadrini bil. Başını önüne eğ. Gözlerinin yaşını silmeyi düşünmeden O'nu taşı...

"Taşı, omuzlar üstünde en büyük hakikati taşımaktasın. Sen de bir yanından tut ve taşı!"

"Taşı, omuzlar üstünde en büyük hakikati taşımaktasın. Sen de bir yanından tut ve taşı!"

Bırakma, zaman dar; çünkü hayat kısadır. Bu kısa mesafelere sonsuzluğu sığdırabilmek, herkese müyesser olmaz. Taşı, omuzunda bir namütenahilik olduğunu bilerek taşı. Asırlar götürüyorsun. Bu ağırlık ondan. Asırlar ve asırlar, O'nda bir hayat olmuştu; O'nun yarım asrı birkaç yıl geçebilmiş ömrüne sığınmıştı. Gaflet etme; bir tarih taşıyorsun. İstikbal olmuş bir mazi gö­türüyorsun. Maziyi istikbale naklediyorsun. Taşı; yükün ağır, fakat paha bi­çilmez bir kıymettedir. Taşı; O'nu taşıyarak sen de tarih oluyorsun. Bunu bilerek taşı!

"Yer nemli, gök nemli, gözlerin nemli. Bu ıslak hava içinde kaskatı ve kupkuru bir şey taşımaktasın. Üzülme."

"Yer nemli, gök nemli, gözlerin nemli. Bu ıslak hava içinde kaskatı ve kupkuru bir şey taşımaktasın. Üzülme."

Maddenin ve ruhun bu çiseleyen yaşlarıyla o katılık yumuşuyor, o kuruluk yavaş yavaş yok oluyor. Hissetmiyor musun, taşıdığın cansız şeye yepyeni, başka bir hayat gelmektedir. Ve onun için değil midir ki O'nu taşırken bu hayat sana da sirayet ederek o aziz yü­kün altında dipdirisin. Canlısınız; taşınan da taşıyan da. Ölüm artık siliniyor. Fanilik beka ile omuz omuza...

"Bu kadar yakınlık içerisinde O'nu hayatta hissetmiyor musun?"

"Bu kadar yakınlık içerisinde O'nu hayatta hissetmiyor musun?"

Taşı; bir ölü değil, bir diri taşıyorsun.

Taşı, O'nu taşıyarak yaşayacaksın.

Yaşadıkça O'nu taşıyacaksın.

Taşı, taşı!

Tam 80 senedir hiç bitmeyen bir saygı ve özlemle içimizde taşıyoruz!

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda
BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!
638
348
143
7
3
3
3
ONEDİO ÜYELERİ NE DİYOR?