Memleketin kanayan yarasına değişik bir bakış açısı
FIRSATÇILAR
Ülkemizin konumu anlatılırken;
‘Üç tarafı denizlerle çevrilidir.
Zengin yer altı kaynaklarına sahiptir.
Asya kıtası ile Avrupa kıtası arasında köprü görevi görür.
Dünya üzerinde bulunduğu yer bakımından büyük bir jeopolitik öneme sahiptir.’ cümleleri kullanılır.
Şimdi ise; ‘Etrafı savaşlarla çevrili.
Mülteci bakımından zengin.
Zulmeden ile zulüm gören arasında kalmış’
Cümleleri sanırım ülkemizi daha iyi anlatmaktadır.
Devletimiz;
Irak’tan, Suriye’den, Somali’den
Ve savaşın olduğu ülkelerden gelen insanlara
Ecdadımızın geçmişte yaptığı ağabeyliği yapmaya çalıştı,
Onlara kucak açtı.
Kötülerin şerrinden kaçarak ülkemize gelen
Kardeşlerimize halkımızda elinden geldiği kadarıyla sahip çıktı.
Yardım edebilecek gücü olanlar yardım etti,
Yardım edemeyenlerde dualarıyla onları yalnız bırakmadı.
Tabi ki bizim ülkemizde ki herkes de iyi niyetli değildi.
Bazı işverenlerde iyi niyetli davranmadı.
Her tarafta savaş vardı.
Bu savaştan kaçarak ülkeye sığınan binlerce mülteci vardı.
Bu mülteciler zor durumda oldukları için ucuza da çalışırdı.
O zaman bu ucuz iş gücünü değerlendirmek karlı bir iş olacaktı.
Ve fırsatçı patronlar bunu değerlendirdi.
Kapısına gelen Suriyeliyi, neredeyse karın tokluğuna işe aldı.
İş isteyen kendi vatandaşımıza da
‘Çalışırsan şu fiyat. Çalışmazsan bak Suriyeli çalışıyor.’ dedi.
Tabi çalıştırdığı elemana, hak ettiği ücreti veren işverenlerimiz de oluyor.
Onları tekrar tekrar tenzih ediyorum.
Peki böyle bir tavır ne kadar doğru?
Dinimize göre, zor durumda olanların
Durumundan faydalanarak fırsatçılık yapılır mı?
İnsanlara, emeklerinin karşılığını tam vermemiz gerekmiyor mu?
Konya gibi bir şehirde bunun yapılması, Konyalıya yakışır mı?
Onlara soruyorum:
Gerek mültecilere gerek kendi Türk işçilerinize yaptığınız,
Size yapılsaydı ne düşünürdünüz?